Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
6 MAYIS — 1939 i G'[—gf ' b . .II — Demek hâlâ burada? — Evet. Gece burada kalmağa SNü ikna ettim. Zili çaldı ve gelen hizmetçiye : tiz — Mis Farrenden buraya teş- M&meâm rica ediniz. zözı:t!'dotel tereddüt etti, yan kağa Furlonga baktı ve nihayet bir Atar vererek efendisine Çince Mu“yler anlattı. Doktor Vang bir Kra tle dinledikten sonra İou İŞaretiyle yol verdi ve Fur- Ba döndü: — Çok üzüldüm. Mis Farren den ) en biraz evvel evim- Çikmış. — Size haber vermeden mi? bt — Haber vermek istemiş, fa - ."Hllğ'u © esnada dua ile meşgul det M için hizmetkâr bir müd- ht fasim emesini rica etmiş. Fa - '“-miı_ emeğo razi olmadım h.:h:lelâcele gidişinin — sebebi Gi da bir şey söylemiş mi? Ron Evet. Telefona çağırılmış. h'-la UŞtuktan sonra hizmetkâra 'öylemeıı ricasile birisinin ; llam ni çağırdığını, acele gitme M Beldiğini, çünkü bir hayat Bün t meselesi mevzubahs oldu “T eî.ber vermiş. efonla çağıran birisi kim hi' I'İm söylemiş mi? % Evet, M. Rişard Furlong! 0118 hayretle gözlerini aç- : Ben ona telefon etmedim. Telıeıfon etmediğiniz bura « Btlmenizden anlaşılıyor. Ben h“n“ anladığım için üzüldüm : Mis Farren sesimi tanırdı. % Olabilir. Fakat meçhul biri- Sizin hizmetkârınız İmiş gi- m&în ederek sizin namınıza h“h. vermesi de mümkündür. Zh Söylediklerinizden genç kı- tahkikat usullerinize iti- hü_nüî'îıedıgı anlaşıliyor, fakat B'etinizden şüphe edemez hîr i genci kurtaracak ye- keşifte bulunmuş olmarı- h. y_e koşup gitmesinden da- he olabilir? L 19118 ayağa kalktı: udıp îemen polis müdürlüğüne Omiser Ridi göreceğim. | ke'td al'ı'ıanıırı taksi ile mi yoksa ! Otomobili ile mi gıtı bili - mullmuz" Kendı arabasile... . h“lkıu ng ile doktor Vang kendi da böyle konuşurlarken klla Farren, küçük otomobili- %e balığın müsaadesi nisbe - ' q'thıi randevuya gitmeği red- ' Furlon ikti iti gun iktidarına itima v"dl Ro tini ortaya çıkarması onun Üüğa, V© Terri Vansın masum ol- '“tek hdisini çağırtıyor gelmez- Uimı zaman mavi kos - Süratle, Viktorya garı isti- eîinde sürüyordu. &gm_ Sti. Fakat düşününce vaz - hqı Zahirt istihzalarına rağ - bundaki bir boya le- h"klk Vansı korumak - istediği lıy,_,' <. Ve muhakeme kabi- Simdi isbata kâfi idi. Furlong İbuçı Ü isbata yarıyacak mühim Tek h TI bulduğunu haber vere - işin içinden çıkma- İ %ğ.n bildiriyordu. kıhı "Yl garının otomobil par ü *lind, bir adam melon şapkası '*41_, Oldüuğu halde yanına yak- Aifed'âf'mtıız efeııdım, Mis Siz kimsiniz? y'hı Ülem " M. Furlongun uşağı - Siza tej d"“ Efendim namına Do *fon etmiştim. :ln kendisine Furlongun tîam “Şağl Prat'dan - bahset. hh A'lieh layarak müsterih o - Farren sordu: İzden rlong nerede? b“r'd“— bekliyecekti. slzi €vvel gitti efendim. &si lâzımmış, beni size fakat yol göstermek üzere burada bı - raktı, beni arabanızda götürmek- te bir mahzur görmiyeceğinizi ümit etti. — Pekâlâ. Gelin yanıma, Ne - reye gidiyoruz?. Meçhul adam, genç kızın ya - nına geçip oturdu. — Streatham civarında, Dıye iza- hat verdi. M. Furlong sizin ora- da bir tedavi evinde bir hastayı görmenizi arzu ediyor ve acele etmemizi rica ederek sizi bekle - mediği için özür diler. Hareket ettiler. Meçhul adam, Streatham civarına yaklaşınca ya kadar hürmetkârane süküt et- yol hakkında kısa izahat vermek- le iktifa etti. Nihayet kırda ten - ha bir yerde, etrafı yüksek bir duvarla çevrili geniş bir bahçenin ortasında kurulmuş büyük bir binaya geldiler. Muvasalatları — bekleniyordu. Çünkü bahçenin büyük kapısı derhal açılarak otomobile yol ve- rildi. Anjela, bahçe yolundan i - lerliyerek arabayı binanın önün de durdurdu. Anjelanın yanında- ki adam hemen atlıyarak kapıyı çaldı. Kapıyı, hastabakıcı kılığında bir kadın açtı. — Mis Farren değil mi? M. Furlong sizi bekliyor. Lütfen be- ni takip ediniz. Anjelayı birinci katta bir oda- ya götürdü ve eli kapı tokmağın- da izahat verdi: — Hastanın vaziyeti fena ol - duğu için odada ışıkları azaltmak mecburiyeti hâsıl oldu. Lütfen giriniz. Hsstn.hakıcı kapıyı açti ve' An di. Etrafına bakındığı sırada ka- pı arkasından hızla kapandı ve oda birden aydınlandı. Genç kız yerinden sıçradı. Bu- lunduğu oda, temiz döşenmişti. Bir yatak ve bir tuvalet masa - sile iskemleden ibaretti. Pence - |reler yarı aralıktı, fakat dışar - dan kalın ağaçtan panjurlarla kapatılmıştı. Anjela odada yapyalnızdı. Hay kırdı: ti. Sonra ara sıra takip edilecek | Nakleden: F. K. — M. Furlong! Kapıya koşarak sarstı, kilit - lenmişti. Yabancı gelmemesine rağmen tanıyamadığı bir ses duyuldu: — Üzülmeyin Mis Farren. Bizi mecbur etmezseniz size fenalık yapacak değiliz. Uslu akıllı otu - rup canımızı sıkmazsanız mesele yok. Anjela cesaretini toplamafa ça lışarak sordu: — Beni niçin buraya getirdi - niz? — Son günlerde çok fazla mü- tecessis olmağa başlamıstınız, ba şınıza bir kaza gelebilirdi. Bun - dan korumak istediler. Küçük kızların vazifeleri olmıyan işlere burunlarını sokmaları iyi değil - dir. Anjela otüurdu ve sesin — gel- diği duvara dönerek mukabele etti: — Kendinizi çok kurnaz sanı - yorsunuz ama nafile... Gitmeme müsaade etseniz daha doğru bir harekette bulunmuş olursunuz. Doktor Vanga nereye * gittiğimi söylemiştim. Yakında dönmez - sem polise haber vereceği mu - hakkaktır. Meçhul adam güldü: — Yalan söylemesini becere - miyorsunuz. Viktorya garında adamımızla buluşmadan önce ne tarafa gittiğinizi bilmiyordu- nuz ki, doktor Vanga söyliyesi - niz. Anjela dudaklarını ısırdı. Meç- hul adam devam etti: — Makul olun ve gerek sizin, gerek doktor Vangla Furlong bu- dalasının neler öğrendiğinizi bize haber verin, Genç kız kati bir ifade ile ce- vap verdi: — Hayır, size hiçbir şey söy lemiyeceğim. — Terri Vansı kurtarmak ba- hasına da olsa bir şey so.y lemez misiniz ? Anjela tuzağa düşmedi: — İstediğiniz malümatı polis müdürlüğüne sorup öğrenin. Meçhul adam, sesinde, sinirlen diğini pek belli eden bir ahenkle: (Devami var) Bayan Samiye kahvaltı tepsisi ni almağa gelen hizmetçiye: — Nasıl yeni gündelikçi iyi ça- lıştyor mu?, Diye sordu., Bayan Samiye titizliği 'derece. sinde, iyiliği ile de meşhur bir kadındı. Herkes “A, Bayan Sami. ye doğrüsu çok iyi ve merhamet- lidir,, derdi ama kimse onun kim- lere ve nasıl iyilik ettiğini bilmez. di. Nasıl bir esas üzerine dokun - muş olduğu malüm olmıyan bu i- yilik kisvesine bayan Samiye na. dide bir manto gibi sıkıca hürün- müştü.. Ahbapları ile görüşürken, hiz- metçilerine gösterdiği şefkatten, fakirlere yaptığı — yardımlardan, merhametten, histen bahseder, gaddarlara, zalimlere hücum eder, dururdu. İyi kalbli bayan Samiye, kah- valtı tepsisi önünden kalktıktan sonra, kimonosunu — omuzlarına geçirdi ve dışarıda temizlik ile meşgul olan Ayşe kadını kontro. la çıktı, Ayşe kadın, ahbaplarından bi- rinin tavsiye etmiş olduğu ellilik bir Anadolu bacısı idi. Soluk bas. ma entarisinin üzerine yamalı şalvarını çekmiş, bir kuyumcu ihtimamı ile camları siliyordu. Bir gün evvel viranelikteki ku. lübesinin — kapısı — vurulup ta, pembe apartımandan çağırdıkları nı söyledikleri zaman sevincinden âdeta zıplamak istemişti. İyılıgı ile meşhür bir zengine yaklaşmak viranelikte oturanlar #çin ne büyük bir saadettir!. Bahçıvan yamaklığı yapan oğ. hu da bu sevince iştirak etmiş, ve erkenden annesi yola çıkarken ar- kasırıdan - - — Anne! - Pembe apartımanın sahibine iyi kadın idiyorlar. Bana bir çift kundura iste.. Yalınayak gezmekten — tabanlarım patladı! diye bağırmıştı. Ayşe kadın saf bir köylü idi... İyilik Bayan Samiyeyi, mütebesssim bir nazarla kendisini seyrediyor, gö. rünce, “dile benden ne dilersin!,, diyen peri kızını görüyorum, san- dı. Önüne bakarak yaklaştı ve ipek kimononun eteğini öperek: — Sana bir diyeceğim var.. de, di. Genç kadının o gün keyfi yerin- de idi: — Söyle bakayım, derdin ne. dir? — Bizim uşağın tabanları yere basmaktan yarıldı 'da.. Senden bir çift kundura isteyecektim. Bayan Samiye bir adım ge- ri çekilerek: — Ahli.. Senin gibisine de hiç rastlamadım.. Ne oluyorsun dur bakalım.. Hele bir senden mem- nun kalayım da sonra iste.. Dedi. ' Ayşe kadın şaşırdı. O kendi ana yüreğine göre, oğlunun yalın ayak gezdiğini söylemekle her şeyin olacağına kani bulunuyor- du, Sesini çıkarmadı. İşini bitirdi. Elli kuruşunu aldı ve gitti . Eli boş gelmenin acısı ile odası- na girdiği zaman, oğlunu yere o. turmuş, ayağına bir bez sarmakla meşgul buldu, Oğlan yüzünü kırıştırarak: — Ahırda tabatıma — bir çivi saplanıdı.. Çok canım âacıyor anal. Dedi. o kadar canr yanryordu ki ayakkaplarını sormadı bile.. Günler geçiyor, ayağı iyileşece- ğine büsbütün morarıyor, şişiyor. düu. Ayşe kadın bir gün Pembe a- partımana temizliğe gittiği vakit ibayan Samiyeye sıkılarak: — Hanım efendim. Bizim oğla. nın ayağı pek kötüleşti.. Bir hasta haneye götürmek istiyorum.. El. bette doktorlardan bildikleriniz vardır. Bana bir kâğıt yazıverir misin ?, dedi.. tavırla ; — Sen de az kurnaz köylüler. den değilmişsin, doğrusu?.. dedi. )saat sonra hizmetçi Bayan Samiye sinirli bir Leman Karamanoğlu İskarpinleri hatırlatmak için şim. dide bir hastalık uydurdun.. Sen bana baksan a, ben adamı tecrübe etmeden bir şeyler veremem.. He. le senin gibi mütemadiyen istiyen sabırsızlara hiç.. Ayşe kadmın etrafı çizgilerle örülü mavi gözlerinden iki damla yaş fırladı. Şikâyetten daha bü. yük bir süküt içinde işine devam etti; Aradan günler geçti-. Ayşe ba. cr görünürlerde yoktu., Bayan Samiye sıkıca bürünmüş olduğu iyilik — mantosunun — omuzlarını sıktığını hisseder gibi oluyordu. Bir sabah hizmetçisine : — Ferhunde, dedi.. Beyin sarı iskarpinlerini bir kâğıda sar da Ayşe bacıya götür.. Darıldı galiba kaç gündür uğradığı yok.. İşte be, nim de kalbim böyledir. Dayana - mam, isteyince vermemezlik ede- mem, Sonra gayet büyük bir hart. kette bulunmuş bir insan gurcüu ile şezlonguna uzandı. Bir kaç hanımının o- dasına giriyordu. Elinde gene bir paket vardı, Sa miye telâşla: — Ne o?, dedi.. Almağa tenez. zül etmedi mi yoksa . Ferhunde paketi açtı, içinde bir. tek kundura varidı. — Hayır, efendim, dedi. . Bilâ. kis çok memnun oldu ama, oğlu- nün ayağı kangren olmuş ta, ba. cağını tâ kasığından kesmişler. Ayşe kadın sade sol ayağının kun. durasını aldı! Leman KARAMANOĞLU SAYK AŞ 1939 RESİMLİ HAFTA'nın İtalyanca derslerini takip ediniz. Bu lisanı kolayca elde edeceksiniz. 268 değil, oh! Bir servet.. Artık ne şiir yazacağım, ne de methiye... Hiçbir şeyle uğraşmıyacağım.... 'Tenkitten uzaklaşacağım.. servet ile şahane yaşayabilirim. Yanılmamak için bir kere da. ha okuyalım.. Evet, tamam.. Ta. mam yirmi beş bin ekülük mü- cevherat ve inci.. altını.. Altışar liralık elli bin e. kü.. Bunların hepsi de Milâna giden Pastori Kamposanto kasabasınmnın met- halinde, sol yor.. asırlardanberi, dı. bana Perinayı bin ekü kadar ikinci evin bodrumunda bulunu- Arejo hastahanesinde sefalet. ten ölmüş annemin ruhu için bu muazzam, muhteşem bir servet!. Artık tamamen zengin oldum... Hükümdarlar! Kardinallar, şair- ler, san'atkârlar! Hepiniz, hepi- niz, Piyer Arateni hürmetle se. lâmlayınız.. Çünkü ©o herkesin larca arayacağı en muazzam şah eseri, serveti elde etmiştir. Oda' içinde gezinmeğe başla- Sevincinden ellerini uğuşturu. yor ve mırıldanıyordu. — Öh, ol.. Artık Perina ile vevlenirim.. Rolan Kandiyano da otuz bin ekü vaad etti. var.. Alâ, .O zaman tamam KAFHRAMAN HAYDUL Bu On bin düka geçiririm.. yolu üzerinde tan sonra: — Bakalım var mı?, tarafta, sonldan Diyerek elinde tuttuğu kâğı. da doğru eğildi. Bir kaç satıra göz gezdirir gezdirmez sapsarı kesildi;: aradığı ve asır-. lart ye okumuştu. aldığım zaman On sekiz servetim lar: kendi BC Sevinci biraz sükünet bulduk- İşte son kısımda yazılı qlııı- “Eğer bu mektubum bir va. tandaşın, bir şairin, bir sana'tkâ. kiz yüz bin lira sahibi olurum, şairlikten vazgeçer. Kâh Vene - dikte kâh Milânda, kâh Floran. sa da ve yahut Romada yaşarım. Hayır, hayır.. Romaya gitmem. Sonra Papa servetime oturmak için beni öldürür. Romadan baş ka her tarafı gezerim.. Para ile şairler, edipler tutar. Methiyeler yazdırır, mükemmel bir hayat daha - bir !eyler Yazdıklarımın bir kelimesini bi- le bir insan mısınız?. San'at!.. ediyorsunuz.. Pekâlâ, sönük ol- duğu halde söylediklerinizi ay. nen yazacağım.. KAHRAMAN HAYDUD mi bir kahraman tavriyle hava. ya kaldırıyordu. Dandolo: — Sizden çok rica ederim.... değiştirmeyiniz. . Namuslu — Tabii, tabit.. Fakat san'at!. Fakat mademki israr Dandolo başı ile teşekkür et. tikten sonra devam etti: “Rolan! Kızım size tamamen 265 “Anladınız mı Rolan! Mak., sadımı izah edebildim mi? Öl4 mek üzere olan bir adamın söz. lerine itimat ediyor musunuz?. Evet, bugün Leonor, nin ismiti taşıyor. Fakat kızım aslâ başkumandanın karısı ol- mamıştır. Sizi ölmüş zannettiği gündenberi kendisini tıpkı eski devirlerde kocalarına sonra bağlı ve sadık kalan dul. lar gibi ebedi mateme bağlamış. tır. Altiyeri. öldükten Sizin yaşadığınızı duyduğu gündenberi ise bu sadakat daha lâyıktır. Ecdadımızdan teva- canlı, daha kuvvetli bir halde za. rüs ettiği ahlâki faziletlerle do. — valımın kalbine yerleşti. lu olan kalbi büyük bir fedakârlı. İşte söyleyeceğim şeyler.. ğa katlandı.. Ben artık ölüyorum.. Leono. Dinleyiniz: run Altiyerinin yanında geçirdi- — — Hay, şeytan hay!.. diye ba- ğgırdı.. Ve ilâve etti: — Alt tarafını okumasam ne olur?, Öyle ya, mektubu başın. dan aşağıya kadar okumağa be- ni mecbur eden mi var?.. duklarım benim için kâfi.. Mese- lâ.. Tamam okuyacağım sırada, kâğıt ateşe düşmüş olmaz mı?. Maalesef mektubun son satır. Aratenin nazarlarından bütün cehit ve gayretine rağmen kaçmamış, onu istemiye istemi. Oku. tum, itaat ettim. Gene onun emri ile Leonora sizin kaçtığınızı, Artık onu sevmediğinizi söyledim. Da. ha duğunuzu haber verdim.. Ve Siz zındanda idiniz.. Altiyeri Beni ölümle tehdit etti, kork- alçaklık etti . — Ve ol . sonra şizin ölmüş liğini, ruhunu ezen bu fedakâr. hğa beni kurtarmak için muva. fakat etli. Fakat dikkat ediniz. Yalnız, ve sade Altiyerinin miti taşımağa rezi oldu. O ka, dar.. iks ği cehennemi ve azapla dolu hayatını —anlatmaktan âcizim.. Bir gün,ikiniz de birleşecek misiniz, bilmiyorum.. Hattâ ümit bile etmiyorum.. Hissettiğim hâ. dise neticesi kızım için bir felâ- ket olacağından korkuyorum. Fakat Rolan hiç -olmazsa u. nihayet beni kurtarmak için AlL — zaktan ve kalbinizden olsun kızı- tiyeri ile evlenmesi lâzım ol. — ma ait hiç bir şüphede bulunma. duğunu bildirdim, Kalbini, ben- — yınız. Ona hürmet ediniz. Onu tak- dis ediniz.. Çünkü zavallı bir kurbandır, Benim, babasının Gi. nayetlerinin ve kendi sadakati- nin kurbanıdır. a Elveda Rolan! Elveda Leonor.