EÇEN yaz oturduğumuz otel bir plâğm yanındaydı. Fakat hiçbirimiz denize plijdan girmez - dik.“ Otelin ön tarafında, ayakları içinde yeşil yosunlarla sarılı iahla bir merdiven vardı. Orası tercih ederdik. Otelde 7 kişiydik. Hayır; sekiz” Belki 46 sekizinci olan Olmmi hepi- e, bütün bir sayfiye mahallesi - n8 bedeldi, Ekseriya bizim gündüz uyuduğumuz bir hamakm «itmda geceleri yüzükoyun yatar, en küçük “bir kıpırtı onu derhal harekete ge- © tirirdi, Cimmi de bizimle yemek yer, bizim uyku saatlerimizde uyumak ister, bisimle denize girerdi, Hattâ biraz sonra anlatacağım Madam of yüzerken büylik bir maha, etle yarişa kalkar, tam onu yaka - ladığı sıra ön ayaklarile beline doğ- rü siçrar; ve çok kereler de kadı - Bm omuzları Üzerinde garip bir va- ziytete aynta durmaya çalışırdı. © Koca Cimmi? M ADAM Korpoftan evvel otur- duğumuz otelden bahsetmek mecburiyetindeyim: Bizim otel hakikatte küçük bir ev den başka bir şey değildi. İki kat lizerine yapılmış, yedi sekiz odadan ibaret bir ev!.. Daima zenginlerin oturduğu sayfiyede otel bulunmadı. Et için bizim gibi #ki aylık bir deniz > mevsimini sahilde geçirmek isteyen ler orasını oda oda kiralamışlardı. Biribirini tanımayan yedi kişinin bu;klçük otelde mami oturduğu meraklıdır. Bir kere, ben kendim, “hörhangi bir kalabalığa 'tahammül #decek bir insan değildim. Zaten, oteli göyle bir görmek, otel sahibi “Marya hala,, başka hiç bir müşteri almaksızın odaları baştan aşağı ba- majkiralayabilirse tutmak arzusun- daydım, Mari ihtiyar bir Rum ka Tısıydı; ve bütün sayfiye kendisini Marya Ha'a diye çi ir. Kocası öldükten sonra dul kalan Marya e- vini odr oda kiraya vererek geçi . niyor, belki de bu odalardan birin- de gizli bir takım işler bile görüyor. du, Bu sıralarda Madam Korpofa astgeldim, Saat on bir sularıydı. Otelin bah- şesinrde oturuyor, bir taraftan Mar. #n Hala ile konuşurken bir taraf . an kapınm iki kanadmda yeşil desen üzerine çizilmiş, çiniden, * >irinde bir deniz kızı tablosu, öte- inde yosun, çiçek ve sandal mo - “iflerini garip bir armoni ile biribi- “ine karıştıran baska bir tabloyu seyrediyordum. Birdenbire, önümden bir köpek ogs koşa geçti. Otel sahibinin ya» ımdu beni görünce hir dakika dur. lu. Bir iki havladı. Aynı saniyeler , bu > dâreketinde" hiç bir vekıt yalnız olmadığımı anlatan bir beli vardı. © Marya Hala: — Madam Korpofla kocası geli yor! dedi, © Madam Korpofun başında mavi sir bone vardı. Uzun boyu omuz- larından itibaren başmı biraz ile - “riye doğru götürmesine #ebep olu- yordu, Yalnız bu şekilde sarı ve parlak tüylü ensesi biraz daha mey. dana çıkmıştı. Bacaklarmda yine mavi renkte bir şort vardı. Yanmda kocası deniz kıyafetinde değildi; ve belli bir aksaklıkia topallıyordu. Madam Korpof ayaklarmda deniz “skarpinleriyle otelin hafif kumlu bahçesinde Mir böcek gibi çıtırdılar »irakarak yürüyüp geçti Marya Hala: — Müsyö Korpof bir piyano mu- allimldir. deği. Beyaz Ruslardan. “eşin senedenberi yazlı kışlı otelde zalmayı itiyat ettiler. Sonra Cimmi döndü. Büyü! higt elr ahbaplıkla: — Ciremi, diye seselendi; Cimmi?.. Cirami koğa koşa geldi, Ayakla- “xmr oturduğumuz basır İskemlenin 'ıcuna dayayarak toprağa süründü. Slimi hayvanm kafasına doğru u - “sattım, Bilirsiniz; bütün köpekler bu harekete bayılır, Cimmi de ba- yildr. Başını bafif yukarı kaldırarak gözlerimi yokladı. Madam Korpof kapıda duruyordu. Kocası topallıya. rak içeri girdi. B" sıralarda otelde benden, Madam Korpof ve koğasi,, .Cimmi, otel sahibisden başka kimse Fa “kat burası ben gelmeden önha ev - vel mevsim Bâşinda bir aktör ta -| rafından Kirâlanmıştı, Anadoluda, termede giz sirtör #mesk temmuz başlarma doğru gelecekti, Marya! “Hala geleceği günü pek iyi hilmedi- ği için daha çok bizim denizde ol- duğumuz saatler kiMtli odayı açıp temizliyor; ve büyük bir ihtimam gösteriyordu, oMaryanın bu müs , takbel misafire fazla G©hemmiyet verdiği belliydi: — Genç bir ad diyordu; hem de yakışıklı!, Yalniz unutuyorum; otele yerleş- liğim sıralar içerde birisi daha var- dı: Çok Keteler birinci katın bah - ;6ye hakan penceresinde fakat da- ima ara sıra gördüğüm #ari saçlı, zayıf bir kız! İ IK dakikalar hiç de niyetim olmadığı halde bu küçük o; tele yerleşmekliğimin e yegâne s6. bebi madam Korpofun kısa panta- lonudur, Bunu çok daha sonraları, sâyfiyede kendisine “Pöti Kont" is mini verdiğimiz bir bahriye müte kaidinin Madam Kotopfa | şik ol- duğu zaman bana anlattığı şeyler. den, daha doğrusu bir hareketinden anladım, Madam Korpofun kısa, mavi pan talonu hakikaten tuhaftı, Bir kere çok kisa bir şeydi bu!,, Belinden bir buçuk, yahat iki karış okadar uzun... Paçaları o kadar bol değil | di. Ancak bir elin rahat rahat so- kulacağı kadar bol... Bu kısa pan- islonun altında hacakları daha ka. | ln ve daha uzun duruyordu. Ma- dam Korpof, denize girdiği zaman müstesna, mevsim sonuna kadar bu kıyafetini hiç bir vakit değiştir. medi, Biraz evvel de söylediğim gibi 0- telde bulunduğumuz aylar hemen yanıbaşımızdaki bir plâjdan değil otelin ön bahçesinden denize girer- | dik, Plâj kumsel Olduğu halde bu. | rasını tercih edişimizin garib bazı sebebleri “vardı, Her şeyden evvel Madam Korpof otelin bahçesinden denize inen dar merdivenleri seviyordu, Daha doğ- rusu, kumsalda uzanıp yatmaktan ziyade denizden çıktığı dakikalar bu tahta merdivenlere bir ayı yav rusu, yahut bir canbaz gib zirdr. Bu yüzden olacak ki madam Korpofum hareketlerini gin sayfiyede oturanların birçokla. rı da bizim otelin merdivenlerini terefh ediyorlardı. Bunlar “şüphesiz. ki daha çok (oerkeklerdi. Madam Korpof bu merdivenlerden yukarı çıkmak için ilk basamağa elleriyle tutunduğu zamanlar otelin önünde- ki deniz birtakim atletik erkeklerin idare ettikleri sandallardan geçii- mezdi. Madam Korpof bu dakika larda uzun bacaklarından birini kinet basamağa fırlatır, ve kalın bacakları merdivenleri birer birer yukarı çıktığı saniyeler şayanı hay ret bir büyüklükte gözükürdü. De miz sulari ayaklarından birer sicim gibi tahta basamaklara damlardi. Madam Korpof kuv bir adese- de büyütülmüş garib bir fotoğraftı sanki... Netekim (ekseriya denize küçük bir sandalla başka iskeleden çıkan bahriye mütekaldi de madam Korpofa yine böyle da raslamıştı. Ondan #onrr artık plâjdan değil, otelin (bahçesinden denize girmek onun için bir itiyad oldu. ABRİYE mıza gelişinden sonra eğer aktörü şimdilik seymıyacak olursak | altı kişiydik. Bahriye mütekaidi kısa boylu bir adamdı, Sanki tabiat onun boyun - dan bir parçasını madam Korpofa vermişti. Netekim madam Korpof belki daha alımlı görünsün diye ko- casinın hareketlerinden bir ksrm da yine Madam Korpof'un bacakla” rma ilâve edilmişti, Sudece bahriye mütekaldinin ti. mecburum, Sayfiyenin on Ne üzerinde tir evi vardı, Fakat ora- da oturmuyordu. Daha doğrusu €- vini kendisi için bir otel gibi kulla. nıyor, âncak geceleri saat on, on bir sularından sonra yatmaya pi yordu. Bekârdı, karmı öldükten sonra evlenmemişti. Biri on altı, bi- ri gn yedi yaşında Iki km ve Fakat hiçbir vakit kızların savfi- vöde dolaştıkları görülmemisti. ka bir tarafta geziyorlardı. £ 4lklerine göre denizden de bir tenis merak idiyorlar; babalariyle muyorlardı, Sayfiyede bahriye mütekaii-s “Pöti Kont" derlerdi. Hakiki ismini bilen yoktu, Kimisi “Kadri” kimisi “İbrahim” bey olduğunu iddia 6- derdi. Faket biz Pöti Konttan da- ha fazla Küçük Kont diye çoğır dik, Yavaş ve bir kontun hareketlerime vörürdü, Cerçrvesiz, kelebek bir gözlüğü varı hiç kimseye dikkat etmez dam Korpofun bacakları müstesrin. ağır görmek i- | * ir dakikasım- | mütekaldinin ara. | aman Sandalı plâjın kursa y ir, asfalta bizim otelin bah- jçesinden çıkardı. Rir defasında Jmadam Korpofun men arkasın- dan merdivenlere tırmanmak İste- ayaklarının tabanlle kontun b Sayfalık 3 & Üstüme yer « üstü boylu boyuna y Ve tuhaf bir te Kontun kızları o dan sonra bir dal fun arkasın 3 Madam Korpo- dari merdivenleri tecrü- be etmedi. Yalniz, bir gün otelin bahçe oturduğum. ak ve tabintin gizliden uyanık olduğu bir dakika: , — Azizim, dedi, madam Korpo banlarında ne güzel bir ko- SKA tarafta da söylediğim gibi bütün bu dakikalarda üadam Korpof ve Küçük Konttan ika hepimizin müşterek bir eğ- lencasi daha vardı. Bu Cimmi idi. Madam Korpof denize gök kere ler Cimmi ile çıkıyordu. Kocasının sabah dersleri vard. Bunlardan ekserisi haftanın dört beş sabahın: alırlardı. Eğer have çok dürgunna Fakat Cimmi daha iyi pek zahmet çekmesine rağmen her tuş mukabili bir defa havlar; ve Korpolun bir par- mmiyi susturabilir. ni aten hoş bir hayvan- am Korpof denizde olduğu r onu bir türlü muhafaza ede- miyorduk. Hemen sandalın baş ta- girmesi için tarafndan verile- ret verilinceye kadar iki ayakls- üzerinde durur; adam Korpof sebebden kızdıysa â ren vermez; gavallı tltriyen ayuklariyle arasıra bize. bakarak yalvarırdı. Daha ziyade Banu bakar; nerede olursa olsun beni bulmaya çalışır dı. Madam Korpofun ricalarımı da. İlma yerine getireceğini biliyordu. Bununla beraber en çok nefret et- tiği adam küçük konttu. Kelebek gözlüğü her nedense Cimminin sini- İrine dokunuyordu. Bir defasında kontun Yeni ve gıcır gıcır giydiği beyaz bir pantalona diz geçirdi, Fa- kat bu dakikalar Küçük Kontun en İunulamıyncağı o dakikalardır: Ma- İdam Korpof konta itizar ediyor; bacağında herhangi bir yara ve be. re olup olmadığın: soruyordu, Bu diseden sonra beni bir (köşeye İ çeken madam Korpof: müracaat edecek olursa... Cimmiyi iyice tanıyordum. Onda ne bir kuduz, ne de küçük bir has- | tatık alâimi vardı. Yalniz konta si- İnirleniyordu. TELE geldiğin zaman oğa- lardan birinin mevsim ba- İsında tutulduğunu söylemiştim. Ma. dam Körpofun otelde en merak et- İtiği şey kapısı Mi olan bu kü- cük odaydr. İ Hakikatte odanm bir garsoniyer olarak kullanıldığı şüphesizdi. Bel- ki de Marya bala evin bütün bir senelik kirasını yalnız bu odadan İ çikatıyorüu. Madam Korpofa bir deniz dönü- gü bunu söylediğim zaman: — Biliyor musunuz, dedi, bura. İnelik eski sakinlerindendi. Asfalt |da hiç rahat değilim. Otelin bahçesinde ikimizden baş- ka kimse yoktu. Korpof, i- çine kum dolan lâatik deniz bebele-ibir Kvabo.., Hattâ ü; adın daha ilk basamaklar. | piyano seslerini denizden işitirdik. | e olsa | #aade işaretini beklerdi, Bu| — Eğer, dedi, kont belediyeye| Otelde / Kişi rinden birini çıkarmıştı. Eti bol ve n elleriyle tabanlarma mış kumları silkiyordu. İKüçük Kontu hatırladım am Korpofun tabanlarında ne gü- Başımı: dalda bir kuş ötüyordu. Bahçe tatlı bir yase- men kokusu içindeydi, — Niçin rahat değilsiniz, dedim; Marya balanın en çok şimdilik size itibar ettiğini zannediyorum! — Bilükis,., içerimde :. Marya hala tuhafıma « Şu oda canım! Anlamıyor musunuz? — Şu oda... Yaai türndden döne- cok akt in kilitlenen oda... Birden aklıma geldi. Marya hala İbir iki saat evvel, hiç de maytadr ol- madığı halde perdenin iç taraftan koptuğunu söylemişti, Halbuki yu. İkarı kısımda pancur yoktu. Bura, İn boydan boya kaplamış olan def | dalları dikkatle aralık edilirse İsçersini görmek mümkündü, — Eğer isterseiz Marya halanm zli odasmda neler 1 olduğunu janlıyabiliriz; dedim. | — Nami? izin — Kolay, Belki de gu iskemlenin İ üzerine çıkmanız kâfi! Henliz Biayosunu değiştirip ma » vi pantalonunu giymemişti. Az iler- deki bir bahçe iskemlesini kiliti İodenın penceresi yanma çekti: — Sizi bekliyorum, dedi. İ Bu dakikalar Marya halanm ek- seriya çarşıya çıktığı dakikalar Küçük Kont gözükmezdi. Mösyö | Korpof piyanoda çalışırdı. İskemle. yaklarından tuttum. Fakat o kadar fazla gıcırdıyor, ve sallanı- yordu ki, madam Kerpof: — Hayır, dedi, Beni tutarsanız daha iyi seyredeceğim, Dizlerimle iskemleye bastım; ve rek Madam Korpofun arkâsma' bir destek gibi dayandım, Mütemadiyen gülüyor, ve islak mayosu çıplak © muzlarımı gıdıklıyordu. Fakat ayni dakikalarda bir araba çıngırağı du- yuldu; yirmi sekiz, otuz yaşların. da kadar genç bir adam elinde çük bir bagaja gird İSüpbesiz ki Mary: mevsim | basmdanberi bekl mlsafirdi bul, geye balanm OĞRUSUNU söylemek lâ- zımgelirse genç aktör otel- İde yeni bir hareket yaptı. Bir kere günlerdir hepimizi tahrik eden ka- pal oda açümişir. Ben, madam Kor pof, böyle şeylere karışmak Adeti olmadığı halde kocası, Küçük Kont, sarışın kış, Cimmi hepimiz kapmın önündeydik. Yalnız srâmızda Mar- ya hala yoktu. Mutfakta ellerini w- Zuşturuyor; sinirli bir takım hare- ketlerla içeri girip dışarı çıkıyor- du, Henüz banyosunu bile almamış yeni bir misafire karşı gösterdiği - miz bu hafifliğe kızdığını anlıyor. dum, Marya hala bizim gibi müşte- irilerin bu küçük garsoniyerden ka- beri olmasını hiçbir zaman iste - mezdi, Otel namuslu bir oteldi, Halbuki burası küçük bir birahane büyük bir) omuzkirrmı biraz daha yukari Vere; | İ cek zannedersem. nız belden aşağı tarafları çizilmiş bacak resimleri bulunan garib bir paravan; arkasmda gizli bir kapı bile vardı, 5 Bütün bu sıralarda asıl tuhafı lerimizden itiba- ren hepin ğü halde üze miz biri meydana çıktı, Bu, otelin ait kat penceresinde gördüğüm #- rişin kizdi Marya hala genç dim ettiği zaman dostla- rından birinin kızı,, demişti. Bur sada oturan ailesi iki ay için Mar- ş , Çe ve biraz da hastaydı. Ara- duğü siralar daima bir kuş gibi Ürkek oturur; eğer Marya halâ yoksa odasında kitab okumayı tercih ederdi. Bu yüzden, ona Mar» bize tak- kinges mızda ya halanın kızı derdi Yeni misafirin otele arda ben, madam Korpot gibi dü şinmüyordum: Madam Korpof ak- rün bareketlerini kontrol ediyor, onun sanatkâr bir tarafını bulmays İ salışıyordu. Yeni misafirin küçük bir botu vardı. İk zamanlarda yalnız olarak denize çıkıyor, aramıza pek sokul- gözüken bütün beyaz botlarm hilâ- fna tirşe bir renge boyanmıştı. Sa bah olunca, geveden Marya halanın mutfağma bırakılmış olan bu küçük şeyi omuzluyor, elinde kürekler, yarım bir mayo ve çıplak ayaklari- le biz daha çayımızı içerken denize çıkıyordu, Madam Korpof otelin bu yeni misafirine “Ördek,, adımı takmıştı, Aramızda bu ismi en çok beğe- nen, yahut en çok sinirlenen kim /oldu?, Şu da var ki küçük Kont ak- törü züppe buluyor; madam Korpo- fun taktığı bu bayılıyordu. Marya halan kızma gelince yüzü ekgi bir meyva gibi birdönbire Buz ruklaşırdı, Eğer hep beraber otu- rıyorsak masayı terkettiği bile o- urdu, Fakat bu dakikalardı Ma- dam Körpofun gülüşü!... kulakları- ma kadar 8okulur! derdi, Marya hala &- aldığı gibi teslim edemiye « isme — Fena, Are Netekim bir akşam da bahçede kitah okuduğum bir siri koşa koşa geldi: — Mübim bir keşif! dedi. Bileklerimden yakalamıştı. Deni ze inen merdivenlerin yanibaşma doğru sürüklüyordu. Rurada dik ve yardı, Ne plâj, ne de bizim otelin bahçesinden denize girmek istemi yen çiftler, yolda Marya halayı ab İatmaya muvaffak olurlarsa, bu ke- si yolundan aşağı kayarlar, orada fundalıklar arasnda soyunup, de- niz sazlarına aldırış etmiyerek yir kanmayı tercih ederlerdi, Üstelik bütün sayfiyede burasını bilen pe? azdı. Daha doğrusu birdenbire dik kayalarla bittiği için kimse cesaret edemezdi. Madam Korpok: — Yavaş, dedi! Güvereinleri ür kütüyorsunuz, taklidi bir odaydı. Yüksek bir ma- etrafma bez altı tabore kön- | Yataktan başka yine mavi| aah bir (o şezlony, yastıklar.| erine yal! Madam Korpofun güvercinler de- diği bizim aktörle Marya halanıp kızıydı. Bununla beraber madam Korpof o akşam çok fena bir şey yaptı, Be- nim gibi otelin diğer bütün misafir lerini, hattâ Cimmiyi bile kucaklı- yarak oraya götürdü; güvercinleri gösterdi. GUSTOOS ortalarına doğru ötelde daha başka bir hüdi- s9 oldu, Yeni misafirin aramiza ge Üşinden sonra meydana çıkan Mar ya halanm kızı daha büyük bir © smmiyet kesbetti. Herkes, hepi | miz onunla mesgul olmaya (başlar dık, Gece yemekten sonra saat on su larıydı, Aktör otele henüz dönme | mişti. Fakat bekördi; ve Marya ha- rinde durup ehemmiyet vermediği. | geldiği st-! muyordu, Bot, denizde o zamanlar | ; kayalar içinde biten bir keçi yolu| İyon olmadığımı, yeni tanışmış bi? takım Insanların bir aile gibi yaşa. dığım deri . sürüyor, aktörün de vaktinde eve dönmesini istiyordu. Birden deniz yolundan doğru ak- törün sesi duyuldu, Marya hala hemen firlamıştı. Hepimizin bher- hangi bir İsteğini dalma geciktiren etel sahibi aktörün bütün emirleri» ni yerine getirmekte büyük bir zevk duyardı” Madam Korpof: — Evet, dedi, bıktım. Yine bu padibot.... Marya halanın gitmesile geri dön- mesi bir olmuştu; bana: rlar, dedi; eği İniz yoksa iyi dir mehtab var, di yor, Küçük Kont arkalıklı bir iskem- lede uyuyordu. Mösyö Korpol rota» lariyle meşguldü. Marya halanın kımı aktörün he ettiği bir zabi- ta romani okuyordu. Madam Korpof ilk dakıkalarda iraz edecekti, ki yalnızdı. Mösyö Korpofun rı kendisini meşgul etmiyor, en doğrusu Mösyö Korpofun not3 meşguliyetinde kendisini serbest ve ber hangi biri ile küçük bir filörte hak kazanmış telâkki ediyordu. Fakat bu sefer sesini çıkarmadı Mütecessüs Madam Korpof Aktör rün geç vakıt beni davet etmesinde bazı şeyler sezinliyor biraz omantik tabiatlı bulduğu Aktörün, mehtabl: bir gecede bazı itiraflar yapacağını dan şüphe ediyordu, Hakikaten her şey Madam Kor- pofun düşündüğü gibi cereyan etti. i Bazı itiraflar... Fakat hiç bir vakıt ne Madam Korpof, ne de içimizde başka biri bu şekilde bir itirafı dü- şünemezdi, İ Gece, bütün mehtablı gecelerden çok daha durgundu. Dünyanın üze- İrine adeta gümüş bir ağ atilms İ gibiydi Bu ağ denizden çok ötelere ufkun Jilerisine ve gökyüzüne doğru uza” yördü. Merdivenlerden aşağı indiğim 28 mai — Sizi rahatsız ettim, dedi; Fa» kat evvelâ sizin fikrinizi almak is terim, Bunu samimi ve doğru söylüyör- du, Çünki Madam Korpofun daima itiraz edeceğini bilir; daima da bu itiraza karşı Madam Korpofu be" nim ikna edeceğimden emin olurdu. — Bu hafta nişanlanıyoruz, dedi. Marya halanın Bursaya gönder» diği mektuba iyi cevap geldi. — Marya hala demekki bu kadat gizli işler görebiliyor?.. Dedim ve birdenbire Madam Korpofu hatır” ladım; bu gece için bu alelâde kü” çük kızın ötelde nasıl bir fırtına ko paracağını düşündüm. Bir kere, Madam Korpof Aktörü hakiki bir donjuan olarak kabul ediyordu. Marya halanın küçük mavi odası.. Paravan üzerindeki re simler... Gizli kapt... Ve nihayet iki“ si... Bütün bunlar Madam Korpofs Aktör için verilecek bir notu tayin ettirmişti, Mösyö Korpof belki se* çıkarmayacak, sadece tek gözlüğünü — Sizi istiy İ sol gözüne götürmekle iktifa edecek” "ti. Ya, şu Marya hala... Mütecessi$ Madam Korpofu atlatmıştı!,. Bununla beraber her şey bu kü- çük havadisle bitmedi. Otele döndü- güm zaman Madam Korpofa dahâ başka bir havadis de getirdin ve Aktör için nişan hadisesinde” fazla bu ehemmiyetli idi, İki sene“ denberi yazdığı bir piyes için tiyat” roda hiç bir kadın artisti tercih ede" İmeyen Aktör Marya halanın kızım” Maam Körpol ellerini çırpi: — Güzel birnumara!. Dedi, isya göre hiç kimseye hesab ver. mek mecburiyetinde değildi. Gerçi madam Korpof buna İçerliyor, bu- rasim ne bir otel, ne de bir pan Küçük Kont uy Korpol koza kosa içeri girdi, (Devamı 14 ünrüde) EŞ AD