No. 1695—10 bunun içine girdi, iplerin uclarını vinçin çen- geline taktılar, vinç işledi, torba içindeki adam- la havalandı, tıpkı bireşya yükü gibi... İnmek için sıra banı gelince düşündüm: torbânın içine girmek, vinç üzerinde bir balya gibi havalanmak ... Bu tertip iniş işime gelme- di, doğrusu hoşuma da gitmedi; ip merdivene dar ağaç basamaklı merdiveni tercih ettim Vapor da tesaduf ettiğim Yemenli bir zat, diğer, «bahüsus ingiliz vaporlarının daha pek çok .sahile yaklaştıklarını söyledi; bunun neden bu kadar uzak durduğunun sebebini sordum: kaptan yeni ve buraya ilk gelişi imiş... hem harita, hem buranın klavuzları varl... Ne ise, bizini zambuk açıldı; avdette rüzgâr mülayim estiğinden sür'atle denizi yara- rak, dalgaları kırarak ilerileyordu. Vapor saat ikide varmişken, biz saat beş buçukta karaya ayak basabildik. Hüdeyde, 19 sene evel gördüğüm, eski bıraktığını Hüdeyde... Hiçbir değişiklik yok, olduğu gibi... Hatta, anlattıklarına göre, daha da gerilemiş, meselâ; harpten evel 40-45 bin nüfusu varken bugün ancak 15-20 bin raedde- sinde imiş... Sonra, hatırlıyorum, şehrin şimal tarafında «Damgahane» dedikleri büyük bir bina, bir de deniz suyunu taktirle içilir hale koyan bir «Kondansıtör» vardı, o, sonra Hüdeydenin ama o zaman en asil,en muhterem eşrafından merhum Seyyit Ahmed Şuâ'i Paşanın, şehir harıcındeki büyük konağı... hep bunlar ingiliz donanması taralından bombardıman edilıniş, yıkılmış... Burada nazarıma iki şey çarptı; biri: vapora gelen zanıbuklardan birinin direğinde kirmizi bir bayrak ki uzaktan bizimkini ozannettiri- yor—zemini kırmızı, ortasında ufki vaziyette bir kılıç: resmi, dört köşesinde birer, kılıcın üstünde de bir ki cem'an beş yıldız; bunlar da beyaz. Işte Yemen İmam hukümetinin resmi bayrağı. Ikincisi: askerii bandosunun, sabahli akşa- mlı birkaç hava nöbet muzikası çalması. Bu havaların ekseri, bizim eski türk havaları, bazıları da garp nameleri. Ümit edilmedik bir yerde böyle türk muzikasını dinlemek insanı ne kadar mütehassis ediyor!... Bunlar hep türk hatıralarını tazeliyor. Burada, görüşebildigim, daha doğrusu bu- raya bir türkün geldiğini öğrenip de görüşmeğe gelen, eskiden kalıp yerleşmiş veya ticaret, sen'atla burada kalmış vatandaşlar var. Gerek bunlar, gerek, yine beni görmeğe gelen yerli baz: zevat, bunların hepsi, Turklerin, Türkiye- nin yaptığı son inkilâbı, inkişâfı taktirlerle, hayretlerle karşıladıklarını söylediler, ya hele Evet: UYANIŞ 155 harf ve yazı inkilâbımızı, hiçte hor görmeye- rek, eğer yanımda varsa, yeni harflerle basıl- mış gazete nüshası istediler. Beraberimde bir kaç « Cümhuriyyet » isabet olmuş, onlara bir iki tanesini verdim. Ilk gelişimin biraktığı acı hatıra neticesi olmalı ki : Hüdeydeyi, tahammül edilmez dere- cede sicak bulacağımı zannediyordum; halbu ki hiç te öyle bulmadım ... Gayet mutedil, hatta akşımları âdeta soğuk denecek kadar serin, nüshası aldığım nede TTaaccüp etmeyiniz, ilk gelişimde, şubat içinde idi, temmuz sıcağı çektirmişti. Hatırlarım, bir mağazada, alış veriş için iki dakika durmağa dayanamamıştım da , sahibi, buraya mahsus yarım perde gibi, tavana asılı geniş yelpazeyi, bir makaraya tatbik edilmiş ipinden çıragına sallatarak bizi serinletmeğe çalışmıştı. Şimdi buna hacet yok; gece ince bir örtü ihtiyaci bile hisolunmayor. Musavadan buraya ayda bir italyan 'T'ranz- atlantik kumpanyasinın vaporları işliyor; onun tesadüf eden bir haftalık vapor. beklemiş henüz için orada bu defa teehhürün de zammile 37 gün oldum. Dönüşte, hemen her on günde bir Hüdeyde ile Aden arasında işleyen « Kahve- ci» dedikleri küçük varoru tercih edeceğim galiba!... Çünkü 24 saatte Adene varırmış; ora- dan da üç dört günde bir Pori-Saide vapor bu- lunutmuş. Şimdilik size Yemenin kapısı hakkında ve- rebileçeğim malumat bu kadar. lleride firsat N bulursanı yine yazarım. A.S. * * Hazretim, Ciddeden çıkalı 39 günü bulduğu halde oraya giden mektuplarımı, gazetelerimi, bittabi o meyanda «Servetifunün»ları da, ancak buraya vâpur haraket ederken alabildim: dört nushası birden geldi. Tabii isim değiştirme mes'elesin- den haberim yoktu; onun içinde size Mussa- vadan verdiğim son mektubumu «Servetifünun» ünvanıyla göndermiştim. Nushaları sıraya koyup göz geçirmeğe baş- ladım; son nushanın,? nazara çarpan başkalığı dikkatimi celbetti: « Resimli Uyanış Ne güzel buluş !.. Yenilikler, uyanışlar âşıkı her şahs gibi, benim de ruhuma bir küşa- yiş, bir haz, bir neş'e hatta haklı bir gurur verdi... « Uyanış»!l... pek manalı bir isimj.. Mesela, belki bazı akide sahiplerince buna bedel « Yeni doğus» — yahut — Diriliş ismi daha uygun