No. 1720—35 Romen edebiyatı : Mehtap Gece, yavaşça, örtüsünden sıyrılıyor; ağır, siyah ve soğuk, kollarını Hesiğar: fakat bir mehtap, herşeye, göğe, buluta, yıl- dıza hakim olarak küçük adımlarla geçiyor. Aşk! sen de bir mehtap gibi benim karanlık ruhuma Işığını serpmeğe geleceksin ve senin şa'şaan altında ben bir insanın gölgesi haline geldiğimi farketmiyeceğim. kıt'a şam güzel, ruhum yorgun ve sen uzaktasın. Ay, yavaşça pencereden giriyor. Ve bu bütün hayattır. hizi olarak bir yıldız, haşmet, hüzün ve sonra belki bir ayrılık... «Valentine de Wilmar» dan UYANIŞ 563 Fransız edebiyatında Şark ilhamı: Onun şarkısı Ellerin, sabahleyin şebnem öpüşlerile rayıhalanan Fatmanın altın ellerinin taze liğini taşır. Bense, güller şairi Sadi gibi, yolunu uğurlamak için sana şunları fısıldıyorum : Ey kadın! bütün kalbimi çi seccade gibi senin peri ayaklarının altına çilgin bir sevinçle yayıyorum. Benim için, senin bir günlük aşkın bütün Ebediyetçe inkişaf eden hulya gü- zelliğindedir ! Gel! senin ruha işti benim kapımın siyah eşiğine seherin bütün çiçeklerini getirsin. O zaman sen mor ka- dife pabuçlarının üzerine ağır saçaklı bir bornuz gibi benii matemimin döküldüğü- nü göreceksin ve ömrümü ipek başörtüne saracaksın, €y benim sevincime gülümsü yen kadın ! a veren gelişin Angöle Maraval-Berthoin» den Benim kadınım Ey kadın sen güzelsin.. Gözlerin bir gece kadar siyah ve derindir. Vücudun, bükülen, kıvrılan bir alev sütünuna benzer, Sen ölümden farksızsın. Bükülen, kıv- rılan vücudun gençliğin cehennemidir. Seni saran kollar, ateşi mutlaka dudaklarile emerler ve dudakta duyulan ateş mutlaka kollara Ey etinin her zerresinde kızgın bir şeh- vet hirsi kaynıyan kadın.. Siyah ve parlak saçlarının tellerine takılı karanfili dudak- arına hiç götürme, benim dudaklarım o kadar kokulu değilse de ısırmasını ve kopar» masını çok iyi bilir. Bacakların genç bir ceylanın boynuzları kadar ince ve kıvrak, sevgili . Öyle uzak durma, gel... Dudaklarımda karanfilin rayihası yoksa, gel onlara kızıl duduklarının kokusunu ver... Ve sonra ben, istersen, vücudunun siaşinde yanayım, kül olayım. Uyanışın şiiri Gözlerin kara yâkut, dudaklarından şehvetin kızıl şurubunu içiyorum; saçlarının buğusu ve kokusu, halka halka beynimin kıvrımlarına yayılıyor. Neden sona her gece bunları yazıyorum. Bunlar sana her gün tekrarlanan nushalar. Sen benim hezeyahnlarımı okumaktan ka- nıksadın!.. Ben hâlâ saçma bir inatla kelimeleri kulaklarına üflü- yorum. Gece paslı, karanlık. Başimı hulyaların rr uğ pm ve afyonlu bir uykuya dalıyorum, afyonlu bir uykuya.