No. 2911—526 Ukranyada milli danslar / Bu sağıfadaki re- simde, son zamanlarda istiklâli etrafında, siya- si hareketlere yol açan Ukranyada, ahali ta- rafından tertib edilen mili bir eylence sırd- sında, dansedenleri gö- rüyorsunuz. UYANIŞ 101 ticası; ilk sahnelerde öğlu <Pi- yer» hakkındaki lâkaydiyetini, rakik anneye sezdirmemek için gösterdiği zoraki sevgi (!) deh- şetli «tekellüm>, oğlunu bir türlü nutamıyan müşfik (anne) ye «Sudan» iştirekler, bütün bunlar, bize (Niyazi) yi, hem teserin», hem de rolünün, kah- ramanı olarak takdim etti. «Nazır? ın muhteşem, veka- gi, tartılı adımları, «emri, «sirâde»si, <telkin» ve «tavzif»i nâfiz nazarları, «General Jirat» ın, serapa dikkat kesilip: x Ol beliğ, summ-ü- ebkem » Medlulünce : her «tebliğ» e yürekten imtisâli, «fecir» in tu- Iu, dekorların dilberliği, hepsi mükemmel; mükemmeldi. İki buçuk saatlik mühim bir «piyes» de, bir defa olsun <Suflör»'e bakmıyacak derecede rollerini pişiren bu gençler, o- nu yalnız «dinleyici», kâğıddan takib edici şekle soktular. San'at uğrnnda yorulan, didinen ve - filhakika - terliyen bu gönülü neslin, (Niyazi ve Şinâsi) gibi; eskilerinden olan: (Sâdi), <Yeşil barut» kâşifi: (mülâzım Piyer) rolüne, öyle sarılmış, öyle bağlanmışdı ki, ciddiyetini bozar korkusile yü- zünden sızan terleri, silmeğe cesaret edemedi. İnsan ve eşya hiç birmani tanımadan üzerine atılan hasım babaya karşı, nişangâh yaptığı göğsünü, öyle kuvvetli germiş ve: — «İşte duruyorum... Yı- kınız.. gçiniz. Bu denaeti gör- mek istiyorum | Buradan çıka- bilmeniz için benim yere yı- kılmam; kımıldıyamıyacak şe- kilde uzanmam; sizin de üzerin- den atlamanız lâzım...» Sözlerini, öyle kuvvetle hay- kırıyordu ki, bu çelik irade, dehşetli tufan, - ana ve karıyı ayak altına alacak kadar- gö- pürmüş (baba) nın, bütün ih- tirasını felce uğrattı. (Ana) nın da şuurunu parçaladı. Mütercim, nefis bir edebi- biyatı munis bir tefekkür ve sahne dili ile perçinlemiş, şa- hısları, «diplomat» yapmış <ak- tör> le «seyirci? atasında »mu- hatabe> kurmuş. (Sahne) hem sâmi, hem hatip söyliyor ve dinliyor... Amatör bir mütercimin mu. vafiakiyâti (sahne) nin <musa- habe» si, normal teleffuz; bil- hassa : fikir ve <tefelsüf>, cid- den kuvvetli. Mütercim (Na- zam) la sahnenin muktedir na- zımı, el ele vermişler; çekirdek- ten yetişme gençmümessiller de Ye Peşe özlü ve bedii - iaelderler AAZİ eserin mükemmeliyetinde amil olmuşlardır. Düşündün; eser sahibi ese” rini «Şehir tiyatrosu? na ver- seydi <tevziat? nasıl olurdu? «Miralay> 1 (Muhsin) oynaya- maz; -(işleri var.)- (Galib) alacak. «Piyer»i (Talât) oynıyacak -fakat mubalağa girecek (Sâdi)nin, safi- yetini göremiyeceğiz. - «Gene- ralpide (Emin Beliğ) değil mi ? Fakat «Robert, Jak ve Pi- yer» gibi üç asker anası ve (Miralay Ölen) gibi ölümün hiç arkasını bırakmadığı bir asker karısı <Madam Ölemi -bu kudrette - kim oynıyacak ? Kadro malâm : (Bedia, Ney- yire, Halide, Şâziye, Şevkiye) - Kimseyi darıltmak niyetinde değilim ama; bu hususta pek cesaretini yok. - «Klâsik» lerede ayni kud- retle tesarruf eden bu san'atkâr trupun bir husüsusiyeti daha var: «Sahneye mahsüs» bir dil kullanmıyorlar. “amatör, pro- fesör - her sahne adamının yap- tığı gibi «beste» ve «düm tek» le konuşmıyorlar. (Manak) me- zarlığı, hortlamiyor. — Devamı gelecek sayıda —