524 UYANIŞ Şiir: 21 SAAT Şairi : İlhami Bekir MUKADDEME Olu, Olu, oku; Oku! Silahşör bir körün Kör bir silahşörün Yayı gerilen kemikten oku Değmiyecekse hedefine eğer, Haber ver, Örseli kâlbinden vurmak isterim seni; Oku, Oku, oku; Oku! Her kelimesini sözlerimin Demir çiviler gibi mıhla kâlbine! Korkunç derin Bahrı muhütlerin 9000 metrelik derinliğine İnip çıkan bir dalgıç, Suları yaran bir kılıç, Acı bir haber, Gibi gezesin kara dalgalarla beraber dımağında kelimelerim; Seni örseli kâlbinden vurmak isterim.. İri Bir göl balığı gibi diri diri Taze pulları sert kilçağile, Tabaka tabaka kabaran yağile, Kotarmadayım önüne Salça katılmamış eserimi; Gözlerine diken diken batırmadayım gözlerimi. Ben astırabımı Sahte bir kalkan ardında silahşörlük için değil, Bir taş gibi başlarını koparıp hasma atanların, Tok uyanıp aç yatanların Okumasiçin yazarım. Duman değil alev saçıyor damarlarım. Zira ben ıstırabı Yaldız kaplı bir kitabı İnce hasta bir parmakla Karıştırmakla, Öğrenmedim. Gözlerimin adesesi büyütmüyor, gözlerimde çünki tütmüyor Göbeği yağlı şöhretlerin mubalağası.. Oku! Oku, oku; Oku, No. 1718—33 Ayrı kaldınsa nişanlından, Kızsan, Bir kaya ğibi söküldünse delikanlından, Oku! Sıcak köy çamurlarında Pıhtılaşan bir yüreksen Oku! Şuysan, buysan, orusbuysan, ameleysen, Hülâsa her neysen, Oku! Senin için yazdım işte bu eserimi, gözlerine diken diken batırmadayım gözlerimi, Her kelimesini mıhla kâlbine, korkunç derin Bahrımuhütlerin 9000 metrelik derinliğine İnip çıkan bir dalgıç, Suları yaran bir kılıç, Ac bir haber, Gibi gezsin kara dalgalarla beraber dımağında kelimelerim. Seni örseli kâlbinden vurmak isterim. Uzun kış akşamlarında, Kırık masamın kenarında Yarım yamalak fıransızcamla, Miyop gözlerimle değil, Gözlerimde bağdaşan bir kırık camla Okuduğum Fıransız sembolistlerinin Her eserini, Bir himalaya gibi büyütür de gözlerimde Hissederdim her mısrağın tenyalar gibi kuvrıldığını derimde. Esrarlı muşambalar Güller gibi kr kww alevli lambalar, Beyaz sabun köpükleri altında bir beyaz deri; Ellerimde bir portakal gibi sıktığım kafamın tilrek camın Arkasındaki korkunç hayaleti; Tavanımda boydan boya uzanan bin bir ölüm iskeleti; Duvarlarda kemik parmak izleri; Ufukların Bir kucak gibi açılan mavi etekli denizleri; Silik camlar; Sulmalı titiz öksürüklü akşamlar;