14 MAYIS — 1938 Bu mevzu, büyük (Danteyyoe aittir. Adı- a unuttuğum bir Üstad heykeliraş da ayni mevzuw mermere çekmiştir. Dante'ninki bir tarihi mensure, üslad heykeltraşınki bir Tesim mahiyetinde idiler. Benim ki bir küçük hikâyedir. Bu üç şekli arasında bir tmükayose yapabilecek olanlara ne mutlu!.. SS OY | (Ormanlı) köyünün ağası Ali kâh- yayı, (1331) senesi ikincikânun ay 19 uncu gönü eşkıyalar dağa kalâ lar, Ali Kâhya fena bir adam değilli. Çir. ti, çubuğu vardı. Terlaları, rençberleri vardı. Üç tant de karısı vardı. Fisat bu eşkıya olatak heriflerin reisi Kara Meh- met, nedense, ona düşman olmuştu. Yıllardanberi pesinden ayrılmamış, sırf Ali Kâhyaya düşmanlık etmek için askerden kaçmış, arkasına sekiz haydut toplamış. ve Ali Kühyanın kö: nü çepeçevre küşatan dağlarda getne- ğe başlamıştı. Köy krüvesinde bu mesele hemen her gece ortaya atılır: herkes bir şey söy- ler, kimse ötekiğe manmaz; hattâ bizzat AN Kâhyanın bu hususta verdiği izaha- tr bile bryrk altından - gülünerek'din . lenirdi. Konuşulan lâflara göre Ali Kâhya bu Kara Mehmedin dayısınt vurmuştu. Ka- ra Mehmedi küçüklüğündenberi büyi tüp besliyen dayısıydr. Diğer bir rivayete göre Kâhya, Ka- ra Mehmedin nişanlısı olan Asiyeye göz koymuş ve üçüncü keecr olarak onu ni- kâhma almıştı. * * 4 Eşkıyalar, Ali Kâhyayı dağ başında eskiden yeldeğirmeni olan bir taş bina. ya koydular, Değirmenin büyük teker- arap bir halde, yerinde duruyor, kat dönmüyordu. En üst kotında ev- velce çuvalların istif edildiği bir oda vardı. Bu odanın altı taştı. Fakat Ka- ta Mehmet bir yığın kuru ot getirtmiş ve Kühyanın taş üzerinde hastalan:p ölmemesi için küçük, mozgal gibi pen- cerelere cam da taktırmıştı. Odanın sağlam ve iki karış kalınlığın- da keresteden bir kapısı vardı. Bu ka. pıyı Kâhyanın üstüne kapadılar. Kimse onunla bir tek kelime konuşmadı. — Bi- Taz sonta aşağıda değirmenin büyük Ydemir kapısının da gıcırtılarla kapan - : diği düyüldü, , Kara Mehmedin çetesi içinde benim bir tanıdığım vardı. Bu tanışıklığın hi- kâyesi uzundur. Belki başka bir selfere yazartm. Şimdi yeri değil. Bu- adam, reisin, Ali Kâhya için tertip ettiği iş- kenceyi bona anlattı. Bundan — sonra Sörü ona bırakıyorum ; “Reis, Kâhyanın kapatıldığı odanın tavanına görünmez bir delik açtırmıştı. Bu delik herifin ne vaziyete düşeceğini çete efradının seyretmesine mahsustu. Ogün Kâhyayı odaya kapadık. De- Şirmenin dış kapısının önüne de bir si. Vâhlr nöbetçi bıraktık, Yola çıktık. Kimse nereye gittiğimizi soramıyor- du. Atlarımız günlerdenberi dinlenmiş- ti. Rejt dört beş gün bizi dağ, taş gez- dirdi. Akşamları önümüze çıkan köyler- de kalryor; yeyip içiyer, sabah şafakla beraber tekrar yola düzeliyorduk. Mihayet beşinci günü akşamı, (Çeş- meler) köyü muhtarının edasında, bir şarap fıcısının başında kararını birze bildirdi. ARANH: * Gece yarıst atlarımıza bindik ve Ali Kâhyanın üne doğru yola çıktık. Günlerdenberi hep o civarda dolaştı. damız için iki at sonra küyün kenatı- na varmıştık.. Ve on dakika sonra Ali Kâhyanın evi sarılmıştı. Gürültü, şamata olmadı. Kâhya! ilk iH karısından olmuş, en büyüğü on iki ve en küçüğü dört yaşlarında, üç çocuğunu terkilerimize bağlıdık. De- girmene doğru yola koyulduk. Reisin keyfine 'iyecek yoktu. Mü - temadiyen şarkı söylüyor, hepimize ayrı ayrı lâf atarak şakalaşıyor, arasrra çocuklardan birinin sırtını okşıyarok : — Hey gidi, körpe kuzu hey!. Diyordu , Ali Kâhyanın kapısı açıldığı zaman yüzümüze sert bir rüzgür çarptı. Herif camların hepsini kırmıştı. Çocukları bi- rer birer yarıma salıverdik ve kapıyı üstlerine kapadık. Değirmenin içinde ne kodar eski di- rek, kereste, taş, tuğla varsa on daki. kada kapının atkasıma yığıldı. Kara Mehmet hepimizin yüzlerine n birer birer büktı. Gözleri, ” zeytinyağı: kandilinin ışığında, bir çift çaknl görü gibi, 'yanıyordu. BT Nihayet benide karar kıldı: — Osman, dedi, bu geceden itibaren yedi gece, sen nöbet tutacaksın! karı katta bekliyecektin ve delikten herifi gözliyeceksin!. Sana - bir uşakla hergün atık göndereceğim. — Yedinci gecenin sabalımda başka bir arkadaş gelip senden nâöbeti alacaktır. Nerede olduğumuzu da o sana haber vetir, Ge- lip bize katdırsın !. — Başüstüne reis! , . Birer birer boynuma — şorıldılar çekilip gittiler.. .. ve « Şafak sökmek üzereydi. Kandili sön- dürdüm. Üst kata çıktım. Yere diz çö- kerek delikten bir bakayım, dedim. Karanlıkta evvelâ birşey göremedim. Sonra gözüm alıştı ve yerde, otların izerinde çırılçıplak yatan — Kâhyayı gördüm. Çocuklar, birer iri kurt gibi, bu koca gövdenin ötesine berisine ya- pışmışlardı ve kesik kesik inliyorlardı. Çıplak gövdede hiç bir hareket yok. tu. Beş gündenberi açlıktan ve susuz- Yuktan kıpırdayamaz — hale gelmişti. Biraz daha dikkatli bakınce bu kıllı le- şin sadece göğsünü hafif hafif iner, çe kar gördüm. Ben ki dağlarda, kırlarda, kurtlar, kuşlarla beraber seneler — geçirmiştim. Ben ki o4tr kişi ile üç yüz kişilik kerva- nt yolundan çevirmiş, üç manga kada- rınt biribirine bağlıyarak dereye atmış, sayısız adamları dayaktan öldürmüş . tüm. Ben ki annesinin gözleri önünde beş yaşındaki çocuğunun bir kulağını ustura ile kesmiş, yeni filintamı tec- rübe için yüz metre ileride, sabanı ba- şında çalışan kabahatsız * bir sakallıyı toprağa devirmiştim.. Ben ki., Ben ki... Ben bu manzara karşısında bu kadar sarsılacak adam mıydım? Açlıktan öl- dürülen bir adamr görüp te gözlerimi kapayacak, sonra ayni gözleri kırmızı çevremle silecek adam mıydım? , * & Akşema doğru değirmenin kapısı vuruldu. Bir köylü çocuğu, bir çanak içinde yoğurt ve bir somun getirdi. Bu somunu tavandaki delikten aşağıya at- Yu- | HABER Ugolinonun çocukları llhan TARUS mayı bin kere düşündüm. En sonun- da kendim yedim, İkide bir deliğe eği. liyor ve olanı, biteni seyrediyordum. Ertesi gün uykudan uyandığım rza - man Kâhyayı yerden kalkmış buldum. Çocukların en küçüğü yanına uzanmış- tı. Gözleri kapalı idi. Ötekiler Babala - rının dizlerine oturmuşlar, ve başlarını onun çıplak göğsüne dayamışlardı. Kâh- ya kocaman elleriyle onların saçlarını kacıştırıyor ve sabit gözlerle pencere « den giren ışığa bakıyordu. Böyle ne kadar zaman geçti, bilmi . yorum. Diz kapaklarımın — sızlamasına rağmen deliğin başından — ayrılmıyor- dum. Bir kaç sast sonra çocuğun - biri babasının dizinden kâaydı. Otların üs- tüne uzandı. Öteki çocuk burnunu Kâhyanm gerdanma sokmüuş, hıçkırı- yordu. Biraz sonra, bir dakika sonra Kâhya onu da eliyle itti, yere düşürdü ve hız- la kolkarak pencerenin önüne gitti. Yerimden fırladım. O tarafa bakan pencerenin yanına giderek yere doğru baktım. Uçta, ; yordu. we rüşgâr, ağaçlıcı sallıyordu . Tekrar deliğe geldim, Kâhya ayakta dimdik duruyordu. O sırada küçük ço. cuk görüme çarptı. Dili dışarı sarkmıştı ve küçük karsu bir körük gibi, işliyordu. Babası döndü, | ona baktı. Bir şey yaptcak, onu yerden kaldıracak, kollarına alacak, öpecek, ağlayacak sandım. Hiç bir şey yapma- 4.. Boşını tekrar kırlara çevirdi.. Rüzgâr gitgide artıyardu. — Değir: menin büyük kanadı çatırdıyordu. Gök yüzünde kara bulutlar beliriyordu. Ge- ce uyku uyumamıştım. Şöyle bir uzan- Him. » . Gece yarısına doğru uyandım. Saat altıyı geçiyordu. Hey gidi koca Serki- sof! Bunu gümüş kordoniyle beraber bir tahsilderdan almıştım. Baba yar gârıdır diyerek yalvardı yakardı idi. Çantasındaki deste deste banknotları akp bunu ona Birakmayı düşünmemiş değildim. Fakat ah gu kahpe nefis! Bı- rakır mı? Mavi çuha yeleğime ne Te yakışmıştı. Tahsildar — terbıyıklarının altmda dudaklarını büke büke ne de aklamıştı!.. Vazifemizi — unutmıyalım, dedik. Fakat ortalık zifiri karanlıktı .. Deliğe kulağımrı verdim, çit Bile yoktu. Çözesiz sabahı bekliyecektik.. Şafak sökerken aşağıya indim. De- girmenin kapısını açarak dışarı çıktım. Kargşı dağım arkannda güneş kırmızı Bözletini açıyordu. Koyunlar, kuzular, ötekle beride, kıpırdamağa başlamışlar- d, Yürümeğe başladım. Bir kaç adım atmamıştım ki bizim küçlük nafakacı bayırın alt başında göründü, Bu sefer bir kaç tane haşlanmış yumurta, tuz ve taze soğan getirmişti. Reisle arka- daşların dün gece, geç vakit, YMurat. lar) tarafma doğru gittiklerini söyledi. Bir ağacın oltına oturarak karrırmı doö- ' yurdum. Biraz çobanlarla konuştuk .. | * Hhan TARUS Devamı 12 incide HALK OPERETİ Pazartesi akşamı Ka- diköy Süreyya, Salı: Pangaltı — Kurtulus. Çarşambat: — Beşiktaş Suat Park. Parşembe: Bakırköy Miltiyadi Öperet 3-perde HALK OPURLUN MİKİ KOVBOYLAR DİYARINDA *â dipte bir eşek — otlu- | | | Lüzumlu Telefonlar Yangın: İstanbul için: 24222, Beyoğlü için: için: 00525. Yeşilköy, Bakırköy, köy, Kartal, Büyükada, Heybeli, Burgaz, runa yangın demek kâfidir. Rami itfalyesi: 22711 21708. Üsküdar - Kadıköy: 60773. Havagarzi: İstanbul: 24278. Kadıköy Beyoğlu ciheti: 49084. Bebek ciheti: Denizyolları İstanbul acenteliği Müudanyaya: Pazar, Salı, Perşembe, rTıbtımından. Bebek, Tarabya, 30 1906. Galata yangın ıi Yazan ve Çizen WYALT D(SNW-— M MAYIS 1938 Cumartesi Hicrl: 1357 Rebiülevvel 14 Güneşin datarm vekesin batek 114 10,18 AM Sabak öğle Wkindi Ahşar — Yatn tensali 257 12,10 16,06 19,18 21,07 3,41 44644, Kadıköy için: 60020, Üsküdar Büyükdere,Fenerbahçe, Kandilli, Eren- Kınalı, için: Telefon mubabere meniü- kulesi: 40060. ? : 22290. Emniyet müdürlâğü: 24382 24378 0038. Cibali: 20222. Nuruosma. : 00790, Reyoğlu: (4642. Taksi Otomobili İstemek İçin 26 - 101. Kadıköy cibeli: 60447. (0, Karaköy: 42362. Cuma günleri saaf 8,80 da Tophane Karabigaya: Salı ve Cuma günleri saat 19 da Tophane rıktımından — kalkar ve Tekirdağ, Mürefte, Erdek, Şarköy iskelelerine uğrıyarak K: sabah saat 10 da harekel edecek olan vapur; Akdenirz postası: Yarın YATIT. Ge. Hibolu, Çanakkaleye uğradıktun sonra İmrote gidecektir. Karadeniz postası: Yarın — saal 12 de kalkacak olan vapur, Zonguldak, İne- bolu, Ayancık, Samsun, Ünye, Gireson, Rizeye gideceklir. M'izeler Ayasofya, Roma - Bizans, Yunan eserleri ve Çinili klkebir ve Trabzona uğradıktan sonra KRöşk, Askeri Müze ve sarnıçlar, Ticaret ve Sanayi Müzesi, Sıhhi Müze: Bu müzeler hergün ssat 10 dan 16 ya kadar açıklır.) Türk Ve İslâna eserleri müzesi: Patartesiden başka hergün saat 10 dan 16 'ya kadar ve Cuma günleri 16 dan 17 ye kadar açıktır. Topkapı Müzesi: Hergün saat 13 den 16 ya kadar açıktır. Memleket Dışı Deniz Seferleri Romtanya vapurları: Cumartesi günleri 13 de Köstenceye; Salı günleri 13 de Pire, Beyrut, İskenderiye. İtalyan vapurları: Cuma günleri saat Avrupa Hattı Sirkeci İstasyon Müdürlüğü Telefon 19 da Pire, Brendizi, Venedik, Triyeste. 33079 Semplon ekspresi hergün Sirkeciden sant 22 de kalkar ve Avrupadan geleni sant 7,35 te Sirkeciye muvasalal eder, Konvansiyonel 20,30 da k: Edirne postası: Hergün sax! Anadolu Hattı Hergün hâarekel eden şimendilerler: ar, 10,22 de gelir. 8,50 de hareket eder, 19,33 de gelir. Saal $ de Konya, 9 da Ankara, 15,16 de Diyarbakır ve Samısun, 15,30 da Eskişehir, 19,10 da Amkara ekspresi, 20 de Adapazarı. Bu irenlerden saat 9 da harekel eden Ankara muhteliti Pazarlesi, Çarşamba ve Coma günleri Woleb ve Musula kadar MÜNAKASA İLÂNLARI: © İnhisarlar idaresi için 25 safın alınacaktır. Geçen sene bugün ne oldu? seler etmektedir. 250.000 metre düz beyar kanaviçe yarınki cuma gü nü saâğt 9 de idarenin Kabalaştaki levazım ve mübayaal şubesiüde pazarlıkla * İnhisarler idaresini soyan bir şebeke bugün yakalandı. * Halya ile İngiltere arasında vaziyet gene vahimleşti. Sinema ve Tiyatrolar BEYOĞLU Melek # Uyan ve Yaşa İpek ? Mihracenin gözdesi, Hint imezarı Türk : Deli Petro, Lo Bahenero Saray # Mihracenin gördesi, Hint mezarı Sümer # — Şanghay esrari, Namuslu kadın Alkazar * DNenizler devi, Uçun Luı" boy Sakarya * Kırklık kadın, Valı dal. KASI Kurtuluş * — Şeyh Ahmet, Son Rumba #STANBUL Azak : Tehlikeli aşk Alemdar z7 Arşıa mal slan, Namus. Tw kadın Wint » Nevade, Çin, Çin Ferah ? Doktor Şandu, — İstiklâl fedaileri ve keyifli rüya Tiyatrolar: TURAN TIYATROSUNDA ERTUĞRUL SADİ 'TEK TİYATROSU Bu gece “TEKİRDAĞ Halk sinemasında .. SEHZADEBAŞI Halk San'atkârı Naşit ve arkadaşları Miçe Pençef varyetesi GİZLİ MEZAR Komedi 3 perde Dans, Solo, Düet rans Abidin Daver, muharrir la dans musikisi 19,15 Konferans: Ü sile namına: Profesör Şakir Şakar (gür. büz ve sağlam nesil yetiştirmek için hongi yollardan yürümeliyiz.) 19,55 botsa 'ha- berleri 20,60 Necmeddin Rıza ve arkadaş ları tarafından türk musikisi ve halk şar- kıları 2045 hava raporu 20,48 Ömer Rı. a tarafından arabca söylev 21,00 Belma ve arkadaşları tarafından türk musikisi ve hülk şarkıları (saat ayarı) 21445 OR. KESTRA: 1 — Ofenbah: Perikol — Holmes: Takasay Delibes: Mazurka, * Blon: Marş de gnom, 22,15 ajans haberleri 22,30 plâkla solo. lar, öpera ve öperel purçaları 92,50 son haberler, ve ertesi günün programı 23,00 SON. BÜKREŞ: 19,15 Romen havaları 20,30 plâk 21,15 cazband 22,45 kale konser. BUDAPEŞTE: 18,40 örkesira 20415 sigan orkosirası 21,00 temsil 22,55 apera orkestrası 2420 caz plâkları ROMA: 18,15 cazbund 20,30 hufif müzik 23,00 radyo örkestrası ve şarkılar 23,00 konser 24415 carzband. YARŞOVA: 10,15 cazband 21,00 müzik 22445 varıa yete 23,15 radiyo orkestrası