29 Kasım 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON BEŞİNCİ YIL No: 4795 — a SA NĞN Üğer ULUS miştir. Adımız andımızdır Vaşington, 28 (A.A.) — Ulusal Mec- lis Deniz Encümeni Başkanı, Japonya de- niz antlaşmasını bozarsa, yapacağı üç ge- miye karşı, biz de beş gemi yapacağız, de- Her yerde 5 > kııru% BARIŞ DÜZENİ Genelsavaş'ın uluslar arasında Son öldürüşme olduğunu söyliyen- €r, gitgide azalmıştır. Yeni genç- likleri döğüşten soğutarak, yeryü- Zünde sarsılmaz bir barış düzeni rmak istiyenler, şimdi, birçok ülkelerden bozgunculuk suçu ile oOğulmaktadırlar: Daha dün ön- er diye anılmakta olanların, bu- 8ün yurt karası olarak tanıtıldık- rını görüyoruz. Gazeteler, sekiz yaşında japon zlarının bomba atımına alıştırıl- dığını gösteren fotoğraflar bası- Yor. Son faşist buyruğunun bü- tün italyanlığı nasıl bir sıkı altına aldığını biliyoruz. Cermen, ma- — Sar, bulgar gençlikleri de aşağı Yukarı böyledir. Kimi sınırına sığmadığını, kimi Ulusal birlik ülküsünü, kimi de Yurt bütünlüğü kaygusunu öne sü- terek, Uzakdoğu ile Uzakbatı a- Tasında bütün ülkeler, bir savaş Sitmasına tutulmuştur. Barış ant- ları bile çelik kanatlarım gölgesi altında, zağlı süngülerle çevrili- Yor. Biz, sonuna kadar, Atatürk sı- Yasasının barışçılık türesine bağlı lacağız. Ancak 936 yazmın, AVl'uı:ı:ı’da, büyük bir sinir ger- ginliği ile beklenmekte olduğunu da saklamak istemeyiz. Biz di- lekte olanlara, gaz maskesi altın- dan gülümsiyenler artmıştır. Uluslar için tek dirlik yolunun bıl'ıçl:ıı olduğunu Genelsavaştan da öğrenmemiş olanları biz kandıra- Mayız. Yanrıgınla ısınmak umusun- dan kurtulamıyanlar, yeni bir de- hemeye daha kalkışırlarsa, kendi Canımızı ateşten korumak için tetik bulunmaktan başka ne ya- Babiliriz? Göz önünde tutacağımız şu- duür; Avrupa, 914-918 boğazlaş- TMasmın acısını unuttu. Bütün ül- elerde savaş sevgisi ile yuğrul- Muş genclikler yetişti. Belki gele- Sek yıl da kansız geçebilir: An- "_ık bunu barış ülküsünün pekiş- ğine değil, savaş anıklığının bit- Mediğine vermek daha doğru o- hur, x .fılııu“ı korunma güçlerine, baş- rmr inandıranlardır ki yalnız ı.'ldıleı'iui kurtarmak değil, barış i nini de sakınmanın en kes- tme yolunu bulmuşlar demektir. F.R. ATAY I(endı radyom“ îvğ duyduklarımız — Moskova'dan bildirildi- $ ’ıq: göre, Fransız Ticaret Ba- $ t Sovyetler ile Fransa ara- Sinda bir ticaret mukavelesi | MP'mık üzere 4 ilk kânunda * Oskova'da bulunacaktır. — İsviçre'de 60 kişi Avus- Ş Ya'ya cephane kaçakçılığı * p"'dk suçiyle mahkemeye "lmıslır bi v Uludararaıı hava nakli- Ğ ':' trumu için Alman, Ame- 9, İngiltere ve Hollanda a- l::"da Amsterdam'da bir top- Ğ vapılacaktır. Ç Yugoılauya nın Marsil- & Ü tr Sinayeti hakkındaki muh- & ; c“" bugün Ulaslar Cemiyeti Re Te Katıpl"' e verılmışhr. M. Flanden okonomik sıyasasır 1 anlatıyor Paris, 28 (A.A.) — Başbakan M., Flanden, sanayi ve ticaret grupları kon - federasyonunun bir yemeğinde bir söy- lev vermiş ve bü söylev tel-izle neşre « kunmuştur. Flanden bu söylevinde ökonomik du- rumun ar için hükümeti racağı çarelerden bahsetmiştir. Başbakan teknik, ve ancak, çok açık olan sözlerinde ökonomik durumdan za- rarlanan bütün iş bölümlerine sözü ge- tirmiş ve artık servetlerin bölümü veya yeniden dağıtılması değil ulusun kollek- tif veya özgü mallarının korunması dü -< şünüleceğini söylemiştir. başvu- B kal aynı K Fi Sa . Gelikk | mi ııtıhlıke. yoksa istihlâk mi ıstihııle uy durulacaktır? Tesind. tur. M. Flanden, ilk şeklin şimdi Franıı için tercihe değer oldııgunu söylemiş ve “Ok ik k n iİzmi en- gel olmasaydı bu uygunluk kendi ken- dine meydana gelecekti.,, demiştir. M Flanden sözüne devamla demiştir ki: “— Önceleri elde bul! mal ve servetlere karşı değiş edilen ya - bancı maddelerin yığılmasiyle kurulu - yordu. Şimdi ise gümrük resimleri, va sıtalı veya vasıtasız yasaklar bunu im - kânsız bir hale getirmiştir. Başbakan bundan sonra Fransa'da deanlel Soyatlarında karışıklık Gazetemize gelen soyatları lis- tesinde bir tek adın ayrı ayrı kim- seler tarafından alındığını gör - mekteyiz. Soyadı alınmaktan mak- sat, birbirimize karışmak değil, birbirimizden ayrılmaktır. Bir at almış olanlar, « bir aile- den sayılacaklardır. Ondan sonra herkes kendi adını benzerinden a- yırmak için, bazı avrupalı isimler- de olduğu gibi, okunmaz harfler kullanmağa başlıyacaktır. Türk kelimelerinden - sayısız atlar yapılabilir. Henüz başlangıç- ta iken bu kargaşalığın önüne geç- meliyiz. Sovatları nasıl kü- .. . .T tüge geçirilir? Yeni taktıkları soy atlarını kütüğe geçirmek istiyen okuyucularımıza bir yardım olmak üzere bu işin ne yolda görüldüğünü, nelerin gerek görüldüğü- nü araştırdık. Ögfendıgımıze göre An- kara nüfus idaresi bu iş için baş vura- cak olanlara basma beyannameler ver- mektedir. Bu beyannamelerde “öz adı, soy adı, baba adı, ana adı, doğum tari- hi, imza yeri,, sonra vilayeti, kazası, nahiye veya kasabası, köy veya mahal- lesi, sokağı, nüfustaki hane gözleri var « dır. Buralar eldeki nüfus kâğıtlarına uygun olarak doldurulacaktır. Burada alt alta altı srra bulunduğu için bir ai- lenin altı kişi için bir beyanname ye tişmektedir. Bunun altında üç satır yazı vardır, Bunun altını aile reisi oturduğu yerin adresini de etraflıca bildirmek şartiyle imza edecektir. Bunun altını da belediye reisi ya- hut muhtar, belediye mümessili ve a- zalardan bir kaçr tasdik edeceklerdir. Bu beyanname pula tâbi değildir. Bu beyannamenin imza yerine atrlacak im- zada yeni soyadının da bulunması ge- reklidir. Büu beyannameyi alan bir yurttaş 0- nunla birlikte eğer yanında fotoğraflı yeni nüfus cüzdanı varsa — onu nüfus memurluğuna götürür ve soyadını ye- rine yazdırır. Eğer elde fotoğrafsız eski nüfus tez- keresi bülunuyorsa o zaman muhtarlık Ökonomik sıyasasını anlatan yeni fransız Başbakanı M. Flanden deflasyonun hemen hemen sona gelmiş olduğunu söylemiş ve serbest rekabetin medeniyetin çerçevesi içine girmiş oldu- ğunu bildirdikten sonra vefahı, işçinin sefaleti üzerine kurmak istiyen her tür- lü ökonomik sıyasayı reddetmiştir. Fran sız işçisi korunacak, M. Marke'nin nafıa plânları tatbik olunacak ve birkaç' güne değin topl k - olan lekel konferansında müstemlekelere ait büyük bir plân yapılacaktır. M. Flanden son söz olarık şöyle de- mışhr “—a Dumerg kahinesi tarafından o kadar iyi bir surette yürütülmüş olan mali kalkınma işine devam edeceğiz. Eğer fransızlar, kendi geleceklerine karşr güvenlerini yeniden elde- edecek olurlarsa işler yeniden çoğalacaktır.,, Paris görüşmeleri niçin yapılıyor? Paris, 28 (A.A.) — M Laval'in M Titulesko ile Bay Tevfik Rüştü Aras şerefine vermiş olduğu öğle yemeğinin sonunda Bay Tevfik Rüştü Aras ve M. Titulesko, bir saatten artık M. Lavar, M. Flanden ve M. Eryo ile görüşmüşler- dir Her türlü ihtimallere göre, bir konfe ranstan çok dostane bir konusma mahi- yetini almış olan bu görüşmelerin mev - zuunu, dün de M. Laval ile M .Titules. ko arasında görüşülmüş olan şark ant - laşması projesi ile onun bütünleyicisi olan ve Türkiye'yi bilhassa alâkadar eden Akdeniz antlaşmasının meydana ge tirilmesi meselesi teşkil etmiştir. Bay Tevfik Rüştü Aras'ın, bugün fransız arkadaşlariyle bilhassa M. Eryo ile görüşmesi ihtimali vardır. Türk — Sovyet münasebetlerinin özlülüğü ve Bay Tevfik Rüştü Aras'"la M. Titulesko' nun Rusya'nın barışa bağlı Avrupa dev- letleri zümresine girmekte olduğuna ver dikleri ehemmiyet ve fransız sıyasasının son aylarda aldığı yol, bu mühim görüş- meler yöndemini iyice göstermektedir. Esasen M. Laval ile M. Litvinof ara- sında Cenevre'de yapılmış olan konuş- ma, öncc umulduğundan daha kati ma - hiyette olmuştur. Doğu antlaşmasına ve onun muhtemel varımlarına ait görüş meler bitmeden yeni hiç bir görüşme ya pılmıyacaktır. Doğu antlaşması üzerinde konu- sulhuyor Paris, 28 (A.A.) — Fransız - Sovyet yakınlığı ile alâkadar olarak doğu antlaş ması projesi son iki gün içindeki diplo- lışmalarıma hâkim görü kt masi ç (Sonu 2 inci sayıfada) Deniz konuşmaları Japonyasız bir deniz uzlaşması mı? Vaşington, 28 (A.A.) — Salâ- hiyetli mahfeller Londra'da, M. Norman Davis ile Sir Con Say- men arasında yapılmakta olan görüşmeleri büyük bir özenle ta- kip etmektedir. İki devlet adamı Japonya'nın Vaşington antlaşma- sınt bozacağını beklerken - silah yarışından daha az tehlikeli bir uzlaşma elde etmek çarelerini a- raştırmaktadırlar. Bu mahfeller, Sir Con Say- men'in Amerika için yüksek ton- da gemiler ve İngiltere için Ja- ponya'nın deniz güçlerinin artırıl- ması oranı karşısında bu güçlerle denklesmeyi başarabilecek hafif tonajda gemiler yapmasını istiyen bir ingiliz - amerikan uyuşması için M. Norman Davis'in ne dü- şündüğünü sorduğuna dair yarı resmi bir takım rivayetleri ileri sürmektedir. Resmi mahfeller, böyle bir an- laşma yapılmasının her şeyden önce İngiltere ile Amerika arasın- da bir birleşme yapılmasına bağlı olduğunu, ancak, her iki yönün yedeğinden tasdikli ve fotoğraflı bir beyanname almak gerektir. On altı ku- ruşluk bir pula tâbi olan bu beyanna »« mehin altını iki belediye mümessili im- zalıryacak, daha altını ise emniyet kara- kolu resmi mühürle tasdik edecektir. Bununla nüfus idaresine baş vurulursa o zaman eski nüfus kâğıdı yerine fo- toğraflr yeni cüzdan verilir. Bunun için biri cüzdana, birisi de beyannameye yapıştırılmak için iki ve- siyka fotoğrafına lüzum vardır. de böyle bir görüşe yaklaşmadığı- nı bildirmektedir. Sir Con Saymen'in Fransa ile İtalya'yı da alarak bir dört dev- let uzlaşması yapılması düşünce- sini de ileri sürmüş olduğunu söy- lemektedir. Bu dört devlet, Filola- rmın hacmini mahdut bir miktar- .da tutmaya söz vereceklerdir. An- cak uzlaşma dışında kalmış ülke lerin deniz güçleri kendilerinin güvenlerini daraltırsa bu miktarı artıracaklardır. (Sonu 2 inci sayıfada) Geçmiş, gelecek Sanki eski evrerde yepyeni bir doğuş var; Isırıyor, kemiriyor birbirini günle tün. Denizlerle, karaların arasında boğuş var; Her birisi parçalayor ötekini büsbütün. .» Nice dünün ölüsünü yarın almış sırtına.. Neoluyor bu çarpışış, ne bu genel çıldırım? Takım takım koşuşmada bölük bölük fırtına Gözlerinde gece dolu, ellerinde yıldırım! Çığlıklarla haykırmayan görülmüyor bir bucak, Gölgelerde bin kuyu var, aydmlıkta t k kucak! Bir iskelet bağdaş kurmuş çubuğunu içiyor, seçiyorum ça - bucak. Geçmişlerin çukurunda ,snnmı sakın kuş tüyü;,, “Yorma pek çok kendini sen, ne yapar- san boş!,, diyor, Öbür yandan görüyorum alnı açık ülküyü “Tek bir soluk kaçırmadan çabuk bana koş!,, diyor. dikenleı.'.i “Çalıları, “ w yp Kıpırdayor, kımıldayor yuvalarla beşik « ler.. ışığın, aydınlığın işleri... Çatırdıyor eski çatı, aşınmada eşikler Gıcırdıyor pusularda karanlığın dişleri! Bütün bunlar genç & Var sayısız düşüp lâl:ı-ı benim sağım s0- lumda Nice ağır yük asılı ellerimde, kolumda. Olabilir kavrulurum, ancak şunu anla- dım: Geleceğin ateşidir yanan şimdi yolumda! FAZIL AHMET Ulus için — Atay'a — On beş yıldır Atatürk'ün Ülküsüne oldu bayrak; Ulus için (ulus) bugün, Yeni antla yayıldı, bak, Her gün ışık şaldın ile, Ulus, unutmayız bunu, Şaşırmadın bir gün bile Yürüdüğün düz yolunu. Gün doğmadan serpen sensin Gönüllere inan, umut; Hiç susmasın senin sesin İnildesin adınla yurt. Eşlerine hep örnek ol, Adın gibi yaşa sonsuz; “Ata yolu tuttuğun yol. Eksik olma (Ulus) umuz! NAİM ONAT Bay N. Onat'ın dünkü yazısında, Üçüncü mısram üçüncü satırının başın- da ancak kelimesi (anacak) olacaktır. Vaşington Büyük Elçimiz Bay Münir Meksika'da da Türkiye'yi temsil e- mekte olduğundan geçenlerde oraya giderek Reisi ni hura I_Y' vermiştir. Bu münasebetle çekilen resimden bir tanesi de Ulus'a gönderüml'!“' . Ortada görülen Meksika Reisicümh u ve z şington Büyük Elçimiz Bay Münir - la zabit da duran-da Va-

Bu sayıdan diğer sayfalar: