560 Şiir : UYANIŞ Geçen nushadan mabat: 243 SAAT Şairi: İlhami Bekir Bir karın yuvarlanır Rayda. Yayan, gitmedeyim, yayan, Çatlak diz kapaklarımda Kanlı fırlak bir göz gibi çatlayan Karnım, Yayan gidiyor yayan.. Saat yirmi İçimde bir üzüntü Bir yangından kaçan yolcuya benziyor rüzgâr; Kıml saçları . Yakıyor ağaçları.. Akan suları yel götürür, Yelle denizler köpürür, Yel koşturur kadırgaları; Bıçak gibi göğsü yaran kasırgaları Benzetirim adımlarıma. var, Köprünün Kadıköy iskelesinde Acem Mirzanın kahvesinde Şeşbeş atıyor gözlerim. Bu yerin Sakinleri, Taş göbekleri üstünde ekmek kıranlardır. Çatlamış Birer kamış Boyunları. i Andırıyor çıplak göğüşler köpüklü sabunları. Başları yalçın dağların tüylü kartalları gibi. Bir ağacın çırılçıplak dalları gibi Hasan Hasan Hüseyne yalvarıyor: (10 Cumhuriyet borcum var Bekle bir haftaya kadar, Anam yatakta Hasta.) Biliyorum ki bir ateş nar Nıcaklağile böyle heran yanar Bu muvezzlin başı, Güderi bir deri, Güderi bir deri üstünde kum taneleri Hüseyni sarıyor, Gibidir göz yaşı. Ben buraya Bakmadan yıldızla aya, Ne al tayyörlü genç kızların, Ne bira köpüren, ağızların Alaylarına aldırımıyarak, No. 1720—35 Başımı bir gelin gibi kırmıyarak Girdim... Tahta bir yarıktan Seyrediyorum deniz diplerini, Kaynıyor suların dibi Kalaysız tencerelerde fıkırdayan sular gibi. Deniz köpürmüş.. Deniz.. Deniz.. Çatlıyor deniz, Göğsümde bir tokat zile patlıyor deniz.. Aç bir karın gibi içini çekerek sular Bana diyorlar-ki:; Can çekişen köpeklerin bile ödemezken emeğini, Sivri göbeğinin üstünde kırar yersin ekmeğini, Kırmızı bir gül yaprağı gibi açılan Bir kadının boş eteğini Dolduramazsın yine! Atl engine! Uç, Bir avuç su ol! Kara toprak dalgalarından daha esrarlı bu yol. Düşünmedeyim: Kadın bir sır, (adın bir etek, Kalın bir örtü altında Yaşalır her kadın gerçek iki göz. Eğer benim de gökte bir yıldızım varsa, ve her kadının göğsüne yalmız bir erkek sığarsa, Neden Dolduramazmışım boş bir kadın eteğini ben?. Ama ben işte böyleyim, böyle... Doğru söylüyorsun deniz, söyle! Saat yirmibir Yine algı bir kalıp içindeyim. Dişisiz bir kurt inindeyim. Nokta, nokta duvar çivileri UR 7101 Siyah sinek dizileri Çıplak Karınları üstünde bağdaşarak Seyrediyorlar bir budak gibi kör akşamımı. Karıncalar kan emiyor, göğüs deşiyorlar, Örümcekler ağlarında, Kurtlar yeşil dağlarında çifleşiyorlar.. Ben Teneke bir pencereden Teneke gözlerle tunç bir vücut bekliyorum.. — Sonu gelecek nushamızda —