“ — No. 1695—10 yeten (Araboğlu) tesmiye idilir bır yazı istimal ilk defa olmak üzre tesis idilen «Mühtedi İbrahim» efendi is- minde bir Macarlı imal iylemiştir, mütevefai mumaileyhin resmini elde etmiş olsa idik tabii derci sahife eyleyecek idi isek te ne çare ki buna muvaffakıyet hasıl olamadı. Mühendis Oğlunun türkçede üç dürlü hu- Bunlardan birincisi makalâtımıza sername olan iri harf, ikincisi sütunlarımızı teşkil iden vasat hari, üçüncüsü de türkçede mevcut en ufak yani altı punto huruftur. Bu zat, senei miladiyenin 1810 senesi Şu- batının 21inci günü Dersaacette tevellüt etmiş olup babası dahi mühendis idi. Sen'ata evvelâ kuyumculuk ile iptidar ey- leyup ziyade asarı terakki göstermiş ve sonra- dan Üsküdarda küşat edilen bir matbaada erme- nice huruf çelikleri yapmağa başlamış, badehu Sultan Mecit Han zamanında talikyazı kalıpları yapılınak arzu olunup, münasip başka hünerver bulunmadığı için iş Mühendis Oğluna hevale olunurdu ki, bu hurufatı da rufu vardır. kılınmıştır. Mühendis Oğlunun imalgerdesi olan üç bin kadar parçadan mürekkep talik yazı elan Matbaai Amirede mevcut olup emri tertibindeki müşkülattan dolayı matbaalar tara- fından istimali kabil olamamıştır. Mühendis Oğlu talik yazıyı ikmal eyledikten sonra, ihraç idilen kaime kalıplarının imaline memur edilip tamam 17 sene kaime kalıbı yap- makla meşgul bulunmuş ve daha sonra (24) punto (Mühendisyın) hurutu denilen iri yazı kalıplarını imal ile hükümeti seniyenin takdi- rine ve Sanayi madalyasına mazhar olmuştur. İşte el'an her matbaada müstamel kitap yazısının bundan sonra kalıplarını ve onu müteakıp gayet ufak altı puntoyu vücude getirerek derecei hüner ve maharetini ispat etmiş ve şimdi de 82 yaşında bir pir olduğu halde fevkalâde nefis bir rık'a kalıbı hakkiyile meşguldur. İnşallah kariben bunu da itmam eyler ve matbancılık alemine bir büyük hizmeti daha olur. Li * # Mühendis oğlu Rik,a yazi kalıplarını ta- mamlamadan 1893 de öldü. Türk matbaacılığı bu hünerli adamı hiç unutmayacaktır. > UYANIŞ 151 Müsahabe: İdare hissi, idare vazifesi Umumi harpten sonra prensipler e, — Acaba Prensip denilen şey büsbütün ortadan mı ka — letimai ve iktisadi kaideler yerine şahsi ictihatlatir. — li ictihtlar üzerine kurulan binalar. — Temelsiy yapı. — Süt şirketi. — Evel zamandaki gibi : bir varmış, bir yokmoş. — Nadir insanlar: iyi idare adi e — Vazife hissi, vazifenin telakkisi. — Haek için en büyük a Bilmiyoruz, zamanede hisler, talakkiler bir takım filozofların, içtimaiyat uzun uzun tetkik- lerle, tahlillerle uzun seneler çalişarak, istikrai bir surette olsun, vardikları neticeler bugün tamamiyle hükümden mi sakıt oldu? Bunların üzerinden çelik bir sünger mi geçirildi? Umumi harbin, harpten evelki ahlak ve ic- timai hayat üzerinde ne kadar müessir olduğunu bunları ne derece sarstığını, altüst ettiğini bi- liyoruz. Acaba bu sarsıntı eski kötü ananeleri yıkdığı gibi, kurunun yanenda yaşın da yanması kabilinden tetkiklere, tahlillere, tecrübelere müs- tenit olarak kabul edilmiş olan içtimai prensip- leride silipsüpürmüşmüdür. Bu hususta Amerika ve Avrupada kâfi derecede tetkik ve müşahe- deye malik ve ya vakıf değiliz, ancak kendi memleketimizde cereyan eden ahval ve vukua- tn her günkü bir şahidi sıfatiyle bu sözü söyliyoruz. Yine bu sıfatla diyebiliriz ki mem- leketimizde prensipler yerine şahsi ictihatlar kaim olmüştur, söz söyleyecej ve sözünu ka- bul ettirebilecek bir mevki tutmuş şahsi içtihatları hüküm sürüyor gibi görünüyor. olanlarin İnce eleyip sıkı dokumadan, son zamanlarda gazetelerin sütünlarında görülen bir kaç vaka- dan bahsetmek için boyle olduğuna bir işaret olabilir: süt şirket, gözümüzün önünde; nasıl teşekkül etti, nasıl orsaladı, bocaladı, az zaman içinde iş nasıl iflâsa vardı?.. Bunu görük, Süt meselsi memedeki çocuklarla bunları beslemeğe mecbur olanlardan en ihtiyarlara kadar cumleyi alâkadar eden bir mesele olduğu için bundaki yanlışlığın, tersliğin kokusu pek çabuk mey- dana çıktı. bir alâka uyandırmadığı için sürüklenip gidiyor Sütşirketi işinde, bunun teşekkülü sıralarından iflâsı saatlarına kadar bir prensipe dayandığını mantık kabul etmez, eğer böyle olsaydı paydar olurdu. Muhite uymayan cihetlerden tevelluk edebilecek mahzurlar izale edilebilirdi. Bu işle sahsi içtihatlar hükümran olmuş olmali ki ve —- Devamı 4154 uncn sahıfada — Öyle işler var ki bu derece umumi