198 UYANIŞ TAHLİL ve TENKİT alakam marimmmmmm m nminn Büyük No. 1698—13 Türkcü Muasır Türk edebiyatına hece veznini sokan kimdir? | Mehmet Emin) in edebiyat tarihimizdeki mevkii nedir? Türkler, yeni bir Atila türküsü çağırın! Memleketimiz, asırlarca, bize yabancı, var- ağımıza uzak ecnebi harslerin te'siri altında kalmıştı. Bu zamanda ortaya çıkanlar, gerek mevzuu, gerek şekli, gerek felsefesi Türk ol- mıyan eserleri yazmışlardı. Milletimiz, bu sun'i edebiyatın mevhum kiymet ve güzelliğini araştırmağa tenezzül et- memiş; şahıslarınde büyüklük hayal eden sahte sen'atkârlara da lâkayt kalmıştı. Biz, bu mes'elelere, müteaddit makaleleri- mizde uzumnuzadiye temas etmiştik. İşte, (Mürk- çe şiirler) şairi | Mehmet Emin | benliğimizi, eserlerine aksettiren ilk şahsiyet olmuştur. Diye- biliriz, ki muasır edebiyatımıza hece veznini $0- kan (Mustafa Kemal) müellifidir. O, bu unutul- maz hizmetile, yazılarının kıymeti ne olursa olsun, edebivat tarihimizde milletimizle beraber yaşıyacaktır. Nitekim, inkılâp nesli olan bizler, ona, Ssen'atin Senatosunda hörmete en lâyık mevkii vermekteyiz. | Mehmet Emin e son neşrolunan eseri lerinde Almanlar, aka türk iridir larile Kızılırmak nehrinin nakiyata nüsait bir hale ifragı için bir etüt yapmışlardı, İstanbulda nehirleri seyrü sefere kabil bir hale koymaktan bahsaçılınca, Sabanca gölünün bir ayakla İzmit körfezine rabtı ve Sakarya nehrinin seyrisefaine salih bir hale kalbi hatıra geliyor. Süleyman Sırrı B. merhumla, Mafia vekili iken Ankaradan Haydarpaşaya trenle birlikte geliyorduk. Eskişehirden geçen Porsuk çayının mecrasını takip eden bakarak, kızı meftuniyetle methedercesine, merhum : ahı vagonun penceresinden suculuk damarı kabararak, güzel bir bu Porsuğun mecrası ne mevzundur, ne duz- güundür, 'temaşısına doyamam, demişti. * * * Bir kaç sene evel, baş vekilimiz demiryol- larını murad ederek, Türkiyeyi demir ağlarla örülmüş görmek azmimizi söyliyordu. Avrupa hattasının şömendöler haritasına bakılsa teslim (Mustafa Kemal) ismini taşımaktadır. Esasen, şair: | Faniler içinde mes'udum ki ben Ölmeden bu sesten bir ilham aldım. Elimi, dilimi kurtlar yemeden, Ben onu sazımda söyleyip çaldım. J diyerek, | Gazi Mustafa Kemal | in, kendi üzerindeki kuvvetli te'sirini yazmakta ve il- hamlarının ondan geldiğini bildirmektedir, Eserin ilk şiiri | Ey beşerin dir. O kalp, ki şaire : çarpan kalbi| (Buluyorum ben yalnız, yalnız sende ulu rabbı.| dedirtmektedir. | Şu dört ufuk mabetsiz ve ilahsız birer bozkir.| Mısraının ise, telkinci bir kıymeti vardir. Şair, bununla, kâinatta gayrı beşeri bir rabbin mevcut olmadığını izah etmektedir. Böylece | Mehmet Emin Jin, hayata ait felsefi telekki- sinde, allah, beşerin kalbinde yanın bir kökçü ateşi olarak gösterilmektedir. ölür, ki her tarafıdemir ağlarla örülmüştür. Böyle iken nehirlerden seyrisefain hususunda istifade asla ihmal edilmemiştir. Senelerden beri Almanyanın göbeğinde Pasav ile Kara- deniz arasinda 'Tuna nehrinde vapurlar işleyip duruyur. Mayn nehri üzerinde Frankfurt şeh- rile Şimaldenizi sahilinde Roterdanı arasında ve Rayn nehrinde yine böyledir. Yakınlarda, Frankfurt ile Pasav beyninde- ki kısımda nehir tarikının küşadile Karade- nizle Şimaldenizinin nehir yoluyle birleştiril- mesine çalışılmaktadır. İrva ve iska projesi diyince ilk hamlede hatıra gelen bunlardır. Büyük şehirlerin su ihtiyacını temin için civar menba sularından, kaplıcalardan, arteziyen kuyularile yer altındaki sulardan ve göllerden istifade, bunlar ve emsali de yine Başka!.. Velhasıl, su siyasetinde de büyük muvaf- fakiyetler temini. MAHMUT SADIK