336 Küçük Hikâye: Korsan Kız!.. SERVETİFÜNUN UYANIŞ Yedi yönde | İY yan. yerine pr m gazetesi Telefon : 2-013 Abonesi : idir e li “k aylığı 600 ni Gazetemise ilân verecekler, İstanbulda Kamal ul. er dai ve Huli İlân Şirketine gitmelidir. No. 2095—410 ; İstanbul Uyanış Yabancı Viki eyle EN levişre frangıdır. Bir sayı Korsan kime derler $ Bunu içinizde bilmiyen belki yoktur. O, gözlerini, bulutlu semanın altında kor- kunç dalgaların gür sesleri arasında açmıştı. Babası Akdenizin yaman bir korsanı olduğu gibi anası da Karadenizin korku bilmiyen sert bakışlı bir korsa- nıydı, O, dünyaya gözlerini açtıktan sonra ruhunu zincire bağlı esirlerin çektiği kürek seslerile doldur- nun gözlerinde mavi suların köpüklü ği va güzel bir manzara gibi canlanıyordu.. Teknenin gert rüzgârla şişen yelkenleri, onun kulaklarına Ii bir şarkının nağmeleri gibi doluyordu.. O, bunların için- de korku nedir bilmiyerek büyüdü.. Büyüdü çe gü- neşin rengi ile yanan ları yuvarlak omuzlarını örtüyor, büyüdükçe mavi gözlerinin rengi guların koyu'mavi rengini alıyordu. Yanaklarında ufkun kızıllığı, bakışlarında yıldızların parlaklığı yanıyordu.. Onu gören bir daha görmek istiyordu.. Gemisipdeki esirler bile güzel gözlerinin hatırı için yapılan okadar eza cefaya boyun iğiyorlardı. Onların bazan arala- rında şöyle konuştukları olurdu : orsan kızın ne güzel gözleri var. Ben 0- nun bakışlarına esir oldum.. Ben de öyle! Ben de onun için bileklerime zincir, boynuma halka vurulmasına razı oldum! Bir gün Korsan kızın karşısına elli çifte kürekli, dalgaları yararak cenuba doğru giden beyaz bandı- ralı bir korsan gemisi çıktı. Kız, geminin dümen ta- rafından onu uzun uzun geyretti, sonra adamlarına bağırdı : — Üzerine doğru.. topları hazır edin! Kızın gözlerinde içten gelen bir parlaklık vardı. e m nedir bilmediği için dudaklarında alaylı te- bessümler dolaşıyor, uzaktaki geminin dalgaları ya- e ilerlediğini seyredip şöyle söyleniyordu : sana gösteririm, bu sularda serbest na gl dolayli. orta yerinden iki parça ol da o zaman öğre Yar arım 4 sonra çarpışma başlamıştı. Korsan kız, ayakta dümeni idare ediyor ve durmadan adamlarına emirler sayuruyorân. Deniz birbirine karışmış, korkunç rüzgârın fazla- laşmasile dalgalar tüyler-ürpertici sesler çıkararak yükseliyordu.. Beyaz bandıralı gemi, yapılan ateşe mukabele etti.. Fakat bunu gören Korsan kız, tekrar 1 — Üzerine doğru.. topları ateş edin! Bir an öyle oldu ki, ateş, kan, duman, dalga, rüz- gâr hepsi âdeta bir Tüfan halinde denizin ortasında yükselip alçalıyordu. Beş on dakika sonra Korsan kız, ateşi kesmiş, dal- gaların ortasında yanau beyaz bandıralı geminin is- kele tarafına yanaşmıştı. Beyaz bandıralı korsan ge- misinin efradı sun yaddeye gelinciye kadar kılıçkılıca çarpıştılar, ama Korsan kız, elinde kılıcı, dimdik —— muş korku bilmiyen yüreğinin var-kuvvetile, vuru diye emirler veriyor, bileğinin bütün kuvvetile End maharetle kull#niyordu. Biraz sonra, kanlı çarpışma durdu. Esirler zincire bağlanıp geminin hamulesile beraber gemiye getirildi. Dümen tarafından bu man- zarayı neş'e ile seyreden Korsan kızın yanına gelen bir er, şu gözü söyledi: — Korsan, esiri ne yapalım” Ş — Getirin onu karşıma!.. Emir derhal ifa edildi.. Blinden kılıcı alınmış, b leklerine ağır zincir geçirilmiş, yakışıklı bir delikanli, Korsan kızının önüne getirildi.. Bu delikanlı, beyaz bandıralı geminin korsanıydı. Delikanlı, iğik başını bir an kaldırdı, kızın gözlerine doğru baktı. O da, delikanlının gözleri içine bakıyordu. Sanki o, vii siyah gözlerin içinde bir “e yanıyordu. Korsan korkar gibi oldu bu gözlerden. Vücudü titredi, diz başı ona doğru iğildi. Gözlerinin kızgın bakışı buğu- landı, elinden kılıç yere düştü. Titrek bir sesle: — Çözün bileklerini, dedi. O gözlerini dünyaya ai gündenberi korku ne- dir bilmiyordu. Fakat bu geniş omuzlu, iri vücutlü, dik ülkeyi delikanlının koyu siyah gözlerindeki ateş, onu ilk defa korkutuyordu. Ama, bu korku öyle bir korkuydu ki, bakışlarını ondan ayıramıyor, kalbinin helecanından, derin hislerle içi doluyordu. Delikanlı- nın bilekleri çözüldü.. Korsan kız, onu yanıbaşına oturttu.. Her ikiside biribirlerine bakıyorlar, içlerindeki duyguları biribirlerine anlatmıya çalışıyorlardı. Gemi işini bitirmiş, hareket emri bekliyordu. Bunu sezen delikanlı, k — Emir verin de gemi hareket etsin! dedi. Korsan kız, tatlı bir bakışla delikanlının gözleri içine baktı. Sonra bakışlarını etrafta gezdirdi. Bâşını delikanlının kolları arasına bırakıverdi, Delikanlı par- mağile cenup tarafını göstererek hareket emrini ver- di.. Beyaz bandıralı geminin son enkezı köpüklü dal- gaların ortasında alev slev yanarken, Korâün kızın gemisi cenuba doğru ilerliyor, ilerliyordu 1..... Naim Özel Harbiye Mektebinin Ankaraya nakli enstantanele- rinden: Talebe, yeni mektep binasına gitmek üzere, Ankara istasyonundan ayrılıyor. AHMED İHSAN Basmevi Ltd.