ni pi EZ HABER AKŞAM POSTASI İ Sahibi ve Meyriyet Müdürü 5 . Masan Resim Us* İDARE EVİ : istanbul Ankara daddeşi Pasis 104. Tekme sdreeli beam HABER nu: 23872, : 24370 .. : 20439 * ...a ihtilâtı İngiltere ile Meksika arasmda bir müdettenberi devam eden petrol ihtili- lâf: ansızın ölevlcnerek iki devlet ara- sındaki siyasi münasebetlerin inkıtar na kadar varmıştır. Meksika, toprağı münbit ve mdenee zengin fakat çok geri bir memlekettir. Harpten evvel, kırk sene kadar, Meksikanın mukadde- ratma diktatör Profins Diaz hâkim ol muşin. Diaz, Meksikayı Amerika ve garbi Avrupa memleketleri sermayesi. nin istismarına açtı. Amerikalılar Mek- sikâda geniş çiftlikler satın alirlar, Meksika madenleri Amerika ve Ingil- tere sermayedarları tarafmdan İstismar edildi. Meksika etrol kuyuları da Ame- rika, İngiltere ve Holandalıların elleri- ne geçti. Diaz 1910 senesinde Meksiktnmn başından çekildiği sıralarda bu mem » leket ecnebi sermayedarlarının cenneti vaziyetinde idi. Diaz'dan sonra Obre- gen ve Calles gibi, bir takım inkılâpçi liderler gelmişlerdir ki bunların prog- ramı, Meksikenmn zengin topraklarını ve Meksikanm tabii servetini Meksika. rettir, Bir takım çiftlikler istimlâk edilerek topraksız olan Meksika halkı arasında i tir. “. ai erme A ğe yum Mevzaubaks olar film “Abloka,, is. bulunmadığı için pâra yerine bonolar meka mall Keme ani yeriidi. Bunların dalsleri tediye edilme Fitmda bay artist olarık Madlen Ka. | di. İslâhatı yapmak isteyen «iktatörle- rol-rd1 altanştır “ eiüneiiet0 rin her biri, mutazaftır olan yabancı ser mayesinin şu ve bu entrikasiyle yuvar. lanıp gitti. Nihayet 1934 senesinde (o bugünkü cumhur reisi Kardenas, Meksikanm donas, on dört sene içinde kendisinden General Frankoyu kızdıran film Diktatör, Holivuda şiddetil bir mektup yolladı fakat.. sinema şirketi gürültüye pabuç bırakmıyor! ve bugün İngiliz kadm tayyarecilerinin, harp te bilfiil hizmet görmeleri için askeri teşkilâta almmak istediklerini yaz- muştık. Bu cereyana, meşhur kadın tayya- reci Mis Emi Conson da iştirak et- miştir. Buradaki resim, tayyareci ka- dının diğer meslektaşları ile karşılaş: ma ve görüşmesini gösteriyor. Diğer resimde de bundan tam kirk sene evvel 1898 de Mis Casmin Blay Gİ ismindeki genç kızın, bir otomobil ya- rışma iştirak ettiği zamanki hali gö- Tülüyor, Dünkü ve bugünkü sürat yarışçıla- siniz rr bu iki resimde mukayese edebilir- Karol Holiwittan bildiriliyor: General Franko, buradaki bir: sine- ma müdürünş bir mektup göndermiş ve hazırlanmakta olan filmin gösteril memesi için şiddetli bir emir vermiş General Franko filmin sahibi olan Vangere gönderdiği mektupta film deki hadiselerin nasyonalist hükümet aleyhine olduğunu, böyle bir filmin gösterilmesine müsaade eğemiyeceği- mi söylüyor ve filmin derhal, Vaşing- evvel gelen diktatörlerden d:&a enerjik N şi v Sağ YE e Per p emr ki am a ei mini aç m” ve Ingiliz sporcu- Haile Selâsiye — Prankonun dediğini yapacak de- Seg m ğilim, Böyle tehditi ben yn en müthişi e e larına “guha iy hasta edesim, e Holivuktaki m) nayi ve ziraat sahasmda geri bir mem - Berlinde yapılan İngiliz - Alman Haile Selâsiyenin Cenevrede yapılan | Yİ vk leket olmakla beraberi sosyalist bir re- jim vardır. Fakat Meksika gibi ecnebi sermaye- sinin hâkim olduğu bir memlekette sosyalistlik, tehmin edileceği gibi, ec nebi aleybtarlığı şeklini almaktadır. İş- şilere dayanarak iktidara geçen cumhur reisi, müntehiplerin haklarını korumak için geçen senenin mayısında bir takım sosyal reformlar yapmıştı. Ve sermaye yabancı olduğundan Kartdenas, bilhassa cömerd davrandı; Kırk saatlik mesi, gok sıhhi çalışma şartları, yüksek üc ret, Ücretli tatil günleri, Hülâsa, Fransada Blumu imrendire- cek bir program. Petrol şirketleri bu reformları kabul etmediler. Hükü- met şirketlere karşı tedbir alınca mah- kemeye müracaat ettiler, Mahkeme de şirketleri haksız buldu, Mukavemette devam ettiklerini görünce, Meksika hü» kümeti, petrol kuyularını millileştirme- ğe karar verdi. İşte İngiltere ile Meksika arasındaki siyasi münseebet - serin inkıta'na sebe polan hâdise budur. Petrol şirketleri Ametika ve İn - giltere sermayedarlarnın ellerindedir. Gariptir ki Amerika hükümeti bu me- selede İngiltere hükümeti katlar ileri gitmemiştir. Bunun sebebi Amerika sermayesinin yakm zamanlara kadar Meksikada sinsi faaliyetinden dolayı kazandığı kötli şöhrettir. Pilhakika A- merika milyonerlerinin Meksikada çe- virdikleri entrika, cenubi Amerika cum- huriyetleri üzerinde kötü bir intiba bı- taktığından bu devletler, son Pename- rika kongresinde Birleşik Amerika hü- Bp” Devamı 4 üncüde futbol maçında bir hadise olmuştur: İngiliz sporcuları, Almanları 63 yendikten sonra sahadan çıkarlarken ıslık ve “Yuha!,, sesleri ile kargılaş- mışlardır. Bunun sebebini hayretle #ordukları zaman, kendilerinin Alman vari selâm vermedikleri gösterilmiş- tir. İngilizlerin, Alman sahasında, usul icabı, Almanvarl, sağ kollarmı kaldı- rarak selâm verip vermiyecekleri de bir mesele olmuştu. Nihayet İngiliz- ler bunu kabul etmişler ve sahaya çıktıkları zaman bu usulde selâm ver- miglerdi. Fakat, oyunun sonunda da tekrir —— — ——— Bereket ki AN kurtaran arabalarile, (Cenaze nakil arabaları müthiş bir karar ven diler. Başbaşa verip konuştular: — Nedir bu? dediler. El çarpsın biz götürelim; el öldürsün biz taşıyıp göme- lim, Sanki biz yaralayıp, öldürüp götüre- mez miyiz? Bu kararla can kurtaran arabalarından biri Çarşıkapıda bir kıza, bir cenaze ara- bası da Küçükpazarda yirmi iki yaşında bir kadına çarptı. Can kurtaran arabası yaraladığını has- taneye götürmüşse de, cenaze nakil ara- bası gene can okurtaranın oyârdımına muhtaç olmuş, bereket ki arzusunu yeri- ne getirememiştir. toplantıdan sonra tekrar İngiltereye döndüğünü ve Battaki evine yerleşti. Zini yazmıştık . Gecen gün Londrada, yine Habe. şistan “İstiklğli,, için yapılan bir mi. tinge çağrıldığı zaman kâtibi vasıta sile, kendisinin mitinge iştirsk ede- miyecek kadar vücutça ve ruhan has- ta, olduğunu bildirmiştir. bu şekilde selâm verilmesi lâzım gel- diğini bilmiyen İngilizler, oyun biter bitmez giyinmek için, elbiselerinin bu- lunduğu yere koşunca, Almanlar on- ların selâm vermekten kaçtıklarını zannetmisler ve ıslığa tutmuşlardır. ki pırlanta İZ DE benim gibi “Mersiride “Pırlântayı boğup gö- men yakalandı... serlevhasını okusaydı- raz ne düşünürdünüz? Pırlantanın boğu- Tup gömülmesi ilk bakışta insanda ge rip bir tesir ve bunun bir yanlıştan iba- ret olabileceği kanaatini (uyandırıyor. Havadis okuduğumuz zaman iş deği- şiyor. Pırlanta ihtiyar bir kadınım adı- dır. Zenginliğine * tamaan öldürülmüş, parçalanarak elbiselerile (bodruma gö- mülmüştür. Feci bir hakikat. Para parayı nasıl çekerse, Pırlanta da Pırlantayı çekiyor. Bence bu zavallı ka- dının bu feci cinayete kurban gitmesinin sebebi isminden başka bir şey değildir. , Pırlantaya tama eden adamın, üzerinde Alman mareşâalı Bal ayında Bir daktilo ile evlendiği için azledilen Alman mareşalı Fon Blomberg, karısı ile beraber, balayının bir kısmmı İtalyada geçirdikten sonra Cavaya gitmiştir. Ma- reşal Fon Blomberg orada bir otelde bu- lunmaktadır. ALEL A EYE ZE > ESMER KM BE v NR EEEEENE Yalancı ve haâki- Üç karılı adam ARTININ Köcareis köyünde. Ka gü oğlu elli yaşındaki. Recep delik deşik bir halde ölü olarak bir tarla içinde bulunmuş. Cinayetin üçüncü karısınm üşıkı tarafından işlendiği sanılryormuş. Bu hakikatse Recebin verilmiş sadaka- sı varmış. Ya öteki karılarının da âşık. ları bulunsaydı ne olurdu? Vücudundan toprağa gömülecek küçük bir parça bul- manın imkânı olmıyacaktı... hakiki pırlantalar bulunduğunu görünce bu yalanci ve günü geçmiş pırlantayı ko- layhıkla feda ettiği anlaşılıyor. : Pırlanta ve emsali, herkesin ağız suyu- nu akıtacak isim (taşıyanlar mevcutsa hemen değiştirsinler hattâ, hakiki pırlan taları maevcut olmasa dahi... KURUN Sabrımız tükeniyor H (TAY meselesinin elddi vr safhaya girdiğini, Türk elkârı umumiyesi- nin çok haklı bir sinir bızhranı içinde bu- lunduğunu söyledikten sonra Aşım Üs di. yor ki: “Türk milleti milli meselelerde daima Bükümetin arkasından gitmeyi ve bütün varlığı İle bükümet kuvvellerine yardım etmeyi en yüksek bir vatan (o vazifesi bil- miştir. Tabil olarak Hatay işinde bundan başka bir hareket beklemek mümkün de. ğildir. Bununla beraber son günlerde Ha- taydaa öyle bir tâkım (haberler geliyor ki bunun karşısında sahırların tükenmek Üzere olduğunu söylemek te lâzımdır. Fransızların kölü (niyetlerini göster. mek İçin yeni remiiler aranırsa sadece şu misale dikkâte-edilsin: Malâmdur ki Ha tayda yapılacak inihabata o©ss olmak üzere bir cemaat taksimatı vardı. Bu tak. simala göre Hatayda toplanacak milli meç His azası şu gruplara ayrılacaktı: Türkler, Aleviler, “Araplar, Çerkesler ve - Ermeni- ler. Hakikat halde Aleviler mezhepçe Sünni olmıyan Türkler demek olduğundan sünni Türkler ile Alevi Türkleri ayrı ayrı milli teşekkül diye kabul etmek fâhiş bir hata. dan haşka bir şey değildi. Türk delege- leri Cenevrede İtiraz etmişlerdi. Uzun mü. nakaşalardan sonra bir türlü o anlaşma, hâsıl olmayınca meseleyi sulh yolu ile bal İetmiş olmak için bir fedakârlık şeklinde bu tarzda tasnife muvaffak o olunmuşta. Fakat şimdi hayretle işitiyoruz ki Hatayda sömürge idaresini yaşılmak (maksadile Fransızlar Alevileri Türklerden başka bir cemaat olarak ayırmayı da Okhfi bulmu yorlarmış. Türkleri bir de “Sünni Türk. ler,, ve “Kemalist 'Türkler,, diye ikiye e- yırıyorlarmış! “Hükümet için tefrikaya (düşürmek, prensipinin İnamılmaz derecede çirkini bir tatbik şeklinden ibaret olan bu hidise o kadar karakleristik bir o entrika ve kölü niyet mahsulüdür ki bunu izah etmek f- çin fazla söz söylemeğe . hacet o yoktur. Nitekim Fransızların bü teşebbüsü -orlaya çıkar çıkmaz Türklerden evvel intihabatı kontrole memur'olan komisyondaki Va. manlı-deleze prolesto-elmiştir. 'Acebir bi #aziy'et Karşisında “hükfreei seisimiala alındığından bahsettiği tediye ler nelerdir? Gene bn tedbirler arasında yapıldığı söylenen şikâyet ve teşebbüsler ne gibi bir karşılık görmüştür? Hataydaki intibabat' bateketleri bn taraflan © yapıl makta olduğuna göre Fransız sömürgeci. lerinin müdahaleleri ile Türkler aleybin- de bir oldu bitti vaziyeti İhdas etmek isti- yenlerin bu faaliyetleri sonüna kadar de- vam edecek midir? Şimdi o memleket elkâri umumiyesinin sabırsızlıkla bekle. diği şey işte bu noktaları öğrenmektir. TAN Balkanların uru ULGARISTANIN Balkan ittifakına zirmeyişi sebeblerini ve mahzurla» rınt tahlil eden M. Zekeriya şöyle yatıyor: “Bulgaristan Balkanların ortasında bir ur gibi kaldıkça, Balkan ittifakı için bir zaaf teşkil eder. Almanya ve İtalya Bulga- ristanı elde etmek suretile Balkan ittifakı. ni bombalıyabilirler. Balkan ittifakına da hil devletlerden her biri, sırf Bulgaristan yüzünden, biribirlerine karşı tam İtimat beslemiye cesaret edemezler. o Karşılıklı itimafsızlık Balkan İttitakını zayıflatan bir Amil olmuştur. Yugoslavya Bülgaristanla anlaşmıştır. Onların bu (anlaşmasını Yu. nanisten da iyi gözle görmemiştir. Onun için Yunanistanda Yugoslavyaya karşı bi. rax ilimatsızlık, biraz kıskançlık vardır. Romanya, Bulgaristanm - metallbatından memnun değildir ve Yügoslavyanın Bul- gırtara yüz vermesinden hoşlanımamakta. dır. Hulâsa, Bulgiristan Balkan ( itifakının samitei ve temiz havasını bözan bir unsur olmuştur. İşte Yugoslavya (o başvekilinin parmak koyduğu ve tedavisini İstediği yara budur. Yugoslavya, şimdi Balkan (ittifakının kuvvetlenmesini istiyor. Balkân ittifakını ihmal edilemez hakiki bir kuvvet İaline getirebilmek için de ewvelâ (Bulgaristan meselesinin halledilmesi lâzım geldiğini, daha doğrusu Balkanlarda evveli vaziyetin normalleşmesi icap ettiğini iddia ediyor. Balkan İttifakını rabatsız eden uru tedavi emek ve bu suretle Palkanların sıhhatini iade etmek lâzım olduğu kanaati büküm sürüyor. İşte Celâl Bayarın Yugoslavya poyitah- tında en riynde Bulgaristan meselesi üre. rinde durmuş olmalarının en mühim sebe bi de badur. Yugoslavya bu bahse (girmeden eüvel Sotya nezdinde çalışmış ve orada da zemi- ni hazırlamıştır. Celâl Bayarla cereyan © den görüşme bu esas üzerinde cereyan et. miş ve ana hatlar üzerinde mutabakat ba- sıl olmuştur, zanneğiyorum.,,