Kerediitsüz böcreye girdi Bem de onu takip ettim ve tavan Jan sarkan kalın bir zinciri ça. bukşa beline sararak ucunu tek- ir tavandaki çengele astım. — Size bir defa daha söylü - orum? Geri dönelim. Bakın bu- tası ne kadar rutubetli, duvarla” m yaşlığını elinizle hissedebilir. siniz, Hâlâ ısrar mi ediyorsunuz? Öylevsr sizi yalnız bırakmağa chur olâcağım. Şaşkınlıktari henüz işin farkın — Amontilado nerede? — Anontilado nerede? Deyip duruyordu. “ Bir kenarda iri taşlar yığılıydı. Bunları höcrenin “önüne taşıya - rak, .kapıyı örmeğe başladım. Ancak iki sıra taş dizmiştim içerden boğuk bir feryat duy- Bu sarohş bir, adamın çığ- liği değildi. Besbelli artık ayı. Yedinci sitanın taşların: da idikten sonra, mumu kaldıra - Ik höcrenin içine doğru uzat - Zavallı dostum zinciri kopar - “İnak istiyormuş gibi gırpmarak “haykırıyordu. Derhal geri çekil- dim. Titriyordum. Birden neda . eder gibi oldum, kalbim vic- azabı ile burkuldu, fakat bu karışık his pek kısa sürdü. Ça - ük kendime geldim. Höcreyi tamamile kapatan üç ira taşı da yerlerine dizdim. Şimdi, höcrenin derinliklerinden tüylerimi Ürperten feci bir kah- 1 duyuluyordu. Kulağımı iki j arasındaki boşluğa yapıştı" tarak dinledim; — Ha, ha, güzel şaka doğru . u! Palazoya “dönünce ne kadar üleceğiz. diyordu, fakat gtç kal mıyor muyuz? Karım bekliyecek ba! — Ya Amontilado? — Evet, evet, ama artık gi - elim — Buyurun, gidelim. > — Allahaşkına, Montresor? © — Allahaşkına ya, gidelim. Cevap vermedi. Bir müddet b-kledikten sonra seslendim? © — Tortumato! Cevap yok. Bir defa daha seslendim.. yine :8 çıkmadı, Yeni ördüğüm duva- önüne, o çivardaki iskeletler - bir kaçını koydum. Yarım a- rdanberi yerlerinden oynama - dır, sükün içinde yatıyor - PLANŞ 47 ses together: the team) İl 4, Az daz Pferd (der Acker. | gal; beide Pferde zusam- men: das Gespann, die İl Bespannung) 5. SÜRGÜ (tırmık) 6. F: la herse 5. İ: the (apike . toothed) harrow 5. A: dis Eğge 6 ÇEKİ ÖKÜZÜ # boyunduruk V: le boruf de trajt a le joug İ: the draughtox a the yoke A: der Zugochse a das Joch 6. 6. TOPRAK KIRAN MAKİ, NE F: Ie brise . mottes (le “roulenu eroskili) A: Dia Aussaat « OL TOHUM EKEN (ekici) a tohum (tane) b önlük (futa) 1, F: Je semsur 310 Sovyetler Deniz efradını mütemadiyen artfırıyorlar Saştarafı 8 incide) ümeranır vücudu temizlendik- Len sonra yeni yeni deniz tes gâhları yapıldı. Eskileri geniş letilerek derhal yeni o saffıharp zırhları, kruvazörler ve filotii- lâ kılavuzları inşasına başlan- dı. Sırf Sovyet malzemesile Sov yet tesgâhlarında yapılan ilk gemi 1938 senesi o nihayetinde "Türkiye limanlarını ziyaret et ti (Moskova) adını taşıyan bu ilk gemi İtalyan filetillâ kıla vu .arı sisteminde ve dünyanı" en süratli gemisidir. Sovyetler daha evvel İtalya- dar. bu sistemde birkaç gemi al- vardı. 1939 yeni Sovyet kfu- inin Karadeniz manev- ralarma iştirak ettikleri görü dü Bu gemilerin denize indiril- mesi resmen ilân edilmediği gi- bi bu ana kadar Sovyet Kara deniz “imanlarından başka bir limanda da görünmemişlerdir. Zater yeni yapılan sgemilerin pek azı malümdur. o Sovyetler deniz kuvvetlerini pek o büyük bir gizlilik içinde vücuda getir mektedirler. İnşa halinde bulu- nan saffıharp zırhlılarının gele cek sene denize indirilmesi mulı temeldir. Yeni yapılan veya yapılmak ta bulunan saffıharp zırhlıları ile zırhlı kruvazörler ne kadar- dır? Bu hususta sarih ve kati cwlümat yoktur. Yalnız resmi mahafilden öğrendiğimiz. bir şey varsa o da 1938 de Sow yet bahriyesi tonajının, evvelki seneler zarfında vücuda getiri- len tonağın beş misli nisbetinde artmış olmastdır. Bu sen Ye gi'terenin inşa ettirdiği gemiler beş yüz bin tondan - fazladır. Almanyanmkiler * ise 250 bin tondur. Sovyetlerinki Almanya nmkinden fazla, İngiltereninkin der azdır. Çarlık idaresinin eski gemile- ri malümdur. Bunlar 1911-1914 seneleri * arasında (yapılmış 23000 ner tonluk dört saffrharp zırhlısı ile harbi umumi esna İ: #he disk (dise) harrow (ihe sod-breaker) A: der Sehollenbrecher TRAKTÖRLÜ PULLUK & İraktör b pulluk F: la charrue â tracteur a le tracteur b Ja charruc İ: the motor-plough or mecbanical plough, also called tractor a İhe motor.tractor (the agrimotor, an ağricultu. ral motor,tractor) b the ploügh >der Motorpfluz m der Sehlepper b der Pflug . TARLA (toprak, arazi) 1, F: Te champ Cia terre) İ: the Girld A: der Acker (das Feld) » b Sowinag Aa İes semences f, (les gralns 0.) b ib semoir ile tabller de semeur) İki bunlar kara tayyareleri | karşı, YO A SER Akşam Postası İngilterede Havacılık (Baştarafı 8 incide? emrinde avcı filoları, bombardı - man filoları, bomba nakliyat filo ları ve kara ordusu ile beraber ça. uşan filolar bulunuyor. başka umumi keşif filoları va; vey bazılar: açık denizde birer birlik gibi tek başlarına harbedebilecek kuvvette deniz (tâyyarelerinden mürekkeptir. ” Avcı tayyaresi hava muharebe- lerinin klâsik muharibidir ve baş- lıca vazifesi düşman tayyaresine balonların, ptojektörlerin ve hava toplarının yardımı ile, mü- dafaada bulunmaktır. Bombardıman tayyaresi hava muharebesinde mukabil taarruz silâhıdır ve avcı tayyaresile diğir müdafaa silâhlerinrı çok lizumlu bir mütemmimidir. Bütün bunlar ayrı ayrı ihtisaste İ hava subay ve erine ihtiyaç göste- cir, Evvelâ pilotlar gelir. Diğer bir çok memleketlerde de olduğu gidi İngiliz hava ordusundaki pilotla - rın bazısı maaşlı, resmi pilottur. Bazısı ise ücretle çalışır, Subay pilotlar” asıl ketiroyu teşkil eder, pilot olmıyan, fakat tayyare kullanan diğer subaylar sında denize indirilmiş altı kru- vazörden ve 1929-1932 seneleri arasında yapılmıs 8000 tonluk gene bir kruvağörden ibaretti, Altı kruvazörden bir kaçı on sene tesgâzlarda kalmış ve am cak 1925-1930 seneleri arasın da ikmal edilebilmişti, Bu ge miilerin harp kıymetini takdir ve tahmin etmek... müşküldü. Belki bunlar yapılan ve yapıl makta bulunan modern gemi- lerin efradına mektep vağilesi gö.mekteğirler, Rusyada bahriye o efradınm mütemadiyen artimıldığı res” men reşredilen iki ilândan istid lâl edilmektedir. Bunlardan bi- ri 1938 senesinde (genç komü” nisi bahtiyeliler (o cemiyetine) 20.000 aza kaydedildiği diğeri PLANŞ 47 İs the some: a the sesd-corn b the sowing - sheet (the eloth with the seed) ihtisas smıflarında çalışırlar, ir iki sene evvel ortaya bir me sele çıkmuştı: Hava ordusuna bir çok genç subay lâzımdı. Fakat da- imi vazife bunlardan ancak nisbe- ten çok az bir kısmına verilebi! yordu. Buna çare olmak üzere Lord Trenchard kısa müddeti vazifeler ihdas etti ki, bu suretle şimdi bava subaylarına dört sene nuptazam vazife verilebiliyor. Ondan sonra bir teşkilâttan istifa- de edebiliyorlar. Hava kuvvetlerine tecr”beli pi. lottan telsiz mem kadar a7- rı ayrı ihtisas sahibi kimseler lâ zımdır, Bunların bazıları doğru - dan doğruya mektepten çıkıp or- duya geliyor ki, onlar: talim ettir. mek icap ediyor. Bugün 5000 genç talim görmektedir ve bu talim üç sene sürecektir. Bazıları da tayyareciliği vazi - feye girdikten sonra öğreniyor ki bügün bunlardan 6000 kişi büyük fen mekteplerinde okumaktadır. Hulâsa, İngiliz tayyare kuvvet- leri gittikçe artıyor ve bugün dün- yanın en büyük hava kuvvetle - *İrindeni biri haline gelmiştir, Fa . kat bu kuvvet taarruz için deği), sulhü müdafaa için hâzırlanmak » tadır. — (Listner.) de bu cemiyete donanma efra- dem encak yarısının aza ola" rak kahul edilebileceğidir. Bah riyenin o kadar efrada ihtiyacı olmadığı düşünülürse bu ilân İarm mahiyeti korkunçtur. Sulh zamanında umum İngiliz bah- riye elradı, Rusların yalnız bir sene zarfında X Ri ydettikleri efraz amk Ku gözönüne eliniz Rusya- da büyük bir deniz kuvvetinin hazirlanmakta o olduğu derhal anlasılır, Rusyada sahil müda- faasına mahsus tahtelbahirlerin adeti 200 kadar tahmin olün- maktadır. Bunların 60 i Japon denizindedir. Diğerleri adeden Avrupanm herhangi bir tahtel- bahir donanması kadar kuvvet- lidir, , r * & KOŞUM 5. İs the team 5. A: der Sâmsna (Sie- mann) a das Szatkorm (Saatgut) Denizaltı, ti 3 AGUSTOS — 1959 tayyareden niçin korkar ? 4Baştarafı $ öneide, gemilerin herbirine, düşman tasar. ruzundan korumak için bir harb gemisi refakat edecektir. Evvelce zannedilirdi ki tayyare- ler havadan deniz kuvvatlerine bü- yük bir yardımcı olabilir, Fakat bu gün bu kanast kalkmıştır. Dar denizlerde ve 200.300 mi bir mesafedeki limanlara giderken, ticaret gemilerine de tayyareler yardım edebilir, fakat deniz yolla- rının başireasi ancak harb gemile . rinin muhafazası altında bulunmak mecburiyetindedir. İngilterein haystı deniz yollarına bağlıdır. Zira İngiltere Büyük Biri. tanya ndasında kendisine lâzim 6- lan gıdanm ancak onda dürdünü te min edebiliyor, Geri kalan onda altı 80 bin milden fazla uzak deni zaşırı yollardan geliyor. İngiliz ticaret gemileri anavata . na yiyecek maddesinden başka ha. | riçten ham madds de buriyetindedir, Dünyada bu vaziyette olsn yal » nız iki memleket vardır ki, bunla- rım biri İngiltere, biri de Japonya- dir. Diğer memleketlerin hepsi ken, di topraklarında çıkanlardan gıda. larını ve ham maddelerinin birço - ğunu temin edebilirler. Kendi topraklarından çıkan mad- delerle başlıca o ihtiyaçlarını temin eden memleketler harb çıkar çik - maz bariçteki ticaret gemilerine, bitaral Jimanlara iltica etmeleri em rini verebilirler, Sonra harb gemi. leri gider ve bu vapurları alır geti- rir, Tabii bu harb gemilerinin olduk- şa büyük kruvazör olmam lâzımdır ki muhnfazaları alına aldıkları va- purlara düşman gemilerinin ateş e. debilecekleri bir mesafeye yaklaş- malarma mâni olabilsin, Bu kruvazörlerir, düşmanı gemi - Terini uzaktan haber ea MAYA? lur. Bü tayvareler, ayni zamanda, getirmek mec gemilere düşman hava kuvvetleri tarafından bir taarruz olmadığı takdirde onlara karşı da çarpışabi, ir, Denizdeki gemilere kart taş re hücumlarınm çok vahim netice-; ler vereceği hakkında bir çok şey- ler söylenerek halk heyecana dü sürüldü. Halbuki nazariyenin men- fi şartları tehlikeyi hemen hemen F: Hattelaze m. A: das Gespann Düz ÇİZGİ Giri TO) b das Sietuch TARLADAN NAN TAŞI . F: Tes cailloux m. (les pi- erres /, recucillics dans le ehamp) EKEN MAKİNE F: un semoir â grains en TOPLA» canigue) LAR (çakıllar) fa sowinz « lignes (une s:meuse mâ, 1: the dibbling - machine maçhine) A: die Dibbelmazehine (elne Simasehine) İ: the stone A: der Lesestein (Feld. steln) SINIR TAŞI F: la borne the boundary , stone A: der Grenzstein ik: EKME MAKİNESİ F: le semoir (la semcusc) | möcanigue 1: the sesd dthe deli drili-seeder or seeder; A towing » machine or seed, | İng raehine, a mechan. inal sm | ** Min Primaschine (cine Sümasehine) ekmek iç'n) EL MAKİNESİ (ohum F: le semoir â main İ: the hard - geri) KIR YOLU | 8, 0s the field &rlli or drill | sower, the | yo'u) “eri setder (a sowing implement) A: der Stempel (cin Si, Fi le ehemin de enmpazas « Path A: der Feldweg TARLA KENAPI (kenar F: la Jislöre du ehamp İ: the rize between #w field dtne balk or tanik) , A: der Feldrsin (Rain) hiç mesabesine indirecek kadardır. Her şeyin hakikati hemen dai - ma İki ucun ortasıdır. Düşman tayyaresinin, bombasını şok siçsk bir irtifadan atmasına mini olunacak olursa isabet ihtimam li çok azalır. Bir tayyareden atılan bombanın düştüğü yeri © görenler pek âlâ bilirler Kİ isabetli atış yap. mak çök güç bir iştir. Bizzat yaptığım bir tecrübeyi a9 latabilirim: Harbde bulunduğum g© mi Triyesta körfezinde üç çeyrek Ahat, 300 metre irtifadan bömbar * drman eğildi, O kadar ki, bombe- ların harareti havada sicak hava cereyanı busule getirdi. Buna rağ- İman, bizim amiral gemisine ancak &iüçlik bir Bomba isabet edebildi. Harbde, hava erkândarbiyesin. jde çalışırken, Londra Üzerindeki büyük bir düşman hücumundan son ira neticeyi öğrenmeye çıkmıştım. Bunda ancak bir tek merminin tam hedöfe isabet etmiş olduğunu gör - düm. İtilâf devletleri Strasburgdaki manyeto fabrikasmı ve mika depo- sunu bombardımana gittikleri za » man da ayni neticeyi aldılar. Du manj'öto fabrikası Almanyada bir taneydi ve harbden evvel dünyanın bütün manyeto ihtiyacnm yüzde 90 mu istihsal oderdi.. Bundan do- layr fabrikasın tahribi bizim çok büyük bir ehemmiyeti hnizdi. | Fakat, bütün gayretlerimize rağ - İ men, bombalar, hava ceröyanları i. le, hedeften uzaklaşıyor ve fahriza civarındaki şehrin Evleri üzerine düşüyordu. Harbdenberi yeni tip hava mü lafaa topları ve diğer silâhlar ya pılmaştir, (Tabil bunları gizli tutu yorlar,) Bunun için, bugün tayya relerin eskisinden daha yüksek vç- maları lâzımgelecek ki, bu da tay. yareden atılan - bombalarıs, isabet htimaliri büsbütün azaltmaktadır. 5“ Yeni harb gerllerins karşı tav. yareden atılan mermilerin ne dere ceye Küdar İsabetli tesir İcra etti. Şi muhtelif memleketlerde tecriibe olundu ve bimtetice de tahribatın zanredildiğinden pek az olduğu gö- rüldü. Hava kuvvetleri bir tek şeyde bahriye için faydalıdır: tahitelbakir lere kargı. Umumi barbde tayyare veya de. tiz tayyaresi tarafmdan muhafaza akımda bulundurulan bir tek tica- ret gemisi batmamıştır ve. yalnız tir tanesi İahribe uğramıştır. Tahteliahirin rası, “gemiyi örmek için suyun züne çikar, zeminin tayyare tarafından muha, "aza altında bulunduğunu görürse lerhal denizin derinliklerine dâhir “© hücum etmez, Hücum edecek olursa, suyun Ü- »rins çıkan priskopu denizde V eklinde bir İz husule getirir ki bu vi suyun üzerindeki gemiler gü « :emez, fakat Layyare görür, Tayyare, tahtelbahirin priskop İ- ini görür görmez derhal burun üs, tü iner ve bir iki saniye içinde 220 "öretik ve suyun derinliklerine ine. silecek bombalarını atar. Her iki tarafın İngiliz sahillerin- le tayyare hücumuna uğramış tab- “elbahir zabilleri anlattılar, bir de- sizaltı gemisi için tayyareden bom | vardıman edilmek kadar o korkunç İ dir şey yoktur, Denizin sathmdaki gemiler, V sek “ndeki izi görmedikleri için, tahtel sahirin priskopunu tayare kadar çü duk farkedemezler, Gördükleri 24- — man da dönüp bu izin bulunduğu *ere gitmek için tayyareden çok lakikaya ateş etmek de tay - “areden çok saniyeye ihtiyaçları vardır, Amiral Sir Murray Sueterin İşt et ettİği gibi tahtelbatirin tayya. “eden korkması umumi harbde ha- va bombardıımanları ile birkaç de” rizaltı gemini hattığı için değil, »arab bir halde limana dönenleri #rdüklerindendir. Amiralin bu ne büyük bir hemmiyet vermek iiz'mdır, çünkü “ir Murray umumi harbde ayni samanda bir bahriyo ocenahı idare (Devamı 13 incide? | İ için /