1 Temmuz 1948 Tarihli Sebilürreşad Dergisi Sayfa 15

Cîît i, Sayı ? dıradır. Bunu gaye edinen bir kimsenin llbıı raktığı gerek nakit ve gerekse mal ve emlâk gibi menfaatler getiren herhangi bir varlığın bağlandığı sartlarırı asını —emhiyet Bağla- mak bakımından—. vakfiyeler tanzim ve 'ha: kimin hükmiyle de tahkim ettikten Sonra âmme velâyeti olan' hükümetin sicillâtına kayıt ve tescil edilmişlerdir. : B artları yerine getırmek hususuada Vakıflar 1dare1er1 «muaccelât» namiyle, va- kıftan bir vergi almakta devam etmiştir. Hat- tâ bazı vakfiyelerde mahalli kadıların vak- a ar ve nezaret hakkı olmaâk üzere ayrı- ca kend lerine | verılmesı Jâzımgelen - gallei vakıf (vakfın hasılatı) tidan bir tahsis konul— imuştur. Bu şart, vâkıfın bir hakkıdır. Bu- nun sağlanması da emniyet bakımında.n . bir vazıfedır kı o vazife hükümetindir. İkin i mürtezikanın hakkı yâni vakfın hasılatından vakfa ait masarifin çıkmasın- dan sonra kalan varidatın yine vakfın şartı- an göre tevzi ve taksimi evlât ve ahlafa ve neslin inkırazından sonra tayin olunan cihe- te göre idaredir. . Uçuncusu Allahın hakkıdır. Vakıf, bir ibadet ve Allah rızası talep olunarak vaz 0- lünduğuna göre bunun -yerine getirilmemesi de büyük bir mesüliyettir. Binlerle. -liralık bir serveti mirascılarına terketmeyıp te âm- me hizmetlerine terketmek gibi manevi bir gaye ve hedef arayan bir kimsenin Allah rı- zası için» diye vakfiyelere - kaydolunan - şu : sözleri bize anlatıyor ki, vakıf, mali bu iba- det kasdlyle yapılmaktadır. - - Burayâ kadar al*zettîğimiz noktalardan acaba evkafın tuttuğu yolda ne bulabiliriz? Vakfiyelerin tetkiklerinden anlaşılan dikka- te değer bir cihet te en ziyade. kutsal temel— : i bi mete ait mukaddes bır vazifedir. Vakıf, bunu değiştiren ve buna riayet etmıyenleıı bir.hak -olarak mes'ul tanımaz mı? kbelde de bu gibi hayır işlerine ait teşe_bbuslerı kökten ıkmaz mı? Bazı vakfiyelerde vâkıflar, kur-. y duğu vakfı yıkanları, şartlarına Yiayet etmi- .lerdenheri ne vâkıfın SEBİLÜRREŞAD - : ni - yenleri levm ediyorlar. Bızdekı çevkaf, sene- Do ta_mmıs ne de onu tesis ve va.kfedenlerm maneviyatlarına ve mukaddes hislerine tazim etrhiş, mi yon larca liralık bu varidat, bir o kadar masrafla Ün- deri mahvolup gitmektedir. Ne şartlara ria- yet, ne de bu şartların bir kıymet ve hak o- larak tanılması kalmıştir? «Mazbut vakıf- larm-adiyle hir servet biriktirilmiş ve hasılât- miş, bunu zaptetmiş, neticede bütün hakları çiğneyerek tarihin huzurunda - çok elim bir. - durumda kalmıştır. Bu müesseseyi en haklı yeri olan Diyanet ıslerme devretmek artık bir zarurettir. Tahir Harımı Balcıoğlu NE KADAR Y"”RSIZ BİR ISTHIFAF' (Bas tarafı 112 nci sayfada) Elimizi Ööpüp ayrılırken de: » — Oamcama söyleyin, benimle alay et- mesin, dedi. * Bu müstesna zekaya malık çocuğun tahsil ve terbiyesine ebeveynmm çok itina etmelerini' - tavsiye ederiz. Türk milleti ve bütün İslâm dün- yası bu yaşta Kur'anı su gibi ezberliyen bu. müstesna Türk yavrusiyle ne kadar iftihar etse yeridir. Sözün Özü: LÂİKLİK BU MUT. Löikliği fikir ve vicdan hürriyeti dıye sı.m - mahrum bıraktılar. Allahü Ekber di« sed ç tirdiler... Lâiklik bu mu?. Bu lâiklik değil, ma- nevıyattan tecnddu— 'ehmi Bilgin