No. 1720—35 Ne UYANIŞ 559 Dudağımın hırsı Bir gölge gibi aç — ses çıkarmasın — Bir gölge gibi gir, kapı aralığından. Başımı göğsüne gömdüğüm zaman Necamet içini yakıp sarmasın. Gömleğin yırtılsın, memen kızarsın, Dalında çatlıyan olgun nar gibi. Bir mermer heykele tül sarar gibi Çıplak vücudunu nefesim sarsın. HASAN RASİM köpüklü bir vardı. Bir cehennem kaynaşma gibi kızgın iki saniye geçti, ve ikinci çığlık bütün kasabadan koptu. Medit, bir çığlık! Su kitlesi erimiş bir dağ parçası gibi anbean Yukarki yaklaşıyordu. derenin bir avuç suyu şimdi mağrur kayaları yere vuran çamurla karışık bir alet gibi korkunçtu. Dönemeçlerde sarı bir yılan gibi kıvranıyor, merkezini oyan daireler çiziyor, aşağı vadiye yol bulan bir kol; gibi hiddetle çamurdan bir şelâle boşluğa atı- luyordu. Kasabanın evleri daha ilk temasta yerle yeksan oldular ve su eline geçirdiği insan ve hayvan cesetlerini, kopardığı kayaları sa&a sola çarparak kasabayı bir silindir gibi ezdi, geçti... Yağmur hâlâ dinmiyordu. Gök, kurkunç bir membadan fışkırmış geniş bir nehir gibi akıyor, iri, esmer bulutlar dibi delinmiş su tankaları gibi coşkun şarıltılarlarla akıp gidiyorlardı. A. Sırrı Garp üstatları: Leconte de Liste Leconte de Lisle, 1817de Saint Paul'da doğmuştur. ( Jlayet genç yaşında Hint memleketlerinde uzun seyahatler yaptıktan sonra 1846 da Pariste yerleşti. Lecont de Lisl&'e gelinceye kadar Roman- tüzm ceryanı kökleşmiş; romantik şairler mel eserlerini vermişlerdi. en olgun ve mükem- Ezcümle Chateaubriante ve Lamartine ile romantizm Geceler (Les nuist), Göl (Lac), Hatıra gibi ölmez eserler kazanmıştı. 1859 de ilk eseri olan«Poğmes antigues»namındaki şiir mecmuası neşreden kitabın başındaki maruf mukaddime ile Roman- tizme karşı şedit “bir aksülamel yapmış ve on sene sonra teşekkül edecek olan «Parnasse» mektebi edebisinin ilk nüvesini ihzar etmis- ti. Filhakika böyle ceryan çok Lecote de Lisle,bu lâzımdıizira Lamartine ve Musset ile Romantikler en güzel eserlerini vermiş,artık onlardan sonra gelenler yalandan ağiamakla iç sıkmaktan başka bir şey yapâmamışlardı. On sene sonra neşredilen Valışi Şiirler(Poğmes barbares ile Parnassiyen) ler şiirde naturalizmin tatbikini isteyenlerdir; bunlara göre bir eser mümkün olduğu kadar gayri şahsi olmalı, şair imkân nispetinde hissiyatını esere koymaktan ihtiraz etmelidir. Leconte de Lisle diyordu ki: «Çehrenin işmizazı ister sürura, ister kede- re delâlet etsin yüzün letâfetini bozar; bunun gibi bir eserde hissıyatın izları da eseri öylece kıymetten düşürinüş olur. Başlıca şartlardan biri de eserde ahenktir; mevzua ehemmiyet vermezler, Hakikaten Leconte de Lisle'in ahenk vardır bütün eserlerinde muhteşem bir Leconte de Lisle eski yunan şiirine meftuw idi. Eschyle'den adapta ettiği Erinnyes namındaki hailesi 1472 de Odeon tiyatrosun- da oynandı. Yunanı kadim şairlerinden bilhasa Esehyle, Hesiode, Homöre, Euirpide' den çok güzel tercümeler yapmıştır. 1834 de neşrettiği (Poğmes Tragigues) isimli şiir mecmuası pek maruftur. Soh eseri vefatından bir sene sonra neşredilen Son Siirler isimli mecmuasıdir. j Fransız edebiyatına değil belki dünya edebiyatına ölmez eserler birakmış olan Leconte de Lisle 1894 'de vefat ett Hüseyin Necmettin Leconte de lisle' den : Hamılkarın kalbi Hey ! Daha bu sabah tarla kuşları gibi çalılar arasında otü- şen bu kadar dinç delikanlılar arasında azacık nefes alan yok mu? Hepsi susuyor... Zırhım delindi, miğferim kırık.. Baltamın çivileri fırlamış. Göğlerini kan:yor, kulaklarımda deniz ve kurt seslerinin ulumasını andıran büyük bir uğultu hissediyorum. Buraya gel, benim etimi yiyen cesur karga! Demir gaganla kalbimi yar, yarın bizi burada bulamıyacaksın, kalbimi sıcak sıcak Yimer'in kızına götür.. sala'ya uç, ey fundalık serserisi, orada İarlı'ların hep bir in şarkı söyleyerek altın testilerini tokuşturup halis şarap içerler. Upşala'da nişanlımı bul, kalbimi ona ver! Onu; uzun, siyah saçlarile akbabaların uğrağı olan tepelerde dimdik ayakta bulacaksın; kulaklarında iki beyaz halka var, göz- leri akşam yıldızları kadar pari Git, muzlim haberci! Ona kendisini sevdiğimi söyle, kalbim sert ve kızıldır, Yimer'in kızı onu tanır ve karga, sana güler. Ben... Ben ölüyorum. Canım yirmi yerinden akıyor.. Kurtlar! kanımı için.. içini Cenç, cesur, handan, hür olarak İlâhlarla hembezm olmak için güneşe, güneşe gideceğim!.. H.N.