Nb. 7745— 598 UYAN Büyük Mütefekkir Hasan Âli Yücelle Küç k bir hasbıhal Yazan : RIZA ÇAYDARLI Büyük mütefekkirimiz Hesan Âli Vücelin, (Akşam) da geçen se ne intişar etmiş bir yazisı, bu ga- zetenin koleksiyonlarını karışdırır- ken dün gözüme ilişdi. Yazılarını pek ziyade sevdiğim (Hasan Ali Yücel) in bu yazısını o zaman okuyamadığımı, daha doğrusu gör- mediğime teessüf ettim. Geç de #lsa yine kendisile küçük bir fikir gentisine vesile teşkil ettiği İçin "emin Büyük mütefekkir bu yazısile şairimiz (Yahya Kemali) kasdet- mekte, bugünün onu anliyamadığı- m ileriye sürmektedir. Türkiye Şir hayatının en yüksek bir ma ını işgal eden büyük imütefek- “kirin düşüncelerine hürmetkâör ol- #eakla beraber, bu mesele hakkın- da da birdenbire boyun eğraemeye “arar verdim. Bu küşük isyanımın kendisini de memnnn edeceğine biç şüphe etmiyorum. Sanatta telâkki ve görüş me- şeleleri, düşünüşlerimize ve kana atlearimize göre değişir. Bunların hangisinin doğru veya yanliş oldu- gunu isbat edecek kat'i bir bür- hau elimizde mevcut değildir. Yalnız bu çekil dahilinde ilmin bizden talep ettiği gey, ber düşü nüşe bürmetkâr olmak, ilmin bu- dut ve sahası dahilindeki her te- ikiyi hüsnü guretle karşılamak - Bu sebepten ben muhterem mütefekkirimiz Hasan Âli Yüce- İn düşünce va künnatlerine hür- metkâr olduğumu ilân ederken, ayni düşünce ve kanaatte bulun. madığımı da gene ilmi esaslara istinat ederek söylemek mecburi- yetinde kalacağım. Muhterem mü- tetekkirimiz diyor ki: «Her edebiyat müessesesi, bir devrin, bir cemiyetin mahanlüdür. Şiir dehası da o devir ve o cemi» yet içinde yetişir.» Bu eöz gayet öiğrudur. Fakat bunu daha Vi şumylü bir şekilde ifade e icab edep se, her devrin edebiyat müessos8- giniy, kendinden eve geçen bir devrih miradı Üzerine âttika etme si icab eder, Bu ceffişetlerin te kâmül ve inkişatında, edebiyatın da tâbi olduğu tekâmitii ve inkişa fı gösterir. Dimağlar tekâmütle- rinde, kendinden eyyej geçen dö mağlarla olan #abatain- rıpı naşı kesmiyorlarga, sanb$ v& edebiyatın da tabiatın istediği ni- zam dahilinde ba tek&âmülü vücu- de getirebilmesi için kendinden evvelki oOile bir Tabıtaya bağa malik olması Tâşımdır.» memiz jeab ederdi” Tabiatın nizam ve.âhengi için- de tekâmülünü takih #tmiş olan böşle bir şiir ve ebebiyat sanâtı, işinden doğduğu ve giktıği sanal öldürmeği hatırındah “hile geçirğr mez. Menşeinde mieyâfiria şiirlerle başlıyan ödebiyatn #erçiveai için- de gözlerirkiz insana değil İnbant- İara, maddelerin sınsflarına deği fakat mağdelörin hüsuniyetlerine bakmeağa mecbürdür, Ve bu bakıj bir sencir bafinğ# sanat ve edebiyatı bu günkü bslinden ta mağara zamanındiki devre kadar götürmelidir. bu görünüşde de üni ve budakların kesilmemiş olması na dikkat etmek Töztmöir. Unutmamalıdır ki eli bin de- neğdenberi insanlar sanatın menşel ve onun ittikâ ettiği esauları ara- makla Mmeşguldürler. Bizi şair ve sanatkâr yapan kuvvet güret- lik ise bu güzellik heğit”? Ve biz ona meden perpetiş ederit f Neden onu tekrar vücnde getikmek iste- Tiz * Burada bu mesğleleri derin derin tedkik edebilmek için, gayeb geniş, pisKoloji ummanına dalabi- liriz. Fakat bunu bir iki kelime de- de e bir, beşir İdend kop Göl bilir, takat diğer w eümeldir. Ra şekide a onun telğlerisi saba ve gp dir. Bir wmuhib Yüca vecokâlnu *e bojiadi butdü Naşım mekle müsiyidiii Per şdebi iitep ie mabaua Pit dil pi sinden sana golgi gi diğtni beli etti e kıyafetine geçmişti. 3 birdenbire yapıniş iğ mal bir bal yi f imgüskü şiir ihtiliii vede ge biyati bir yerdi oi Şilte igierağka yok ettirsiikisiğii. A tahlili.