Hayat Sazşalrlerimize ait notlar: XVilinci asır sazşairlerimizden KULOĞLU Evliya Çelebi, Seyahatname'sinin beşinci cildinde bir münasebetle sazşairlerinden bahsederken, onlar arasında Kuloğlu'nuda zikreder. u kayda nazaran XVilinci dsır Sazşairlerinden olduğu kat'i surette anlaşılan bu Kuloğlu'nun, eski meonualarda bir takım eserlerine tesi edilmekte 1330 sene- sinde Sazşairlerimize âit İkdam'da neşreltiğim makaleler silsilesinde bu Kuloğlu hakkında şu mütalen- larda bulunmuştum : Bu devir sazşairleri arasında en çok şöhret kazanan ve eserlerinde cidden samimi bir ruh ve san'atkârane bir edâ bulunan şair Kuloğu dur. Acaba bu Kuloğlu kimdir? o Alel'âde ümmi bir sazşairi mi ? yoksa, ilim ve edebi- yata vakıf olduğu halde sırf bir hevesle o tarzda yazı yazan bir adam mı? Evliya Çelebi'nin önu zımnen hakiki i sazşairlerinden göstermek istemesine i rağmen, bilâkis ikinci ihtimali daha > kuvvetli buluyorum. Filhakika, Dör- “düncü OMurat devri ricalinden ve ? Halvetiyeiuşşakiye meşayihinden Geli- * bolu'lu Sinan Efendi halifesi bir Kuloğlu Mustafa vardır ki, Mesabihişerif'i naz- men tercüme etmiş ve 1045 de ikmal ettiği divanına Divanıhümayün namını vermiştir. Bu noktai nazarı kuvvetlen- - , diren diğer bir delil de, o devirde İ irkçe parmak hesabı ile şiirler yaz- * manın adeta moda olmasıdır. Filhakika, / Üçüncü ve Dördüncü Murat hece i veznile ilâhiler, varsağılar yazmaktan © mahzuz oluyorlardı; Kırım hanlarından Mehmet Giray milli şiirler yazıyordu. Hükümdarların bile bu modaya teba- i iyet ettikleri bu devirde, esasen © meşayihden olan Kuloğlu'nun, bilhassa İ Yunüs ve Kaygusus e milli i şiirler yazması gayet tabiidir. Bu Kuloğlu Mustafa lendi eserleri hakkında Osmanlı Müellirleri nde (CI, 5 146) ma- İ lümat vardır. Halbuki sonradan, Kuloğlu'nun daha çok eserlerini | gördükten ve Mustafa Efendi'nin “den sonra divanıni tetkik ettikten sonra, bu eski fikrimden bur oldum: vaz geçmeğe imec- Sazşairi oKuloğlu, aşk ve kahramanlık halk inceliklerini ve munhasıran hislerini terennüm eden, zevkinin bütün eserlerinde azami tesbit ve temsil halbuki Mus- bil- EEE iİerini muvaffa türidir; akim olan; hassa ei adın ları birbirinden beraber, bu iki şairin şahsiyetleri arasın a uzak yakın hiç bir ben- zeyiş yoktur. Kuloğlu'nun, Dör- düncü Murad'ın ölümü münasebe- tile söylediği güzel bir mersiye, onun ( 1640 milâdi - 1049 hicri) hayatta olduğunu an- latmaktarlır: farksız olmakla Sultan Murat eder gidi zemâne Bana da kalmadı be elvedâ Büküldü kametim döndü kemane Gezüp seyrettiğim yollar elvedâ Ardımca yürüdü züllü melekler "Tersine devretti çarmlelekler Yeniçeri Sipahiler Solaklar Önümce yürüyen Kullar elvedâ Gazaya gitmeğe beyler dizilsün Kulların hep e samisi yarılsun Tabutum düzü kabrim kazılsun Varıp seyrettiğim çöller elvedâ Ecelim yetişti yıldızım indi Dostlarım ağladi düşmanım güldü m Kadirgam deryada kaldı u Malta'ya giden yollar elvedâ Kuloğlu kulların yüzü ak olsur Harben fethettiğim eller elvedâ Kuloğlu'nun elime geçen mul- telif manzumeleri arasında, onun zamanını gösterebilecek yalnız bu mersiyeye tesadüf ettim ki, Evli ya Çelebi'nin verdiği malimat ile pek iyi tetabuk etmekte ve şairin anlatmaktadır. Türihi'n de bana bu zamanını daha iyi Nihayet Silahdar gördüğüm bir kayıt, a ağar Sayı: 1 mes'eleyi daha sarih olarak tenvir etti: Burada, Dördüncü Mehmet zamanında 1097 de ölen vezir ve şair meşhur musahip Mustafa Paşa'dan bahsedilirken; Zafranbo- lu'da doğduğu ve Kuloğlu namile şöhret bulan şair Süleyman Ağa'- nin mahtumu h edil mektedir, Mustafa Paşa'nın, ve- fatında henüz kırk yaşlarını geç- ği musarrah olmasına göre, Şair Kuloğlu Süleyman Ağa'nın (1050- 1057 hicri) tarihlerinde Zafran- bolu'da bulunduğu ve orada bir çocuğu doğduğu anla İşte bu izahat, yukar gimiz mersiyeden ve Evliya lebi'nin ifadesinden çıkan malümat olduğu tas ile birleştirilince, Kuloğlu Düley. man Ağa? nin zamanı ve İk hakkında umumi bir fikir binmek kabil olür. Kuloğlu gibi, Gevheri ve Âşık Ömer'den evvel Anadolu sazşairlerinin en mârufu sayılan, samimi cazibesi ve ile bu ve eserlerinin kuvvetli lirizmi cidden lâyik olan bir şair hakkında bu kadar küçük elde etmek bile edebiyat tarihimiz için büyük bir şeydir. Onun eserlerin- den ve şahsiyetinden ilerde ayrıca bahsetmek isterim; Kuloğlu, böyle bir hususi tetkike her suretle Jâ- yiktir. Yalnız burada, Kuloğlu'- nun, müasırları ve halefleri üze- rinde kuvvetli tesirler icra etmiş olduğunu, ve meselâ meşhur Gev- nüfuzun derhal şöhrete mâlümat heri üzerinde bu göze çarptığını ayrıca kaydedeyim ki, sazşiirimizin tarihi tekâmü- lünde onun işgalettiği mevkiin ehemmiyeti daha iyi anlaşılsın. Pro KÖPRÜLÜZADE M. FUAT