5 Ağustos 1939 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 3

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| j v b — 1939 5 AĞUSTOS AKŞAM POSTASI Sahibi ve Neşriyat Müdürü i Hasan Rasim Us AZARE EVİ : Istanbul Ankara caddesi Şötesuz Kstandur Tid Talgraf sürasi: İstanbul KABER Yazı işleri telelonu : (g 23872 aü rifmli Cak Kt '.ıli.n. SBun.ru ;"?0335 t ABÖNE ŞARTLARI £ Bo Türktiye Eemabi L : Gaarlik 1400 K — 2700 KA İ L ---ıı'---ü-'--! a— —"_:_"k 150 8.00 Hayata daic: El ve ayak EDENİYET başparmağın e n seridir, derler.ı Yani .insaı. Var:ln başparmağı, diğer - elli hay yohlarda, meselâ maymunda oldu Su Ebi, öteki parmaklarla bir hiza nîı Visa imiş, medeniyet kurulamaz- hıııîi" Buna ben de inanırdım; her:- a € başparmağımızın elden ayrı “las1 çok işimize yarıyor. Arzular 1 yerine getirmek hususunda “un çok hizmetini görüyoruz. __î'_'a_'_'&üt bugünlerde gazetelerde gör- Usüm birkaç resim, — medeniyetir. ŞDfirm&k sayesinde kurulduğu ka:- vaetimi hayli sarstı. İki kolu da ke fliş bir adam, ayakları ile her is- Sediği işi görüyor: yemek yiyor, kâ Bit Oynuyor, traş oluyor, çalgı çalı- îî; AWst'raİya'da kolları felce uğ aYalı;î Yecilı yaşında bir çocuğa da Üğtüz aı;ı ile yemek yiyip yazı yaz- n &1 öğretmişler. Demek ki bu, her- $ için kabil olacak, Ayaklarımızır: sîmrfnaklarmı kullanmasını bilmeyi: . 2 onlara ihtiyacımız olmadığın- an, İhtiyaç hasıl olunca belki büs- 3'_ît““_lîal'maksız da birçok şeyler K Pahı_leceğiz. Acaba. insanın, elle- hdeki başparmakların diğer par- _Iardan ayrılması da sırf kendi DŞ" değil midir? Maymunun baş: bec"“ağr olmadığı için birçok işleri €remediği iddia edilebileceği gibi âri yapmağa kalkmadığı, onları FTemediği için — başparmağının b (::îef Darmaklardan ayrılmadığı da b | Pekâlâ akla gelebilir. ; | eıiî%z.ı kim_îeler, sağ elimiz_ gibi sol hi hau;z_ı de işlelmemizi tavsiye eder, ö tihaç, Sol elin aristokratlığına bir . p ğet vermelidir,, derler. - Elleri- ö şamer ikisi ile istedikleri gibi ça- vi âr vardır. O gördüğüm resim- -”ürş N sonra bizlerin ayaklarımızla Ümekten başka bir şey yapma- - Izin bir tembellik eseri olduğu” a düşünmeğe başladım. Mademki ai k;lî“* herhangi bir sebeble ellerini .[;g 3"3kla Damaz olunca onların işini a- e| eneğ’_'“a gördürebiliyor, o halde e B Ni kullanması kabilken de, gay kiz m ecek olursa, ayaklarını terbi- z x-aî €Si kabildir. “Ne lüzumu Ğİ Yalne ql*.—:eceksiniz. Lüzumu — var. ça | magıç (Fi eliniz olmasını kâfi bul- d D M Siniz zamanlar — yok mudur? val | 5 r;e Iâ_ bu Yazıyı yazarken duydu: gee U L Grihtiyacı anlatayım: iki elim lar ş Zj € mös İ; bi k Ş 'a Ş eSBul, canım z _rr cığara nie” | hiç $j istiyor. Bunun için yazıyı tış Ayakmazsa biran bırakmam lâzım. v B Parmaklarımı da kullanması- bi Ğ Clta *em simdi yazıyı bırakmadan ::: Sineki Yakmam kabil olurdu. Hele T &ti koğ v G yel | 3ya gmak hususunda şimd hilirdîtmîzdan pekâlâ istifade ede- H e Kendisini olduğundan faz- na; Varjı: İ zanneden bir — tanıdığım p: Ön ü Ankara'da - bundan on iki. len Vet Sene evvel - sineklerden şikâ- şurl kiyy t tken; “Keşke bizim de birer der ğ haş b Müuz olsaydı da sinekleri ra- kâs Do Tüğa yit köovabilsek!,, derdi. Küy: d'; B Uya 3Cet yok! Tabiat bize o ih- b:. | len îr:tıin da tatmin için lâmmgde- Umeç; / Yermiş, fakat biz iştifade =: Unmmı bilmiyoruz. ten x Nurullah ATAÇ tini A,ı e ! . . . . K ,:a" a valisi şehrimizde ae — Ünü 3a valisi Nevzat Tandoğan m;ğ'_w Tztiy, Mezuniyetle şehrimize gel - şpis K | g!!—l“"l valisi Haydarpaşa Pa | Vp ES0iyo reke muavini Lüt- müz | a y ” YA Bircek dostları tarafın KBF ĞĞ T Amuştir Ada mektubu HA mehtap Işıklı gecelerde Ada şan çiftler! — Bu sene yok! — Lâstikli tarife Aday Büyükadada Her gün ortalık kararınca, tüne - meğe başlayan kuşlar gibi, evlerine çekilen ve hiç dışarı çıkmayan Ada halkı mehtap geceleri, bunun aksi- ne olarak, evlerinden içeri girmez- ler. Fakat birkaç geceye inhisar e - den bu mehtap gezintileri yaz gece- lerinin en bedit eğlencelerini teşkil eder. Büyükadada mehtap, bütün parlaklığı ile tepeleri, sahilleri ve denizi gümüş ziyalı bir gündüze ka. vuştürürken çam kokulu yolları gö! geli pırıltılarla doludur. Ayayorgi ve Yemsi tepelerinin üstünde mehtap, gecenin parlak gü neşi olduğunu bizzat gösterir ve in- sanı kendine çeker.. Büyük turun yalçın kayalı sahillerinden akarak hafif hışıltılarla titreyen temiz deni zin yüzüne düşen Ada mehtabı bir ştirden güzeldir. Çünkü mehtap bu- rada bizzat şiirdir! Bu şiir Yürükali koyunun durgun denizini patlak altın ziyalarile yı - kadıktan sonra, çamlar arasından süzülür ve “Dil,, e kadar inerek bütün güzelliğile bizi kendisine çe. ker. “Maden,, in mehtabı başka bir âlemdir. Burada mehtap, Büyüka - danın Anadolu sahilleri hizasında uzanıp giden kıyıları için ebedi bir ışıktır. Ay, şiirli ışıklarını “Ma - den,, e gönderdiği zaman mevcudi- yetinden bir şey kaybediyor! Ve sonra insanın ciğerlerini dol- duran mis gibi kokularile bitmez tükenmez bir berekette uzayıp Bi - den çamlarla dolu “Aşıklaryolu,,... Ay bu yola iğne yapraklı çam ağaçlarının arasından plâtin renkli ziyalarını gönderirken sihirli gölge- ler teşkil eder. Sonra çamların tepe- lerinden kendini gösterir; o zaman bu gölgelerde gezinen çiftlere fet - tan bakışlarile onların sevgi duygu- larını tazeler ve cüretler verir.. İşte mehtabın bütün güzellikleri Büyükadanın iki tepesile Madenin. de, Dilinde ve Büyük turunda top - lanmıştır. Durmamış Ali G ye ne dese böeğenirsiniz: dedemin atmı çalarken yor!.. mirasma hürmetin tultu?",, tanbuldan — bahsetmiyoruz! - döğerek töbve ettirmeti., Yoksa çaldıklarmı işiteceğiz!.. — Bu sanat bana babamdan kaldı! Babam meşhur at hırsızlarındandı, dedem tarafından tabancayla öldürüldüğünü annem söylü. Ulan, babadan kalma bunca sanatlar yüz üstü duruyor da bu sanatta mı baba Böyle sütü bozukları - halis sütlü İs- adamakıllı, Eşek Terkos suyundan — gelinceye kadar emzikteki ececuklarım apartrmanları basm moderin annelerin memelerinden bile süt Büyükadanın meşhur geceleri halkı — Çam kokulu yollarda — Fettan bakışlı ayın altında dola- denizde mehtap safası — Felekten beklenen bir mehtap — Gelecek mehtapta geliniz! (Aşiıklaryolu,, Fakat ne kadar yazık ki mehta - bın bu haşmetli gecelerinde Büyü - kadanın her tarafından istifade e - denler çok azdır. Halk yalnız Ada nın merkezine yakın olan Müaden yolundan mehtabı seyreder, Burası o kadar kalabalık olür ki, panayır yerine benzer. İnsanın bu görünüş karşısında dalıp geçmesine imkân vermezler, Zaten onun bütün zeykini almak isteyenler Büyüktura koşarlar.. Burası sessiz, ıssız ve tabiatın düş- manlarından uzaktır. Burada sa - âitlerce kendi kendinize kalabilir ve Tüzel ışığın bütün zevkini kana ka- na içebilirsiniz!.. Burada mehtap seyredenlerin — ekserisi arabalarla gelmişlerdir. Çünkü oldukça uzak. tır. Yürümek zevkini de beraber tatmak isteyenler ikişer, üçer kişi - Uk,gruplar teşkil ederek gezerler, Esaseri araba ile gitmek mehtâbın zevkini tamamlayamaz. “Dil,, e doğru sarkacak olursanız pek neşeli gruplara tesadüf edersi - niz!.. Burada eski bir gazinonun an- Şazından kalan çimentodan yapıl - mış bir yer gençlere dans sahası vazifesini görmektedir. Yirmi otuz çift beraberlerinde getirdikleri gra. mofon veya akordionlarla saatlerce dansederler.. Yalnız tabiatın ışığı altında... Ne bir fener, ne bir elek- trik lâmbası... Sonra dansa fasıla verildiği bir anda içlerinden güzel sesli olanlarının şarkıları, mehtabın altındaki müsamereye başka bir parlaklık verir.. Adada, insanm canı sıkılarak söylemesi * lâzımdır ki, — denizcilik hayatı hiç yoktur. Mehtabı denizde geçiren ne bir sandal ne bir motör tesadüf edilebilir. Dört taraf deniz- dir ama, yüzmekten başka denizci- lik sporları ve vasıtaları yoktur. Geçen sene Denizyolları İdaresi Adalıların da mehtap salası yapa- bileceklerini düşünmüş ve mehtap seferleri tertip etmişti. Küçük bir vapur halkr Adalardan alarak Ana. A ğ levhası şöyle: Hatt EYE Sulh helvası! şöyle bitiriyor: No buyrulur? B özraş Me buyrulur? BER — Akşam Postası |şürüyordu. Acaba Siyasi helva sohbetleri... ĞIRBAŞLI siyasi makaleelr, garib. dir ki, mizah çeşnisi almaya başla, dı.. Allah encamını hayr etsin, Meselâ kıy. metli muharrir ve mebusumuz Birgen'in son makalelerinden birinin ser- — Eğer, diyor, yakmda tam meyane- sini bulacağını ümid ettiğimiz helvayı (sulh helvası) ateş üstünden tam vaktinde ala, mazsak milletlerce bir sulh ziyaleti çekmi. ye imkân bulamayız!. Bu sulh havası, galiba, üzerlerine mu- ahedeler yazılı kâğıt helvasınım yeni ismi! E olduklarmı bildirmişlerdir. let tasavvur olunabilir mi?,, ası manevralarmıı yapıyorlar. Frnsa iİntihabatı tehir etti, Tarını ikmal etmiş, En ufak bir gaf, Dünya tetik üstünde duruyor Yazan: M. DALKILIŞ -: VET, diyoruz ki bir cihan harbi nazari olarak Zira ortada Lir milictin kendini böyle bir ateşe atması İçin ne bir sebeb, ne de bir gaye vardır. Dünya yalnız Almanyanın bir harb açabileceğinden korkuyor. N Fakat en basit muhakeme bunun meenunane bir korku olduğu- nu derhal güstermeye kâfidir: Almanyanın bir cihan harbi açmak- tan, kendisini bu ateşe atmaktan maksadı almak veya iktısadi darlığını düzeltmek mi?,.. Fakat her ikisi için de sulh cephesi namına İngilterenin dev. let adamları resmen ve tekrar tekrar müzakere yoluyla hak ve adalet dairesinde Almanyanın bu gibi ihtiyaçlarını tatmine hazır O halde müzakere ve sulh yoluyla alı- nabilecek şeyler için kendini harb ateşine aftacak mecnun bir mil- Kaldı ki geçen 1914 cihan harbinde olduğu gibi Almanların yıldırım gibi hudutları dışma çıkarak oralarda harbetmelerine ve mağlüb olursa hemen silâhları terkedip yine gibi muhafaza etmelerine arlık imkân olmadığmı herkes biliyor. Zira, yeni harbde cephe yoktur. Yani İngiliz, Fransız, Rus tayyareleri merkezi vaziyette ve baştan başa sınai şehirler olan Alman şehirlerini yakacaklardır. Son nutkunda İngiliz başvekili Çemberlayn da bir harb tak- dirinde galih veya mağlüb düşünmek abes olacağını, iki tarafm da ayni derecede malvolacağımı söylemedi mi?., Buna rağmen bugün durum baş döndürücüdür: halkina, ilk defa, 1914 de Almanyanın harb ilân ettiği günün yıl. dönümü fener alaylariyle tes'it ettiriliyor. sa, İngiltere ve Polonyaya karşı ecnebi ataşemiliterlerinin çağrıl- madığı büyük manevralar yapılıyor. İtalyanlar Fransız taarruzuna karşı simali İtalyanın müdafa- Velhâsıl gerek sulh cephsi, gerek totaliterler bütün hazırlık- iki taraf harbe alesta bir haldedirler, budalaca bir hareket veya meş'um bir te. sadüf bir anda dünyanm ateş almasına kâfidir, “İşte en tehlikeli ânâ şimdi girmiş bulunuyoruz. Zira, iki ta, raf biribirinden bu kadar ayrıldıktan ve bu kadar gergin bir hale girdikten sonra tetiğe basacak;tek bir hâdise kâfidir. O vakit vakayi, milletlerin iradesi haricine çıkabilir ve akıl, mantık, nazariye, korku, her şey iflâs edebilir. Mademki iflâs edebilir, o halde tehlike vardır. Zira ancak bunlar iflâs etmedikçedir ki harb olamaz, Korku şuradadır ki vakayi bizzat nazariyatı ve — milletlerin iradelerini bir anda ezip geçebilir ve dünyayı mahva götürebilir. SaRerArAR KA MAKE KDA GN EESMUNERERERE, » Not | İA imkânsızdır. ne?,. Müstemlekelerini vatanlarını olduğu Cephe ardı harbi var. çünkü her Almanya Ayni zamanda Fran. : Garunı Jolu sahiline kadar götürüp getir - mekte idi. Fakat bu sene tarifede bukadarcık bir şey de unutulmuş - tur. Zaten esaslı bir gezinti şekli değildi ama, gene bir şeydi. Halk pekâlâ rağbet etmekteydi. Bu sene hiç yapılmayışı herkesi hayrete dü- toplanan - bilet paraları kömür parasına tekabül et- mediği için mi yapılmadı? diye so. ranlar çok!.. S Artık Adanın temmuzda başlayıp ağustos başında biten mehtabı da bitiyor,... Bir ağustos sonu mehta- bımız daha vardır ki, bütün meh - taplardan daha parlağı ve daha faz la rağbet görenidir. Ondan sonra artık felekten çalınması ümit edilen bir mehtap daha beklenebilir. Son- ra kış!.. Ağustos sonundaki mehtapta  - danın en zevkli geceleri yaşanır. Yalnız bu son fırsatı kaçırmaktan korkan arabacılar da lâstikli tarife. lerini gerdikçe gererler. Şimdi yaz bitmeden önce, tabia - tın güzelliklerinden zevk alan ince * Muhiddin bir Şey VAK İ.se Muhterem — muharririmiz * makalesini ruhlulara tavsiye ederim, bir dela- da ayın parlak ışığını Büyükada - dan seyretsinler! Hem de semanın pek nadir olarak gösterdiği__veni bir manzarayı da görmüş olacaklardır. Çünkü gelecek ay da.devam edecek olan bu manzara harikulâdedir. Bu haftalarda her akşam ayın et- rafında yer alan Zühal, Merih, ve | Müşteri semanın en parlak kandille rini teşkil etmektedirler. Mehtabın küvyetli ziyaları karşısında bile parlaklıklarına halel getirmiyen bu yıldızlar dünyamızın yetmiş gün . lük misafiridirler. Üç hafta sonra bir gece için olsun Adada kalmak üzere gelenler bedii zevkin en yüksek kademesine çık - mış olacaklardır. Çünkü orada mehtabın plâtin saç bukleler larından örülmüş dalgalı teşkil eden çamların altında. yaşa - nacak saatler vardır. Ay, o akşam onlara en süslü ve en parlak ışıkla- rını gönderecektir ve onlar yeşil göl geli çamlara inen mehtap ile konu- şacaklardır. 0. Ç. ' Rasgele ' EÇEN gün İstanbulda yedi sekiz a- partıman soymuş 11 yaşında bir çocuüuk hırsiz yakalanmıştı. Bu sefer de A. danada Ceyhanda 7, Osmaniyede 9 ev soy- muş Durmuş Ali isminde 12 yaşmda bir hırsız ikinci defa suç üstü yakalanmış, Bu yaman çocuk hırsız müddeiumumi- Ona kim muhtaçki ?... NGİLTEREDE Haddersfieldde bir fabrikada çıkan yangın neticesinde gelecek mevsim için depolarda istif edil- miş olan 200,000 futbol topu yanmış!,, Yanmışsa ne çıkar? Eğer endişe bi- zim sevgili futbolcülerimiz içinse — yersiz Çünkü bizim Tutbolcüler için vuracak cenebi malı top yoksa halis yerli hakem & 4 £ Yaşasın trenler | O SMANİYE - Adana arasmda işliyen , trende iki çocuk birden dünyaya gelmiş! Çok şık değil mi?., Bereket, tesa. dülen trende bir de ebe bulunuyormuş, SŞu trenlerin, vallahi, en arka vağonu- nu öpmeli! Zira, mobiller, baksanıza, zavallı çocuklar oto- tramvaylar, otobüslerin altlarım- da dünyadan gidiyorlar, kahraman trenle, rin üstlerinde dünyaya geliyorlar!.. İ 1 cevap . — Ca Bir (Malümat fruşluk Bugünkü Tan gazetesinde, (Ha: ber)je ve (Haber)in yazıcılarına çatmakla mükellef bir kimse, İngi- liz filosunun İstanbulu ziyareti mü- nasebetile koyduğumuz ingilizce baş hığın yanlış olduğunu yazıyor. (Ha- ber), ingilizce müterciminin tahrir bü-aynen dercetmekten başka hiçbir mukabeleye lüzum görmeaz: Haberin İngiliz filosunu selâmlı- yan ingilizce cümlesinin yanlış ol- duğu hakkmda büugünkü “Tan,,da bir yazı var. Asıl hata onlarda: Cümlenin manasını yanlış anlamış ve bu manaya göre cümlede “bir ke- limenin fazla ve cümlede yersiz ko- nulduğunu,, zannetmişler.. Onların anladığı mana şu: niz bekçilerini dos!ça selâmlar... Bu takdirde çümlenin şöyle olma: sı lâzımgelirdi: “Turkish people salute - jrtendly England's mediterrancan guardi- ans,, O zaman, pek tabil olarak frtend- İy'den evvel #he ye lüzum yoktu. Halbuki bizim kasdettiğimiz ma- na şudür: “Türk milleti döst İngilterenin Ak deniz bekçilerini selâmlar.,, ki, bü lü yazılamaz: 'Turkish people salute he frtendly England's mediterranean guardians. Buradaki “the friendiy England.. “Dost İngiltere, — manasınadır ki bunu ingilizceyi pek az bilen — bir İkimsenin bile anlaması lâzımdır. Mumaileyhin Habere sataşmayı Adet edindiği bugünlerdeki saldırış- larına bir vesile olan cümlenin, ha: tasız da olsa, benim elimden çık: mış olmasına müteessirim. — Belki gazetede bir cevap verir ve tavzihe lüzum görürsünüz diye — bildiriyor rum. Selâmlar. Vahdet GÜLTEKİN Şükrü Kaya Ankarada Ankara — Bir müddet evvel Fransaya gitmiş olan eski Dahili- 'ye Vekili Şükrü Kaya şehrimize dönmüştür. —— Adliye ve sıhhiyede iki terfi Ankara, — Adliye Vekâleti muhasebe müdürü Zihni ve Sih- hiye Vekâleti muhasebe müdürü Rıza birer derece terfi etmişler - dir. — Başvekâlet müsteşarı şehrimizde Başvekâlet müsteşarı Vehbi bu sabah Ankaradan şehrimize gelmiş- tir. Vehbi tedavi olmak — maksadile Avrupaya gitmektedir. Çek ordusu mevcudu 9 bine indirildi Prag, 4 (A.A.) — Alman makani ları tensik edilen Çek — ordusunun kadrosundaki jandarma mevcudunu 12.000 den 9.000 € — indirmişlerdir. Fakat bu indirme hakikatte daha büyük mikyasta yapılmıştır. Çün kü 9000 jandarmaya ancak - 6.000 tüfek verilecektir. — Torbaya kaynanasınm resmini yaptırınca antrenmanlarını hiç as , mamağa başladı. — Fransız karikatürü — 4 A M ı İ " g ğ , müdürümüze yazdığı hususi mektu- - , Y “Türk milleti İngilterenin Akde- - da ingilizcede şu şekilden başka tür- Tü li K y "'.; | Ha n el A üaie di dini BK vi aei edü — V ai z * DAti Bd « ğ

Bu sayıdan diğer sayfalar: