ün Sn Pe LENC Asrın Dedikodusu Yaşlı teyzeleri bulunan iki a - dam, konuşuyorlar. Bunlardan HE ri, şöyle diyor: — Teyzemin en büyük arzusu, yüz serte yaşamaktır. Çünkü, eğer yaşma kadar yaşıyacak olur- sa, “asırdide,, diye, resmini gaze - telere koyacaklar. b e bili - yor.. Ve işte bunun iç Ök eki adam, dudak büktü: esminin gazeteye konul - masını beklemek!.. Bu, şimdiki a- sırda beklenilecek şey değil, An - laşılan, benim te; den daha asri! — Seninki neyi bekliyor? ,— Yüz sene yaşıyarak, doğu - yzem, seninkin - ib, şunun yüzüncü dönümünde radyoda bir ile işittiği şeyleri anlatmağı! — Eğer hepsini İri radyoda en aşağı bir a; dinlemek lâzım gelir. Pro; - dan, e her şeyi Çilek o takdirde emin işittiği şeyleri an- latması dinleyici bulmaz, sanma! — Hayır, hayır! Öyle bir şey demedim, bilâkis.. Teyzenin işit - tiği şeyleri dinlemenin bütün ka dınların alâkasını iviyüldiieie eminim. Bütün bir asrın dedi kodusunu dinlemek, az şey mi? O SENE | Sizi şiddetle kım, yüz sene sü- recek kadar şid. etli? — Demek ki da- ha fazla sürmiye- cek. Bu sözünüzle pire geçici ol- duğu, itiraf et- miş le Zaten Ti 7 r kadın, peel e birlikte re ü; Bürmaklikkan iğilerek dereden ge- çen bir kayığa baktı.. Annesi, düşmesi ihtimalini düşünerek, ses- lendi. o Çocuk aldırmayınca, an - ne, o tarafa doğru ilerledi. Tam o sırada da, çocuk muvazenesini ya atılarak, goucğu kurtardı. An - nesine teslim etti. Anne, üstü başı sırsıklam olan ğe teşekkür etti. Kuru bir teşekkür mü?.. wet, o kadar!.. Hayır, o kadar değil!. Üstelik şöy- le dedi : — Zaten sırsıklam oldunuz,. Ol- du olacak, dereye bir kere daha atlayıp dibe kadar dalar mısınız! © Kayıkçı, afalladı: — Neden? Çocuğu çıkardım ya, işte!,, çen hafta çocuğum tam bu yerde, köprüden dereye on kuruş düşürmüştü. Siz onu her halde bu- lursunuz, diye düşündüm de! —. srif Kim? vin dimi ke bir bar- da geçen konuşm — Amcam, e hare - ket eden bir adamdır.. Çok zengin bir adam, fakat, müsrif!.. o Hem öyle müsrif ki!.. Bütün Ee bar e zengin edec şey değil! ele varis - leri yok m. — Var, tek varisi var. nim! — Ba israfın önüne geçmek için — Olu O'da be- sonra size hiç bir şey kalmıyacak! — Amcam, bütün servetini ba- na verdi! — Şu halde?.. a den hiç bir şey anlamıyo: m, ağ mca İsrafı ir delâletimle yapıyor .' Onun verdiği e bar li ciro eden, ben Havlu, Ayna! Anne, çocuğuna çıkışıyordu : — Ben, seni bir türlü temizliğe alıştıramıyacağım.. Nedir : yü - zünün hali?.. Git te aynaya bak!. Çocuk, annesinin elindeki sa - kız gibi beyaz havluyu (o biranda çekti, yüzünü sildi. Havluyu sim- siyah etti! Annesi Bağıriyordu: — Ne yaptın, pis çocuk? Sakız tertemiz havluyu berbat et » . Havluya silmeden evvel, yü » zünü yıkasaydın, ya! Çocuk, şu cevabı verdi: — Ben, yüzümü © havluya sen “aynaya bak,, dedin de; onun için sildim, anne! — Havlu, ayna mı?!.. nun yerini tutuyor, yüz - deki siyahlığı, havlu da ayna ka- dar gösteriyor. Bak, işte! . Diplomat dın? ç Mükellef birsziyafette, genç gö- bir diplomat, a oturuyorlardı. O ziya- il tanışmışlardı. Sofra ELE yerleri yanyana ras gelmişti Bir taraftan yemek yeniyor, bir taraftan şarap ve şampanya şurken, bahisten En ağır bir bahsi yarıda keserek, en hafif bir bahse! enç görünen dul kadın, gü - zeldi. Diplomat, onun içki ile ne - şesi artarak, konuşmaya hudut ta- nımadan boyuna söz söylemesi- ne, muhtelif mevzular etrafında min edici cevaplarla, diplomatça atlatmanın yolunu buluyordu. Ger çi kendisi de sofra komşusu olan genç görünen güzel kadın kadar, — ei Eevedin ba ba Gari doğru, demek? Veyyir. söyl lati : , dün b nın her yazdığını zevki ir te miki siri kğ drlazki pek lezzetli oli LL belki daha fazla içiyordu, a- | paratoner yaparak atlatir birdenbire öyle bir 848 tı ki... e de olsa, bugüne bugün dip- kn Öyle kolay kolay ağzın « dan lâf kaçırıp pot kırmazdı el - bette! A Sual, cevap, kahkaha,.. sual, cevap, kahkaha! o Ziyafetin son demleri.. Nerede ise sofradan kal- doymuş, yemekten ziyade içmekle meşgul.. Genç görünen dul kadın ile diplomat da öyle.. Şampanya ya doyum olur mu hiç?.. Gelsin me e gin şampanya! Diplomat, yemeğin sonuna ka- dar hiç pot melis her nazik ali, Salam tehlike yıldırımına su Büyük Ve Küçük! — Eczacı, müşteriye sordu? — Solucan düşürmek için ilâç mı istiyorsunuz? efendim. Büyük için mi olsun, yoksa küçük için mi? Eczacı, bu sualle solucan düşü - recek kimsenin çocuk olup olma - dığını araştırıyordu . üşteri, o yanlış geek $u cevabı vw — elan büyük veya küçük olduğunu, düşmeden bilir miyim? Yoksa, önce röngenle baktırmak mı lâzım?! Buz Mahzeni! Yazın en şiddetli sıcak günle - rinden birinde, biraz serinlemek için bira içen bir adam, garsona çıkıştı: — Bira, buz gibi soğuk olması lâzımken, çay gibi ılık! — Affedersiniz, biz mümkür olduğu kadar soğuk tutuyoruz! , ideğil!.. cağın tesiriyle olsa-gerek. Mşt ai garsonun bu sözlerine karşı ateş ei Nihayet, garson şöyle si — Eğer iri sr derecede s0- yaa ayıplıyorsun, ha?. Halbuki aramızdaki bir bilse, — İİ pek b e ita — Hayır, bilmiyor: arın ayılacağım. Fakat diki gibi budala kalacaksın! — Annem, “Parasız gençle evlene- ceğine, paralı ihtiyarla evlen. Seve- rek baglan de zararı yok. Para i olmasın!,, er Ne ba? — Mendi kendisi, dediği gibi yapmıştı laştı soruyordu: ya Genç görünen güzel dul en kaç yaşındayı niz? Hele bir tahmin edi ir” nazik, en vekili > kılacak.. Artık herkes adam akıllı çi sini iğ delen Hemen şampanya ki tr. Kadehi ll ? YZ sarhoşsun, ben ayık? sen, yarın da şim- Geç Başlarım! — Her sabah saat yedide iş ba- şında bulunacaksınız. Size yarım lira gündelik vereceğim. Aradan bir müddet 'geçsin.. O zaman gün- de arttırırım | ündelikle işe girmeğe gelen anlı iş veren Min; bu sözü üzerine, şöyle söyle! — O halde, işe bi geç er - rım!, — Nas — hiz alin geçerse, südelğimi arttıracağınızı söyle - mi? mediniz farkı — Neden, baba? erindi ri z gine olacak?. Yazın ba e urken derle, z halde cünün ni erir titriyec: ri di — Biz, “Altahin talisiz kulları"d? e dü nde n buram yi er dök 1 zc ei e gi a a yy ini ü kömürcünün © Gr gualle kar