İ —ar ÇUT Ne MA SaARAA K A | Bir mecmua Ve bir yazı Y KNİ çıkmağa başlıyan Modern Ni Türkiye Mocmuası'nı gördü. b Z.. Kırkını geçirmiş kimselere ı»lm" ederim: onu açar açmaz genç- tatlı tatlı hatırlamak zevkini Yacaklardır. Yirmi yıldan fazla za. "ııı% beri İstanbul'da böyle bir re. Kiye Tacemua çıkmamışt. Modem Tür- keke Mcomuası, yirmi yıldan berimem. lk timizde mecmuacılık ve mabaacı- Üa gayretleri kah bile Boğ YIp her şeye yeniden başlımış. takdire lâyık bir himmt!... htüçlere, bilhassa mektebliler de Vaiye ederim: eskiden, yani atin Delar kabul edilmeden, yeni naki. mımlhhnıdın bizde ne çegit mecnua dığını öğrenirler. Mamafi bir iki, nihayet üç sayıs bu ,:W görmeğe kâfidir. Yani yıkm. %"M_aı Türkiye Mecmuası'nn, a- daki “modern,. sıfatma daha lafık t, daha gençleşip daha güz!. Aüesini temenni edoriz. İlânlarnı | Wf“mnx zaman: “Memleket tir Stemua daha, kazanıyor,, diye sevn- ;:“x: Küzelleşip zenginleşmesi le | bir daha sevindireceğini ümid ce. ı.:."mlıum bu ilk sayısında ky h Yami Safa “Modern Türk kızı"nan iyor. Daha doğrusu, bir 3x1 ::".'ln!n mukaddimesi oldufunua. Yerdiği bu küçük makale'> ızı biç zihniyet ve hareke. ini %:: tasvib cetmediğini bilâtrlor. Öz için: “.. hakikatte ne motrrn * he Türktür ne de kızdır., diyo ğ: Peyami Safa'nın böğle şiditle " tö malküm ettiği kız, acebma- Bir Şeydir. Kendisi göyle anlator: ;.:tmılırdı ökçelerini takmta | ta, kollarını sallaya salya, :'"lı'eyu'ukbirodıilcynmen N_'Gplmîı tesadüf etmişizdir;a . trende, tramvayda, otokte, duyurmak istediği yüksebir N kardeşine veya erkek arkaşı- Vi bll' Maç an'atırken, münâakaşğlan. $i kla ales sasemame İHarla h” Otu hepimiz görmüşüzdü; we *At bu kusurlar - birer kur i. bey g'#llrmuı icabı şeylerdir. ten *Yami Safa da onları böylecna. fayı Kalmıyor; daha sarih bir sette Ö ıddi'd—iyun *... bir sürü yeni iolo, ü ları: Feminizm, sosyaliznko. Wnıu_ı Kız veya kadım değlir, Snei, erkekle bir. olmak iddimı, BU güzel kalitelerini inkârlti. ı,,_ T Suursuzluk derecesine taştıış- hîî'“ll!ımı.yı kommünismayrbir ı_,_' bırakalım; fakat bay Pemi —llı' feminismayı da, erkekle biol. e Arzu veya iddiasmı da onlar a. bay Kâtıyor. O zaman düşünüyoz: v._h:mmı Safa'nın böyle giddle Kapı, SELİZİ yalnız “yırtık edalı, &z âı;n" eden” kızlar değil, kadm a Hbi Olduğu esaretten kurtulm Blepaf, Ondan kurtulduklarına sevin t Plardır. Bugünkü Türk kı İiş “Minist olmasma hacet bile ye Fahı, Sünkü Türkiye'de kadımla erk kadınm kocasına itaafe mı "ln:eu Bibi bazı farklar İstisna e | Şoförler Belediye cemiyeti ile elele mi hareket etti ? Belediyeye çürük verdiklerini Cemiyetin ikin arabaların listesini ispat edene ci reisi otomo- billerinden birini bağışlayor Ölomobil sahipleri ve şoförler muhiti heyecan verici bir haberin dedikodisile çalkanmaktadır. Şoförler cemiyeli idare heyeti itham mahiyetinde olan bu keye- eanlt habere bir de iddia karışlığından et. rafındaki alâta da o nisbelte artmaktadır. Mesele şudur: Otomobil sahipleri ve şo, förler cemiyelinin Eminönü Halkerinde apılan köngresinde azadan birisi ortaya şöyle bir iddia atmıştır: “— Cemiyet idare heyeti taksi mahalle. rini gezerek seyriselere verilmek üzere bir liste hazırladı. Bu listeye dahil olan araba lar muayenelerde kazanamadı. Halbuki © zaman, belki şeralti haiz olmayan bu tak. siler, biraz masraf ve himmetle Iyi bir şek le sokulabilir ve kazanabilirlerdi. İşte heyecan uyandıran iddia kendi ce- miyellerinin belediye ile elele vererek kendi unsurlarının aleyhine yürümesi key fiyetldir. Şoförler eemiyeli İkinci reisi bu iddiayı şiddetle reddederek sırf esnafa bir yardım olsun diye taksi mahallerini gezdiklerini halbuki böyle bir dedikodu çıkması üze. rine Beyoğlu tarafını gezmiyerek işi yarı tıklarımı söylemiştir. Fakat diğer a sahibi cemiyet binasında bizzat birinci reisle ikinci reisin kendisi. ne böyle bir tasavvurları olduğunu söyli yerek hazırlanan çürük otomobiller liste. sini kendisine gösterdiklerini ve fakal bunu seyriselere vermeklen sarfı nazar ettiklerini de ilâve ettiğini söylemiştir. Şimdi bu Iddla karşısında otomobileiler cemiyeti ikinci relsi Sadık eğer iddia is. bat edebilirse otomobillerinden birini Is. bat edene veneceğini bütün esnaf önünde vandetmiştir. Meselenin ne netlceye vara, cağı pek merak edilmektedir. Şoförler cemiyeti 'e heyeti gelecek halta yenilenecektir. seçimi Posta vapurlarımız Pireye uğrayacak Yen'den ve bu sefer İngiltereye on vapur sp Denizbank umum müdürü Ziya Ön iş dün İzmirden şehrimize gelmiştir. Umuüm müdür garzetecilere şunları söylemiştir: — İstanbuldakt totkiklerimizi sürat da Armala anlsanaalem —ar— bulunan umum müdür muavi miştir. Diğer muavin Tahir Kevkep ge birkaç güne kadar gelecektir. Bir muavinliğe de Hamdi Emin getiril.- miştir. Gelan mütehassıslarla birlikte İs- tanbul tersanesinin kurulması işin! diğer vapurlarımızın inşasını tetkik edecek mümessillerle temasta bulu. nacağız, Türk vapurlarının dost ve mittefik Yunanistanın büyük Hmanı Türkiyen'n büyük şehirleri hakkında malümat istiyorlar İngiliz sefaretl Ticaret odasına bir mektupla müracantta bulunarak Türkiyenin büyük şehirleri hakkın, da coğrafi, iktısadi ve içtimal ba. kemdan malümat istemiştir. Sefaret bu malümatın fatenmesine sebep ola rak şunu güstermektedir *İngiliz çocukları dost ve yon! Türkiyeye karşı büyük bir alâka göstermektedirler. Bu meyanda Bir mingham bollejlerinden biri de ta, 'm,,l* Müsavfdir. Bay Peyami Se Y ç Hzinm kendisine verilen hak' ga ifelerle iftihar etmesine de | Tüep HİYor? Öyle ise “hakiki moda iZinın. vasıflarını,, anlataci ç GEN merakla bekliyeceğiz, Mer- b.: Onun sokakta peçeli do- *Za' Mutfak ocağı veya gerf "*ı,. Gdüran dünkü kızdan ne fs1 Jebeleri nrasından modern Türkiye- nin büyük şehirleri hakkında bir an ket açmıştır. Kollej talebolori de bize müracaat ederek malâmat İsti, yorlar. Bu hususta İngiliz çocukla. rina yardım edilmesin! temenni! ede. ngiliz çocuklar - P ariş edilecek Pireye uğramalarına karar miştir. Ayın onunda idare meelimisimizin toplantısında bulunmak Üzere tek. rar Ankaraya gideceğim.,, Almanvada danlra . indirilem y yeni vapurumuzun kazanları konul. maktadır. Bu vapurlar yaza doğru Timanımıza geleceklerdir. On ay zar fında on ikli vapur tamamen gelmiş bulunacaktır. Verilen haberlere göre yeniden on vapur daha inşası katl surette karar laşmıştır. Bo vapurların İngiliz tez- güâhlarına ısmarlanacağı söylenmek. tedir. İstanbul tersanesinde İlk ola- rak besor bin tonluk İki vapur ya, pılacaktır, Zeylinyağı fabrika- ları hakkında bir karar Ankara, 2 (A.A.) — İktisat Vekile- tinden tebliğ olunmuştur: 935 ve 936 yıllarında zeytin mah- sulünün azlığından dolayı zeytanyağı fobrikalarından bir kısmının noksan çalıştığı ve bir kısmının da hiç çalış- madığı anlaşılmış ve bu fabrikaların mahsul azlığı dolayıs'yle yukarıda ya- zilr yıllarda çalışmamaları müzbir - bir sebep olarak kabul edilmiş olduğun- dan zeytinyağı fabrikalarının muafiyet ruhsatnameleri sınıflarının bu yüzden tenzil ve yahut ruhsatnamelerinin ip- tol edilmemesi takarrür etm'ştir. riz.,, 'Ticaret odası şimdi hazırlamaktadır. veril. bu maltmatı Ü âjn,ıî;ı | Divriki Demir madeni Bu sene içinde işletilmiye başlayor Cevher, tasliyeye ihtiyaç göstermiyecek kadar temizdir Etibank dünyanın en zengin de. mir madeni olan ve yeni keşfedilen “Divriki,, demir madoninin işletil. mesi için lâzım gelen tesisatı vücuda getirmekle meşgul bulunmaktadır. Bu tesisat çok yakın bir zamanda ikmal edilerek Türk demiri, dahili piyasaya olduğu gibi, dünya pazar. larına da bu sene içinde çıkarılmış bulunacaktır. Bu mâaâdenin dömir yolundan ha. val hatla mesafesi ancak yedi yüz metredir. Son istikşafında on beş milyon ton demiri havi bulunduğu anlaşıl, mıştır. Fakat bu Jatikşaf yalnız cov- horin dağmn üstünde ve kabuk şek. Hinde görülen kısma alttir. Damarın dağ altındaki kısmı hakkında henüz tetkikatta bulunulmamıştır. Çünkü moemleketimizde ilk demir ve çelik fabrikası Karabükte kurulduktan sonra bu fabrika memleket ihtiyacı- na göre sene de 800,00z ton istih, lâk edocektir. Şu vaziyete nazaran yalnız bu yatağfın serveti memleke- timizin 80,40 senelik ihtiyacını kar şılayacak kadardır. Fakat bu demir madeninden ihracat da yapılması takarrlir etmiştir. Yüzde 65 demiri Ihtiva eden bu esevher © kadar temizdir ki hiçbir taefiye tesisatına lüzum — gösterme- den ihraç edilebilecektir. Bir sene içinde Kaç gazete ve kitap çıktı Maarif Vekâleti basma yazı ve der- leme dir ğü her altı ayda bir hazırlanan Türkiye bibliyoğrafyası, mın 027 sanasinin iklaci nüshasını da çıkarmıştır. & Bibliyoğrafyaya nazaran 937 sene sinde memleketimizde 3203 kitap neşredilmiş ve 340 dergi yeniden çıkarılmış veya neşrine devam edil miştir. Geçen sono neşredielen gaze teler adedi 253 dür. Geçen sene çıkarılan — kitapların dokuzu umumlyat, ikisi genel ansik lopediler, dördü felsefe, beşi pslko- Toji, beşi ahlâk, yirmisi din sahasın da yazılmıştır. İçtimat ilimler saha sında yazılan eserlerin mecmuu do, kuz yüz kadardır. Bir sene içinde memleketimizde tiyatroya ait 9 eser çıkmış, fakat $i. ire &it 49, eser meydana çıkarılmış. tır. Türk dili üzerinden neşredilen ki, tapların mecmun on tanedir. Ayrıca Türk edebiyatı üzerinda de iki eser neşredilmiştir. Memleketimiz hakkında nesrolu « nan eserlerin yekünm ise 11 dir. Fatihin yarı kadastrosu yapıldı Kadastro müdürlüğü Fatih kazası kadastrosunun en mühim kısmını ikmal etmiştir. İdare dünden itiba. ren Fatih kazasının da en geniş mın takası olan Kirmastı mahallesi ka, dastrosunu ele almıştır. Buradaki emlükin tahririne 4 nisandan İtiba, ren buşlanacaktır. ee a L A A İÇERDE: * ON beş gündenberi Aydın Halkevin, *"&ı'ı. ? kestirmek haylı müşkülee- Tp kı':"' üstünlüğünü kabul en * Hayır, 6o dünün kızr. Nurullah ATAÇ nbıılıı so! cenat 'mlğ_tm,tenk" 3 (A.LA.) — Zabıta ar k_t olan komploya akamete ğ- "n.q' kilayet edecek miktarda n- Sahip olan sol- cenalı partri Nhiy Ki tenk'i tedbirlerini teri - ş::" kadar 33 kişi tevkif edilş- kişi de nezaret altına alıış- de dovam elmekte olan zeytincilik kurs. karı bitmiş ve kurslara iştirak edenlerden yirmi yedi kişi usta ve on iki kişi çırak ehliyetnamesi almışlır. * AYDIN şehri içme suyu — tesisatının yapılmasına başlanmıştır. Tesisatın sekiz ay sonra biteceği tahmin olunmaktadır. * BİR müddettenberi rahatsız bulunan Tstanbul kumandanı general Halis iyileş. miş, dün valiyi ziyaret etmiştir. * BELEDİYE va mahalli idareler elinde bulunan iskelelerden geçen kasaplık hay. vanlardan alınan müruriye resminin in, dirildiğine dair Vekiller Heyeti kararı dün vilâyete tehliğ edilmiştir. * DÜN gümrükte yeniden alınacak dak. #ilolar için imlihan yapılmışlır. İmlibana otuz kişi girmiştir. TERD l * DANG haslalığı yüzünden Mısır liman larına karşı konulan tedbirler — kaldırıl, mışlır. * BEYOĞLU 29 uncu İlk mektepteki fa, kir çocuklar menfaatine bu ayın on ikinci eumartesi günü gecesi Garden barda bir danslı çay verileceklir. * DENİZBANK'a bağlı gemi kurlarma Şirkeli müdürlüğüne evvelce şirket ldare meclisi azasından Etem İzzet, idare mec. lisi relsliğine de amiral Vasıf tayin edil, mişlerdir. * DERİ fabrikatörleri dün Ticaret oda. sında İktisat Vekâleti müfettişlerinin de iştiraklle bir toplanlı yapmışlardır. * BU ay içinde üç büyük transatlantik ——— ——— —0 ile şehrimize bine yakın seyyah gelecek, lir. * AKSARAY'da Horhor eaddesinde ke. resteci dükkönmın karşısındaki iki eski dükkânı tutuşturmak isterken — yakalanan Ahmet dün dördüncü İstintak hakimliğin €e tevkif olunmuştur. * MARSİLYAYA kaçan katil Thsanın ladesi hakkındaki evrak Hariciye Vekâle, tine gönderilmiştir. * İKTISAT Vekili Şakir Kesebir tedavi edilmekte olan oğlunu görmek üzere dün akşam Almanyaya gilmiştir. * YUMURTALARIMIZ için Avusturya hükümetince ayrılan kontenjanın mifddeti mart sonuna kadar uzalılmıştır. * HOLANDA ve Danimarka önümürdeki sene memleketimizden mübim — miktarda şarap satın alacaklardım. Mücrim ana ÜNKÜ gazeleler yazdılar: 16 yaşın da Hatice isimli bir zavallı mini mini yavrusunu Süleymaniyede bir koana ğın kapısına birakmış, onun alındığını uzaklan görünce orladan kuydolmuş. Şim, di mahkemede bu suçunun hesabını veri. yor. Bu hadise bugünkü — gazetelerde upyandırmaklarn uzak kalmamışlır. 'Tanda Sabiha Zekeriya şöyle yazıyor: Bartınlı Haticenin kara toprağın üstüm de, mavi göğün kubhesi altında hiç kim. sesi yuklur. Gürlerden bir gün evli, boş çocuklu bir adam karşısına çıkıyor, onu kandırıyor, 16 yaşında olmasına rağmen altıncı çocuğuna ana olmak felâkelini bu mini mini çocuğa yüklüyor, Hatice, ânla. şıldığına göre, kocusının ortağının 1 altında çocuğunu sokağa — biraktı adaletin eline düşüyor. Dokuz günlük lo, husa, sarı benizli, kansız dudakları, t bacaklarile hakimin önünde bir cürmün hesabını veriyor- Hakimin, çocuğunu Da- rülâcezeye niçin vermedin, sunline — ver, diği cevap, halli ieap eden içlimal bir me- selenin bir kör düğümüdür. — Aklıma gelmedi. Gelse de orası ana, h çocukları almıyor. Çocuğunu sokağa alan ana mücrimdir. kanun cÜürmünün cezası olarak onu tevkif ediyorın “Hatice bakimin karşısına gelinceya kadar bir vakalar silsilesi var, üzerinde duralım. 16 yaşında bir çocuğu aldatmak da bir cürümdür. Evli, beş çocuklu, Hallceyi ni kâhlaması imkâni olmayan bir adam, bu Cürmü işler, onu cemiyet örllerinin mah. küm ettiği metres hayatı yaşamaya sevk ederse, kanunen cexzası yok mudür? Var, sa, onu da suçlu sandalyesiüde görelim. Eğer yoksa, bukukçuları, kanun yapanla. rı düşündürecek bir mesele değil midir? Darülâceze analı çocukları almaz. Bu sebeple sık sık sokağa birakılmış yavru. ları, Türktür, müslümandır diye güğüs. lerine yapıştırılmış bir yafta ile, bokçinla polisin, ba müesseseye taşıdığını görürüz. Netice itibarile yine bu müesseseye gide, cek olduktan sonra, yavruyu sokağa, ana. yı hakim karşısına çıkmaya mabküm eden bir memnuniyet kaldırmak duha mantıki, bir hareket değil midir? Darülâceze - ka, pılarını anali çocüklara açar, bü anneleri gocuklarına faydalı olmenk şekilde kullan mayı istihdaf ederse, bu cürümlerin de önüne goçilmiş olur. Bartınlı Haticeyi hakimin önüne gelin- ceye kadar takip eden bu vakalar silsilesi ölçülürse, Haticenin günahını derece de, rece bunlara da taksim edebiliriz. Ve bu adalete daha uygun gelmez mi?,, akis CUMHURIYET"' de Ne ana, neana? YNI hodise “Camhuriyet., de M, Turhan Tamı da alâkadar etmişlir. Onun da bu facla karşısında hisleri gale. yana gelmişlir. Fakat bakınız nasıl? Yeni bir tefrikası çıkacağı saman men. sap bulunduğu — gazetenin — ilânlarında *Edip.. olduğa da ileri sürülen bu zal eve velâ bir ayı hikâyesi anlatıyor. “Adımlarını keklik izinde yürüyormuş, casına avct ahengile,, alan — bir arkadağı Yalovada diğer iki avcı Ve beraber biz ayı vuruyor- M. Tarhan Tan "iHikâyenin bura va kadar olan kısmında biür fev. idelik olmadığını,, kemali ehemmiyelle kaydet. tikten sonra şöyle devam ediyor: *Fakat Sabri bu basit hadiseye bakınız nasıl şiir katıoyr: Ayı vuruldü ya. Avcılar nişancılık zev, kinin İlk neşesini henüz gözlerinde yaşa. tırlarken inden maktulün eşi fırlıyor. Ya, nında da üç mini mini yavru. Dağlı ve dört ayaklı mahlüklar içinde zekâslle seç. kinleşen ayıların tehlike deminde duygu, ları bilhassa keskinleştiğinden bu dişi hay van da heyecan içindeymiş. Lâkin telâş halinde olmayıp istiraplı bir çırpınış şek. Hnde. Elli altmış adım ilerideki cenazeye baktığı yok. Böâtün emeli yavrularını teh; Tikeli mıntakadan uzaklaştırmağa, ormanın kuytu bir yerine kaçırmağa münhasır, Bu. mun için vücudunu yavrularile avcılar ara sında siper yapıyor ve elile onları . şüphe yok ki incitmeden « pataklayarak koştur, mağa savaşıyor.., hisse, pi çıkarıyar. M. Turhan Tan netlcede şu “Kıssadan hisse,, yi çıkarıyor: Dünkü Cumhuriyette de şöyle bir fıkra vardı: On altı yaşında bayan Hatlce bir delikanlıya gönül veriyor, onunla birlikte yaşıyor ve ana oluyor, Fakat bir doğum evinde dünyaya getirdiği yavruyu ©0 o, den çıkar çıkmaz götürüyor, ıssız bir sa- kağa birakıyor, Bir bizim aver arkadaşın anlallığı sah, neye, bir de şu vakaya bakınca ana şefka. ü denilen şeyin , seyrek de olsa - İnsan — (lâkjen sayjayı çevirimz) -