e MEREZR DE e ee e SR Aİ NV AR e e a ei RA UR. «YA, A A Peçeye dâir Peçe ve vin Yazları yazmakla şöhret ka- bir Fransız yazıcısı, pecenin ta. Erehmek istemiş. Fakat beybu- elyş üphaneleri dolaşmış, eski 6. Meat, karıştırmış, hiçbirinde peçeye, hn N Aslına, menşelne dair bir satır Tay amam, i» ©, asırlardanberi kadınla - İking « a, iü Da yi v İN örtiiyor. tabif güzeltikleri, Aliyor, ka, A lar. akşamları sokağa çıktık- tüllerle yüzlerini ör . bütün kadınları pe- "iyi urlardı. Muharrir, peçönin tn ti, araştırırken, eski bir eserde Şu iyoe, tesadüf etmiş, şöyle nak. Ney Bün, Havva anamız, yalniz gez “iğ Mkmıştı. Adem. kendisini, iste çıkmakta, istediği vere gidip b! m serbest bırakmıştı, Bu ftima. İline pek nahalıya mal olabi- âğlına getirmemiş, düşünme. N “eplerini boşatlan af'ye ma. N iğ yoktu. Havva, süslenmek ii < «ng İP yolun kenarındaki güller. rm konca kopararak, saçlarına N SOFRA Time a Magi Dir sofrada yeli ha araçı kaşık, çatal ve biçağı talk, W kullanmak değildir. Ka” "Gol, 8 bir yerde yemek yerken| #Niyap ttalara dikkat edilmelidir. ein oturduğunuz vakit üzün- NV traş, ve Zihni meşgalelerinizi alâ, TA bırakınız. o Sofrada asık Ye bay omurtulu, negesiz bir ada- Miray v9$u diğerlerinin iştins! rte üzerine derhal tesir eder. N Yanı, otrada hoş görünmek isti- Yaz Miebir zaman sofraya aban- ii Yep Dik oturunuz ve ayakları- yilay, "48 olmasma dikkat ediniz. N Otu, 2 Pek yakın na de pek w- Wi ay mamalıdır. "aş, sında 20 santim yy lenmatıdır. âtrip erinizi çok açmayınız. Dir- deyir. Suda yanısık olması lâ- Aug tMAyınIz ki dirseklerin fin nd üzeri değildir. Yemek- ter etlerinizi yanınızdakine ikon, gmeyin Sofra söhbetinize iy skandal, yahud da pek . X ların veri yoktur. Sof NA my kasa da edilmemelidir. Pa Yler yı İArı etlenceli mütenev- siz aAlıdır. Ağzınıza yemek Lİ ku İNİZ zamanlar © ellerini- rm İmEZdar. Onları orada tltragg ER cok dikkat ediniz anlayış yansnlanları can kula iy Z ve g'rasında muhave- k olayı *dlniz. Fiv sahfbeniz bun tey İltagı #128 karşı bir minnettar. KE “ir, Nemnu, » bütün misafirler siz- Myo, Miyetis bahsedecekler- . M aiahyaşilar Ikram edilen ça- atra N veya çorbanın dere- vi onu yl dayının hemen içilmesine m tai F. Fakat onn Üfliye- 4 Mieytbe zap AYaptır. Tatlı bİr ti Yaleyg ni atınız ve biylelik- ney, , Seciriniz. O zamana ap a Yöya çayınız da s0- yeiek ye ka Mal raagilirken © herhanet bir Tek Ala, eMeviniz. Onu savmese- Mage bir parça yeriniz. Ye- & sevdiğiniz yemekler- b man bark bir sev ku'nmıvor - a inaansenmassrnranan den ve perhizde bir H masal avva du Havvanm aşması yoktu Bunun için dere kenarina giderdi. Birgün yine gitti. Suya doğru iğildi. Ne görse be. genirsiniz? Güzel, parlak ve sevimli bir yüz... Daha ziyade iğildi. Derenin kona - rmdaki otların gümüş telleri arkasın. dan çehresinin daha güzel göründü- günü farketti sa mia e ken, yüzüne, bu otlardan kinmediler...,, ADÂBI serlya ev sahibini Eser tabaf”ınıza hindi, tavuk, ya pirzola gibi bir şey konmuşsa ve six de etleri kemiklerden kolaylıkla ayıklayamıyorsanız ayıklayabildi - #iniz ka » İktifa oOediniz. Çatal, bıcak patırdısı çıkartımamağa çali- ginrz. Yemeklerde müzik hos bir sevdir fakat bu ağız şapirtısından hasıl ol- ma bir müzik olmamalıdır. Yemeği- nizi snesiz ve ağzınız kapalı olarak yevlniz. Ağzı yemekle dölü olduğu halda konusmak istiyenler çok fena bi rmanznra arzederirr. Muhatabi- nız yemaği tam ağzıma götürürken vevn bir lokmayı yutmak üzere iken ona sual teyefh etmeyiniz. Du da ne- zaket kridelerine muhaliftir. Yemekte fazin itinslı davrananlar bile arada rırada ufak tefek kazalar veparlar. Meselâ yere catalımızı ve- Ya peçetenizi &fşürmüsseniz lceri bizmetelkız veya usak girinceye kn dar onu verden kaldırmata teşebhüs etmeyiniz. Hizmetçiye osulea yerde- kini almasını söylersiniz. Tabil her seyde olduu gibi bu gibi o şeylerde de kafayı kullanmak lâzımdır. Bfer görün'irlerde hizmetci yoksa ve dü- sürdüğünüzü, kimseyi rahatsız etme- den yerden alnbilirseniz bunu kabil olduğu kadar belli etmeden yapınız. Kibar bir ev ihesl misafirine ay- ni yemekten tekrar ikrem ederken hiçbir zaman “biraz a alır mısi- nız., demez, Sadece alır nız der. Gayri resmi siyafetlerde, davetliler de İki üç kişlden fazla değilse, ayni yemekten bir defa daha alinabilir. Manamafih yemeğin seyrini İşkâl et- tiğini de hatırdan çıkarmamalıdır. İkinci bir ikramı (kabul etmemek kat'iyyen ayıp değildir. Resmi ziyafetlerde avni yemekten Iki defa almak doğru değildir, Böy- le bir ziyafete davetli İseniz ve geç #<itmisseniz o sırada ne yoniyoran on dan başlamalısınız. Ev «shibesinin sizi birinet yeme'rten baslatarak di.| ger misafirlerini bekletmesi doğru | olmaz. Hurafelerin boyunduruğundan kurtulmak için!,, Açık Tilm çeviriyorlar! Gizli stüdyolarda, gizli çevrilen bu açık saçık filmlerin kadın Bir Fransız gazetesinde yördüğü. müz bu yazı, Avrupanın bazı yerlerin- de, bazı sinema şirketlerinin, halka gösterdikleri filmlerden başka, gizli ve s9vk amalörlerine mahsus filmler de yaptıklarım anlatıyor, Gu filmler, kususi olarak gösterilir. mış, Buralara girebilmek güçmüş. İutlaka tanılmış birisi larafından tık. Üm edilmiş olunmak, parolasını bil - mek ldzimmiş... En gizli sinemaların da sermaye » darları, sahne vamıları, yildızları var- mış. Bir Fransız gazetesi, bu yıldız. Lırdan birinin gizli sinema hakkın - daki sx ifiraflarını neşrediyor: “Ben Almanım, daha doğrusu Bav- yeralıyım, Birçok genç kızlar gibi sine. ma yıldızı olmayı tahayyül ediyordum. 18 yaşında ve yalnızdım. Dünyada kimsem yoktu, yalnızdım. Genç bir Rus arkadaşım vardı; Magda... O da, benim gibi ütücülük yapıyor. Au, Fakat, benden on yaş daha büyük. tü, Bir cumartesi günü akşamı, biraz gezmek, eğlenmek istedik. İki genç kız, Berlin gıbi bir yerde eğlenmek İs. terse nereye gider, şüphesiz dansing- lerden birine... Biz de, biraz dolaştık, sonra Fred. rikstrasede (Reis) barma girdik. Bu- rası, Berlinin en kibar yerlerinden bi. ridir. Sonra, bir de hususiyeti vardır: masa'arm hepsinin üstünde bir tele. fon Aleti bulunur. Masada oturanlar hisibirterisle telefanla kı tar. nışırlar, dans ederler, eğleni ler. Va. sıtaya, prezanfaya hacet kalmaz. Buraya, açıkçası bir (sevda acen- tesi) demek daha doğrudur. Çünkü, (Reis) m müşterilerinden dörtte Üçü macera arıvan delikanlılardan, kızlar. &en ibarettir. “Tali'niz varsa hemen angeje olahilirsi'niz, Geceyarısı otuz kadın ve erkek kal- mıştı. Birdenbire masamızdaki telefon zili çalmaya başladı, Bizimle görüş - mek istiyorlardı. Bütün bunlar, benim için yeni ve eğlenceli şeylerdi. Geceyarısı, gitmeye hazırlanırken telefon zili yeniden çalmaya başladı. Mayda, ayağa kalkmıştı. Şapkasını düzeltiyordu. Reseptörü aldım: — Siz, güzel sarışın... Ah! Siz misi. niz matmazel?.. Pek âlâ... Yarın sa - bah, saat on birde Gumma sinema gir. keti sahne vazımı te'efonla lütfen ara- yınız Taliiniz varsa hemen angaje o . anabilirsiniz. Hayretle sordum: — Nasıl? Nasıl? Kim 6? Siz, siz kim siniz... Yabancı cevab vermedi, telefonu ka- padı. Magda, birdenbire çıldırdığıma hük. metmişti. Hayretle yüzüme bakıyor - du, Santrala sordum. Fakat, bana te lefon edenin kim olduğunu anlıyama - dım. 18 yaşında olduğumu söy'emiştim Çok, pek çok güzeldim. Boylu boslu, erkekleri çileden çıkaracak iri, bay. gn gözlerim vardı, Fakat, o vakte ka- dar bir erkeğe gönül vermemiştim Elime bir erkek eli dokunmamısti. Güzeldim, bunu biliyordum. Fakat bir sahne vazımn bunu söylemesi bü- yük bir geydi. Ertesi gün sast onda Gamma stud. yosuna telefon ettim. Sahne yazını İs- tedim. Kısa bir intizardan sonra: — Allo, siz misiniz matmazel? Bu aksam saat yediyle sekiz arasmda Fre- drik soka*mdaki yazıhaneme gelir mi. siniz? İsiniz inin uzun uzun görüşürüz. Bu sözleri biraz âmirane söylemiş Pr j lerimi ve telefonu kapamıştı. Fakat, bana ka- naat gelmişti. Muayyen saatte studyo. ya gittim. Tecıübe filmi — Gamma studyosu? Sağdaki mer- diven, beşinci kat... Asansörden çıkınca, büyük bir ka . pının kenarında pöriak bir levha gözlü- me çarptı. Hayretle okudum; Gamma stwlyosu; tenasili ve ma. razi tetkikler sinema şirketi, Bundan bir şey anlıyamadım. Tena- süli, marazi kelimeleri benim için bis. bütün yabancıydı, Ne demek olduğunu bilmiyordum. Yazıhaneden içeri girin- ee bir levha gördüm: Almanyayı hurafelerin boyunduru. Şundan kurtarmak istiyoruz. Bir kadın beni karşıladı. Ve: — Biliyorum, dedi, Mösyö İştayner sizi bekliyor. Beş dakika sonra gayet gık bir yazı- hanede bulunuyordum. Otuz yaşlarım. da kadar yakısıklı bir adam beni ka- bul etti ve gülerek: — Doktor Hans Ştayner.. Dedi, Sadasını derhal tanıdım, Tele. fonla görüştüğüm adam... — Evet, benim... Lütfen oturunuz, sıkılmayınız. Her şeyden evvel söyle- yiniz bana... Siz kimsiniz? Ne işle mesmlaliniiz?.. Bir siçara İçer misi. niz? Bir viski, vahut da bir koktevi?. Sanki hipnotizme olmuştum. Viski- — sıkılma, 80- yun » diyordu « i düşün ki biz fi m- bir maksatla ha- ——— zriyoruz anlatıyor ? zi insani yi yudum yudum içiyordum. Biraz kı, zarırak, kekeliyerek kimsesiz oldüğür mu, ütücülük yaptığımı anlattım. / Maksadımız İnsaniyete h zmettir! Doktor Iştayner, uzun müddet beni süzdükten sonra: — Doğru, dedi. Bu, size lâyık bir iğ değil Size açıkça söylüyorum. Çehre. niz çok fotojenik. Dün akşam barda sizi bana gösteren operatörüm de bu fikirde... — Yıldız olabileceğimi zannediyor musunuz? — Bin fotojenik kadmdan ancak bi- risi yıldız olabilir. Yalnız çalışmak, sebat etmek lâzım. Bana tesadüf etti. ğiniz için doğrusu taliiniz varmış. Bu sözleri büyük bir dikkatle dinli- yordum, İştayner bir sigara yaktı: — Kapıdaki levhayı okudunuz, de- gil mi? — Evet. — Biz, burada muhtelif şekillerde çalışırız. Gamma şirketi iki türlü film çıkarır: Bir kısmı umuma mahsustur. Bütün dünya sinemalarında gösterilir. Amtistlerimizin beynelmilel göhretleri vardır, Bir kısmı da insan! bir mak - satla yapılan filmlerdir. Bunlarda, si. zin gibi gehç kızlar kullanırız. Mk - sadımız, yeni yıldızlar yetiştirmektir. Map Devamı 15 incide