SERVETİFONUN —(Ç No. 2335—350 İşteden çıkan iki büklüm görmez kıpkırmışı kesildi. ; ik dulgalenması duruldu.. Ye aramı yerişi kifiü bir sarılığa bıraktı, e Biile hizmetçiye dı- e ei diği. Sideğe günden beri seşi çıkmayan ma- en ve istiyordu!. yazılışıştı : Kl my ğin çetmen lem! Bana bugünlerde eden uğra. Çok mühim bir metelo için e btiyorum. Ru mektybumdan kimse- in ebe gönleriyden öperim. Aynen e ye günlersa tereddüd için- ek doğr olacaktı. Aş“ -eükhim me söyliyebilirdif. koni itiyordu 1.. Jar, meleri icab eden hiçbir me- Yekin, O kirli günler bilmiş o yüz kızartan eir Kapanmırşdı. Şimdi namuslu bir aile kadını, #f bir ana ii. Madam Anna gibi şehvet sim- Girle ge alâkası olabilirdi 1.. klan da kimseye, bahsetmedi. Arsdan bir 2 Öğe Meri simak için Beyoğluna çıkdı. bir hr delşşdı. Geç vakit elinde paketler # biterken omuzuna bir elin dokunduğunu itti, Başını gevirdiği saman arkasında mağam Ktiiyı buldu. inin m değmesi bile onu tiksindirmişti. izi. £ bozmadı; müstebzi bir tavorla: kiay yetisdirdiklerim betim elimi öpmüstür. etğimse kabahat ettim? Kalantor adam n diye burnun büyüdü hal. Kezlı söylüyordu ki, şoför ve gelen geçen > bi sesle: am, dedi, Yavaş ei İÇİMİZDEKİ BİZ! NUSRET SAFA COŞKUN | | Yazan : — Mektubuma ne için cevab vermedin |.. — Benimle ne konuşacağını bilmiyordum ! — Merak de etmedin hiç. — Meraka değer bulmadım. Sizinle hiçbir müng- sebetimiz kalmadı madam! Rica ederim beni yalnız bırakın! Madam Anna seşini biraz daha yükselimiğşti: — Benim karsımda öyle namuslu karılar gibi konusma.. Dünkü sermayemin bâna kafa tutmasnı İstemem. Onuruma âokanır benim!... Genç kadın nerede ise düşüp bayılıcaktı. Bap dönüyor, gözleri kararıyor, başkalarının bu vaziyeti görmesi ihtimâlini düşünerek eziliyordu. — Tam bir hafta beklemisimdir. Neye gelmedin !.. — Kısa keselim madam, benden ne istiyorsunuz; Paramı 1.. Madam Anna kınterak, onun çenesini yordu: — Senin ihtiyacın varsa ben sana vereyim. Ser bilmezmişin madam Anna para anasıdır. — Ne bileyim, beni aramanız için aklıma başka bir sebeb gelmiyor. — Yarın öğleden evvel beklerim, Sayed gelmez- isen üst tarafını sen bilirsin! Anna, bunları elini tehdid eder gibi sallayarak kati bir ifade ile söylemiş ve cevabını beklemeder uzaklaşmışdı. Genç kadın, o ğece sabaha kadar yatağın içinde dönendi, kıvrandı, bir türlü uyuyamadı. Madam An- na kendisini tehdid etmiş, «şayed gelmezsen üst ta- rafını sen bilisin!» Demişti. Bu kadın herşeyi yapa- bilirdi. Her fenelığı yapmağa iktidarı vardı. Ya ko- casına Ğaha evel babasıle kaldığını, gene kızlığını babasına vermiş bulunduğunu söylerse. Bütün haya- tı mabvolacak, Saadet tekrar izdirabın ve sefaletin mantosına bürünecek, tekrar o yollara, her yolu uçu- ruma giden hayata düşecekdi. Ne yapmalıydıt.. Çıldıracakdı. Vaziyeti, kocasına söyleyemezdi, Hem kocası İstanbulda değildi. Kayin pederine açmağı düşündü. Bunada bir türlü cesaret edemedi. Bütün kuvvetini toplayıb mukvemet etmek, mü- eadele etmek icab edrse yalvarmak, pera vermek, hangi yolda muvaffak olursan, olda yürümek üzere, madam AÂnnanın evine gitmğe karar verdi. (Arkası var) okşu- .