“SRRVETİFÜNUN b #Hatıkçısı kümeai, kyn gesintilerin en yu- arife a ma göre, * Kıs kayuşmak Cebnetdi, kavtf- de, / cak olar binlero& peşfin acı avüze- si vardı. Bakışında kuyhettiği cen- pet, bükün varlığında ateğ olüyotdu. Bskayımıyordu mma! sşrlanı desta- morüya dayamıştı, ayakları serende elleri şarmeaktaytı fakat sml kede- ruwde irikiliyordu. Tikhayet kıyıdaki nişanlılar bir- biylerinden yıttılışşasına syrıldilar, Ağah kayığa geldi, Samut demir #ime şarkısına balladı. «Vira! Viral Viral gene Virala diye tutturdu. İrgatinr dıuk uk dauk ederek hıyomlardı. Zencirler çıngırdaya Şngmdaya, demirleri getirip pro- “gibi salındırıyorlardı. Kıyıda her taraftan ışık tütü- yordu. Kumrular uğulduyan bir şmyejki çarkıfeleği olmuşlardı. Man- dâlin ve portakal çiçekleri, ağızlara bir şşkar tadı veriyorlardı. Sürü , #irâ kelebekler pırıldaşıyorlardı. Sarmat. sarıldığı öğedere karşı koy- mak kuyvelini gene öğederden Besi bir çığlikâ. ir. İnusiki fesi Yarda hepsini * u Şarkı kandirır, İşte bu kumaş vanın iki tarafına, kulakta küpe No. 433-938 * / , , » » mavilere veren o cennet elinde, Bötnndut bağrından yırtılıp gelen ses acı bir Solo idi, Kederinden yapıyordu. Başka.re yapür e kayıkların tayfaları şar- kıyı duyunca Ege pareleri gibi direklere ve armalara fırladılar. gamudun bir tesellisi vardı. Nereye olursa olsun artık gidiyordu. Can evinden vurulmuş geyik gibi, aci sıhı uzaklıklara yedirecekti. Yel- kenler şişti, midi açık ufka fırlayıp çıktı, Arada iki söve yeçti. Kayığın ee ve içerdekilerir boğulduğu yalda, Bişanlışışın öldüğünü öğ- eline kıs aklın oyhattı. Ve on- dah sonrt sâhmedim bu gece ge-: Teebki Vira! Vira! Viral» diye tutturdu. Ve artik gece gündüz ağzımdan başka |âf çıkmaz oldu. Defi idin #ofkuyor, Be'ntapıyor, ns de duyuyordu. Bu mralarda an- nesi öldü ve kimsesiz kaldı. Fa- kg, kısın haberi bite olmadı. Akşamları kıyıya giderdi. «Bu: akşam mutlaka Ahmed gelecek! «Vira! Vira! Vira!» der nişanlısını beklerdi. Onu bâzan erkekler akıl-. landırmak için dövdüler. Akıllan- madı, Kızın bakışında bir manâ #-. ramak pek kalın bir sisde, uzak. lardaki bir yeri götmeğe kalkış-. mak gibi idi. Fakat esrarengiz sü- kütu, ve bağırışlarile, fakas kara. ve çukur gözlerile, dalan ve ayrıl mıyan bakışlarile, onda bir yüzel-. lik vardı. İşte bundan dolayı kızı: döven erkekler - ki birkaç değil - pek çokdular - sanki onun koca, imişler gibi hareket ettiler. Bu hâli duyan köyün kadınları, ona karşı öfkelendiler. İmam ve. muhtamn karları ön ayak oldu. ler. Bu kız pek tehlikeli bir deli. âir diye vilâyete istidalar yağdır- dılar. Ve tımarhaneye götürülme-. sipi istediler. . Gerek nişanlım gerek Samut boğuimamış fakat kurtulmuşlerdı. Mam istidaların gönderilmekte ol duğu sırada köye-döndüler. Nişan-.