z “Bar şeyig küçüğü sevilir; hele tevimlide olursa bütün bütün ho- Sa giğer İşte #ihema âleminin kti- wakiş beraber kudretli ve vekile, (Sibieley)i dünya yü- pim soyuuiğen var mı soaba? He- rn için bayılırlar bi- (Shirley) e olan Ar. Tanıdığım birkaç çocu- ne çin sevdiklerini ğıh eövabları yazıyo. psi ba olaran yedi ya- şan Mutüiğin diyor ki: sğet 4Siieley)i bilbasia pijamasını veli. udâlr bir surette bebe- eme alışına bayılıyorum #ö Bunun işin onu seviyorum.» şBeyağlakda oturan onüç yaşın- el Beyan Berçu diyorki; - #lbinley) boyundan büyük iş- E şaşiyor, Bunun işin bu yaşta buksdap şeyler yap- un Hüyret ediyorum. Hattâ #şında olduğunada inanaca- İh gelmiyor. Ve onu o yaşta bir yapamayacağı işleri yap- seviyorum.» Külihte oturan onbeş yaşında Namık diyorki; hıştırlıyorlar, Hayatın- eden kitablar basılıyor, ii elbiselere göre elbi- bazırlıyerlar, Open Elimde çıkarıyorlar. E İ LE Benimde bura» edioğiğiN nalumsta göre hakikaten asnstkğe bir çocuktur. » Köewdisini babi şeviyorüm.> SRERVRTİFÜNUN Dünya çocuklarının Sevgilisi Shirley Temple Yazan: Nurullah Kâzım Tilgen İşre size üç muhtelif yaşta ço- cuğun üç başka başka cevabı... Lâ. kin hepsi de onu seviyor ve biraz daha ileriye gidiyorum, (Shirley) in tercümeli halini bilmeyen çocuk yok gibi. isterseniz bizde öğrenelim: (Shirley) (23 Nisan 1929) tari- hinde birleşik Amerika hükümet- İerinde Kaliforniya eyaletinin (San- t& Moniça) şehrinde doğmuştur. Şu tesadüfe bakınızki Türk çocuk- larının Obşyram yapdığı birgün (Shirley in de doğum günü oluyor. Babası bir şirkette çalışan (George Temple) adında az maaşlı bir memur idi. Ona büyük anne- sinin ismi kondu. Küçük iken ga. yeb yaramaz olan bu çocuk büyü- dükçe adeta ele avuca girmez ol- du, Fakat onun yaramazlığı yanın- da sevimliliği her şeyi unutturu- yordu; okadarki onu yalnız mahal- lesindeki komşuları değil, bütün bir şehir, bütün ayalet severdi. Babası gün geçtikçe büyüyen bu akıllı kızına eyi bir tahsil ver- mek ve istikbal hazırlamak hülya- sıle (Amerikan tayyare piyankosu) biletlerinden birtane aldı, Hayatta bay (Temple)e gülmeyen talih bel- ki kızina gülerdi ve hakikaten de güldü. ($hirley)in namına alı- nan (5865) numaralı tayyare bile- tine tam (1000) dolar isabet etti. Ayptık babasının sevincine payan yoktu. demek (Shirley) talili bir çocuktu; Evet hakikaten telili bir çocuktı. Ama talih ona daha çok gülecekti ve güldü. Amerikada (Caki Cogan) ile baş- layan çocuklar arasındaki film yıl- dızlığı birara okadar heves edil- No, 3035 —550 di ki, çocuğunda biraz zekâ eseri sezen ana ve babalar derhâl (Ho- liywood) hacısı oldular ve tabii yıl- dız olmak şöyle dursun; herhangi ufak bir rol bile oynayamadan &i- nema şehrini terk ettiler. Birara (Shirley)in ana ve babasıda kızları- nı film yıldızı yapmağa heves et- tiler. Lâkin bu daha fazla komşu- ların teşviki idi. Ona biraz dans öğretildi ve günün birinde oda di- ger çocuklar gibi (Hollyvood) un yo- Junu tuttu; Evvelâ flimlerde ufak tefek roller oynadı. Nehayet (Omo- nimo) film şirketi onun ile beş se- nelik bir mukavele yaparak gerek artistlik ve gerekse tahsil cephe- sinden yetiştirmek üzere angaje et- ti. Buna mukabil (Shirley) kaftada (600) dolar alıyordu, İlk evvel 1934 senesinde (Baby Take a Bow) adlı bir film a miştir. Artık bundan sonra on film semasına yükseldiğini ve e manın yıldızları arasına girdiğini görüyoruz. Çevirdiği belli başlı filmlerden bilhassa: Küçük kap- tan, Şen yumurcak, Radyo krali- çesi, Satılık otel, Küçük prenses, Shirley âsi, Brodwey kuklası zikre: . değer filmlerdir. (8hirley) in hemen bütün film- lerinde o yaştaki bir çocuğun ya- pamayacağı derecede kuvvetli ve kendisine yakıştırılan bir sanati vardır. Oynadığı rollerde temsil Janrı) bın bütün jest ve mimik- lerile sanki kırk senelik bir artist gibi yapmasını da bilir. Fakat şu- nu da unutmayalım ki (Shirley) bu kuvvetli s&natini babasının ve- — Devamı son sayıfada —