mında kibar bir zat idi. Günler geçtikçe burada geçirdiğimiz haya tı matbuatin yâdı mefahirile dima- ğımız hâlâ mübahatla doludur. He- le, arada sırada bizi ziyarete gelen koca nihriri şöhretgir (Übeydullalı Bfendi) ile buluştuğumuz zaman- lar... Ahmed İhsan'ı bir gün Tophane meğlisi, Harbiye dairesine çağırdı- lar. Reis Sabit Paşa ile beyinlerin- de münakâşalı sözler cereyan etti ve binnetice kendisine iki rahme- tin biri.. dediler; yani ya gazete- ciliği, muharrirliği veya Tophaneyi terkedeceksin!. tehdidini ima etti- ler. Bir de baktık ki, ertesi gün- deu itibaren bizim hazreti İhsanı, koydunsa bul... — Yukurdu dedimya, fikren, İrfanom yüksek şahsiyet olan bizim genç tercüman, resmi ve aylıkiı işini kalemi, serbest mesleği uğrun- da derhal feda edivermişti. Garib değil mi? Bana münatif nazerlar da başkalaşmağa başlamıştı. Vazife ve muayyen resmi zamanlar hari- cinde geçirdiğim matbuat hayatını bir türlü çekemiyorlardı. Ben ise, Galatanın, o yevmi Bervet gaze- tesinden mada Tercümanı Haki- kat, Sandet ve başkalarına yazılar veriyordum, Biliyorum; gevezelik ettim, Ne yapayım ki, bütün tekrimkârları gibi çandan, yürekten sevdiğim Servetifünun'un şu günlerde ye- nm aşırlık hayatını idrak eden ve ettiren 65 yıllık matbuat ve maa- rif arkadaşım ve aziz ve mübarek kardeşim Ahmed İhsan Tokgöz'ün zevk ve şevki muhabbeti benim de - tıpkı kendisinin ifadesile söy- — 26 — lüyorum - içimde saklayıp dardu- #um ibtisasat ve. intibaatın bu şe- refli günde o tarihi gasetemizim sa- bife ve sütunlarınş akşetmesi grzu- sunu bir türlü yenemeğim. Her fırsattan bilistifade iltifat dermeyen eden temiz vicdani; ve aydınlık yüzlü Ahmed İhsan için; ve şu artık kendisinden başka can- ısı kalmayan matbuat babası için ömür ve afiyet diler ve onun Servetifünun unu da desti mef- haretinde daima müstezadlı bir şi- ir gibi görmek isterim. Salih Saim isi AHMED İHSAN TOKGOZ'E Yıllarca süren bir münasebetin verdiği kuvvetle onun tertemiz hayata gözlerinin önünde çöyle geçer: Üş rubu asır evvel defter- dar babasının bir kıymetli oğlu için düşüncesi, sncak onu yetiştir- mekten ibaretti. Oğul, içinde vol- kan halindeki ateşli kanı ile Mül- kiyeyi bitirir, Fakat birincilik ile değil, çünkü onda wshwtellik ve kimselere boyun iğmek yali; omü aşıp taşan umumi kültürdür, Mütamadiyen okur. O umsali gibi mabeyne kâtib, imiinnrm mdü#itiü muavin olmayı hayalinden bile geçirmez. Her hangi bir daireye intisab, kendisi için çok basit bir şey iken daha ilk adımda şahsi teşebbüslere girer, bir takım ki- tablar ve o arade küçük bir de iktısat kitabı tercüme eder; ginden güne teşebbüs ve azim büyür, o zaman pek çok ailelerin nezih