28 Mart 1940 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 27

28 Mart 1940 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 27
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

mında kibar bir zat idi. Günler geçtikçe burada geçirdiğimiz haya tı matbuatin yâdı mefahirile dima- ğımız hâlâ mübahatla doludur. He- le, arada sırada bizi ziyarete gelen koca nihriri şöhretgir (Übeydullalı Bfendi) ile buluştuğumuz zaman- lar... Ahmed İhsan'ı bir gün Tophane meğlisi, Harbiye dairesine çağırdı- lar. Reis Sabit Paşa ile beyinlerin- de münakâşalı sözler cereyan etti ve binnetice kendisine iki rahme- tin biri.. dediler; yani ya gazete- ciliği, muharrirliği veya Tophaneyi terkedeceksin!. tehdidini ima etti- ler. Bir de baktık ki, ertesi gün- deu itibaren bizim hazreti İhsanı, koydunsa bul... — Yukurdu dedimya, fikren, İrfanom yüksek şahsiyet olan bizim genç tercüman, resmi ve aylıkiı işini kalemi, serbest mesleği uğrun- da derhal feda edivermişti. Garib değil mi? Bana münatif nazerlar da başkalaşmağa başlamıştı. Vazife ve muayyen resmi zamanlar hari- cinde geçirdiğim matbuat hayatını bir türlü çekemiyorlardı. Ben ise, Galatanın, o yevmi Bervet gaze- tesinden mada Tercümanı Haki- kat, Sandet ve başkalarına yazılar veriyordum, Biliyorum; gevezelik ettim, Ne yapayım ki, bütün tekrimkârları gibi çandan, yürekten sevdiğim Servetifünun'un şu günlerde ye- nm aşırlık hayatını idrak eden ve ettiren 65 yıllık matbuat ve maa- rif arkadaşım ve aziz ve mübarek kardeşim Ahmed İhsan Tokgöz'ün zevk ve şevki muhabbeti benim de - tıpkı kendisinin ifadesile söy- — 26 — lüyorum - içimde saklayıp dardu- #um ibtisasat ve. intibaatın bu şe- refli günde o tarihi gasetemizim sa- bife ve sütunlarınş akşetmesi grzu- sunu bir türlü yenemeğim. Her fırsattan bilistifade iltifat dermeyen eden temiz vicdani; ve aydınlık yüzlü Ahmed İhsan için; ve şu artık kendisinden başka can- ısı kalmayan matbuat babası için ömür ve afiyet diler ve onun Servetifünun unu da desti mef- haretinde daima müstezadlı bir şi- ir gibi görmek isterim. Salih Saim isi AHMED İHSAN TOKGOZ'E Yıllarca süren bir münasebetin verdiği kuvvetle onun tertemiz hayata gözlerinin önünde çöyle geçer: Üş rubu asır evvel defter- dar babasının bir kıymetli oğlu için düşüncesi, sncak onu yetiştir- mekten ibaretti. Oğul, içinde vol- kan halindeki ateşli kanı ile Mül- kiyeyi bitirir, Fakat birincilik ile değil, çünkü onda wshwtellik ve kimselere boyun iğmek yali; omü aşıp taşan umumi kültürdür, Mütamadiyen okur. O umsali gibi mabeyne kâtib, imiinnrm mdü#itiü muavin olmayı hayalinden bile geçirmez. Her hangi bir daireye intisab, kendisi için çok basit bir şey iken daha ilk adımda şahsi teşebbüslere girer, bir takım ki- tablar ve o arade küçük bir de iktısat kitabı tercüme eder; ginden güne teşebbüs ve azim büyür, o zaman pek çok ailelerin nezih

Bu sayıdan diğer sayfalar: