565 No. 1720—35 UYANIŞ 384,70 mide ve bağırsak hastalığından, muaveneti lâzımdır. Bir çök hastalıklara, vefiy- 174,29 mefes boruları hastalıklarından, ata sebebiyet veren ve çoğu cehaletten, müna- 170,76 anadan doğma zaiflıktan, sibetsiz itikadattan, emzik istimalatından ileri 24,70 veremden, gelen hıfzısıhhate mugayir ahval ve şeraite karşı 222,92 sair sebeplerden ölmektedirler. müdafeadan aciz bu zaif mahlukları hayatlarının Şurası muhakkakdırki bu son sırayı teşkil eden 229,92 çocuktan çoğunun vefatı ana ve babadan verasetle gelen hastalıklara aittir ki vaktile tabibe müraceat edilmiş olsa teşhis ve tedavisi kabildir. İshal, akciğer hastalıkları ve anadan doğma zayıflık gibi çocuk vefiyatın- da üç büyük sebebe gelince: hemen bir çok ahvalde vefiyat, ya cehalet, ihmal, teseyüp ve kaytsizlik eseri valdelerinin tabibe müra- ceat etmemelerinden ve ya geç müraceat etmele- rinden ileri gelmektedir. Ve bu suretle çocuk- lar kurtarılabilecekleri halde helâk olup gitmektedir. Piyer Buden— Pierre Budin : « 0O—I yaşına kadar vefat eden çocukların 0/0 60 ının ölümden kurtarıla bileceğini» bil- dirdiği zaman hiçde ifrata gitmiyor, mübaleğa etmeyordu. Küçük çocuklarda vefiyatın bu kesreti hayat buhranındanmı,para meselesindenmi ileri geliyor?. Yavruları, «küçük çocuklar muayenehanelerinden» ve lazımgelen tekayütlerden mahrum kılan sefa- let ve zaruretmidir? Asla, meccani hayır mües- siseleri ve hususi teşebbüsler yok değildir. Çok defa hemen daima «cehalet» ile birlikde tesir eden «sefalet» ten başka bir sebebde valdelerin yahut müstakbel valdelerin ihmali ve te- seyübüdür. Bir valdelerinin ihmali ve teseyübü, kayitsisliği ile ölü, lekeli, hastalıklı olarak dünyaya gelmektedirler. Fransa gibi bir yerde bile kadınlar doğurmadan evel meccani muayenelere devam etmeksizin doğum evlerine (o gitmektedirler. Daha malumatlı ve terbiyeli gençler hiç şüphe yokki ilerde daha az ihmalkâr olacaklardır. Çocuk ölümünde en büyük sebep <cehalet> ve onlardan ileri gelen bir çok amiller, ihtilatattır. Fena ve dar yerlerde yaşayış, kadınların ev haricinde çalışmak mecburiyeti, işrete düşkünlük, ahlak- sizlik, kayitsizlik, hotbinlik, terk olunması güç bâtıl itikad, fena itıyat ve sairedir. Göriliyor ki püerikültür çok şumullü bir san'at olup yalnız çocuklara doğduklarından itibaren değil, dünyaya gelmeden, hatta ana rahmine düşmeden evel iştigal, ediyor. Bu melfkürede muvaffak olmak için yalnız selahiyat- tar hekimlerin, bilgili ebelerin, uyanık zatların değil belki bütün insaniyetperverlerin, yürek sahibi zengin ve fakir kadınların, meselenin kutsiyet ve ülviyetine kani olan mürebbilerin çok çocuklar <sefalet», ilk zamanlarında korumak, «bu ictimai talisiz- leri himaye ve tesliye etmek lâzımdır.» İlk çocukluğa dair bu Büzel ve halaskâr mücadeleye, büyük memleketimizin atisine âit bu mukaddes mübarezeye sizler, ey istik- balin valdeleri hanım kızlar sizler davet oluniyorsunuz: bunada sebep memlekete iyi valide yetişdirmek ve hazırlanan mukaddes vazifede sizleri muvaffak eylemek üzere çocuk büyütmek hususunda hıfzısıhhata dair malumattar kılmak ve büsuretle şuurlu, iyi anneler yetişdirmektir. Küçük kızlara, hanım kızlara bu bapta bir terbiye ve malumat vermeden evel çocuk ölu- müne karşı mücadele fikrile validelerin çocuk hifzısıhhatinden az çok haberdar olmaları düşü- nülmüştür. İşte bunun içindirki hocam Piyer Büden — Pierre Budin 1892 senesinde Pariste Şarite hastanesinde ilk olarak küçük çocuk- lar muayene hanesini tesis eyledi. O zaman Parisde tahsilde olmak cihetile ben de bu tesiste bulunmuş ve mini mini yavruların sıhhi bir surette bakılmalarında bu teşkilin ne derece faideli olduğuna şahit olmuştum. Büden her hafta,her onbeş günde bir anneleri viladetaneye getirtmekdeyidi. Çocukları, mun- tazaman tarttırmakta, valdelere bizzat emzirme- ' leri hususunda nasihat ve memelerinin, sütlerinin kifayetsizliğinde temamen emzikle büyütmeden daha az muhataralı olan hen meme ve heni inek sütüyle beslemek üzere iyi muakkim süt vermekteydi. Bir az müddet sonra doktor(Düfur— Dufour) ve (Variyo Variyot) taraflarından takim olunmuş süt tevzii halinde emzikle beslenme- nin daha aztehlikeli olmasına nezaret etmek üzere süt damlaları tesis edildi. Her iki suretle küçük çocuk büyüdüğü esnada tabip tarafından nezaret altında bulundurularak valdelere Jâzim gelen terbiye ve malumat verilmekte idi. Süt damlalı ve ya damlasız«küçük çocuklar muayenehaneleri » her memlekette tesis olunmağa başladı. , Süt damlası 1922 senesi ikinci kânununda Istanbulda Fransız salibiahmeri madamları ta- rafından Türk ve islam çocuklarına mahsus ol- mak üzere tesis edilmiştir. Müessise o zaman Fen Fakültesi karşısın- daki Sebil ile üstündeki üç odadan ibaret idi. Sebilde Süt takim ve tevzii, üst katta ise ço- cuklar muayene olunmakta idi. —Devam edeçek — Dr Besim Ömer