No, 1882— 197 SERVETİFÜNUN 229 İlim, hars, edebiyat; bizde olduğu kadar hiç bir m” ayağa düşmemiştir. irgün bakıyorsunuz daha türkçe bilmiyen bir sik müdürü cilt cilt roman yazıyor, bir diğeri garbın büyük eserlerini Köroğlu ağzile adapte ederek telif eserdir diye ortaya koyuyor, bir başkası, mühen- dis olduğu halde Ankaranın Hakimiyeti Milliyesinde Yarı Siyasi diye her şey- den bahsediyor, ve daha bir başkası ise bir lisede ecnebi lisanı hocası iken başımıza bir san'at bezirkânı olmıya çalışıyor.. Ve bu misalleri daha pek çok çoğaltabiliriz, Ri Hâzım beyin teklifini müzakere etmek için top- lanan Bursa Halkevi âzö ları esas mesele hakkında bir karar veremeden dağı- A lıyorlar.. Zira doktor Oş- 4 man Şevki bey isminde bir zat «Karagözün Çinliler tarafından icat edildiğini, bunlardan Mogollara, arap ve acemlerden bize gel- diğinis söylüyor. Bu mesele yoktur veya vardır diye bir kelime ile kesilip atılabi- lecek bir şekilde değildir. Sene- lerce üzerinde çalışmıyaı ve söz söy- lerken de senelerce üzerinde çelı- şılmış vesikalara istinat etmek lğ- zımdır. Aksi takdirde bütün söylenenler nihayet bir söz mahiyetinden öteye geçemez, Osman Şevki beyit sözleri bu mahiyettedir Muhterem doktor Karagözün Çinliler tarafından icab edildiğini söylerken bilmesi lazım gelirdi, ki oradaki hayal hepimizin (bildiğimiz el Güimlim ile yapılırdı. Halbuki Karagöz böyle mi? Var mi, Yok mu? İTHAM EDİYORUM. Karagöz meselesinde Sehap Nafiz, İbnülemin Mahmut Kemal beyden Köprülü zade Fuat beye, ve Burhan Cahit beyden Osman Şevki beye kadar bu meseleye karışanların hepsini itham ediyor. Karagöz oyununun tipleri Karagöz derin bir felsefeye istinat eder. Şeyh Küşteri'ye — ki asıl ismi Şüsteri dir — bir gün müritleri: — Hayst hakkında bizi biraz tenvir edin. derler. Şeyh Küşteri bunun üzerine başından sarığını çıkarmış “Çâr köşedir perdemiz, diye uçlarından birer iple gerdikten sonra arkasında bir ışık yakmış, ışığın karşısında elini bir kaç kere hareket ettirdik- ten sonra ışığı söndürmüş. İşte Karagöz'ün icadı bu suretle olduğu gibi bu halde bir hayat felsefe- sine işarettir, Burada perde âlem, el vücut, ışık bayat, nefes âdem'e işarettir. , Karagözün mucidi Şeyh “Küşteri, Orhan Gazi zama- nında Bursada yaşamıştır. Evliya Çelebi hata ede- rek Şeyh Şazeriyi de ha yalle uğraşmış ve hayalin mucidi olarak göstermiş i isede yanlıştır. Hayalin mucidi Şeyh Küşteri olduğu gibi Şeyh Şazeri de ha- yalle *uğraşmamış âlim bir adamdır. Karagöze gelince; hakkında bir çok kitaplarda bir çok rivayetler olan bu zat Kırkkilisede doğmuş büyümüş ve Bizansa gelmiştir. Osmanl ogullarından fevkalâde kor- kan Bizans imperatoru bunu Mn sıfatile Bursaya gönder- tir. Karagöz orada Neferi alasın Hacı İvaz — Ha- cıvat — ile karşılaşmıştır. Hacı İvaz tahsil görmüş, hog- sohbet bir çelebidir. Birinin sadedilliği diğerinin zekâsı ” “altıyüz senedenberi bu mem- ————— eketin neş'e kaynağını teşkil etmiştir. Karagöz bugün eski ehemmiyetini kaybetti ise kabahat onda değil onu oynatap ellerdedir. — Devamı 216 ıncı sayfada —