Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
Riîğine“m bulunduğu mağaraya Pa Tarzan birdenbire — yerine biş vâzip duürdu. Hakikaten müşkül : Deqkhğ"“e kalmıştı: Şimdi ne ya- ; “lh%d* ğaranın içerisi mMmeğer | Beğıdan tehlikeli imiş, i lîT İ Din kapısını bekliyen göri- Ühihi © Kaya Gülle — mağaranın | Pödeçç Anetmişlerdi. — Meğer o, j “!fi,—yimağaranm bekçisi imiş ve Üöşyi) Elerinde bulunduranlar di- ) tanHay gorilmiş! Dniki © içeri girer girmez kendi. Büup, Yay gorilin karşısında bul: Tliş, î:imar kapıdakinden daha müt- ; la!qu._ Yarı, canavar gibi hayvan" j :üîîhraya yabancı girdiğini gö- a hepsi bir ağızdan homurdan" u bq!İadılar. Evvelâ onların bu A #zap ylan başı serseme - dönen Tpi Taz durdü ve etrafına ba- | '&y', sonra kendini topladı. %’hı Gülle: Onunla beraber çar- Pa , Ve kendisine çok sadık hare. hîl,y $ olan bu fedakâr orango- “ibaşında duruyordu. Gi bi $tek Tarzan, gerek Kaya ! ı". k%dudakikalan boş geçirmemiş % #rtini müdafaa için plân Tdep d, Bu, ikisinin de gözle- Evlerden okunuyordu. » kararını vermiş, yapacağı Amış, bir adam — tavrı ile flma ve karşısındaki may- Mlğ;ın . | in ta nihayetinde basa- vi'ü 4mak yükselen — bir köşe îşhi? Unun en üstünde de — taht | hqo"îlığ& Yapılmıştı. Burada iri | d , Ston oturuyordu. Bu her- bütün Ü n | "naı,—_ğaranm sahibi ve MA Arin hükümdarıydı. Va © 0 tarafa doğru bir —adım g tîlil.,z?rluerin hepsi onun önüne 9. ** homurdandılar. yayt k Tarzan, gözlerinde o, 'ünjaraıtebilecek kuvvetli bakış- | rtehdit tı. Bu bakışta, hem İ tia, , YArdı, hem de bir tatlılık, ' Mbn“n bu bakışları karşısın: n,diy:eühir olmuşlardı. ha Bibi çarpışmalarında ol y , Kaıra C, Gülle gene Tarza. | n . Etmek üzere hazırlanmış İK hepi Pa yan gözle bir baktı ve h Vaziyay 1 kementli ipe götüre- "»'-ı Ku ' aldiç O zaman Kaya ? %t“veb.mmn kapısına doğru ğ "?—u'“ln ? çığlık attı. ı%ğ İx 'ting y trine, — mağaranın içi . İ k“myaka"ş"' Bütün maymun- a ll t Hepmd“ğfu koşuşmaya başla. | h%i:a Mağaranın sahibi olan a”qn, d:ı-m de ayağa kalkmıştı. O tarafa doğru atıl- etrafını ” * £ 1 t N işindek; b i maymunlar ar:ıu“ Üzerine fırlattı.. Gah “affak olmuşlardı: Siğlik *nin kapıya doğru ko- atması ve başıma may. munları toplaması onun zeki bir tu. zağından başka bir değildi. Bu su- retle maymunları — kendi tarafına çekmiş ve tahtın önünden uzaklaş- Uurraıştı, Tarzan da bundan istifade ederek define hükümdarını kemendine ge- şirmişti.. Maymunlar tahttaki hükümdarın boynuna kement geçince çıkardıfı boğuk sesler üzerine o tarafa doğ. ru koşuştukları zaman Tarzanı kar şılarında buldular. Tarzan, kemen: di maymunun boynuna geçirdikten sonra sıkmış ve anide maymunlar hükümdarını cansız bir hâlde tah: tımndan aşağı yuvarlamıştı. Bunüu görünce mağaradaki bütün maymunlar evvelâ dehşetten yerle. rinde dona kaldılar. Sonra hepsine bir telâş, bir körku geldi ve bağrışa- rak, fters yüzü dönüp — mâfaradan dışarı fırladılar..... . M Akc ü Plânını iyi tatbik etmiş olan Taz- zanla, rolünü mükemmel oynamış olan Kaya Gülle, mağarada yalnız xalmca biribirlerinin kollarına atıl. Arlar ve Tarzan onun sırtını okşiya- cak: : : — Alerin benim Kaya — Güllem' Ücdi. Bravo sana! Şimdi define ta- g.amile bizim elimizde, Gel bakalım şimdi, onu da seninle beraber bula. m ve açalım... (Devamı var) Şen sözler: Arkadaş ! İki çocuk arasında: — Bizim — mahallede bir çocuk var, seni tanıyormuş. — Yalan! Benim sizin mahallede tanıdığım kimse yok. Herhalde deli olacak. — İyi ya işte! Senin arkadaşın. dır.! * # * Diğer iki çocuk konuşuyordu: — Ben ancak tamamile zıttım o- len çocuklarla arkadaş olurum. — Öyle ama, zeki insan o kadar az ki! Ya'an | Ldlinde hiç para durmüuyor. Eli çok açık! — Yalan! Geçen gün benden beş kuruş aldı. Hâlâ vermedi. Keşki eli açık ölsa, hemen alrıdım! — Fark — Trene koşan bir adamla koşu beygiri arasında ne fark vardır? — Beygir uzun müddet talim et- tikten sonra koşar, Halbuki — trene koşan adam bu koşuya evvelce hiç hazırlanmamıştır. —- Ahmet çok müsrif bir çocuk. | - — Galiba Demirelden geliyorsun, değil mi? — Neden anladın? — Belli. Dün kendisine bir çift beks eldiveni vermiştim. Amma talihsi.zmâş! — Ayağımın birinde ayakkabı leksik, belki bir tek ayakkabı çıkar diye denizi olta ile arıyorum. Fa- kat boyuna balık çıkıyor. Bende talih nerede!?, | Bilir misiniz ? | Fil çarpışması Ötomobil çarpış ması, İtren çarpış ması, tayyare çar gışması.. Bunlar hergün — işittiği- miz, gordüğümüz nakil vasıtası çar pışmaları. Bizdeki otomobil, — otobüs gibi hergünkü nakil vasıtaları şeklinde bazı memleketlerde de hayvanlar görülüyor. Meselâ Hindistanda fil daima rastlanan nakil vasıtalarıdır. Fakat bilir misiniz, — fillerin de şarpışması vardır. Meselâ fil üzerin Jekt çadıra kurulmuş, gidiyorsu- auz. Birdenbire bir sarsıntı ile ye. inizden (zlarsınız. Hattâ, bu çar- pışma çok şiddetli olursa sizi ha vaya uçurur. Yere yuvarlandıktan sonra, hâdi- senin ne olduğunu anlarsınız: Üze. inde bulunduğunuz fil — başka bir (ille toslaşmıştır. Bu, otomobil veya trende olduğu gibi kazara olmuş bir açrpışma değildir, İki fil de biribi: cine istiyerek vurmuşlardır. Bu on- larm biribirine kızarak — yaptıkları kavgadır. Hindistanda fil üzerinde yolculuk edenler de bu tarzdaki ka- zalardan çok korkarlar. Â Lt trt Çivi nasıl yapılır ? e Çivi — asırlardan- beri insanın işi: ne en çok yara- yan küçük âletler den biridir. — İlk sananlarca olduğu gibi bugün de çivisiz ne ev yapılır, ne koltuk, ne masa, ne de bir makine, Şüphesiz, şivinin türlü türlüsü vardır. Fakat, hergün gördüğünüz, dıvara resim a. sarken, oyuncak arabanızın tekerle- Fini mıhlarken kullandığınız çivinin nasıl yapıldığını acaba merak etti- niz mi? Çivinin yassı başını ve sivri ucu- iu bırakırsanız onun ince veya ka. an bir tel parçası olduğunu görür- sünüz, Yapılırken öyledir: Uzun u- yın, fakat sert teller halindeki demi A alırlar. Bu demir teli bir makine- den geçer. Makineden geçerken bir âlet onu kısa kısa parçalara keser. Bunların bir ucunu diğer bir âlet sivri'tirken; başka bir âlet de tepe. sine keser gibi inerek başını yassıl- tir. Tabil bu, gayet süratli işliyen bir makinede olur ve dakikada yüzlerce civi çıkarılır. Fenerli balık Fenerli balık gör- Gş0>, Üünüz mü hiç siz? S” çelki — çıngıraklı i yılan gibi bu da tabiatin garip inahlukiar.ndan biridir. Fakat balı. öin bi feneri kendisine herhalde yı- lanın çıngırağından daha fazla iş görüyor. Sicak me.nleketlerin denizlerinde yaşıyar: bu balığın başında ince bir hortumu vardır; bunun ucunda u- fak bir tomurcuk. İşte bu tomurcuk tosforludur ve karanlıkta ışık neş- rederek, balığın önünü görmesine yarar, Balık bu sayede denizin di- binde ve sahilde kendisine yiyecek bulur. —— Yazısız hikâye : Cücenin başına gelenler FSESN w Çocuk _ RTASI Bakalım ne çıkacak ? he Z A S Bu halta size ye ne Dasıt şekildeki boyamaca eğlen - celerinden birini veriyoruz. Bu . nun nasıl yapıla cağını biliyor - sunuz: * Karmakarışık çiz giler — arasında saklı olan güzel bir şey bulmak i- çin boyalı kalem- lerinizi veya sulu boyanızı alrp res min başına geçer siniz. Çizgiler a. arasındaki yerle - ri, içindeki ra - kamlara göre şu şekilde boyarsı nız. 1 le işaret edilmiş yerleri penbe. 2 teri sarı, 3 leri kahve rengi, 4 le. ri kırmızı, © leri mavi, 6 ları koyu- yeşil, 7 leri siyah, O la işaret edil ©, XC ) pe T 5İ â ŞAİ Üa : 6%& D miç gözleri - boyamasanız da olur. Fakat bu rakamın resim — üzerinde ka'ması iyi görünmez. Onları da beyaz boya ile örterseniz resim da- ha güzel bi: şekil alır. Ne garip şeyler ! * Cinlere inananlar! — Dünyada birçok garip şeyler var. Fakat her- halde en garibi, cinlere, perilere i- nanan insanların uydurdukları şey. lerdir. — Medeniyetten uzak kalmış, bilgi- si: geri memleketlerde — halkın bir takım batıl itikatları vardır. Bunlar dan biri, Afrika yerlilerinin dünya- da insanlara fenalık yapan cinlerin Lulunmasına inanmalarıdır. Onlar, bu fena ruhların zararından kendi. terini korumak için, sözde, bir çare bulmuşlardır. Bu da, — sokaklarda, her adım başında bir, resimde gör- düğünüz gibi garip — heykeller dik- mektir! Üzeri hayvan kılları ile kap lanmış olan bu “heykel,, de başı korkunç kafa şeklindedir. Yerlilerin itikadınca cin sözde bundan korka. cal: da oralara uğramıyacak! * Borçlu adam! — Borçlularla a- lere, fıktalara mevzu teşkil ediyor. 'Tahat ne de olsa bizdeki alay şaka hudu”unu geçmez. Fakat, Çinde borçlulara vurulan damga resimde gördüğünüz — gibi, Zi vâilrı adamın boynunda — maddi bir vük teşkil etmektedir. Hem de n* iğır ne ezici bir yük! Bu, Çinde âdettir: Bir adam birisinden borç para aldı mı, boynuna bir cendere geçirirler. Adamcağız borcunu verin ceve kadar böyle gezer. Sokakta her gören onun borçlu olduğunu anlar ve uzun zamandanberi bu - şekilde gezenlerle “borcunu — verememiş!, diye alay edilir. * Dünyanın en garip kütüphane. si — Küçük küçük kulübeler halin: deki bu bir yığın binanın hepsi bir- | den bir kütüphane teşkil etmekte. dir. Burmadaki — bu kütüphaneye Jünyanın en garip kütüphanesi di- vebiliriz. Zira, hiçbir yerde böylesi- re tesadüf edilmemiştir: Kütüpha. redeki kitapların her biri ayrı bir kulübe içindedir. Buda dinine dafr lay gazetelerde bir takım karikatür- | kitaplardan mürekkep olan bu eset der böyle ayrı ayrı binalar içinde vaklanmaktadır. * Birkoşu şampiyonu — Panter denilen bu kaplana benzer hayvan çok hızlı koşar. Bilhassa, tutup ye- mek için bir hayvan kovalayacağı zaman âdeta rüzgâr gibi — uçar. O zaman sürati saatte 100 kilometre kadar vardır. Bu hesapça Panter çok süratli bir trenden — daha hızlr Kkoşuyor demektir. Zira alelâde tren ler saatte 60-70 kilometre — süratle gide.. Oyun ve eğlenceler Çiftmi, tek mi? Burada bir resim var. Resme iyiöe dikkat ederseniz biraz şaşırırsınız: Acaba burada bir insan yüzü mü var, yoksa iki mi? Bir de deseniz hakkı var, iki de. Çünkü resmin or- tasına bakarsanız önden bir insan yüzü görürsünüz; Başının ortasın. dan kaşlarının arasına kadar inen bir perçemle bıyıkları ve ince bir sakalı ile bir adam çehresi. Fakat resmi ortasından ikiye ayı- arak sağda ve solda kalan taralflara bakatak olursanız o zaman biri bir yanda, diğer bir yanda iki insan yü zü görürsünüz.. f HABEP ÇOCUK SAYFASI Bilmece kuponu 6 MAYIS — 1939 glll 6 İ İ L SA de 6 : e n