Me ve YAP TAN A EEMEPOEZ No. 2099—414 Salat Mazgamalamı UYANIŞ Kendilerini İnkâr Edenler! Kendilerini inkâr edenler! kimlerdir, diye sorarsa- nız, size kısaca, şu cevabı veririm: eser verenler... Evet, bütün san'atkârlarımız, romancılar, şairler, res- samlar... hepsi hepsi, bizde şiirin, romanın, resmin olmadığını haykıran; fakat, bu olmıyan şeyi temsil edenlerin de, bizzat kendileri olduğunu unutanlar... Söyledikleri daima ayni şeydir; her makalede tek- rarlanan, her ankette hatırlanan ve her münakaşada çabuk bir neticeye varmak endişesile, ileri sürülen, klişeleşmiş bir iddia; “Bizde roman Big bizde giir zayıftır, bizde resim geridir.. Bu beylik tekerlemeleri simli iii tekrarlı- yan gene kendileri- dir; yani, inkâr et- dimize İnancımız yoktur, bugün de eserlerimizi baş- kalarının yaptıklarile mukayese etmekten, onların yanında küçük görmekten gerib bir haz duyaxız. Bu ise, bütün görüşlerimizi kaplıyan «snobisma» nın çir- kin bir tezahüründen başka birşey değildir. Şu halde, bütün memleket münevverlerine ve bu arada bilhassa san'atkârlara karşı, söyliyorum: Türk romanını, Türk şiirini, bir sözle Türk san'a- tini henüz tanımak imkânlarını bulamadınızsa, bu belki bir kusur sayılmaz. Fakat... hiç değilse, «Bizde roman var mıf», «Bizde şair yetişmiş mif> gibi anket yazıcılarının, yevmiyelerini doğrultmak endişesile, icad ettikleri gülünç gsuallere, bir çırpıda tikleri şiiri, romanı, > va «yok» dıyiverip, 8iz- resmi yapmıya çalı- ce en kolay netlceyi şanlar ; San'atkör- seçrmeyiniz. «Henüz ME. İçimin Dünyasında !.. okuyamadım», «ted- Birbirlerinin o 6- serlerini (o okumıya, tedkik etmiye vakit bile bulamazlar; çünkü, henüz ken- dilerini lâyıkile Lanı- yamamışlardır. Ve, bunun imkânlarını aramakta dırlar hâ- İçlerinde, garb edebiyatını, garb san > garb tefekkü- nü eserlerine Ör- si yapmak iater- ken; onun içine yır- varlanan, şahsiyetle- rini unutan, büvi- yetlerini kaybeden : «garb hastaları» da vardır. Onların nazarında Türkçede okunacak eser yoktur, Türk dili diğer lisaniarın yanında zayıftır, Türk ede- >. beynelmilel olmaktan çok uzaktır v. 8... Neden, Bunu, henüz kendileri de halledememişlerdir. Bu vaziyet bir çoklarını okadar beğbin kılarki, artık eser bile veremez olurlar, adaptasyon yapmayı daha samimi bir vazife olarak tanıriar. Bir sözle, eserlerini gene kendi ellerile taşlamaktan, haz duyanlardır on- lar... Çünkü, inkâr ettikleri edebiyat gene kendileri» nin malıdır, tanımadıkları san'at, bu güne kadar tem- sil ettikleri san'attır. Yazdıklarım, yanlış anlaşılma- sın: Demek istemiyorum ki, garb Kültürünü, garb san'atini ihmal edelim, okumadan ve örnek görme- den eser vermiye çalışalım.. Ancak.. bunu yaparken, çok kere muhitimizin hu- dudlarından dışarı çıkıyor, İçinde yetiştiğimiz çart- ları unutuyor, kozmopolitleşiyoruz. Çünkü, hâlâ ken- Bazı ben bir cihanı sarmak tetiyen selim, Yalçın, karlı dağları, aşıyor her emelim.., Bazı da yıldızlara varmak ister de elim., Bir an çocuklaşırım içimin dünyaşında! İnsan tutmak isterse göğün maviliğini, Sadece boşluklarda dolaştırır elini? Sonra parmaklarile boğarak emelini., İçin için Tevranır hakikatin yasımda! Böyle binbir emelle doludur benim içim.. Orda duygular temiz, hayat bir başka biçim! Epi bildiğim halde bugün sadece hiçim.. Mucizeler kaynaşır içimin dünyasında!.... kik imkânını bula- madım» gibi, daha mutedil cevablarla, biraz daha samimi ve âlicenap davran nIZ.. Çünkü, bir orta mekteb talebesi bile pek âlâ bilir ki; Türk edebiyatı eski şahe- serlerin yazanların: bir yana bırakalım; fakat, şu son devre- de bile şiirde bir Ah- med Hâşim, roman. da bir Yakub Kadri, bir Peyami Safa ye- tiştirmiştir. Evet, şu- j rası muhakkak ki, garbsanatine ve garb kültürüne, -eğer yük- pr istiyorsak - daha yıllarca ihtiyacımız var.. Muazzez Kaplanoğlu akatl,. Bu demek değildir ki, kendimizi tanımıyalım, senelerce süren deruni endişelerin ve tereddütlerin doğurduğu san'at eserlerimizi hiçe sayalım.. Sarfedi. len bunca emekleri hor görelim. Hayır, hayır! Bunu hiç bir san'atkâr, hiç bir entelektüel düşün- memelidir. Bilâkis, kendi milletinin eserlerini tani- mıya, onların eksiklerile birlikte, şüphesiz kl mezi- yetlerini de görmiye çalışmalıdır. Yoksa.. aksi halde, yaptığımız, kendi kendimizi inkârdan başka birşey değildir. Gavsi wi OÖzansöy NOT: Bu yasıda muhtelif anketlere cevab vel yazdıkları makalelerde, bizde eser olmadığını söyliyen atkârları kastattim. Ancak.. sabiatile bu, her âsin'uiiğ; için Böylü de ğildir. İstisnaları da vardır. 0, i