ON YEDİNCİ YIL. NO: 5495 Başbetke ŞEHADETLER Falih Rıfkı ATAY Fransızca İllustration mecmu- asının Suriye'de seyahat eden bir muharriri, Sancak hakkındaki gö- rüşlerini de yazmıştır. Bu yazının gazetelerimizde çıkan tercümesin- de dikkatdeğer bazı fıkralar var. Bu fıkralardan biri şudur: “Suriye milliyetperverler partisi, Sancak- ta hususi idarenin aleyhindedir..” Milliyetperverler, buna sebeb olarak, hususi idarenin ora türk- lerine dil ve kültürlerini muhafa- za imkânı vermekte olduğunu söy- lemektedirler. Demek ki Sancak türklerinin dil ve kültürlerinden uzaklaştırarak, temsil edilmek is- tenildikleri hakkında işittikleri- miz, bir fransız muharriri tarafın- dan teyid olunmaktadır. Hakika- ten bazı resmi muamele usulleri öyle konmuştur ki dilleri türkçe olanlar ya hükümetle münasebet- ten vaz geçmeğe, haklarını mü- dafaa etmek imkânlarından mah- rum kalmağa, yahud, milliyetle - rinden ayrılmağa mahküm olmak gibi bir vaziyettedirler. Sancak türkleri için bize karşı bir teahhü- de girmiş olan Fransa'nın, bu anormal hali hem gördüğüne, hem de bu halin devamından kendisi için hiç bir menfaat bek- lemediğine şüphe yoktur. Aynı yazının dikkate çarpan ikinci fıkrasında, bazı Suriye nas- yonalistlerinin iddiasıma zıd ola- rak türk Sancağın Suriyeye naza- ran nasıl farklı ve ayrı bir mımnta- ka teşkil ettiği hususunda izahlar vardır: “Sancakta — Antakya'ya kkadar yapılan bir gezinti eski Türkiyenin şairane bir kısmını gösteriyor. Damlar sararmış - kır- mızı renkli kiremidlerle örtülü- dür. Minareler yontulmuş kurşun ri gibi sivridir. Kıyafet tün başkadır. Kırlar bile Burada manzarasını değiştirir. Vâdiler göze daha hoş görünür.,, Bütün bu hakikatleri görmek ve anlamak için bir fransız mec- muası muharririnin Sancak seya- hatini yapmasını beklemeğe lüzum yoktu. Fransızlar bizimle anlaş - malarına, bunları bilip tasdik - et- tikleri için razı olmuşlardır. Fakat şu sırada bitaraf bir fransız şahid- liğine yeniden kıymet verdiren se- beblerin ne olduğunu biliyoruz. Bilhassa Sancak türklüğünün tem- sili hakkındaki nasyonaliât karar, Türkiye gazetelerindeki titiz mü- nakaşaların ne kadar haklı bir en- istiklâl — memleketleri, mülli hürriyetlere riayet etmenin aynı zamanda kendileri için bir mevcudiyet davası olduğunu unu- tamazlar. Türkiyenin bütün inkı- lâb politikası hiç bir millet için bu esastan ayrılmamıştır. Yeni istik- Iâ&l memleketleri, herhangi bir ta- raftan kendilerine tevcih edilmesi- ni istemedikleri ve bunu hayati mesele saydıkları emperyalist te- mayülleri, başkaları hakkında re- va görmek gibi bir şuursuzluğa düşemezler. Suriyenin kendi hesa- bma hakları ve menfaatleri ne idi ise, Sancağın dahi kendi hesabı- na hakları ve menfaatleri — odur. Bütün bunların süratle ve tam öl- çüsü ile tasfiye edilmesinle fran- s1z vazifesinin ne kadar esaslı ol- duğu söz götürmez. Bakanlar heyetinin toplantısı Bakanlar heyeti dün Başvekil İs- Met İnönü'nün reisliği altında toplana- Tak mühtelif işler üzerinde görüşme. lerde bulunmuş — ve bu işlere aid ka- tarlar vermiştir, ADIMIZ, ANDIMIZDIR Sovyet bayramı |Küçük Sanatlar ve dolayısiyle Başbakanımızla B. Mo- lotof arasında telgraflar İlkteşrin ihtilâlinin 19 uncu yıldönü- mü münasebetyle İsmet İnönü ile Molo- tof arasnıda aşağıdaki telgraflar teati o. lunmuştur. İlkteşrin ihtilâlinin 19 uncu yıldönü- mü münasebetiyle, gerek şahsen benim ve gerek cumuriyet hükümetinin hara- retli tebriklerimizi arzetmekle bilhassa bahtiyarım. Dost birlik milletlerinin saa- det ve refahı için beslemekte olduğumuz samimi temennileri kabul etmenizi rica ederim. İsmet İnönü İlkteşrin ihtilâlinin 19 uncu yıldönü- mü münascbetiyle yollamış bulunduğu- nuz samimi tebrik telgrafınızdan dola- yı benim ve birlik hükümetimin teşek- kürlerini, ve dost büyük türk milletinin mütemadi muvaffakiyetleri için besledi- gim en iyi temennilerin kabulünü rica ederim. V. Molotof | elişleri kongresi Bugün Ekonomi bakanlığında B. Celâl Bayar tarafından açılacak İktisad vekâletinin Ankarada açtığı küçük sanatlar ve elişleri sergisi, ehemi- yetli bir memleket işinin terakki yoluna sokulması, himaye edilmesi yolunda a. tılmış bir adım teşkil etmiştir. Bu hususta yalnız bu serginin açıl- ması ile iktifa edilmiyerek bir de kongre toplanacağı yazılmıştı. Bu köngrede bulunacak murahhaslar gehrimize gellmişlerdir. Kongre bugün saat onda iktisad vekili B. Celâl Baya- cın bir mutku ile yekâlet konferans sa- donunda açılacaktır. Tam saat 10 da veri lecek olan bu mühim nutku Ankara radyosu yayacaktır. Bu hususta alâkalıların hazırladığı raporlar da gelmiştir; bunların içinde çok mühim dilekler vardır. Kongre mü- zakereleri neticesinde alımacak tedbirler ve kararlarla küçük sanatlarla elişlerinin (Sonu 2. inci sayfada) B. Köseivanofun beyanatı Bulgar - Yugoslav dil ve kan kardeş- liğine işaret eden bulgar başbakanı, memleketinin Türkiyeye bir dostluk paktı ile bağlı bulunduğunu söyledi Belgrad, 11 (A.A.) — Avala Ajan« sı, Sofya muhabirine bulgar başbakanı B. Köscivanof tarafından verilen beyas natı neşretmektedir. Başbakan, bugün Bulgaristanda, dil ve kan itibariyle biribirine bu kadar yakın olan iki kardeş millet yaklaşma politiksma taraftar olmıyan arasında bir tek bulgar mevcud olmadığını, are tık bu arzuya müsbet bir şekil vermeke ten başka bir şey mevzuu bahis olamaya:» cağını söyledikten sonra Türkiye, Bul- garistan ve Yuoslavya arasında bir üç- ler paktı hakkındaki haberlerin hiç bit esasa dayanmadığını bildirmiş ve de- miştir ki : “— Yugoslavya için mevcud vaziye- Bulgaristan — halle- dilmemiş meseleler karşısında — değil- dir. Bulgaristan, Türkiyeye bir - dost- luk paktı ile bağlıdır. Yunanistan — ve Romanya ile ise halledilecek bir kaç mesele mevcuddur. tin tersine olarak, B. Kösteivanof Bulgaristanın iç vaziyetine gelince, bulgar milleti devletin idaresine işti- rak arzusundadır. Fakat Partiler vası- tasiyle değil. Bulgaristanda, yeni dev- rin ruh ve icablarına Uymak mecuriye. tindeyiz.,, —— DEYLİ MEYL'İN BİR HABERİ Bir Akdeniz anlaşması için ingiliz - italyan Mmüzakereleri başlıyor mu? Londra, 11 (A.A.) — Deyli Herald gâzetesi, ingiliz resmi mahfillerinin B. Cianoyu Londraya davet etmeleri im- kânını derpiş etmekte olduklarını ya. ngiliz - italyan ger- me matuf ilk adım ola» Deyli Meyl gazetesi, Akdenizde bir anlaşmaya varmak maksadiyle İngilte. Hava Kurumu ; piyangosundan Kazanan Numaralar İstanbul; (Telefonla) — Bugünkü keşidede beşyüz liraya kadar yüksek ikramiye alan numaralar şunlardır. : 344 mumaraya, 12.000 İi- Ta 9260 numaraya, 3150 ve 34838 numa- ralar ikişer bin lira, 20023 ve 33932 nu« maralar da biner lira kazandılar, Sonları 44 le biten numaralar 2 şer Tira amor ti alacaklar, te ile İtalya arasındâ müzakerelere baş- lanmış olduğunu bildiriyor. İngiliz hü- bu h ta teklifler dahi yaptığı, ve bunl. imdi Akdenizde mevcüd kuvvetlerin mikdarını muhafa- zaya ve iki memleket menfaat bölgele. rinin yazılı zamanlar altına alınmasına kümetini matuf bulunuyor. — BRSEETEL I UÜBKT AD İç sayfalarımızda IKİNCİ SAYFADA: İç haberler, — Herşeyden biraz. — Düşünüşler. — Dil köşesi. ÜÇÜNCÜ SAYFADA: B. Litvinof'un nutku, — Dış ha- berler. — Son haberler. . DÖRDÜNCÜ SAYFADA: Sanatkâra (B. K. Çağlar). — ls- panya barbının yeni safhası, BEŞİNCİ SAYFADA: Sergiden röportajlar, — Bilinmi. yen insan. y 12 SONTEŞRİN 1936 PERŞEMBE Son haberlerimiz üçüncü sayfada Tet B HER YERDE 5 KURUŞ DİL ARAŞTIRMALARI Latin kelimesi üzerinde bir tetkik Bu (Latin) kelimesinin delâletini bütün dünya bilir. İtalyada bir kavim, kültürü ve bilhassa dili ile Avrupaya yayılmış. Bu kelime bir kavim ve kabi- Teye delâlet edince ve onda da bir esa- let, bir zekâ, bir kültür ve bir kültür dili tanınınca 6 kavmin Ortaasyadan gıkmış olduğuna şüphe etmeyiz. Fakat bunu biz - söylemeyelim de henuz Türkün ve Türkçenin gafili bulu- nan adamlar elinde sözleri dahâ çok makul olması lâzımgelen bir avrupalı. ya söyletelim, Bu avrupalı “Michel Honnorat” dır, 1933 de yazdığı (Dömonstartion de la parent& deş langues indo » europdennes et sömitigucs) adir kitabında (Latin) sözünün menşeini izah ederken bunun (Lituani . Lituanle) nin aynı olduğunu söylemektedir. Bu yakınlık bize şunu gösteriyor ki o da som Türk bildiğimiz Lituaniyenlerin Avrupanın ortasından Alp dağlarını geçerek İtalyaya gelmiş olan Lituanlar olduğudur. (Latin) kelimesi hakkında fransızca Petit Larousse illustr& adlı lugat kitabı şu izahatı veriyor: (Latin “e”) Jat: Latinus Per- sonne originaire du Latium. Catholi- gue d'Occident. “adj” Oul appartient au Latium, ou â ses habitants. Eglise ehrötlenne d'Occident, ©pposition â Vöglise greogue, Not. — Kelimeye Larousse'ta verilen manayı gördük. Buna sadece gülünç ve Çocukça mana verme derler. Kelimeyi bu yolda izah etmekten daha büyük gaflet olamaz. Hakikatte bu (latin » li. tuani) kelimeleri Türkçedir, Bir Türk camlasının adıdır. Bunu evvelâ Güneş « Dil teorisi ile anlayan gözler önüne koyalım; ondan snora türlü Türk keli« meleri ile karşılaştırıp teyid edelim, Latin:ağ * al b at »- par Receb PEKER ağ: Anaköktür. Manası varlık, ego- dür, al: Çok geniş bir saha ifade eder. İşte bu geniş sahada varlığın, egonun mevcudiyetini gösterir. at: Kendinden evvelki manayı ya- pan, bunun yapılmış olduğunu gösteren bir Türk ekidir. in “inğ”: Kelimenin manasını mamlandırıp onu İsimlendirir. Bu izahtan çıkan mana şudur: varlığın çok geniş sahada oluşı bir kavim, bir camia diyebiliriz, birbir- lerine bağlanmış insanlar, egolar diye- biliriz. Hiç tereddüd etmemek lâzımdır kâ kelimenin manası budur. Bu kelime bit kavim ve kabile ifade eder. İstorik yolla anlıyoruz ki Latinler Ortaasyadan Karadeniz şimalinden gar- ba göçen Türk mühacirleridir. Bir kıs. mr şimdi bulundukları Lituvanyada kalmışlar, bir kısmı da Tİtalyaya git- mişlerdir. Not. — Bizim burada ürzerinde dur. duğumuz Latin, lituan kelimelerine verdiğimiz manalar görüldü. Bu keli- melerin ne kadar Türkçe olduklarını kavrayabilmek için bu söz ailesinden daha bir kaç türk kelimesini hatırla. talım, İlitmek — Tecemmu” etmek İliştirmek — İlhak etmek, leffetmek, raptetmek İlkitmek — İddihar etmek, mak, İlkmem — Cem'etmek, iddihat gfi mek, teraküm etmek, Tlmek — Vasletmek, ukde İlmik — Rıpka İlti «« Âsude yer (yani ilin konabi- leceği yer) Bu sözler dilimizde yaşamaktadır. (İl) hem kavim demektir, hem de onun yerleştiği yer demektir. ta. topla- Harb, Madrid önlerinde siddetle devam ediyor İki taraftan gelen haberler muvaffakıye: tin kendilerinde olduğunu - bildiriyorlar Kömür yolu, ilk kömürü (Yazısı 5. inci sayfada) ayın on sekizinde getiriyor Çatalağzından kömür getiren ilk tren için tören yapılacak Zonguldakta 330 metrelik 18 numaralı tünelin ağzı (Yazısı 6. ıncı saylada)