/ HABER — Akşam Postası HABERİN TARiHi mal 3 an Muzsffer Muhittin Eğer hünkâr Afroditi'ye “kızım?!,, demeseydi oracıkta ölebilirdi, fakat... Bunları Afroditi duymuyordu bi- 16. Onun kafasmia yalnız Hâkan| gibi mest ve bikuş bir haldeydi. Ne küçülü -İ diyecekti, son rruu onu görmekli, galkalenıyordu. Rüyüyor, yor, yuvarlanıyor, (o yıldızlanıyor, Afroditi, anki bir musiki dinler Fukat buna rağmen hünkâr ondan yili bir istekle Osmanı kokliyan bu genç kız, saçlarını tizerine doku ban Osmanın sicak Gdüdaklarır! his settiği zaman deliriyordu sanki, Bu? Kâh bulanık, kâh vazıb bir şekilde! başka bir arzusu olup olmadığın: da | ne garib ve nc marazi bir aşktı, bu bü güzel kafay: ter içinde bırâkı. | tekrar soruyordu. yordu. Saraya geldiler. Afrodit eğer Mihalın kolunu girmeseydi oracıkta yinirp kalacaktı. Meğer bürkâr xe mühim şeymiş..Gazan hâdinesi kar- şumda kılı kıpırdamayan Afroditi Osmanm huzuruna çilanadan kendi- ni kaybetmiş bir haldeydi. Bir talaş ile hünkârs haber verdiler. Derhal kabul olundular, Köse Mihal el öp- tü, Afroditi yerlere kadar kapana - Tak dakikalaren öyle kald: Hünkâr tatir bir sesle: — Kalk, kızım, dedi Şöyle otur! Kızım mı? Afroiti bir tek kelime de ölebilirdi. Eğer hünkür (canım) deseydi. Demek şevketlü bhünkür Osman, henüz Afroditiyi kızı gibi telâkki ediyordu, acaba bu kadar küçük mü görünüyordu? İçinden bir his gelmişti. Hemen fırlayıp bir ayna karşısında bira? yaşlanmak İs- yordu, Tek ona bünkür (kızım) demesin, Yani Afrodit bir gönül buhranı — Sağlığın gevketlüm! ne kadar sevmek'i. Aralarında bir- leşmek imküni olmuyuan bu İki imsa- — Sen de sağ ol. Teşekkür ede, | nm, sanki yıllardanberidir birbiri. rim, ama, bir şey İste benden! ne müştak ve mütebassir iki aşkze. — İstediğimi vermezsiniz ki şov- | de gibi kucaklayıp öpüşmeleri sey- ketlüm. Afroditi bunu © kadar meyus bir tavırla ve öyle boynunu bilkerek söylemişti ki Köse Mihal de, hakan da muztarib oldular. Osman biraz sertçe cevab verdi: — Canımı istemiyeceksin ya kı - xn, dilediğini veririm sanırım, Söy. le! Afroditi titriyord, bunu bakan da, Mihal de görüyorlardı. Osman | İnşallah yine seni böyle ve fakat anlamıyordu. Kehdisinden bu kızm| muvaffak ve muzaffer bir kadın o- istiyeceği ve buna rağmen söyleme, | larak öperim. Ze cesaret edemediği bu ne denli bir geydi ve neden bu kadar mütnhey- İlettiği harb meclisinin verdiği karar yiti. Köse Mihal vaziyete müdahale etmek lüzumunu hissetmiş ve hün- kârm kulağına eğilerek: redilecek bir işti ve bu fırsatı Köse Mihal zibi müteceseis bir emektar politikacı kaçırmamış, kapı arasın. dan bu çizim kuzın Osmanı yalayıp yutacağın sanarak tedehbüg etmiğ. a Afroditi ağlıyordu. Osman par . mağından tir yüzük çıkararak kizin parmağın taktı ve tekrar onu el- ardan öperek: — Hayal, dedi. Yolun aşık olsun. Osman, amcası Dündarı okla kat- veçhile Köprühisar üzerine sefer ha sırlığna başlarken güzel AAfroditi de İlhan nezdine yol alıyordu. Hünkâr Osman, askerin! Yenişe- — Ziyaretimin sebebin: izah ede- *im doktor Wang: Biraz evvel direk- törünüz Karsonu tevkif ettim. Sur çu gizli zehir ticareti o yapmaktır. Müessesenizde araştırma o Yapmak istiyorum. Bu hususta bir emri de hamilim, Görmek isterseniz... Doktor Vang eivle bir işaret ya. | parak cevap verdi: — Lüzumu yok, Milessesem emri- nizdedir. — Teşekktir ederim, Ayni zaman da size bir noktayı haber vermeği de faydalı buluyorum. — Bu hâdisede benden de şüphe edilmesi ihtimali olduğunu değil mi? Bu gayet tabii, Ziyaretinizi tah min ederek ben buraya sizi o karşr lamak üzere gelmiştim. Çünkü Kar sonum tevkif edildiğini biliyordum. — Mah Li haber verdi değil mi? —Bu onun vazifesiydi. Maama. fih o söylemeseydi ben başka taraf” | suçlandmacağım ama zarar yok: lan da üğrenirdim, Meselâ Karso | Dün gece Mah Linin yardımile ve nun kokain sakladığı heykelcikler havadisi de beni çok alâkalandırdı. — Öyle mi? Bu malâmatınızı 22“ brtaya bildirmemenizin sebebini 90. rabilir miyim? — Bildiğiniz bir şeyi haber ver- memde ne gibi bir fayda olabilirdi? Ben bünn sizden sonra öğrendim. Bununla berâber size yakında çok daha büyük bir hizmette bulunabi- lecteğimi umuyorum. — Sizin veya bir başkasıcın vere- İmanın ikinci bir anahtarı olduğunu ceği malümatı o memnuniyetle din. | öğrendim. lerim. Fakat şimdi daha mühim işi- 16 Mayıs — 12 açarak Yale modeii küçük bir anah- Janak İzlerile Karsonun çaresi K tar gösterdi. | rini mukayese edin. Rid sordu: l Rid anahtarı mendile sarar — Bumi nereden alâmız? bine koydu ve gülümsi ğ — Bitişik odada, tuvalet masası: | — Karsonun boynundt ron çekmesinde,. miğini görür gibi oluyorufk Hil şaşırdı: Çinliye dönerek ilâve — Benim bu işe aklım ermedi. O çekmeceyi biraz evvel ben karıştır. | size ait olan bir mü: dım. ını hatırlatmak isterim. “4 — O zaman anahtar orada değii- Tene m voip a al di. da tahkikat yapmak icab EY Rid sordu: yliyerek bir şeyiniz var mi? — Yani? Bu anahtar hangi kapı | Çinli her zamanki soğuk © nan? ğe mukabele etti: — Viktor Lödunun apartmanı am anahtarı. Aman ©l sürmeyin parmak izi bulacağımız muhakkak. — Bu anahtar nas sizin elinize Karson aşağıda iken burasını gizlice araştırmıştım. Lödunun cesedini evvelâ o kapıcı kadının gördüğünü ve polise onun haber verdiğini hatırtıvorsunuz ta. di? — Evet. ağı silip süpürebilmesi için apartı Lödunun eşyasını ve ceplerinden — Halvet taleb ettiğini sanırım | hir ovasmda topladı ve muazzam şevketlüm. Müsaade buyur da ben|bir kuvvet halinde Köprühisar ön. dışarda biraz intizar üzere olayım. İletins geldi. Kalo bhalkma sulhen miz var. Karsonun oturduğu odayt | Içinde çırpmıyor. İnadma da bugün hünkâr çok se- vimli, çok yumuşak, tatlı ve güzel. di, Köse Mihal kısaca anlattı: — Şevketlüm, hağzipayine aret - tiğim hususata tariyen OAfroditiyi memur eyledim, Kendine karşt bü- yük emniyetim ve İtimadım vardır. Harsketten Önce hururu Bünküra yüz sürmek istedi. Bu arzusu yerina getirmek için taadi ettim. Hünkâr gülerek: — İyi ettiniz, dedi, Ve Afroditi- ye dönerek: — Üzerine aldığm iş O tamamile bir vatan vazifesidir kızım, Bunda muvaffakıyet gösterirsen yükümü - zün mühim bir miktarını lahfif ey. emiş olmamızla, takdirimizi ka - zanmn olursun, İlkanâzamın ,ve memleketlerine de akm etmesi imkânt vardır. Pi - hakika mücadeleye haziriz. Kuvvet Jerimize, kudretlerimize güveniriz, "ama, henüz tecssüs sirssinda bulun duğumenz şu tarih içinde Mogor ör. duları gibi kuvvetli bir düşmar: ba. şımıza belâ etmemek bittabi evli o- lür, İşte sen bu emri mühinimi ba- garacaksm. Bunun n6 büyük feda. kârlikları müstelrim bulunncağını takdir ederiz, ama, altnda kalma kızım, Başka bir arzun var mı? Hünkâr dudaklarını bükerek, ba. ginr salladı ve: — Pek #lü, dedi. Öyle olsun. Köse Mihal dışarı çıkınca Afrodi. ti Ozmanın yanına gene Mi Tina eğildi ve: -. -» — Şevketlü Osman, Dedi, Belki artik dünmiyeceğim, Mukadderatı- mm nasıl tecelli edeceğini bilmiyo- | yor, oklar yağıyor, palalar işliyor, rum. Bana izhar ettiğin büyük iti. | baltalar parlıyor, hançerier çalış. mad ve teveecühd lâyrk olmuğa ça» | yordu, ama, kalenin yine zabt ve hşacağım, Bu uğurda kanımı dök - som de müsterih öleceğim. Ama, | hâsıl olamıyordu. Osman bu vazi . belki seni bir daha göremiyeceğim. | yetten korkmuştu, Bu kaleyi ala - Ne olur, müsaade buyur ser! bir | madıktan sonra onun kuvvet ve kul kere öpeyim, Osman hem hayret etmiş, kem de teslim olmalarını teklif etti, ama, dinlemediler ve son damla kanları. nı verinceye kadır miüdafsaya ka- rar verdiklerini bildirdiler, elçileri boğup kale surlarından Osinan &3- Me emar Uarb geceli gündüzlü devam edi- teshirine en küçük bir imkân bie relinin ne kıymeti olurdu? Askerini bir araya topladı ve bu samim! yalvarıştan müteessir ol | haykırdı; muş ve garip'ir ki koca hünkâr, yep — Fethi kale nasib olunca talan yeni bir aşk macerası karşısmda! hakkı meoşruunuz olacaktır. Haydi| kalmış bir xektebli çocuk gibi mah etmiştir. Afrodili sükülün manasını bilen kızdı, Dizlerinden yavaş yavaş yük- selerek Osmanm boynuns sarıldı ve onu bir defa, birkaç defa dudakları Ütriyerek ve koklıyarak öptü. Sanki cigaranm dumanı t iikle- Yine kadar çekiyormuş gibi çok ke. / aslanlar, göreyim sizi, beni dilşma - cwb oluvermiz, başmı eğerek sükür, ! na karşı küçük ve Becii komeym! Asker, uzun müddettenberi mu - hasarayla meşgul oldukları için y. yecek içecek ihtiyatlarım serfet . mişlerdi, Ve epeyce zamandanberi- dir ki harlı yapmadıkları için melr| ganimet nedir uhulmuşlardı. i (Devömi var) dairesinde Rid taharriyata başladı. Vang ise bir koltuğa oturarak bekle" di. Taharriyat epey efiddet semere. siz kaldı. Nihayet Rid sevinçle söy” lendi. Pencerenin o kenarındaki bir yazı masasını gizli gözünü bulmuş" * tu, İçinden birkaç kâğıtla siyah kür çök bir kapir defter çıktı. Röid bu defteri bir müddet tetkik ettikten sonra izahat verdi: Şifreli bir lisanla yazılmış. Fa. kat müdüriyetteki mütehassıs arka” İrr kapı üzerinde birakmamış veya | nur? Ben üçüncü sınıf bal daşlar bu kâğıtlardaki esrarı mey- | sonradan herhangi bir şekilde orta. dana çıkarmakta müşkülât çekmez” ler sanırım, Deftere gelince, bu Kar. sonun kokain ticaretine ösir bir ne-İ sile bazan böyle ufacık bir tedbirsiz | giz görmüs, terbiyeli bir vi yevmiye defteri... - Güzel bir buluş, dedi. Bakır ben, de ne buldum, Cebinden çıkardığı bir mendili 5 a RENE ld Karvohut a anahtarı Karson çal mış? nuzla şeref vermenizi bili — Evet ve bu anahtar Löduyu öl | ederim. Dostum demekle pi düren Karsondan başkası olmadığı: | duğum M. Furlongdan dö i nı isbat edecek mühim bir delil teş | ame mezdinizde tekrorlomas kil ediyor. Lödunun evine son de. tim, Klüpte so? yirmi üç © fa bir sebeble geldiğini erimi ka | buluşmcağız. i picı kadın söylemişti. Bu “birisi, | Hürmellerimin Meba Karsondu. Cinayeti işledikten sonra | e anahtarı alıp kapıyı tekrar kilitli Küylong mektubu gülün yerek gi. (masanm üstüne birakir. — Güzel muhakeme yürütüyorsu- | sordu: nuz. Fakat Karson ne diye anahta- | —. Bu davetten siz ne 89 mek İtiyadında değilim dan yök etmemiş de saklamış? — Mandaren üçüncü ' — Kimbilir? En mahir canilerin | bar değildir. Sonra doktor VE lik yüzünden foyalarmın meydana | Görür görmez kendisinden çıktığı meşhur değil midir? Belki| çakamız. de herhangi bir sebeble tekrar Lödu | | — Onu görmek İstemi mun evine gitmek istiyordu. İlüzumu var? Şu anahtarı alın, üzerindeki par”, Eğer muhakkak gülmek icap edi- | matl.. Damat olacak o ahlâksız he. | girdiğim zaman, alnınım terile ka-| yatlarına gıbta ettiklerimin arasınâ şi yorsa ben gülemiyorum. Sen belki | rif, böyle sakil ve sakat bir kızın za- | zanıp, sefaletten yükseldiğim za .| davet ediliyordum, Bütün mücade. benim yerimde olsan çok gülersin, | afından istifade ederek paraya ka, İman anama bir ev verebildiğim, bir | lelerim sırasında ben hayatın muh- Gülecek birçok şey bulabilirsin, Fa. | vuşmağa kalkışan bir mütereddi.. ; hayat verebildiğim, diğer insanlar! telif irtifa dereceleri gösteren #irif HABERİ in Edebi Gi kat,. Ben gülemiyorum, Ve seni güldüren şeyler ulanmasam — bana'düm, onların gülünçlüklerini anla. ağlamak verecek.. Meselâ biraz ev- vel sen benim yerimde o Olsaydın, onların haline, onların süslü bebek kuyruklu dım, Fakat gülemedim diyorum s8- na... Bu şey bana o kadar ciddi bir şirkinlik içinde göründü ki güleme. ! Ikisi de gülünç tipler, Onları gör | gibi yaşamağa başladığım zaman | talesimine bir an isyan etmeği ak- k İ amdan. geçirmemiş, hayatta en bâ.İ “ben buraya gelmemeli dünya bana hürmet edecek ve Ben hayatm zirvesine yükselmiş olaca- Zam zannederdim. Bugün eriştiğim mevki, seninle | yük gayenin o sınıfların en yüksek tepesine yükselmek olduğunu dü « sAnmüştüm. Ve daveti aldığım 28 bi telâkki ettim, sışlarına çok gülerdin, Demin de söyledik ya... Onların lüks ve serveti içersinde benim şu eski simokinle biçare ve perişan £ö |> | ri A k İ rum, Ben gülemivorüm.. İğrendim. ! çalıştığımız #enelerdeki düşüncele *| sından içeri ilk adımımı atacağı - dim. Ben gülmesini zaten bilmiyor birlikte bir medrese odasında derse | man, işte o muhteşem âlemin kapı. sana... Ben de anlayamıyorum si edemiyorum ki sana daha “& daha vazih bir surette er duklarımı anlatabileyim. hisleri, sebeblerini tahlilde zl ii gülemedim. Başını göğe doğru kaldırdı. Uzak ta göğe altın çiviler gibi mıhlarımış yıldızlar vardı. Ali içinden taşıp gelen konuşmak ihtiyacını yenemi, irime ve hulyalarıma göre bir niha, | mt tesavvur ederek gururlanmıştım. yetti. i Bir milyonerin düğününe davetli Bugün onun bir başlangıç bile ol- | olmak... Benim için büyük bir şe - madığını görüyorum. Talebem te! “fi Bunu bir şeref telâkki ediyor. lelonle beni davet ettiği zaman, bu! dum. eğe rünüşüme, bir garsona benzevişime gülerdin,. Orada olsaydın, betim yerimde olsaydın kendine gülerdin. Halbuki ben gülemedim. Ne ken - yor, mütemadiyen söyleniyordu: — Mavatta muvaffak olabilmek için çok zahmet çektim. Çok güç tük. çok sıkıntı çektim, Sen de bi - düğünün yapılmasından sebepsiz vere bir azap hissetmekte oluşuma rağmen içimde bir gurur kımıldadı. Bir milyonerin kızı evleniyor ve be. Küçük adam olmanın utancı çaya K ii olduğum bu hösleri . lar su dakikada bütün şidde- | in önünde bizim hayati tiyle duyuyorum. landı, Onların hayatını Bt Ne diyorum sana... Telefonla da” | dime, ne ds onlara gilebildim. Her Hayır düşünemiyorum. Düşürmeğe | şey hana kötü göründü. y Fayret ediyorum.. Niçin bu dünya! Gelin hanım talebemdir. Küçük da'da yalnız iki tane çıkar yol var.) sakat biçare bir kızcağız... Kabbur Niçin yalnız iki izne çıkar yol ol) ve çirkin oldullu halde parasile bir sün ve bunun biri Ber şeyi biranda | erkeğin aşkını kazanacağını zanre. mahvedrcek barut ve diğeri her şeyi |den yahutta zannetmedliği halde ağır, ağır imha eden, çürüten neme. | her ne bahasıma olursa olsun para, Tâzımcılık!.. başlıa çare yok mu? İ- yi bir “çare... Çiddibir çare. sile onun Karısı olmak zevkini satın almağa kalkışan bir garip deli, daİmamla açtığım bir kapıdan içeri asile gördüm de iki hayat “© 4 hiçbir münasebeti yokken kayese yapmağa zihnim . * Halbuki ben buraya böyle seler yapmağa düşünmeğe #4 tim. Ben buraya bir dağa ; lirsin.. “Hayatumın o başlangıcının sen de şahidisin.. Hiçbir güç'ükten yılrdadım, Bugün ufak bir mevki - im var, Çıktığım mezbeleden bu - günkü mevkie kadar yükselebilmek için büyük mücadeleler yaptım. Bana öyle gelirdi ki, ben bu mevkie çıkınca saarlet bulacığım. Bir d'p loma sahibi olduğum vak:*, diplo . ni de oraya, o düğüne davet ediyor- | vet edildiğim zaman adeta serin . lardı. Ben Kastamonunun - küçük | mistim, fakat evin kapısından içeri bir karasının tanmmamış bir ço -İsirdiğim anda, kalbim birdenbire | suğu, hayatli mücadele ere ede bir | acı bir lezzetle buruklaştı. Orada harp kazanır gibi diplema ve bilgi | o yüzlerce insanın içnide birdenbire kazanmış olan sayısız yüksek tahsil | zendimin yabancı olduğumu Nis -. ii serçlerinden, sayısız meçhul kab » | settim, Aramızda anisemak için hiç| tim Düğünde mezi ki gey -amanlardan biri olan ben, nihavet İvir vasıta yoktu. Halâ lügatları, — e - sayim yzünden, gayretim yüzün - | retrlahları ile kullandıkları Kisa bie | 9rK0YOrİN. den insan yerine sayılıyordum; hale bana yabancı idi. Daha kapıdan (Derams ©