08 SERVETİFÜNUN H A F T A No, 2911—3526 Li A Z l 5 l Eski Bir Gemici Sözü: Karakışda, Karadenizde, Karayelden kork ! Karayel fırtınasının Karadenizde yaptığı felâket- leri gazetelerde okuyunca tüylerim ürperdi ve çok derin bir teessüre düştüm. Çünkü kömür yükliyen vapurların Ereğli ve Zonguldakta hemen iki üç yılda bir kere böyle felâketlere uğradığını bildiğim için acaba bu hâl sade limansızlıktan mıdır? yahut sade vapurların eskiliğinden midir diye düsünmiye başla- dım. Bence bir sebeb daha vardır, vapur sahibleri- nin denizciliği adamakıllı öğrenmiyerek mevsimin ne gibi felâketler doğuracağını düşünmiyerek bir kaç ton kömür yükliyeceğiz diye gaflete düşmeleridir. Tam mavâsile denizci olan atalarımız denizin ne demek olduğunu iyi bildikleri için, Erbain denilen karakışda denizden korkmayı tavsiye etmişlerdir. Ve ondan dolayıdır ki baştan başa kıyıları açık bulunan şimali Anadolu sahiline yalıyan denizin adını Kara- deniz koymuşlardır, © kıyıları en çok sarsan garbı şimali rüzgârının adıva karayel demişlerdir. Bu isim- lerin her birinde birer hakikat saklıdır. Karadeniz yalı çocukları şu ata sözlerini tekrarlarlar : enizle oyun olmaz, — Denize güven olmaz. Gemilerde bir demir yok demirdir, iki demir bir demirdir derler. Bizim denizci ecdadımız rüzgârların birdenbire değiştiği karakışta Karadenizde çok ihtiyatkâr idi- ler ve karayelden çok korkarlardı. Bizim yeni ge- micilerimiz içine bindikleri eski vapurlaria Karade- nizdeği, karayelden, karakışdan korkmaz oldular, Sık sık tekrarlayan felâketler bu adamların gözünü aç- mıyor. Kaybolan mallar yerine konulabilir, yazık de- ğil mi boğulup giden meslek gençlerine? Onların her birini yerine koymak için en aşağı yirmi sene |Jğ- zımdır. O meslek gençlerinin himayesi deniz idare- sinin başına geçenlerin omuzuna yüklenmiş ağır bir mesuliyettir. Liman yokmuş, vapur eski imiş diye ikinci dereceye kalan illetleri ortaya dökmesinler, liman yapılıncaya kadar barometro da yok mudur diyeceğiz? Karakışda lodos fırtınalarının birdenbire karayele döndüğünü bilmiyor muyuz diyeceğiz. Bunu bilmiyen değil Karadeniz kıyılarında, Boğaziçinde bile bir tek sandalcı yoktur. Artık elverir! Ya şamandırasızlığa ne diyelim. Eregliye vapur- ların gübuk kaçmasını kolaylaşdıracak şamandıra konamazmı * Adam bir şey olmaz, korkma gider geliriz, gibi ihtiyatsız, denizciliğe mahsus dikkatlerden âri, ecdadı- mızdan intikal eden gemicilik görgüsünden uzak sözleri dinlemek istemiyorum, Cümhuriyet hükümeti her eksiği tamamlamağa uğraştığı gibi elbette li- manlarımızı dahi Karadeniz kıyılarında yapacaktır. Fakat bunlar yüzlerce milyon liralara muhtac ve en aşağı on, onbeş senede başarılabilir işlerdir. Dediğim başarılar meydana gelinceye kadar denizciliğin ge- İstanbul 5 - 1 - 1939 mici tecrübesinin bize verdiği dersleri unutmasınlar. Karadenizde, karakışda karayelle oynanmaz olduğu- nu göz önünden uzaklaştırmasınlar. Limanlara gelince, fırsat düştü, size bir hâtıra anlatayım : Adını hürmetle andığım Mektebi mülkiyeden 1886 yılında diploma ahp çıktığım sene babam Kas- tamonu defterdarı idi. Diplomam koltuğumda ola- rak babama gitmek üzere bindiğim bir Avusturya Loid vapurundan İneboluda |toprağa ayak bastığım zaman &88hilde büyük bir kalabalık görmüştüm. Mevsim Ağustostu, hava güzeldi ve bize Sadrı esbak vali Abdürrahman Paşa İnebolu limanı inşaatına ilk taşını kendi edile koyuyor dediler. O vakittenberi elli üç yıl geçti. O dediğim liman bir sene kadar çalıştıktan sonra denize doğu yirmi otuz metre kadar uzandı, daha ziyade ilerileyemed !, Abdürrahman paşa merhum Adliye nazırı olup İstan- bula gelmişti, babam da Kastamonudan Bursa def- —. geçmişti. dan yıllar geçti. İlk taşının konması yani dininin limanının vaz'ı esag törenini gördüğüm O sahile birkaç defa daha gittim. Her gidişimde de- nize uzanmış olan liman başlangıcının dalgalarla parçalanarak birkaç metre daha kısaldığını gör- müştüm, İşte size ibret verecek bir hâtıra daha. Candan gönülden dilerim ki verimli ve şerefli Cümhuriyetde, Mili Şef İsmet İnönünün feyizli himayesi altında az vakitte bu limanlar başarılıp bitirilecektir. Cümhur reisimiz İsmet İnönü ilk riyaset seyahatini Kastamo- nu ve İneboluya yaptı. İneboludan Zonguldağa geçti. Bursları yakından gördü ve halkının dertlerini din- ledi. Sade liman noksanının değil, bütün o yurdlar eksiklerinin çok yakında tamamlanacağına Milli Şe- fimizin seyahat ve ziyaretinden iyi beşaretçi olamaz. Ahmed İhsan TOKGÖZ Okuyucularımıza Müjde : Matbuatın babası, 50 yıllık gazeteci Ahmed ihsan Tokgöz Matbuat Hâtıraları'nın 3 üncü cildini hazırlıyor BU KISIMDA Büyük Harbden Bugüne kadar Türk matbuatının geçirdiği saf. haları bütün taferrilatile bulacak ve derin alâkayla takib edeceksiniz! BEKLEYİNİZ)|