SERVETİFÜNUN No. 2198—513 Bünden bir kaç hafta evveldi.. Hefepn âtnüşüne tesadüf eden bi? gün, matbaada statla karşı ik. İhsatı, her seferinde ol- kr a komuşmamızda da 46. dayanarak, hayattaki İrt arada, kırk sekiz yaşını bu- hb Serretifünundan uzun uzun bi. yim ayrıldıktan sonra, &&- bir çok #lkir kıvılomlan di. Betvetitünunu, kırk sekiz yı- Ha ötesindeki karanlıklardan, bu #ütilüm aydınlığına uzanan oyıklı a © YömEöprü olarak düşündüm. * Siğlebişst tarihine girenlerin ve #ğem bit hava bırakanların be- , ed hepsi bu köprüden geçmiş- * lerdi... Burada hep hiçi yenmiş, son- is ikiye igalebe şalmıştı |... geşenler, ginsanların. ) ediler! Ak Tyıkmış sn yi evvel, bir kış ekime zade Ekremin a, Bervefilünune gelen Fik- sdüşünüyofüm., Hislerin zekâ- Mi gekiş alnında, yurdu- : dığı karanlıkla A Set, öyle çanlı olarak e da Li omuşlarının attın. ği Mürvetli başı ve ıztırabını hay- aşleriilş görür gibiyim... iden gelen sesini yorum : li 4 İpin müteheyçir, çilgin, Güler büdekey yk pe çığlıklarına, İniliğn kızartan yüladblü ğalkahalarla gü: (Alsieğ İhsanın dediği gitif bir Bir melek olarak seyrediyo- - zum. ışıklı köprüde, etrafın e a rağmen, ham- leli fopfanış kuran bütün #statlar, bu dnelek yüzlü şairin yanında beliriyor... İşte, hepsinin veli İsepimizin ,öhünde bürmetle sade Ekrem... İşte şair Safa... Halid Ziya, Cenab, Hüseyin Cahid, Süleyman Nazif... Mehmed Rauf... Türk ede- biyat ufkunda edebiyat havasını yaratan bütük üstatlar... Bu heva içinde, hürriyet diye haykıran, karanlıklardan kurtul mak için, hayatı istihkar edercesi- ne çalışan büyüklerimiz... İçimde, bu köprünün kurucu: su olan Ahmed İhsana karşı son- suz bir hürmet yükseliyor. ve Muazzez Kaptanoğlu düşünüyorum ki, edebiyat yoluna atılan herkeş, istediği gibi yaz- mak ve çalışmak kuvvetini bu köprüden almıştır... Edebiyat yolunun, hemen be- men bütün yazıcıları için, Serveti- fünun bir eşik, bir ilk adım ve bir merhale olmuştur... Ve gene düşünüyordum ki, Ahmed İh- san ve Türk edebiyat tarihi kirk gekiz yılı birbirine bağlıyan böyle . bir mecmua için iftihar etmekte haklıdırlar... Bu güne kadar, birçok mecmua ve gazete çıkmıştır. Hiç biri, onun kadar mukavemetli, onun kader dayanıklı olmadı, Bu şüphesiz, bu- wer —— — —/ debiyalın ışıklı köprüsü : Servetifünun rada çalışanların, emniyetle ve İna- narak uğraşmalarından doğan bir hakikattir. Ve bu emniyeti bu te- miz havayı veren de, Servetifünu- nun babası olan Ahmed İhsandan başkası değildir. Ben, Servetifünuna bundan dört sene evvel Ga Çokiyid b Meh dSeli ve “mekteb arkadaşım Gavsi Halid Ozansoy, kıvmetli şair Halid Fahri Ozansoyun etrafında bulunuyor- lardı. Üstat Halid Fahrinin samimi- yeti,, Mehmed Selimin temiz dost- luğu ve Gevsinin arkadaşlığı Uya- nışda bir aile havası yaratmıştı. Geçen bu dört yıl içinde, bu te- miz havayı teneffüs eden yazıcı arkadaşlarla KOR şik Uyanış ailesini teşkil ettik !. Beyaz başlı ME Ahmed İhsan Tokgöz bizim içinde müşvik bir baba olmuş, toplantılarımız# iş tirak ederek bizi teşvik etmiş ve * Uyanış ailesi ayni yolda yürümek için sözleşmişti, Ben ğe, ciğerleri hürriyet ha- vasile teşekkül etmiş olan genç arkadaşlarım gibi, düne ismimi bırakmak, yarına ölmemiş olarak ulaşmak emelile çalışıyorum. Şüphesiz ki, yolumuzun sami: miyetle, kendini bilerek ve haki- kati görerek yürüneceğini biliyoruz. İddiamız ne dünü ve dünün karan- lıkları içinde çalısanları tanımıya- rak,muhayyel yüksekliklere çıkmak, ne de, bir balon gibi şişirilmiş gösterişli boş fikirlerle sayıfalar doldurmakdır... Bugün ilk adımını atmış olan Uyanış ailesi, yarına faydalı bir bütün olarak ulaşmak emelinde- dir.. Bugün kırk sekiz yaşını doldu. ran Servetetifünun, yarın bir kırk sekiz yaşını daha bulduğu zamen, bugünkü bizlerin de, dünküler gibi samimi bir istekle ii mızı hatırlayşn olur belki! Ahmed İhsan Tokgözü, a şın kırk sekiz yaşının eşeğinde selâmlarken, yazı gilesi arkadaşla- rıma muvaffakiyet diliyorum. Muazzez Kaptanoğlu