No. 1844—159 SERVETİFÜNUN 43 Kızın şapkası ve pardesisü yak.. Kiz hatırlıyor. Gezmeğe gittikleri yerde uğaç- ların altında kalmış. Heyecandan unutmuşlar. Kız miiteessir, helecan ve korku içinde... Annesi soruyor: — Nervle şüpkan ve rr — Ağaçların alanda kaldı. — Hangi ağaçların altında? — Gittiğimiz yerde... — Neden anuttun, kızım? — Keman böcüsı çıkarttırdı. söyledi. Ve bu suretle İnz tecrübesizliğini gösteriyor. Kendi dili ile tntuluyor., Akşam eve geliyorlar. Bana tuhaf şeyler Sinemada çıkarken ilk Konuşan Naci oldu: — Nasıl filim? Cevap verdik: — Güzel... Feridun biraz durdu, Bönra önüne bakarak yavaş gesle anlattı. — Onbeş yaşında bir kız aşkı.. saf ve icli.. Fakat çok sürmüyor... Onbeş yağında masum, tecrübesiz bir kız kalbi tasavvur edin. Henüz kadınlığa mahens intirikaları öğrenmemiş. Yalnız hislerle haraket eden açık, temiz bir ruh. İnsanın bütün benliğine hükim olan bir aşk. Câli olmıyan sevimli bir yüz. Muhabbetle bakan bir çift parlak, manalı göz. Sadik, hiylesiz ve merbut., Ön beş yaş. Ve bu yaşın bütün harüreti,.» Feridun içini çekerek söylüyordu: — Yalma.. Evet yalnız!... İnsan hiç ayrılmak is temediği vakit ayrılmi mecburiyetinde kalıyor. Ben sevdiğim kızdan ayrılırken sanki dünyadan üy- rlıyormuğ kadar azap çektim, Ayrılmak.. Ayrılığınızın hikfiyesi.. macera.. Çok uzun. Nacile ben merakla sorduk: — Neden ayrıldımz Peridun?.. Feridun gözlerini caddeden sür 'atle giden otomo- billere dikti, kirpiklerini kapar gibi yaptı, titrek hir sesle: — On beş yaşında bir kızın çocukluğu, ayrılma mızâ sebep oldu... Bir gün annesine seviştiğimizi “ağzından kaçırmıştı... Feridunun bu itirafı birdenbire hayrete düşürür gibi olmuştu.. Naci ilâve etti: — On beş yaş aşkı.. Temiz, saf ve masum, Fakat tehlikeli... Bön de ayrıldığım zaman on beş yaşın İhtiyatsızlığına, tecrübesizliğine kürban gitmişlim... İkisi helecanla bana sordalar: — Son niçin ayrıldın!. — Ön beş yaşın töcrübesizliği yüzünden:;.. Şüphesiz, temiz Bu uzun bir Navi ile beni . Gece şiddetli birsoğuk çıkmıştı. İstiklül caddesinde "Taksime doğru hızlı adımlarla yürüyor ve mırıldanı- yordluk: — Onbeş yiş.. Ve. bu yaşın saf, masum, şüphesiz, hüssas aşkı... © Bakat tesrübesiz ve tehlikeli... muvaffakiyet varçtlği Bu İşittikelerimiz : Tiyatro dedikodulari o Darütbedayi'de « Şarlatan » dikiş tutturamadı ! Meşhur bir fransız o muharririnin o « Knok* isimli çok meşhur bir komedisi vardır. Moliere'in ince istih- zasını modem bir tarzda oyenileştiren ve şarlatan doktorlarla kuvvetli bir surette eğlenen bu güzel eser, hemen dünyanın her yerinde senelerdir. oynamyor ve meyanda yunancaya da tercüme olunmuş ve teresili A'da büyük rağbet görmüştür. be ie temsil edildiği memlekette takdir ve rağbet gören bu eser nihayet bizim Darülbedayi'de de « Şarlatan » ismile yalnız bir gece oynandı ve son perde kapanır kapanmaz zavallı Şarlatan bir daha dönmemek üzere firara kadem bastı. Gidiş o gidisi... Anlaşılan Darülbediyi böyle şarlatan barındırmıyor! 9 Raşit Riza irupunda « Demirhane Müdürü » Raşit Riza Bey, Beyoğlunda eski piyeslerden mürekkep bir repertuvarla oldukça rağbet gören tem siller “veriyor. Yeni eser olarak ta en son oyniyacağı «Demirhane Müdürüs nü ilân ediyor. Bu piyesin otuz sene evvel Manakyan. tarafından oynandığını hatırlarsak bizde | tiyatronun yeni bir tekâmül sahasına gireceğine inanmamak lâzıml.,. Hey gidi san'at inkılâbı heyl.. O Resim dedikoduları Elif Naciye 'dair. Ressam Elif Naci ile beraber, bir gün Ankara eaddeşinden yukarı doğru. çıkıyorduk. Bahis #on resim ” Senli — Üstat, bu ve kaç tablo sattın? — Daha.. — Neden?. Bal bir san! ii çi vk her halde çok kimse vardır. — Öyle amal... Naci kendisine mahsus “zarif e rn külünü silktiz — Monşer, dedi, tam resim ei ği ço iz Onbeş. senedir. bu iş için uğraşıyorum. Fakat bu sefer de iktisadi buhran gin, Kimse resme para vermiyor! , mi vi diğ ie