No. 2099—Ââl14 UYANIŞ z 305 ASTA Belki dağların havası da sert gelmiştir, RİTA Zannetmem. Gece bir kere bile öksürdüğünü duy» madım. ASTA Görüyorsun ya. Doktorun ona bu seyahati tavai- ye etmekte hakkı varmış. R Evet. Neyse seyahat bitti ya. Ah, bilemezsin Asta, ne buhranlar geçirdim. Sen de bize çok seyrek ge- liyordun. ASTA Evet, daha &ik gelmeliydim, fakut.. RİTA Haydi. Haydi. Üzülme.. Meşgul oduğunu biliyorum. ( gülümeiyerek ) Sonra, malüm ya, Mühendisimiz de burada yoktu. ASTA Rita ! RİTA Peki, peki. Mühendisten bahşetmiyelim. Ah, hilmi- yorsun Asta, Alfred olmadığı vakit kendimi nekadar yalnız hissettim. Ne boşluk! Ne yalnızlık! Adeta çöl- de gibi.. Of! Zannederdin ki, bu evde bir ölüm ha- vası esiyordu. ASTA Sahi mi söyliyorsun ? Altı, yedi haftalık bir ayn- lık yüzünden mi? RİTA Ama düşün ki, bu kadar uzun senelerden daha bir gün bile ayrı düşmemiştik. ASTA Zaten bütün sebep bu ya! Biraz dolaşması için doğrumu tam vakti. Hattâ her sene dağlarda böyle bir gezinti yapması onun için çok iyi olacaktır. RİTA Bunu söylemek kolay. Eğer ben de senin kadar makul olabilseydim belki daha evvel bu seyahate onu ben zorlardım. Fakat, korkuyordum Asta! Öyle geliyordu ki, eğer giderse, sanki onu bir daha elde edemiyeceğim. Bunu ânlamıyor musun Asta, söyle! ASTA Hayır, anlamıyorum. Belki de kaybedecek kim- sem yok da ondan. RİTA (Alayis bir tebessümle) Sahi mi? Kimsen yok mu ASTA Benim bildiğim kimse yok. ( sesinin tonunu değiş- tirerek ) Peki ama, Alfred nerede? Hâlâ uyuyor muf RİTA Yo! Bu sabah her zamanki gibi erkenden kalktı, ASTA Demek ki, çok yorgun değilmiş. RİTA Bilâkis. Geldiği zaman çok yorgundu. Fakat, her halde dinlenmiş olacak. Bir saattenberi Byolf'le be- raberler. ASTA Zavallı küçük 1 Okadar çelimsiz ve solgun ki, fa- kat daima okumanın peşinde! RİTA (Bır omuz hareketile ) Biliyorsun ki Alfred, öyle istiyor. TA Evet, Rita. Fakat, sen buna meni olmalısın. RİTA (Hafif bir sabırsızlıkla ) Hayır, bak bu işe karışmam. Alfred benden daha iyi anlar. Sonra, hem Eyolf okumasın da ne yapsın! Kendi akranları gibi oyun oynamaz ki. ASTA (Kavi bir tavırla) Ben, Alfredle bu meseleyi konuşacağım. İ RİTA Evet, evet, sen konuş ... Hah! İştel ( Alfred Alimers, soldaki kapıdan, elinden Pyolf'u tutarak girer, Üzerinde yatlık elbise vardır. 20-37 yaş- larında, ince tavırlı, tath bakışlı, ciddi v6 düşünceli simalı bir adamdır. Koyu renk fakat seyrek saçlı, sa- kalı vardır. - Eyolf parlak sarı düğmeli, üniforma gibi bir elbise giymiştir. Bir bacağını aürüklemekle ve #ol kolile bir koltuk değneğine dayanmaktadır. Ewa boylu, nahif görünüşlüdür. Parlak ve zeki gözleri vardır. ) ALLMERS ( Eyolf'un elini hrakır, Asla'ya doğru kollarını uzatarak sevinçle ilerler ) Asta! Sevgili Astaçığım! Sen, burada ha? Seni böyle birdenbire gördüğüme okadar memnun oldum ki. AST A Birşey beni gayri ihtiyari bu tarafa çekmişti. Aİf- red hoş geldin! ALLMERS ( Ellerini tutup sallıyarak) Teşekkür ederim, teşekkür ederim! RİTA Nasıl, gayet sıhhatli ve neş'eli gözükmüyor muf ASTA ( Gözlerini Allmers'ten ayırmadan ) Fevkelâde | Bakışları okadar canlı ki! Her halde seyahatte iken epi yazmışsındır. (sevinpli bir nida tl) Yoksa kitabını bitirdin mi? ALLMERS (Omuzlarım silkerek ) Kitap| ASTA Kendi kendime diyorum ki: Alfred buradan ây- rıhr Z l dah kolaylıkla > Yv bil k , yazabilecek. ALLMERS Ben de böyle düşünüyorum. Fakat. düşündüğüm gibi olmadı Asta. Hakikat şu ki, bir tek satır bile yazmadım. ASTA Yazmadın mı RİTA Desene! Ben de baktım: götürdüğü kâğıtlara hiç dokunulmamış, AŞTA, Peki ama Alfred, bütün bu zaman zarfında ne yaptın ? -- Bitmedi — EN