BARIŞ DÜZENİ Genelsavaş'ın uluslar arasında fon öldürüşme olduğunu söyliyen- » gitgide azalmıştır. Yeni genç- ikleri döğüşten soğutarak, yeryü- Zünde sarsılmaz bir barış düzeni kurmak istiyenler, şimdi, birçok Ülkelerden bozgunculuk - suçu ile koğulmaktadırlar: Daha dün ön- der diye anılmakta olanlarm, bu- Rün yurt karası olarak tanıtıldık- Ni görüyoruz. Gazeteler, sekiz yaşında japon kızlarının bomba atımına alıştırıl- dığını gösteren fotoğraflar bası- Yor. Son faşist buyruğunun bü- tün italyanlığı nasıl bir sıkı altına aldığını biliyoruz. Cermen, ma- €tar, bulgar gençlikleri de aşağı Yüukarı böyledir. Kimi sınırına sığmadığını, kimi Ulusal birlik ülküsünü, kimi de Yurt bütünlüğü kaygusunu öne sü- Terek, Uzakdoğu ile Uzakbatı a- Tasında bütün ülkeler, bir savaş fitmaşına tutulmuştur. Barış ant- harı bile çelik kanatların gölgesi altında, zağlı süngülerle çevrili- Yor, Biz, sonuna kadar, Atatürk sı- Yazasının barışçılık türesine bağlı lacağız. Ancak 936 yazmın, Avrupa'da, büyük bir sinir ger- Binliği ile beklenmekte olduğunu da saklamak istemeyiz. Biz di- e olanlara, gaz maskesi altın- dan gülümsiyenler artmıstır. Uluslar için tek dirlik yolunun farışta olduğunu Genelsavaştan da Sğrenmemiş olanları biz kandıra- Mayız, Yangınla ısınmak umusun- kurtulamıyanlar, yeni bir de- hemeye daha kalkışırlarsa, kendi Sanımızı ateşten korumak - için tetik bulunmaktan başka ne ya- Babiliriz? Göz önünde tutacağımız şu- dür: Avrupa, 914-918 - boğazlaş- Maşının acısını unuttu. Bütün ül- lerde savaş sevgisi ile yuğrul- Muş genclikler yetişti. Belki gele- Sek yıl da kansız geçebilir: An- Sak bunu - barış ülküsünün pekiş- Üine değil, savaş anıklığının bit- :dııîne vermek daha doğru o- Ulusal korunma güçlerine, baş- ı.ıll'ıııı inandıranlardır ki yalnız k"llllern'ıı kurtarmak değil, barış %umı de sakımmanın en kes- Tirme yolunu bulmuşlar demektir. F. R. ATAY z Kendi radyomuzla Ş duyduklarımız , — Moskova'dan - bildirildi- ü göre, Fransız Ticaret Ba- Sovyetler ile Fransa ara- 'a bir ticaret mukavelesi M. üzere 4 ilk kânunda Oskova'da bulunacaktır. — İsviçre'de 60 kişi -Avus- "Wn cephane kaçakçılığı iyle mahkeme ”"İ(nııııı:w D Ü — Uluslararası hava nakli- Tumu için Alman, Ame- & 'ngiltere ve Hollanda a- nda Amsterdam'da bir top- vapılacaktır. — Yugoslavya'nın Marsil- "'yeh hakkındaki muh- q d bugün Uluslar Cemiyeti Kâötipliğine verilmiştir. M. Flanden öokonomik sıyasası” 1 anlatıyor Paris, 28 (AA.) — Başbakan M. Flanden, sanayi ve ticaret grupları kon - federasyonunun bir yemeğinde bir söy- lev vermiş ve ba söylev telzle neşre « lunmuştar. Flanden bu söylevinde ökonomik du- rumun arınması için hükümetin başvu- racağı çarelerden bahsotmiştir. Başbakan teknik, ve ancak, çok açık olan sözlerinde ökonomik durumdan za- rarlanan bütün iş bölümlerine sözü ge - tirmiş ve artık servetlerin bölümü veya yeniden dağıtılması değil ulusun kollek- tif veya özgü mallarının korunması dü - şünüleceğini söylemiştir. Başbakan aynı zamanda istihsal mi istihlâke, yoksa istihlâk mi istihsale uy durulacaktır? meselesinden konuşmuş- tur. M. Flanden, ilk şeklin şimdi Fransa için tercihe değer olduğunu söylemiş ve “ökonamik kanunların otomatizmi en - gel olmasaydı bu uygunluk kendi ken- | dine meydana gelecekti.,, demiştir. h M Flanden sözüne devamla demiştir “— Önceleri denkleşme, elde bulunan mal ve servetlere karşı değiş edilen ya - bancı maddelerin yığılmasiyle kurulu - Şi: : vasıtasız yasaklar bunu im -« kânsız bir hale getirmiştir. Başbakan bundan sonra Fransa'da Soyatlarında karışıklık Gazetemize gelen soyatları lis- tesinde bir tek adın ayrı ayrı kim- seler tarafından alındığımı gör - mekteyiz. Soyadı alınmaktan mak- sat, birbirimize karışmak değil, birbirimizden ayrılmaktır. Bir at almıs olanlar, « bir aile- den sayılacaklardır. Ondan sonra herkes kendi adını benzerinden a- yırmak için, bazı avrupalı isimler- de olduğu gibi, okunmaz harfler kullanmağa bâşlıyacaktır. Türk kelimelerinden sayısız atlar yapılabilir. Henüz başlangıç- ta iken bu kargaşalığın önüne geç- meliyiz. Sovatları nasıl kü- tüğe geçirilir? Yeni taktıkları #oy atlarını kütüğe geçirmek istiyen okuyucularımıza bir yardım olmak üzere bu işin ne yolda görüldüğünü, nelerin gerek görüldüğü- nü araştırdık. Öğrendiğimize göre An- kara nüfus idaresi bu İş için baş vura: cak olanlara basma beyannameler ver- mektedir. Bu beyannamelerde “öz adı, soy adı, baba adı, ana adı, doğüm tari- hi, İmza yeri,, sonra vilayeti, kazası, nahiye veya kasabası, köy veya mahal- lesi, sokağı, nüfustaki hane gözleri var « dır. Buralar eldeki nüfas kâğıtlarına uygun olarak doldurulacaktır. Burada alt alta altı sıra bulunduğu için bir ai- lenin altı kişi için bir beyanname ye- tişmektedir. Bunun altında üç satır yazı vardır, Bunun altını alle reisi oturduğu yerin adresini de etraflıca bildirmek şartiyle imza edecektir. Bunun altını da belediye reisi ya- hut muhtar, belediye mümessili ve a- zalardan bir kaçt tasdik edeceklerdir. Bu beyanname pula tâbi değildir. Bu beyannamenin imza yerine atılacak im. zada yeni soyadının da bulunması ge- reklidir. Bu beyannameyi alan bir yurttaş o- nunla birlikte eğer yanında fotoğraflı yeni nüfus cüzdanı varsa — onu nüfus memurluğuna götürür ve soyadını ye- rine yazdırır. Eğer elde fotoğrafsız eski nüfus tez- keresi bülunuyorsa o zaman muhtarlık Ökonomik sryasasını anlatan yeni fransız Başbakanı M, Flanden deflasyonun hemen hemen sona gelmiş nldıığuııu söylemiş ve serbest rekabetin ü ine girmiş oldu- #unu bildirdikten sonra refahı, işçinin sefaleti üzerine kurmak istiyen her tür- lü ökonomik sıyasayı reddetmiştir. Fran sız işçisi korunacak, M. Marko'nin nafıa plânları tatbik olunacak ve birkaç güne değin toplanacak olan müstemlekeler konferansında müttemlekelere ait büyük bir plân yapılacaktır. M. Flanden son söz olarak şöyle de- Dümerz kabinesi tarıfından o kadar iyi bir surette yürütülmüş olan mali kallınma işine devam edeceğiz. Eğer fransızlar, kendi geleceklerine karşt güvenlerini yeniden elde- edecek olurlarsa işler yeniden çoğalacaktır.,, : 2.9'_50"“._. 1934, erşem' — be Vaşington, 28 (A.A.) — Ulusal Mec- lis Deniz 'ncümeni Başkanı, ]nponvu de- niz antlaşmasını bozursa, yapacağı miye k miştir. Paris görüşmeleri niçin yapılıyor? Pariş, 28 (AA.) — M Laval'in M Titulesko ile Bay Tevfik Rüştü Aras şerefine vermiş olduğu İğle yemeğinin | sonunda Bay Tevfik Rüştü Aras e M. Titulesko, bir saatten artık M. Lavar, M. Flanden ve M Eryo ile görüşmüşler- dir Her türlü ihtimallere göre, bir konfe ranstan çok dostane bir konuşma mahi- yetini almış olan bu görüşmelerin mev zuunu, dün de M. Laval ile M Titales. ko arasında görüşülmüş olan şark ani le onun bütünleyi ye'yi bilhassa alâkadar eden Akdeniz antlaşmasının meydana ge tirilmesi meselesi teçkil etmiştir. Bay Tevfik Rüştü Aras'ın, bugün fransız arkadaşlariyle bilhassa M. Eryo ile görüşmesi ihtimali vardır. Türk — Sovyet münasebetlerinin özlülüğü ve Bay Tevfik Rüştü Aras'la M. Tituleska' nun Rusya'nın barışa bağlı Avrupa dev- letleri zümresine girmekte olduğuna ver dikleri ehemmiyet ve fransız sıyasasının son aylarda aldığı yol, bu mühim görüş- ice göstermektedir. Esasen M. Laval ile M. Litvinof ara- sında Cenevre'de yapılmış olan konuş- ma, öncc umu!duğandan daha kati ma hiyette olmuştur. Doğu antlaşmasına ve Onun muhtemel varımlarına ait görüş meler bitmeden yeni hiç bir görüşme ya pılmıyacaktır. Doğu antlaşması üzerinde konu- suluyor 28 (A.A.) — Fransız - Sovyet yakınlığı ile alâkadar olarak doğu antlaş ması projesi son iki gün içindeki diplo- masi çalışmalarına hâkim görünmekte (Sonu 2 inci sayıfada) Deniz konuşmaları Japonyasız bir deniz uzlaşması mı? Vaşington, 28 (A.A.) — Salâ- hiyetli mahfeller Londra'da, M. Norman Davis ile Sir Con Say- men arasında yapılmakta olan görüşmeleri büyük bir özenle ta- kip etmektedir. İki devlet adamı Japonya'nın Vaşington antlaşma- sımi bozacağını beklerken — silah yarışından daha az tehlikeli bir auzlaşma elde etmek çarelerini a- raştırmaktadırlar. . - Bu mahfeller, Sir Con Say- men'in Amerika için yüksek ton- da gemiler ve İngiltere için Ja- ponya'nın deniz güclerinin artırıl- ması oranı karşısında bu güçlerle denklesmeyi başarabilecek hafif tonajda gemiler yapmasını istiyen bir ingiliz - amerikan uyuşması için M. Norman Davis'in ne dü- şündüğünü sorduğuna dair yarı resmi bir takım rivayetleri ileri sürmektedir. Resmi mahfeller, böyle bir an- lı'mı yapılmasının her şeyden önce İngiltere ile Amerika arasın- da bir birleşme yapılmasına bağlı olduğunu, ancak, her iki yönün yedeğinden tasdikli ve fotoğraflı bir beyanname almak gerektir. On altı ku- ruşluk bir pula tâbi olan bu beyanna - mehin altını iki belediye mümessili im- zalıyacak, daha altını ise emniyet kara- kolu resmt mühürle tasdik edecektir. Bununla nüfus idaresine baş vurulursa © zaman eski nüfus kâğıdı yerine fo- toğraflı yeni cürdan verilir. Bunun için biri cüzdana, birisi de beyannameye yapıştırılmak için iki ve- siyka fotoğrafıma lüzum vardır. de böyle bir görüşe yaklaşmadığı- nı bildirmektedir. Sir Con Saymen'in Fransa ile İtalya'yı da alarak bir dört dev- let uzlaşması yapılması düşünce- sini de ileri sürmüş olduğunu söy- lemektedir. Bu dört devlet, filola- rımın hacmini mahdul bir miktar- da tutmaya söz vereceklerdir. An- eak uzlaşma dışında kalmış ülke lerin deniz güçleri kendilerinin güvenlerini daraltırsa bu miktarı artıracaklardır. (Sonu 2 inci sayıfada) rşı, biz de beş gemi yapacağız, de- Geçmiş, gelecek Sanki eski evrezde yepyeni bir doğuş var; İsırıyor, kemiriyor birbirini günle tün. Denizlerle, karaların arasında boğuş var; Her birisi parçalayor ötekini büsbütün. Nice dünün ölüsünü yarın almış tırtına. Ne olufor bü çarpışış, ne bu genei çıldırım? bölük bölük fırtına Gözlerinde gece dolu, ellerinde yıldırım! Takım takım kaşuşmada Çığlıklarla haykırmayan görülmüyor bir bucak, kuyu var, aydınlıkta t k kucak! Bir iskelet bağdaş kurmuş çubuğunu içiyor, Geçmişlerin çukurunda — seçiyorum ça « bucak. Gölgelerde bin Sğillein Gkederi aet T eli Üne tüyüz, *“Yorma pek çok kendini sen, ne yapar- san boş!,, diyor. Öbür yandan görüyorum alnı açık ülküyü “'Tek bir soluk kaçırmadan çabul bana koşt,; diyor. Kıpırdayor, kımıldayor yuvalarla beşik - ler Bütün: baklar genç meğm, aydınlığın üşleriz Çatırdıyar eski çatı, aşınmada eşikler Gicerdiyor pusularda karanlığın dişleri! ö Var sayutz düşüp ölen besln sağum ge- lumde Nice ağır yük-atl ellerimde, kolumda, Olabilir kavrulurum, ancak şunu anlar dt Geleceğin ateşidir yanan şimdi yolumda! FAZIL AHMET N Ulus için — Atay'a — On beş yıldır Atatürk'ün Ülküsüne oldu bayrak; Ulus için (ulus) bugün, Yeni antla yayıldı, bak, Her gün ışık şaldın ile, Ulus, unutmayız bunu, Şaşırmadın bir gün bile Yürüdüğün düz yolunu. Gün doğmadan serpen sensin Gönüllere inan, umut; Hiç susmasın senin sesin İnildesin adınla yurt. Eşlerine hep örnek ol, Adın gibi yaşa sonsuz; Ata yolu tuttuğun yol. Eksik olma (Ulus) umuz? NAİM ONAT Bay N. Onat'ın dünkü yazısında, Üçüncü mısram üçüncü gatırımın başın- da ancak kelimesi (anacak) olacaktır. Vaşington Büyük Elçimiz Bay Münir Meksika'da da Türkiye'yi temsil cw mekte olduğundan geçenlerde oraya giderek Reisicümhura iytimatnamesini vermiştir. Bu münasebetle çekilen resimden bir tanesi de Ulus'a gönderilmiştir. Ortada görülen Meksika Reisicümhuru ve onunla zabit arasında duran-da Va- şington Büyük Elçimiz Bay Münir