No. 3936—341 UYANIŞ 351 gayıf bir öfkeye kapıldı: «Kralın hakkı olacaktı... Eğer Polignac ne zır olsaydı...» — Mösyö dö Sourves hakkında ne diişünüyorsunuz ?.. Marki genç kıze doğru eğilmiş, şüphesiz cevab bekliyerek konu- şuyordu. Lucile, kıpkırmızı oldu. Dudak- ları titriyordu. M. d'Arnaud : — Ee haydi Lncile! dedi. Mösyö dö Bourves: — Madmazel hayalâta dalmıştı, diye deyam etti; yaşının icabı. Ben size müzikteki terçihlerinizi soracaktım. İtalyanları severmisi- niz $, Rossini Aubert'den üstün de- .ğil midir, — Oh elbet! — Chârubinnin o nifiş «Ka- vatin» bini söyler misiniz f.. — Oh! Şimdi mümkün değil!. Madame d'Arnaud: — Melodileri o çok güzel söy- ler, diye söze karıştı. — Bana değerini tanıtmak için size bukadar yalvartacak derecede Matmazel insafsız mı davranacaktıf. Boş yere, Lucile'in tatlı gözleri merhamet diler gibi bakıyordu; emri icra etmek lâzım geldi. Ma- dame d'Arnaud biraz piyanoda ge- gindi, sonra, biraz titrek ve heye- canlı, fakat bir fülüt kadar temiz Lucile'in sesi yükseldi. Konserin hitamında, genç kızı tebrik ettikten sonra Mösyö dö Sourves çekildi. tekrar görüşülmek için sözleşilmişti. İkinci (o tesadüfleri (hayvanat bahçesinde oldu, Orada, Mısır Hı- divinin Charles X 'a hediye ettiği meşhur zürafayı görmeğe gitmiş- lerdi. Gezinti esnasında Mösyö dö Sourves (omükâlemeyi maharetle idare etmesini bildi, ve, ailesinin yanlarında bulunmasına rağmen, mütaleaları mahir, imaları zarif ve ihtiyatlı oldu. Birkaç defa, genç kızın dudak- larından bir memnuniyet tebessü- mü uçmuştu. Bu hatırdan çıkmaz günün bir “hatırası olmak üzere, Richard Lu- sile'e bir zürafa kemer hediye etti ki, genç kız bunun sevincini itiraf etmek istemedi. Vaziyet zamana göre olduğu için onu memnur eden yalnız bu olduğunu söylüyordu. Bir kaç gün sonra, genç adam Lalouet'den nefis bir şekerli çiçek getirdi ki, sadık çoban ve Dilettan- ti'niv bonbonlarını temsil eden bu güzel hediye herkesi hayrete dü- şördü. Bu mini mini aletler, ken- disinden güzel sesler istihsal edi- len bir oktavla değiğtiriliyordu. Bu hünerli şererlemeler her vec- hile tadıldılar. Nihayet, nişanlar takıldı. Bir araya toplanmış ailenin ortasında, Richard kıp kırmızı kesilen Lucile' in alnına bir buse koydu. Sonra çiçek sepetleri göründü. Neşe do- lu bir havai, Hattâ, ilk defa mü- him bir rol yükletilen Lucile için bile! Kocasından mada ondan da her hususta fikir soruluyordu. Genç kızlık sade elbiselerini bırakarak, Leroy ve Tuloup de tuvaletler prova ediyor, madmazel Coro bizzat onun başını yapıyordu. Gardropları, kolları tüllü kadi- felerden roblar, ipek dantel ve patiskalar, eski satenlerden parça- lar, yahut işlemeli baamalarla dol- muştu. Bu, tül kurdelalardan, at- lasla süslenmiş rengârenk krenler- den müteşekkil bir buhar yığını idit. Şapkalar dahi akıyordu: Napo- linin kalın esnfesinden mamul &v- İi kadın şapkalarından tutunuzdu, kadifeden kardinal şapkaları, ge- niş kenarlı ve atlas kordelalı ha- sırlar, bürüncükten sarıklar, inci ve altın yaldızdan, yahut cennet kuşlarının tüyleriyle süslenmişler, ve daha neler neler vardı. Bu kadar güzel şeyler karşısın- da hangi genç kız kalbi mukavemet edebilir $. En yabanisi bile, Kralın kuyumcusu Victor Houel ve Cahier tarafından gönderilen barikulâde hediyeler karşısında teslim oluverdi. Kraliçesi olduğu süvareler, onun teslimiyetini tamamladı. Nihayet, Mösyö dö Bourves'in sahhar el ça- bukluğunu kendi de anladı: arka- daşları ona gıbta ediyorlardı. Böylece, nişanlısı ile bir an bap bağa kalmadan düğün günü geldi. Gelinlik elbisesi içinde bir peri kadar güzeldi. Lucile, o derece il- tifat görüyor, o derece tebrik ve takdire boğuluyor, ve o derece dost- larınının bediyeleri akıu ediyordu ki, Richard, onun bu müellim top- lantı için ailesi tarafından tazyik olunduğunu ve bedbaht bulundu- gunu unuttuğunu fark etti. Resmi kabulün sonunu bekleme- den, Richard karısını aldı: onları Sourves şatosuna götürmek için bir fayton bekliyordu. L «ğourves 17 Eylül 1827 «Benim sevgili anneciğim ve babacığım; «Sizin çok evvel tahmin etti- giniz ve benim kibirimden göyle- mediğim şeyi sizden daha uzun zaman saklıyamıyacağım ;: mesu- dum, çok meaudüm!. Şu neticeye vardım ki, genç kızlar, zevcleri- nin intihabını silelerine bırakma- lıdırlar, «Lucile'iniz, sayenizde gelin ol- du; en mükemmel bir kocaya vardı. Ona zorla bu saadeti verdiğiniz için size çok teşekkür ediyor! Lucile de Sourves» Kerime Nadir Kısa, uzun, orta dalga Radyo.. Adyo, çalan istasyon, Alkışlanan bir keman sesi. ısıklarla beraber $.O.S. $.O.Ş. Dost sesi, düşman sesi. Radyonun sağa sola, dönen düğmesi. Radyonun düğmesi. Mehmed Dizman