No. 2069 —384 323 — 1306 «<1B89» da curnalcıların ikinci tekmesi geldi, yetişti; risale- lerin hepsi birden kapatıldı. Risa- lelere bakma işi Maarifin elinden alındı. Gazeteler gibi bunlar da dahiliyedeki Matbuat müdürlüğünde sansür edilecekler ve gazetelerin intişar usullerine uyacaklardı. — Hatırladığıma göre «Serveti- fünun>» u bu sıralarda çıkardınız; bu gayri müsait şartlar altında buna nasıl teşebbüs ettiniz ? — 1306 yani 1890 da ben «Ah- med İhsan Matbaası» nı İstanbulda Ebussuut caddesinde kurdum, Jules Verne'in romanlarını tercüme edip basıyordum; bu suretle tercüme edip bastığım fenni ve resimli romanla- rın sayısı 23 tür. Bu romanların resimlerini Paristeki tabiinden gal- vano edilmiş olarak getirtirdim. Fakat içim durmuyordu; bir mec- mua çıkarmak istiyordum. O Şıl şimdiki «Karagöz» gazetesinin mü- esaisi rahmetli Ali Fuad «Müsavver cihan» adıyle dahiliyedeki maarif idaresinde sansür edilmek şartile onbeş günlük bir gazete çıkarmıştı. «Dahiliyeden sansiir edilen neşriyata gazete denirdi.» Rahmetli Ali Fuad Bahriye matbaasında çalışırdı. O- rada ilk defa olarak fotoğrafla çinko üzerine klişe yapmak usulünü kurdu, ve Türkiyede ilk çinkografi klişelerini yapmıya başladı. Baş- langıç olduğu için bunlar güzel değildi. Zaten bu usulde Avrupada çıkan mecmualar dahi muvaffakı- yetten henüz çok uzakidiler. San- atin tekâmülünü Viyanadaki An- gerer müessesesi göstermişti, fakat kendi patenti altında idi. Ben daha iyi bir resimli mecmua çıkarmak arzusunu yenemiyordum. Matbuat kanunu otuz yaşından aşağı olan- lara gazete ve mecmua çıkarmıya izin vermiyordu. 1293 kanunu esa- sişinin kurduğu ilk Meclisi Mebu- san'da kabul olunmuş olan Matbuat kanununun bütün maddeleri leş gibi ortada yatıyor, yalnız bu nıad- desi yaşatılıyordu. Gündelik gazetelerin fenni ve ilmi haftalık ilâve çıkarmasını mü- saade vardı. Bu kayıttan istifadeyi düşündüm. Galatada Nikolaidis is- minde bir Rumun her gün öğleden sonra çıkarmakta olduğu türkçe «Servet» gazetesinde ajans telgrafı UYANIŞ ları mütercimliği yapıyordum, Sev- gili arkadaşım Ubeydullah arapça ve farsça mütercimi idi. Nikolaidis'i kandırdık, «Servet» gazetesine ilâve olarak «Servetifünun» u 1307 - 1891 de kurduk. İlk gene nüshalarının altında D. Nikolaidis imzası vardır. Bir sene sonra Mektebi Mülkiye arkadaşım Mabeyineci Mehmed Arif hususi bir irade ile «Servetifünun» u benim adıma geçirtti, — İstibdadın bu son devrinde «Servetifünun» dan başka mecmua yahut o zamanın tabirile «Risale» çıkmamış mıdır 9 — 1324-1908 inkilâbına kadar Servetifünundan sonra bir tek mec- mua daha çıkabilmiştir; o da kitapçı Karabet'in «Resimli gazete» sidir ki, Meşrytiyetin ilk aylarında «Re- simli gazete» Abdullah Zühtü'nün Kâmil Paşa taraftarı « Yeni gazetersi olmuştu. <Servetifünun>» ise Meşru- tiyetin ilânile beraber günlük nüsha çıkarmıya başladı. — Münif Paşanın teşvik ve ko- rumasinın bu ilk mecmua bollu- Bunda mühim bir âmil olduğunu söylemiştiniz, Bu yazmak istiyenlere imkân vermek bakımından mü- himdir; fakat asıl yazınak ve de- vamlı mevkut neşriyat yapmak ihtiyacını doğuran âmil ne olmuştur! — Abdülhamid zamanındaki ri- sale bolluğu Şinasi, Namık Kemsi, Recal Ekrem, Ahmed Mitat mek- teplerinde zihinleri açılan, ruhları yavaş yavaş garba dönen o zamanki gençliğin çok ateşli, çok canlı ide- alizminden doğmuştur, — İlk mecmua bolluğu dediği- niz bu devirden evvel Türkiyede mecmua çıkmamış mıdır? — Pekâlâ bilirsiniz ki (1855 #anzimatı ile, Gülhane Hattı ile ve ondan evvel Sultan Mahmud'un Galatasarayda Tıb Fakültesini kur- ma nutku ile başlayan yenilikler. den gerisi karanlıktır. Hele © ge- rinin son yüz senesi cehaletin en koyu karanlığı içinde bulunduğu için ilmi, edebi, fenni garp hare- ketlerini görmek isteyen kimse ol- mamıştır. 1823 te çıkan ilk Türk gazetesi «Ceridei Havadis» i Ohur- ehil isminde bir İngiliz kurmuştur. 1923 den tâ 1875 e kadar neğriyat hayatı denilebilecek bir şey görül- memiştir. Abdülaziz'in son vakit- lerinde, Namık Kamal'in «İbret> ve «İatikbal» |, Bbuzziyanın «Tas- viriefkör» 1, Abmet Mitat'ın <Ter- sümanıhakikat»i, Ali Efendinin «Basiret» i, Filip adlı bir Rumun «Vakit - Tarik»i ve birkaç gayret- linin kurduğu mizah gazetelerinden başka bir şey yoktu. Abdülhamit meclisi meb'usanı dağıttıktan ve; mizah gazetelerini kapattıktan son: ra bu neşriyat hareketi tamamile, durdu, Tekrar bir kımıldanmanın görülmesi 1300-1305 e doğru ol- muştur. Sorduğunuz mecmua kay» naşması Türkiye'de ilk delin O za. man oldu ve ben buna yetiştim, Bundan evvelki Şinasi, Kemal ve; arkadaşları devrindeki gazetecilik hareketi, mahiyet itibarile daha gis! yade siyasidir. Netekim Ahmet Mi- tat ile arkadaşları Kıbrıs'da. Mago- sa zındanına gönderildiler, Namık Kemal mutaaarrıtlıkla uzaklaştır!» dı, bazıları Parise ve Londra'ya giderek malüm olan inkllğp ve hürriyet gazetelerini çıkardılar, Bu itibarla bunlar mevzuumuz dışında kalır. Bunları size aklıma geldiği gi- bi hikâye ettim. İçinde unutulmuş» lar olabilir. Bilenler varsa 8ize yazarlar, tamamlamış olurlar. Meşrutiyet başlangıcında kendi. bi gösteren ikinci bolluk, yahut ksynamayı size anlatabilmek için düşünmeğe ve bazı araştırmalar yapmağa ihtiyacım var. Bunu ge lecek ay yapacağımız ikinci bir konuşmağa mevzu yaparız; bugün- kü bolluğa ise ondan sonra geç mek minasip olur. Yeni Eserler: Genç Şairlerimiz ve Eserleri Edebiyat öğretmeni ve «Feorlâti» şâirlerinden Mehmed Behçet Ya. zarın bü ialımdeki eseri güsel bir baskı ile çıktı. Bilhassa son edebi- yat kavgaları minasibetile yeni genç şairleriu eserleri hakkında bir fikir almak istiyenlere bu kitabı tavsiye ederiz, "