Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
| © o RAAIAN a e A — — — - Ta | ]arlarm—ile ilenciliğin tarihi ve mnevileri Yaktile Ihtiyar kocalarını 15 mecildiye aylıkla kiraya ...... wi ska kollük takarlardı. dağıtan adama evvelâ sağ 'kollarını gösterir, verilen Barayı alır, sonra öteden do aşıp tekrar sokularak başka renk kolluk taşıyan kollarını uzalırlardı İSkatçılar, zengin cenazelerinde kollarına renkleri başka Kalabalığın arasından, para KUK UKKU RAĞURER UĞ aanvee Ü. İA A ?ılmem siz o devirlere yetiştiniz Üyer Bim çocukluğumda İstanbulda Ü Cİlik çok ince bir sanat halini Bi İ$ti. Çeşit çeşit dilenciler - vardı. ah ” halkın insani ve ahlâki his- İunm tahrik ederek, para koparmak “ntütlü türlü usuller kullanıyorlar taj ftitimda kalanlardan bazılarını Yorum: heı- — Mezarlık mezarlık dolaşan, Semtteki cenazelere yetişen mor hlnâr' külağı delik, sanatlarının Na Glen eri insanlardı. e Gi da duyarlardı?. Üsküdarda YapyHa, Erenköyünde ricalden bi- M *Si, Büyükderede Zzengin bir y Voğlu ölse, hemen haber alir- culng , topal, kolsuz, kadın, erkek, dfleu focuk, ihtiyar genç bir sürü l n €. daha tanyeri ağarmadan yo- İKORNlar, Büyükdereye yaya gider * Ds ' . TamRemn —— ; h g Olmuşa bir adam! Ki SErlerdi. : al'leı-, şimendifer vagonları gibi dş Olarak elele tutuşurlar, en öne %kj İ Bözlü geçer, bu katar halin Ha Ürü bir lokomotif gibi çeker, 2 k yere götürürdü. Ü çi Asta, sakat dilenciler.. Bün ikj, cAnların merhametini hasta- Üyile tahrik &ri e çalışırlardı. Duvar :“ uz&ne Sömelerek, yolun orta yeri Mlhge rak, caddenin en işlek bir bik, ye Oturarak, pis çarpuk çüur- ? kışılaları çürümüş — vücutlarının Sek Hüi açarlar, ağlayarak, İnli- « * Yalvararak, sadaka İsterler- —. —| Mayyailüsüsi —dilenciler.. - Bunlar, Ft üğ 1 günlerde, muayyen mahal hıîxw_em““'la.x'dı: Cuma Beyazıt, cu- ;î'üt &e Fatih, pazar Aksaray ve ilâh k “Ğramt dolaşırlar, çalmadık ka- iükma Adık dükkân, tekye, zaviye İAt “lardı. Tokmakladıkları ka- Çh tı'l gğırğâ dilencisi, cumartesi fuka- h Ğ y 'eı—a Ziyaretlerini bildirirler, ade- 1 , 8Sibi sadaka alırlardı. keki d“abakcı zenciler.. Bunlar, ıq:l İ €nciler gibi, el açarak, het i%'lı. 4“;derek sadaka toplamaz- lınn k'aba Ikları parayı hak etmek yt Yi Çalarlar, tuhaf tuhaf şar hi uhla.ı *rlerdi; kaşlarını, gözleri- hi ıt'L'ın â oynta, sarkık dudakları- “îrıü *Yaz dişlerini göstere göste hak Di Maskaralıklar yaparlar. la kabak dingala! th- ç““uk Böbek atarlardı; hanım- 'Tlah"&rı 'an.w pencerelere, beyleri, " qı;üştü ASçıları, uşakları etrafla- %,.ıieı-_ Türler, güldürürler, eğlen- İ huâomaî!lı;îd külâhlarını 'açarak ADİa I. İ _ny;ı;l ekserisi Sudanlı, Zendi İra $ Armı, boyunlarmıma taktık çĞ N sazı çalmakla kaza, Ni h&kı,ehîşlarındakl beyaz külâ- 'ı%!zır Bor N Üzerine tilki kuyruğun :u;ln qug“c takarlar, ayaklarına !l"'k““! l'enı" geçirirler, sırtlarına 'ı-ı&rla_ı. a kli bir hırka - giyerler, ek dr, * Sayfiyelerde böyle dola d, Ak !l.—;nş'— E_:Ç' Zencilerin şairlikleri de 'x’flı—küçük şfendisînden. hanımın- ,na—k avı,, Yinden, damattan baş- fıhy-ahuh' ı:?m. arabacı başının,aş- w'r'“î kadı Anın, harem ağasınım, Kİ| Din, sütninenin, bacinın, İt çeşit dilenme tarzları vardı. | beyitler uydurup, taklidlerini yapar, mahidar lâflar savüurur, bunları, tut turduğu bir havanın mnağmelerine uydurarak okumaya başlardı: Bizim bacı dolma yemez Dingala kabak dingala! Yanmış verir, iyisini yutar Dingala kabak dingala! 5B — Dilencilerin en yüzsüzü, en edebsizi bunlardı. Hepsi aygır gibi güçlü kuvvetli, etli, canlı, sapasağ- lam oldukları hâlde hizmetciliğe, çamaşıra gitmezler, yoldan geçen- leri pis ellerile tutarlardı: — Valde.. Bir sadakacık.. Küçük bey.. Başın için.. Muradın için.. Kü- çük hanım., Allah muradma erdir- sin.. Allah keder vermesin.. Allah kara gözlüne bağışlasm, bir sadaka.. Büyük hanrm; Allah iki cihanda aziz etsin, bir etmek parası himmet et.. bi, vermiyenlere de: — Böyun bosun devrilsin.. Allah belânı versin. Diye beddua ederlerdi. Ğ — Bazı dilenciler şarkı söyliye- rek, gazel, ilâhi okuyarak, yahut (Kısasr Enbiya) dan bir parçayı ahenkle söyliyerek dilenirlerdi. Bun ların ekserisi Medineli Araplardı. İçlerinde hakikaften güzel sesli olan lar da vardı. Mahallenin derin sükü- netini, tiz bir perdeden başladıkları: Benim işim yalap yalap Güzel eyler ulu çalap ilâhisile noktalarlardı. O zaman ka- fesler sürülür, kapılar açılır, güzel sesli dilencilerin çanakları metelik- lerle, kuruşlarla dolardı. Bunların vücutça hiçbir arızaları yoktu. Mahalleden mahalleye dolaş ma faslını bitirdikten sonra, cami avlularında mendil açarlar, ya Ku- randan âyet, süre okurlar, yahut da mukaddes tarih vakalarını nağme- ler uydurarak yüksek sesle anlatır- lardı. T — Dilenciler arasında, her zaman dilenmiyenler de vardı. Bu kısım di- lenciler, yalnız bayramlarda, dini günlerde, mevlüd, Kadir gecelerin- de, büyük camilerde, bir köşeye çeki lerek, top kandilin altına oturarak: — Haçan ki, Yunus aleyhiselâm balıiğın karnında ikameti güzin olur ken.. |-Başlangıcile, etrafına toplanan âskerlere, hamallara, ihtiyarlara vâaâiz ederler, islâm tâarihinden men- kıbeler anlatırlar, sonra mendilleri ni yere sererek sadaka toplarlardı. 8 — BSessiz dilenciler, dilenci sı- nıfı içinde büsbütün başka bir tipti. Temiz, pâk giyinirlerdi. Kendilerini vaktile gün görmüş, fakat sonradan düşmüş İnsanlar gibi — gösterirlerdi. kahvelerde, gazinolarda masa baş- lrama dikilerek, dakikalarca bir söz, tek bir kelime söylemeden du- rurlar, para verirseniz dudaklarını hafif hafif kıpırdatarak işitilmez bir sesle dua ederlerdi. Bir şey verme- diniz mi, tere, kinli, haşin bir bakış la yüzünüze bakarlar, mırıldana mı- rıldana uzaklaşıp giderlerdi. 9 — Keman, mandolin çalarak dilenmek usulünü, ekseriya kör Rum dilencileri, tatbik ederlerdi. Kör yanına çocuğunu, karısını, ya- hüt gündelikle tuttuğu başka bir çocuğu, bir kadını, bir adamı ve eli- ğîn K a heacı kadınm üzerine h veren kadınlar da vardı biriki gazete, kalemi, kibrit, sigâra kâğıdı alarak dilenirler, beş para, ön para değe- rinde - olan bu eşyayı, , şa satmak suretile bir di. Bunlara hiçbir satışa karşılık olmadan para verenler de çoktu. (Şimdi bu usulü küçük kız ve erkek çocukları karamelâ, bisküvi gibi görünerek tatbik ediyorlar). lin Önüne dilenci mani olurlar. Yalancı körün koltu« ne de kemanımı alarak sokak sokak dolaşır; her dükkâna - girer çıkar, meyhanelere uğrar, günün en geçer akçe şarkısını çalar, söyler, dilenir lerdi. Mahalle aralarında ekseriyet le elemli, içli, acıklı havalar çalar- lar, bu suretle halkın merhametini uyandırıp dilenirlerdi. yıllarında bu şekilde dilencilik, so- kak aralarında Beyoğlunun, İstan- bulun en işlek caddelerine kadar çıktı. Bir takım kör Ruslar, borazan keman, kitara, davul çalarak, müş- terek koönser vermek suretlie dile- nirlerdi). (Mütareke 10 — Bazı dilenciler de, ellerine kartpostal, kurşun ç erler- satar 1i — Mektupla dilenenlerin sayısı da epeyce idi. Bunların yüzde sekse. ni taşralridi. Kahvede, kıraathanede sokakta gözlerine kestirdikleri kim- selerin yanına sokularak, ellerinde- ki kâğıdı sunarlar, mahcup ve acık lr bir tavırla yere bakarak beklerlerdi. Mektuplar hep birbiri- cevap ne benzer, “Merhametli efendim!,, diye başlayarak şöylece devam eder di: “Taşradan geldim, bir iş tütama. dım, birkaç param vardı, bitti. Üç | çocuk babasıyım. Karım sefalete da.- yanamadı, öldü. Yetimlerim aç, mer- hametinize iltica ediyorum, bir ek- mek parası lütfedin.,, Mektuplu dilenciler arasında kadınlar da vardı. Bunlar da koca- larının öldüğünden, yahut ayrıldık- larından, yetimlerinden, açlıkların - dan bahsederler, erkek dilenciler- den daha fazla siırnaşırlar.. kilde, karılı, kocalı ve çocuklu dile- nenler de çoktu. Bu şe- 12 — Bazı kenar mahalle kadın- ları: — Her sanat yaşa göredir, dilen- cilik ihtiyarlıkta para getirir. Diyerek süt gibi beyaz sakalı gö- beğine kadar İinen ihtiyar büyük ba- balarmı, pinpon koöcalarımnı, altları - na siyah bir köyun postu mahallenin en işlek bir köşesine, sebilin yanı başına oturturlar, akşa« ma kadar el açmaya mecbur ederler di. sererek Bunlara eski bir kibar hali ver. mek için ırakiyesinin üzerine yeşil bir sarık sararlar, kör zannetsinler diye gözlerine bir gözlük takarlardı. Sakat gözükmek için, sağ koluhnu bir bez parçasile boynuna asarlardı. Bunlar zahmetsiz para toplarlar- dı. Dudakları bile kımıldanmadan, onluklar önlerine yağmur gibi ğardı. Fakat, bunların kazançlarını çekemiyen, vardı: Yü. kıskanan insanlar da Sebil mütevellileri!. Mütevelliler: — Burası şerefli bir yerdir. Sebi- oturtmam! diye Ber- Devamı 15 incide d ll B e — —. Rekeoer Meşhur şampiyon hastalanmıştı. Çağırılan doktor, derecesini almca ü. mitsizce başını sallayıp söylendi: — 40 santigrad 3 diziyem! Hasta bunu duymuştu. sordu: — Peki, dünya rekoru nedir? Nikbinlik — BSen istediğin kadar söylen, ben bu işte çok nikbinim, — Mademki öyle, ne diye böyle dü. şüncelisin ? — Düşünceliyim, çünkü nikbin ol - makta haklı olduğuma emin değilim. â — Şu iskemleyi alacağım. Askın kuvveti mn Efendim, kızmızı seviyorum, (O. nunla evlenmeme müsaadenizi rica e- diyorum, — Karımı gördünüz mü? Bu işe... — Gördüm efendim, onu görmeme rağmen fikrimde ısrâar ediyorum. Çün. kü kızınızı seviyorum. — Üzülmeyin canım. Otel sahibi ol. madan evvel ben de garsondum. — Fakat garson olmadan evvel o. tel sahibiydim. — İtalyan karikatürü — Ev hamnımı Bayan, eski ahçısma tesadüf etmiş. ti, hatırmı sordu: — Nasılsın bakalım ? Yeni yerinden memnun musun? İyi kazanıyor mu - sun? Ahcı kadın içini çekerek cevab ver. di: — Artık kazanmıyorum, bedava ca. İışiyorum. — Neden? — Evlendim. Ev hanımı oldum. Güvelerin talli — AÂnne, ben güvelere. pek acıyo. rum, — Neden yavrum? — Çünkü bütün yaz sıcağını kürk- ler içinde getirdikleri halde kışım ken. dilerine mayolardan başka bir şey bu. lamıyorlar! du: — O ne hal kızım? Çıkar başındaki biçimsiz külâhı! Şaşkınlık İspanyada cumhuriyet - kıt'aların « dan birinde nefer çavuşa: — Kurşun kalmadı. — Bir tek dahi kurşun kalmadı mı? — Evet, bir tane bile yok. — Ya? öyleyse ateşi kesin! Beş yaşındaydı;, o kadar çok sormüuş. tu ki, o akşam babası cevah vermek- ten âciz kaldı ve: — Oğlum, dedi, çok süal söoörme... Bir çocuk bilirim ki, senin gibi çok su. al sorduğu için sual işareti şekline gi- riverdi, : Çocuk sordu: — BSual işareti gibi kıvrılmasını an. ladım ama, noktası boşlukta nasıl du. rıbildi? | : — Amcamın Kurban bayramınıır verdiği davulu patlattım. — Baban döğdü mü? — Hayır. On kuruş verdi. Kömürcünümn karısı Mahallenin kömürcüsü evleniyordu. Sordu: — 'Tebrik ederiz. evleniyormuşsun. Nişanlın sarışın mı, esmer mi? — Esmer efendim. Bizim zenaatta sarışın doğru değil, çok kir tutar. Arasıra .. Kiracı geziyordu. EBv sahibine sor. — Tavan böyle daima akar mı? — Hayır efendim. Yalnız. yağmur yağdığı zaman.., Patron — Daktilom için de bir dak. tilo tutmak lüzımgelecek galiba! - İngiliz karikatürü —