1 Ağustos 1929 Tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15

1 Ağustos 1929 tarihli Servetifunun (Uyanış) Dergisi Sayfa 15
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

562 UYANIŞ şiiri ve musikiyi tam bir ronün yanında vida yapılması imkânı olmayan harikulâdeliklerin; aklı ve man- tığı şaşırtan garibelerin; küçük bir objektif ve onun muazzam Teferruatile başarıldığını görüyoruz Eger sesli filimler rağbet bulursa sinemanın bu eksik tarafı da doldurulacaktır. ilâvesi o halkın üzerinde nasıl bir tesir yapacak ? acaba filme ses zevki ve itiyadı Sinema bugüne kadar mu- hafaza ettiği rağbeti kaybede- cek mi? Filim Atelyeleri çalıştırdık- ları aktörleri hangi lisanda oy- namaya icbar edeçek? Filimler satıldıkları memleketlerin lisanla- la çevrilecek, yoksa her stüdyo ki olduğu memleket e mı alyan? Bütün bu suallerin cevabını zaman verecek- tir. Dünya üstünde sinema ; müs- bet sahada bütün içtimai şubelere yardımını uzatmış; bazı milletlerin iktisadiyatında mühim faydrlar temin etmiştir. a mukabil alıcı ve seyre- dici vaziyetinde olan Türkiye; sinemadan maddi hiç bir menfa- at temin edememiş; bilâkis her sene Garba avuç dolusu para çı- karmıştır. yatro sinemanın kuvvetli rekabeti karşısında şerefli mevkii- ni muhafaza edebilecek mi, edemi- yecek mi? Bugünkü hakikat maal- esef insanı sinemanın lehinde not me ediyor. Bütün Avrupa şehirlerindeki büyük tiyat- ro sanatkârları sinemanın paralı kulisten cazibesine (o kapılarak stüdyoların gözleri kamaştıran raklarına, yorlar; sahneler boşalıyor, buna mukabil stüdyolar doluyor. Dün- projektörlerine koşu- yanın başka yerlerinde hocalığa; mürebbiliğe kadar vazife alan; alka, çifciye, ameleye hars rehberliği eden sinema bizde henüz yabancı bir unsur gibi çıktığı toprağın ruhunu, kokusunu neşr etmekte devam ediyor. Biz bu filimleri seyrederken yabancı in- sanlar ve vakalarla karşılaşıyor. onlardan aldığımız heyecanlarla sarsılarak ruhumuzun aç kalan bir köşesini doyuruyoruz. Filim hayatı bizdede inkişaf etmiş bulunsa hiç şüphesiz yabancı eserleri teesür ve heyecanlarımız için bir yardımcı olarak beklemeyiz. Bundan altı yedi sene evvel Kemal B. tarafından çevirtilen bir kaç filim halkta umulmadık bir alaka uyandırmış; müteşebbislerine de oldukça menfaat temin etmişti. Bu sene yeni bir müteşebbis Son zel san'atların bir şubesi haline sre Makinayı, mlektriği resmi, raksı ariyi ERCÜMENT BEHZAT BEY ANKARA POSTASI filminde ( Osman ) rolünde. No.1720—35 TÜRK Sinemacılığı Yeni bir filim: ANKARA SPOSTASI halinde nefsinde e sinema ; bediiyatcıların bütün hücumlarına, inkârlarına rağmen Tiyat- kendine şerefli bir yer ayırtmaya muvaffak olmuştur. Bugün sak- grubu tarafından ( Ankara postası ) ismile İstiklâl mücahedesine rejisörü E. Muhsin beydir. Filim- deki sanatkârların ekserisi Darülbedayie çıkan ( Sinemond ) ismindeki filim”mecmuası haziran rr Ankara ere yu da gör- ve m et- ait bir Filim çevrildi. Filimin mensuptur. Pariste “düğümüz İsahne medigimiz oi iki resmi neşr etmiştir. Fransız mecmuaşı bu Türk filminden bahsederken sita- yişk şkâr bir lisan kullanıyor. Bu dört kişilik sahneyi aynen sine- monttan iktibas ediyoruz: sinemont- tan şu satırları aynen alıyoruz: Ankara postaşı — Bu en yeni Türk filminin yahut daha doğrusu temamile türkiyede çevrilmiş olan ilk türk filminin ismidir. Başlıca aktörler; oynayışları şayanı dikkat olan, Nevizat Bey (Behzat olacak, Uyaniş|. ve İsmet hanımdır. Uzun zamandan beridir ki türkyie sine- macılık faaliyetini inkişaf ettir- mektedir, Kemal filminin yaptığı Muhsin aktör olarak Almanyada filim çevirmiş ve bu sanatta mü- marse peyda etmiştir; malümatını Holywood da tamamlamış ve ora- da Amerikan tekniğini tetkik et- ziyade rağbet görmektedir ve ikiyüze yakın sinema salonu var- dır. İstanbul çi muhteşem si- nemalara maliktir Opera — Majik, — Melek gibi sinemalar kibar seyircileri amerikan filimlerile cezbediyorlar. Opera sinemasının hakiki ga- yretlerine Tağmen fransız filmi asla muvaffakiyet kazanmamıştır. Sinema amilleri için Türkiye müsait faaliyet sahası temin edebilir. Türkyede filim çevirmek fransızların ortada mevki edine- bilmesi için en iyi vasıtadır, Baştaki resimde görülen sanatkârlar: (Soldan sağa ) Nafia hanım, E. Muhsin, Behzat Baki, E. Behzat Beylerdir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: