15 Kasım 1929 Tarihli Hayat Dergisi Sayfa 3

15 Kasım 1929 tarihli Hayat Dergisi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ıluktan cip Fazıl Edebiyat dersi etrafında HAYAT,3. Mekteplerimizde edebiyat tedrisatı felsefesin- e mesele vardır ki bütün terbiyeciler bu meseleleri büyük bir itina ve ehemmiyetli tetkik ve takip ederler, icap ettikçe bunlar üzerinde münakaşalar açarlar ve luzumuna göre dila yaparlar. Haddizatında basir görünen, fakar neticeleri itibarile pek büyük ve şümullü bir ehemmiyeti haiz olan bu üç mesele şunlardır; (() mekteplerde ne okudulmalı? (9) ne kadar ukutulmalı? (3) nasıl oku- tulmalıdır? Her memleketin maarif gayet Bunlardan birincisi, mektep program- larına konacak derslerin nevileri, ikin- isi, hangi sınıflarda ve haftada Kaçar saattan okutulacağı, üçüncüsü de nasıl bir usul ile tedris edileçeğidir.. Bun ların her birinin tatbikindeni tahav- vüllere göre yetiştirilecek neslin de umumi karekteri değişir. Programlara Gl her dersin kendisine göre bir gayesi vardır. Her ders sirin dimağında ve umumi kültü- ünde bir tesir birakır. Bu itibara muasır hayat felsefesine uygun gelmi- ven derslerin programlardan çıkarılmasi veya hafifletilmesi icap eder. Mesela vicdan hürriyetinin cari olduğu bir devirde din dersleri mekteplerde oku- dulmamalır, Çünkü her kes İstediği ilk derecede bir itikada sahip olmakta serbestir, Bundan sonraki müspet ilimlerin bütün vusatile hakim oldüğu bir. devirde mektep programlarında edebiyat derslerinin azaltması lâzımdır &ira edebi kültürle birisi heyecan diğeri sistemli düşünde müessirdir. Fazla edebiyat kençliği hayalperest ve ya dedikodudu vapar, halbuki ilim daha ziyade doğtu düşünen hayat adamları yetiştirmekte amil olur, Avrupa ve Üzerine Arierikadaki maarif cereyanlari arasında bu mesele uzun beri #amanlardan münakaşa edilip durmuştur. Bu münakaşaların netice- sinde ilim İehine büyük bir kazanç olduğu görülmüştür. Okadarki darül- fünunların Miu derecelerinde B. A. ve MA y yavaş ilim remzini ifade eden B. 5.ve M. 5 geçmiğe başlamıştır. Bizim bu makalede bahsetmek istedimiz cihet Türk mekteplerinde azaltılmasından ziyade, kısmen değiş- tirilmesi üzerindedir. Mektep program- larımız son derecede Türk edebiyatı ve Türk edebiyatı tarihiyle yüklüdür. Buna mukabil çok yüksek olan garp edebiyatı tamamiyle mühmel kalmıştır. Milli edebiyatımızi ihmsl edelim de- miyoruz, ancak onun tafsilatını müte- hassıs yetişeceklere terk ederek, garp medeniyetine girmekte olduğumuz bu devirde, garbin pek yüksek olan ede- biyatına yer vermek mecburiyetinde- yiz. genç nesle bedii, muasır kültürü verecek garp edebiyatının şaheserleri dir. Homerin İlyada'sını, Dante'nin İlahi komedisini ve Göthe'nin aus'unu kismen olsun okumıyan bir gençte garp manasında bedii gültür olmaz, Bu eserler Avrupa Hayat ve kültürü- nün tükenmez ilham menbaları olan şaheserlerdir. Buralarda insanlığın ve alelumum hayatın derin ve ince felse- fesi duygu ile dimağlara ve gönüllere yerleşir, Gerçi, gibi Avrupa ve Amerikada son &a- manların imaarif cereyanları, ilmin ve sanaylin kazandığı büyük kudret ve İnkişaf karşısında edebiyat derslerine karşı bir bezginlik göstermekte isede, bu cereyan şimdilik bizi okudar al4- kadar etmez. Zira garpliler asitlarca bu yüksek edebiyat içinde tuhlatini yıkadıktan Osonta tertemiz o çıkmış forlar. Aile ve cemiyet o kül türü tamamen benimsemiş bulunuyor, Biz ise bu berrak ve ditiltici menba- lardan haydr suyu içmeye henüz yukarıda da ziktettiğimiz ika başlıyoruz. Ayni medeniyet seviyesine yükselebilmek için garplilerin geçtik- leri yollardan bizimle ğecmekliğimiz lâzımdır. Garp edebiyatının şaheserleri ve alelhusus kilasikleri | lisanımıza tercüme edilerek onlara mektepleri- mizde bir mevki ve kiymet verilme- dikçe ogarbin hayat ve külturünü almak şöyle dursun onu anlamaktan da aci» kalacağız. Bu çihete ehemmi- yet verip prugramlarımıza koyduğu- muz gün Türk emi garplileş- ük bir m atmiş . Bu sayede likte çok yüksek bedii zevkler uyandırılacak kuvvetli bir garp medeniyeti kültürü yaratılacaktır. Mamafi, şunu tekrar edelim ki, garp edebiyatını ancak Türk edebiyatı derslerini tahfif ederek almak mü kün olabilir. Yoksa diğer denilen dokunmak iyi bir netice vermez. (Arapca ve Farisi Türk edebiyatı mütemmimi adeyilmiştir. ) İtiraf ede- lim ki bizim edebiyatımız garbinkine ii çok geri ve ruhsuzdur. Bins- aleyh kendi edebiyatımızdan yüksek, bedi bir inkişaf teminine imkân ol na- yınca onlar üzerinde sarfedilen vakit lerin bir kısmı garp edebiyatına tahsis edilebilir, ukadar'a kalmiyor. Bizim Eski edebiyatımız. genç nesilleri islami ve uzaklaştırmak yol mekteplerimizde lürk edebiyatı ders- lerini azaltıp yerlerine garp edebiyatın! koymakla genç fikirlerde inki'abımizın iki mühim rüknü kökleşmiş olacaktır, Yeni yetişecek münevver Türk neslini Avrupa zihniyetiyle yetiştirmek inki: lâbımızin biz terbiyetilere ii leş en mühim bir vazife değilmidi Mehmet Saffeğ, i |

Bu sayıdan diğer sayfalar: