186 SERVETİFÜNUN No. 2190—505 » is Artık konuşmıyorlardı. Robert Lothidrie'nin ismi ikisinin arasında âdeta karanlık bir gölge gibi ge- rilmişti. Yan yana, vücut vücuda, vücutları olduğu kadar kalpleri de birleşmiş bir halde Bernardla Robert Lothidrieyi birbirlerinden ayıran hatıraları düşündüler. İki- sinin de ayni lisede sınıf arkadaşı oldukları zemanı hatırladılar. İlk sınıflardanberi bilye oynadıkları yaşta bile ikisi arasında müthiş bir rekabet vardı. Robert ateşli, sertti. Güç oyunları harbi severdi. Teneffüslerde Bernard'ın onu ar- kadaşları arasında zekâca küçük. düşürmesine (tahammül edemez intikam almağa çalışırdı. Bu hu- yundan hiç bir zeman vaz geçme- di. Bunlara rağmen beraber gezer- ler, #yni arkadaşları severler, ayni ahbaplara birlikte giderlerdi. Geçinememelerine göre konuş- mamaları lâzımken her zemâan birbirlerini sevmeden birbirlerine tahammül ettiler. Fakat zamanla aralarındaki T6- kabet büsbütün vehim bir şekil al- mıştı. Arkadaşlarından birinin evin- de danslı bir suvare esnasında her ikisi de ayni zamanda Gabriele takdim edilmişlerdi. Gabril pansiyondan yeni çıkmış içinde bulunduğu koca &alonların acemisi olduğu için mahçub bir vaziyette duruyordu. Hayatının bi- rinei balosuydu. İki genç Gabrielden ayrıldıkları zaman çok güzel buldukları genç kızın düşündükçe artan tesirlerini hissettiler. Burada da karşılaşmış- lardı. Ayrı fakültelerde okumaları on- ları birbirlerinden ayırdı. Robert hukuka devam ediyordu. Bernard doktor olacaktı. Birbirlerini daha az görüyorlardı. Fakat Gabrielin bulunduğu. her toplantıda, her ba- oda karşılaşıyorlardı. O zaman yan- yana duruyorlar ve birbirlerini bir an dahi yalnız bırakmıyorlardı. Genç kadın ateşin çıtırtıları ara- sında gençliğin göçüp gittiğini gö- rür gibi oldu. Etrafında delice bulduğu hâtı- raların kıpırdamalarını hissetti. Ro- bertle Bernardın birbirlerine diiş- man oldukları günü düşündü. O gün düşünceli bir halde henüz gel- miyen bir misafir bekliyordu. Ka- pı çalındı. Hizmetçi açarak misa- firi içeri aldı. Fakat gelen Bernard değil, Robertdi. Robert Lothiörie oturur oturmaz tezini muvaffaki- yetle vermiş olduğunu, başlangıç için çok iyi bir vazife aldığını söy- ledi. Bbeveyninin servetinden, maj- larından bahsetti, Müstakbel pro- jeleri hakkında izahat verdi. Kuv- vetli hayallerini anlatı ve birden- bire düşünmekten başka bir şey yapmıyan genç kıza karısı olmağı arzu edip etmediğini sordu. Gab- riel bunu hiç aklına getirmemişti. Üstelik bir haftadanberi çantasın- da Bernarddan gelen uzunca bir mektub saklamaktaydı. «Fakülteyi bitirenler arasında bulunuyorum. Mesleğime artık ka- vuşmuş vaziyetteyim. Sizin karım olmayı kabul ettiğinizi bir an dü- şünebilseem daha geçirilmesi lâzım olan bir kaç yorucu sene bana güç gelmiyecek. Genç kız bu mektuba cevap vermedi. Bir hafta beklediktenson- ra Bernard'ı o akşam çaya davet etti. Robert'in geldiği zeman onu bekleyordu. Fakat şimdi ürkmeğe başlamıştı. Robert'in kararı, sakin- liği, cüreti, kendine ehemmiyeti onu korkutuyordu. Gabriel cevap vermeden dü- şünceye daldı. Robert Lothiğrie hırçın bir hareketle onu kendine doğru çekti, kolları arasına aldı ve öpmek istedi. Kadın hiddetle mütearızını itti. Ona nefretle bak- tı. İşte tam bu sırada kapı tekrar çalındı. Bernard salona girerken Robert'in genç kadını kolları ara- sından istemiyerek bıraktığını gör: dü. Gabriel yeni gelene doğru iler- ledi sinirden titreyen elile Bernard ın elini tuttu. — Nişanlım, dedi. ... Genç kadın odanın karan- lığı içersinde Robert'in kan hü- cum etmiş yüzile, kinle dolu sert bakışını tekrar görür gibi oldu. İşte o zemandanberi bu kin- belki bu aşk - hiç bir zeman hızı- nı kaybetmedi, Ocakta yanan odunların alevi ortalığa hafif bir aydınlık veriyor- du Gabriel kocasının başını düşün- celi bir halde önüne iyik gördü. Onun da şimdi kendisi gibi Ro- bert'i düşündüğüne kanidi. Evlendiktensonra her ikisi de arkadaşlarının yükselmesinden bah- selmeğe (ocesaret oedememişlerdi. Robert evvelâ avukat, sonra poli- tika adamı olmuş ve kuvvetli irg- desi, sert hareketlerile derece des rece yükselmişti. Şimdi kocasının istikbalini (omahvedebilecek bir kudrete sahipti. Aradan çok uzun bir zeman geçmiş olduğu halde karı koca hiç konuşmiyorlardı. Gabriel: — Sevgilim!.. Acaba Robert bu kadar alçaklığı irtikâp edecek kadar kötü bir insan mıdırf.. De- di Bernard başını kaldırarak güldü : — Ben hiç bir şey düşünemi- yorum. Fakat onun, himaye et- mekte olduğu Barrimont'ı şefliğe getireceğini biliyorum. akat o senden çok daha genç üstelik de uzun zeman senin yanında çalıştı. — Evet, hattâ benim talebem sayılır. Hem de oldukça beceriksiz, ona ameliyat için emniyet edemez- dim. Bernard derin derin nefes aldı. Hakikatte Ikendisini üzen en mü- him nokta buydu, — Ben hiç bir zaman yılmam fakat beni sıkan tecrübesi &z olan Barrimont'nun eline tevdi olunacak insanların hayatıdır, dedi. Gabriel kocasının büyük teessü- rünü görerek Robet'e gidip gizlice konuşmıya karsı verdi. # ,* Robert kendisin görmeğe gelen kadını içeri almalarını emretti. Dos- yalarla dolu geniş masanın arka- suda duruyordu. Gelenin yanına yaklaşmasını hiç bir hareket yap- madan bekledi. Oturmasını rica etti. Gayet soğuk bir tarzda: — Benim için ne şeref dedi. Gabriel müthiş bir heyecan his ediyordu. Sırasile kocasının meşle- ginden, sarfettiği gayretten, müca- delelerinden bahsetti. Doktorlukta kazanmış olduğu şöhreti anlattı. Robert hareketsiz duymadan dinliyordu. Kadın nihayet cesaret alarak bu terfii ne z&mandanberi bekler diklerini izah etti. Bernarın buna lâyık ve hak sahibi olduğunu ilâve etti. Kocası şetliğe getirilmezse bü-