Na. 2084—399 © TESADİFLER Yazan: Bürhan Arpad Saat dokuz olmamıştı daha. Erken gelen bir kaç arkadaş günün ilk havadislerini konuşuyor- duk. İşbaşına beş dakika kalmıştı. Yavaş yavaş sahipleri gelen masaların çekmeleri açılıyor, kar- şılıklı merhabalar yükseliyordu. Ve her vakitki gibi tam dokuz ziliyle de bizim Cemil göründü. Nefes nefeseydi gene. Acele defteri imzaladı. Etrafın alaylı merhabalarına biraz isteksizce kar- şılık verdi. Çizgilerini gerdiği bir yüzle yanıma yaklaştı. Ciddi görünmek istediği zamanlar hep böyle olurdu. Elini omuzuma koyarak kulağıma eğildi : — Bu günlerde Macideyi gördüğün var mı? Canım sıkılmıştı : — Ben de seni ciddi bir şey söyliyecek diye hazırlanmıştım, Cemil.. sabah sabah soracak sual bulamadın mı? Ayni ciddiyetle devam etti: -— Sen bilirsin, dedi, ben seni alâkadar e- decek sandım da... Ve yürümiye hazırlandı. Onun susması bende sormak ve öğrenmek isteğini kımıldatmıştı. Kolundan çektim: — Dur, dedim.. sana çok şekerli bir kahve 1smarlıyayım.. yorgunluk alır. Şefin gelmesine daha vakit var.. lâf atarız. Sesini çıkarmadan oturdu, Bu sefer ben de- min Cemilin sual cümlesinde kalan konuşma- mıza başladım : — Ne bileyim Allahı seversen, dedim. Ay- lar var ki Macideyi görmedim. Muhakkak ev- lenmiştir. Bir doktor yüzbaşının istediğini söy- Aüyorlardı; belki de beraber uzaklara gitmiştir. Başını salladı: — Evet, dedi. Uzaklara gitti. Ama yalnız ve geri dönmiyecek. Hâlâ devam eden bu muammalı tavrına sa- bırsızlanmıştım : — Sende birşeyler var ama, diye sarstım omuzlarından.. Birşeyler geveleyip duruyorsun gene bu sabah.. çıkar şunu ağzından, — Peki,dedi.. söylüyorum öyleyse. Birden haber vermek istememiştim. Macide bir ay ev- velisi yattığı şehir hastanesinde bir rahim ame- Tiyatından sonra ölmüş. Hiç beklemediğim bu habere evvelâ şaşırdım. Şimdi hatırlıyamadığım birkaç kelime çıktı ağ- Zımdan. Sonra kendimi topladım. Ve Allah rah- met eylesin diyerek lâfı başka tarafa çevirdim. Bütün gün ona aid hâtıralar gittikçe aydın- lanarak kafamın içinde canlandılar. Hatırlamak istemediğim halde, yeni yaşadığım bir vak'a gibi beni sardılar: e am UYANIŞ 153 <Macideyi iki sene evvelisi, bunaltıcı bir yaz gününde, bir icra işi takib ederken görmüş- tüm. Kefili olduğum bir arkadaş bermutad bor- cunu ödememişti ve ben arkadaşımın yüklenmek istemediği bu külfeti kanuni şekilde kabullenmek için sabahtanberi icrada bekliyordum. Hem yap- tığım budala hareketin, hemde iki saattir bek- lemenin verdiği yorgunluğun tesirile fena halde sinirlenmiştim. Etrafma bakmadan koridorda aşağı yukarı dolaşıyordum. Birden, sürtünerek geçen bir kadın kokusuyla başımı kaldırdım. Yürürken iri vücudünün bütün kadın ahengini kalçalarında gösteren bir kadındı bu çarpan. İlerdeki icra olasına kadar yürüdü. Kapıdan baktıktan sonra tekrar döndü. Bir Mısırlı kadar esmer yüzü, bulanık kestane gözleri vardı. Ayni gün akşama doğru Cibali vapur iske- lesinde gene ona rastladım. Vapur bekliyordu — Sonu 160ınc sayıfada — se Montrö zaferinin kutlulanışı intibalarından : Ankarada Atatürk anıtına çelenk konulurken