iyi No. 1695—13 Simdi hemen bütün medeni milletler umu- mi harptan aldıkları derslerin tesirile « milli bir karburan» peşindedirler. Yani harice muh- taç olmadan, daima memleketleri dahilinde mevcut olabilecek ve yanacak (mahrukat) te'- minine çalışmaktadırlar. 'Da,ki şayet hudutlar ka- panıverirse makineleri işletebilmek hususunda apışıp kalmasınlar. Seyaz kömür milli bir karburan yerini, bir çok yerlerde tutabilir. Avrupa medeni milletleri bahusus son sen- lerde memleketlerdeki akar sulardan ve şelâle- lerden elektrik istihsaline fevkalade ehenimiyet vermektedirler. Fransa bu kudretten istifade ile demiryollarından velev cüzi kısımlarını olsun el- ektriklerle işletmekle müftehirdir, beyaz kömürden elde ettiği kudretlerin tenviratta, bir takım fab- rikaların makinalarını tedvirde istimalinden pek memnundur. İ Almanyada bu sahada İşviçerede, büyük gayretler sarf olunmaktadır. Bize düşende bu! * & Su siyasetinin bir veçhesi de doğrudan doğ- ruya irva ve iskadir. Memleketimizin en ziyade ve acilen muhtaç olduğu da budur. Cihanşümul ve biaman iktisat mücadelesinde tepe takla gitmemek için her şeyden evel ihra- catı ve ithalâtı tekabül ettirerek bir muvazene tesis edebilmek hayat memat mes'elesidir, çünkü kâinat muvazene ile kaimdir, bir millet, bir memleket de ancak iktisıt muvazenesile. . Memleketimiz bu müvazeneyi, henüz senayii inkişaf etmemiş olduğu için ziraatına dayana- rak Zirai istihsalatını çoğaltarak bulabilir. Hayatımız ziraatımıza merbut, buda ancak semadan gelecek rahmete müftekir.. Ya gelm- ezse, ya geçikirse?. Perişan olduğumuz gündür.. hüküm neler çektiğimiz de Geçen sene memleketimizde yeryer süren kuraklık oyvüzünden gözümüzün önünde. Bir çok akar sularımız, çaylarımız, irmak- lârımız, nehirlerimiz var, bunların suları bey- hude yere akıp gidiyor, bolca yağmurlar vağ- dığı zaman da yağmur suları heba oluyor. Bu suları tarlalarımıza, mer'alarımıza sevkederek, yağmur sularını icabında kullanmak için toplı- yarak bunlardan istifade edemiyoruz. Seddele- rimiz, si mahzenlerimiz, cetvellerimiz, yok, ağzımızı havaya açmışız, bulutlardan ümit bekliyoruz. İşte irva ve iskanın hedefi bunları yapmak ve ziraatımıza emniyet ve inkişaf vermektir. UYANIŞ 195 Suları toplamak; tevzi ve taksim etmek pek mühim bir ihtisas sahibi olanları pek yüksek tutmamız, parmakla ilim, bir sen'attir. Bunda göstermemiz gerektir. Hele biz türklere yakışan budür. Nafia vekili merhum Süleyman Sırtı Bev-ki muktedir bir türk mühendis ve suculukta ihti- sas sahibi idi-meb'us ve vekil olmadan evel İstanbul senayi mektebinde suculuğa dair bir konferans vermişti. Merhum bu âlimane konle- ransında göstermişti, ki suları setler,bentler yapı- rak toplamak, su yolları ile tevzi etmek ilmini ve sen'atini, irva ve iskanın esasını kuran türk- lerdir. Kadim devrelerde vasati Asyada, düny- ada ilk defa olarak, Su tesisatı vücude getirmi- şler, oralarda yağmurlar mahdut zamanlarda vağdığı, mahsulatın idraki demlerinde kuraklık olduğu için Ziraate, mahsulün feyzine mühim su tesisatile çare bulmuşlardır. O eski vakitlerde Mezopotanıyada, Fırat ve Dicle nehirleri havzalarında su tesisatı kurmuş olan türk sen'atkârlardır. Balkanlarda, Tuna ve tavabii vadilerindeki mühim su tesisatı türkle- rin eseridir. 'Da İtalyanın şimalinde L9mbardiya da bile türklerin bu yoldaki eserlerine tesadüf olunur. düşen de ecdadın eserlerini, Bugün bize asri tarakkiye ve ilmin, sen'atin vasıl olduğu dereceye göre, ihya etmektir. Suculuğun diğer bir şubesi de bir memle- kette, yahut memleketlerde mevcut olan nehir- leri nakliyat hususunda seyrü sefere salih bir hale koymaktir. Avrupa medeni memleketleri- nin her taralında şoseler, demiryolları mevcut iken yine, sasla, nehirlerden istifade hasıl edil- memiştir. i İktisit sahasında daimi mubarezenin şartı evveli rekabettir. Bir malı, diğer memleketler de “yapılan aynı mal, metanet, salabet ve nefa- daha meydana getirmeli, müşterinin da daha elhhven götürnieli,ki rakabet temin edi- lebilsın: Nehir yollarile nakliyat her nevi kara yol- larile ve vasıtalarile nakliyattan elhven geliyor, nehir yollarından vaz geçile- setçe muadil ve ondan ucuz bir surette ayağına kadar» işte bununiçin mediği gibi buna ehemmiyet verilmektedir. Bir kere daha akdemce Servetifünu sahi- falarında bahsetmiş olduğumuz gibi, harp sene- Mabadi (198 ) inci sahifededir.