Bir sabah bir telgraf getirdiler. An. nem ağlamaya başladı. Bir saat sonra ikimiz de hareket ettik. Yaralılarla ve askerlerle hımca hınç dolu bir trende bir gün ve bir gece yolculuk ettik. Sonra, bir otomobil, karla örtülü, yı- kılmış ağaçlar ve evlerle dolu yollar. dan bizi bir yerlere götürdü. Ve niha. yet bu korkunç yolculuktan sonra, ar. tık ayakta duramıyacak bir hâle gel diğim ve gözlerimizde akıtacak bir tek damla gözyaşı kalmadığı zaman, bizi gığlık ve iniltilerle dolu, eter ve hum- ma kokan bir koğuşa ittiler. Bir ya- tağm üzerinde, ölü babam yatıyordu. İki gün evvel bir obüs, bacağını ko. parmıştı. Doktor, ilâç, bulâsa hiçbir gey bulunmadığı için, bu imdad posta. sında ölüp gitmişti. Annem düşecek gibi sendeliyordu. Ben de onun etekliklerine yapışıyor . dum. Henüz on yaşımda değildim. Ta- Himi ktskanan kadın, herhalde hayata böyle başlamamıştır. Bu tren, bir film trenine, bir senar- yo dekoruna benziyor. Biraz hitanüni. yetle, burada, bir dramın bütür atmos. ferini, muhayyilesini bulmak kabildir. Yandaki kabinede, büyük yıldız her halde tuvaletini ikmal etmektedir. Bü. tün tren onu düşünüyor, herkes, on i- ki saattenberi doğan bir ihtiras, kıs - kançlık, perestiş ve gurur bağlarıyla ona bağlıdır. Dört gün için Marlen Ditrihle beraber ayni yerde bulunan, bir gün evvel bu trene binmek taliine uğrıyanların hepsini heyecan içinde bı. rakıyor. Kendi dairesinde hümmalı bir faa. l yetle çalışan berber, müşterilerinden herbirisine, yıldızım trendeki hayatın. dan bahsediyor ve onların hayret dolu nidalarını kompreslerle ağızlarına tr- kıyor. Metr d'Otel, bir istasyonda alelâce- le satınaldığı çiçekleri masaya yerleş. tiriyor, Vagonumuzun kontrolörü zen. ci, koridorda büyük bir gurur ve aza. metle duruyor. Arizonalı genç karı ko- ©a da, hep suvarelik elbiseleriyle, bü- yük bir heyecan içinde meşhur ve meş. uma kadınm içeriye girmesini bekliyor. lar, Yalnız, müşterek vagonun bir kö. gesinde oturan kırmızı mantolu meç- hul kadın, bu karşılaşmanın taham - mülsüz olduğunu düşünüyor. Bölmenin arkasında keskin bir kah. kaha duyuyorum, Bana öyle geliyor ki, bu kahkaha, gürültülere rağmen, bu trende bulunan, dinliyen ve ne beklediklerini pek de bilmiyen herke. sin kalbine işlemiştir. Dünden itibaren Nevyork eyaletini, Pansilvanyayı, Ohyoyu katederek bizi Kaliforniyaya götüren tren, İndyana. dan çıkarak, İllimuaya, Şikagoya giri- yor. Şikagoda Burada dört saat beklemek lâzım - dır. Hoş bir ilkbahar havası var. Şika. göonun bütün satıcı kızları dudakları. na boya sürerek mağazalarından çıkı. yor ve uzun boylu, alaycı delikanlıla- rın kollarına giriyorlar, İçlerinden hiç birisi, onlar gibi uzun boylu bir deli. kanlınım koluna girmiş olan bu kahve rengi elbiseli ince kadını tanımıyor ve ona bakmayı bile aklından geçirmiyor. Marlen büyük bir neşe içinde bana şöyle diyor: — Uzun zaman var ki, kendimi bu kadar hür hissetmedim. Senelerden - beri ilk defadır bir gehirde meçhul, yabancı bir kadım gibi dolaşıyorum. Sokaklarda serseriyane dolaşmak, bir vitrin önünde durmak, iri bir ekmek parçasının içinde sıcak sucuklar ala. bilmek, ve bütün bunları yaparken ta. kip edilmekten, fotoğrafçıların hücum- larma maruz kalmaktan korkmamak eldden hoşuma ridivor. Zevk ve sevin- cimden sarhoş bir haldeyim. Düşfüntn ki Amerikada ve bilhassa Holivudda, nazarı dikkati celbetme - den bir tek adım atamıyorum, Avru. Marlen Ditrih'in tali- ine kin besliyen kadın pada daha fena. Bu yaz Salzburgda otelim muhasara edilmişti. Venedik . te, benden imza istiyen ve mantomdan çeken coşkun bir kalabalık tarafın- dan koğalanarak dar sokaklarda ko- şuyordum. Bir ikindi üzeri Tintaretto sörgisine girmek suretiyle kaçmaya muvaffak oldum. Duhuliye onliretti, perestişkârlarım kapıda kaldılar, Ser. gide hemen hemen ziyaretçi yoktu, sa. raym serin salonları tatlı bir ışıkla doluydu. Bir köşeye oturdum, Üç sa. at orada kalarak inziva, istirahat ve sükünu doya doya tattım. Hattâ öy- le zannediyorum ki, biraz uyukladım. Tintoretto beni affetsin. Yürüyordu. Şikagonun kalbi olan “Sloop" a dönüyorduk. Marlen'in söz- lerinden, biraz endişeye düşmüştüm. — Sizin hakikaten, bu kaldırım üze. rinde, ckmek parçası içinde sıcak Bu. cuk yemeye mi niyetiniz var7 Ateş ve heyecanı birdenbire kesil. miş olduğu halde durdu. Hiç ses çı - karmadan, görünüşte iyi bir lokanta- am üzerindeki ismi gösterdim. — "“Eski Haydelberg,,. Alman bira. hanesi. Kendinizi orada muhakkak ki iyi hissedeceksiniz. Bu, tam manasiyle bir Alman lo. kantasıydı. Burada matruş kafalarla, yağlı ve semiz enselerden, ince altm gözlüklerden, yüksek, kolalı yakalar. dan başka bir şey görünmüyordu. He- nüz masa başma oturmuş, henüz ye- mekleri ısmarlamıştı ki, parmakları arasındaki Ren şarabıyla dolu barda. Rın içinde, memleket semasınm ziya aksini bulmuş gibi, tekrar yüksek sea. le, hulyalara daldı. Bu sabah her şey ona tatlı bir he. yecan veriyordu. Biraz Tevvel - satıcı kızlar arasında, onların taliini kıs - kanryordu. Şimdi, mazinin dekarü i - çinde, hazin maziyi yadediyordu: — Babam Rus hududunda öldükten sonra, ben ve annem Vaymarı terkede. rek akrabalarımızın bulundukları Ber. line gidiyoruz. Sefalet ve ıstırap dolu Üç sene geçiyor, Artık ekmek yok, hiç bir gey yok. Şöyle böyle gıda alan yal. nız siperlerdeki askerlerdir; ve bun - lar, mezunen — gelirlerken, ailelerine konserveler getiriyorlar. Sonra müta. reke ve ihtilâl vukubuluyor. Kurfurs. tendam'da patlryan mitralyözler evi . mizden duyuluyor. Dehşet içinde ka. lan annem, beni tekrar, siyasi keşme- keşlere sahne olmıyan Vaymara götü- rüyor. Berline, ancak birkaç sene son. ra dönüyoruz. Çocukluğum nerede ? Bütün bunların içinde, tatlı hatıra. larla dolu olan, masum, mes'ut ve a. dma çocukluk denilen devre nerede? Çiçeklerle dolu bir evde bir anne kah- kahasının, Avrupa üzerinde bir ilkba- harım ne olduğunu bilmiyorum. Hul. ya perilerimin gözleri, ağlamaktan dalma kıpkırmızıydı, peri padigahla . rımm oğulları ise sakallı, hümmalı gözlü ve demir miğferliydi. Hassasi . yet ve istidadın uyandığı, insanın ©- kumağa, sevmeye başladığı tatlı ve a- teşli günlerin hatırası olarak korkunç ve siyah uçurumdan başka bir şeyim yok. Ancak küçük ve yaslı bir krız, son. ra da zayıf ve muztarip bir genç kız olduğumu hatırlıyorum. Mozinin bana yegfne hediyesi, Madlayn van Loş'un çehresindeki . Marlen Ditrih'in yüzü. nün göhretini temin eden - muztarip ve elemli nişaneyi ehediyyen brrak - miış olmasıdır. Tebessilmlimiin esra . rengiz ve dokunaklı olugu, belki de, yirmi yaşımda gülmeyi öğrendiğim . den ileri geliyor. Eğer mes'ut bir ço. cuk, her arzusu yerine gelmiş bir genç kız olsaydım, bugün sadece, dolgun yanaklı, tok gülüşlü Vaymarlı bir burjuva olurdum. Marelnin mi, yoksa Madlayn'nm mı mukadderatmı - tercih ettiğimi iso bilmiyorum... (Devamı var) Aydında Köylüye 3 milyon lira Dağılıldı. İlk bahar ekimi için de tedbirler alınıyor Aydın (Hususi) — Aydın Ziraat bankası çiftçilere tohumluk vesair ih- tiyaçlarını karşılamak üzere 3 milyon Hra yardımda bulunmuştur. Bu yılki yardım, geçen yıllardan çok - fazladır. Bu paranın yarısından fazlası ziraf kredi kooperatifleri ortaklarına, kala- nıda kooperatife girmemiş müstahsille re dağıtılmıştır . Banka, kredi açarak para dağıtırken en ziyade müstahsilin hakiki ihtiyacı- nı dikkate almaktadır. Bu itiborla kredinin yükselmesi ziraat — sahasının genişöiğine bir delil sayılabilir, Banka Sonteşrin ve ilkkânun ayla- rında da kredi dağıtmakta devam et- miştir. Önümüzdeki ilkbaharda başla- yacak olan ziral faaliyet için de şimdi. den tedbirler alınmıstır. Arıcıık için Trakyadan dört genç Peşleye gönderilecek Edirne (Hususi) — 'Trakya genç nalbant ustalarının ikinci devre kursu da açıldı. Kursu tamamlayan — bizinci devre mezunları köylerinin fenni nal- bant ustası oldu ve bu hareket köylü- leri sevindirdi. Arıcılık kursu da ilk olarak Tekir- dağ vilâyetinde başlıyor. Kongre kara- rile ilk baharda dört genç arı ustası dört ay kurs görmek üÜzere Peştenin meşhur orı çiftlklerine gönderilecek- tir. Boluda köycülük kongresi toplandı * Bolu, (Hususi) — Umumi — mecls salonunda vilâyetin köycülük kongre- Si açılmıştır. Köngreye “kaza kayma- kamları ve iye müdürleri, daire mü- dürleri ve içtima halinde bulunan umu- mi meclis azaları iştirak etmişlerdir. Kongre übay ve parti başkanı Sölim Gündoğanın reisliğiyle açılmıştır. Kongre beş gün devam edecektir. Geçen yılda toplanan bu koöngrenin ver. diği kararlara göre bir yıl içinde yapı- lan işler hakkında her kaza kaymakamı ve nahiye müdürleri raporlarını okuya- caklarndır. Gelecek yıl içinde yapılacak işlerin çalışmalarına at raporlar tan- zim ve mahalli işlerden vilâyet bütçe- sini alâkadar edecek olanlar görüşüle- cek, umum! meclisten temenni edile- cektir. Bu toplantı muhitte iyi bir alâ. ka ile karşılanmıştır. Yurddan Küçük Haberler * Geçen iki yıl içinde Trakyada mu- zır hayvanlara karşı açılan mücadele neticesinde 9559 domuz, 557 kurt, 17 porsuk, 10 kirpi, 11 yaban kedisi, 44 gakal, 907 tilki, 6650 karga ve 28481 karga yumurtası öldürülmüş ve imha edilmiştir . * Bursa Belediyesi, kuruluş tarihin- den bu zamana kadar cereyam eden ha- diseleri ve belediye teşkilâtının geçir. diği istihaleleri ve cıki reis ve azala- rın isimlerile yaptıkları hizmetleri top layarak bir kitap şeklinde bastırmağa karec vermiştir. * Akçeşehirde müthiş bir fırtma ol- müş, birçok meyveli ve meyvesiz ağaç köklerinden sökülmüş, bir ev yıkılmış, bazı evlerin de çatıları uçmuştur. * İzmir muallimleri aralarında bir yardım sandığı teşkil etmişlerdir. Bu sandık, evlenenlere, hastalananlara ve diğer icap eden vaziyetlerde meslek- taşlara yardım edecektir. * İnhisarlar Mdaresi İzmirde Bayrak hda modern bir şarap fabrikası kurma o karar vermiştir. Yakında inşaata baslanacaktır . * İzmirde Cumaovası nahiyesinde bir tarlada define mevcut bulunduğu ihbar edilmiş ve yaprlan araştırma ne- ticesinde ancak 24 altın lira bulunmuş tur. Sivas mektubu Orta Anadolunun “Heybeliada,,sı ! Kaylih'sar, güzel havasi, nefis suları V© fevkalâee mavzarasile bir sanaltoryomlaf merkezi olabilir Yeşilliklere bürünmlüş olan Sivas, (Husus!) — Bu mektubumla Haber okuyucularıma vilâyetimin * gü- zel ve tarihi bir kazası olan Kaylihisar"ı tarıttmak istiyorum. Kaylihisar, etrafı çam ormanlariyle çevrilmiş bir kaza merkezidir. Havası ve bilhassa suyu pek nelistir, Etrafında çamlarla çevrilmiş mütcaddit yayla- lar vardır. Keltik ırmağı kaza hudutları - içinde Si kilometrelik bir mesafdde uzan- maktadır. Umumi rüfusu 23576 dır, İki bin ki- lometre murobaa: mesahei sathiyesinde bulunan kaza mıntakasında 76 köy var- dır. Bu arazinin üçte ök'sini fundalık ve ormanlıklar teşkil etmektedir. Kaza merkezinde S10 ev ve 2500 nüfus var- dır. Imar işleri ve. yo'lar Kaza merkezini dört taraitan civar katabalaar bağlıyom şoselerin miktarı 115 kilometredir. Bu yollar üzerinde bulunan Kelkit ırmağına iki yeni beton köprü kurulması kararlaşmıştır. Yollar oldukça düzgündür. 'Tamirot işleri her sene muntazaman başarılmaktadır. Kasabada yeni bir hü- kümet konağı yapılmaktadır. Kaylihisara uzaktan bir bakış.. Kültür vaziyeti Kasabada beş sentilı bir ilk vardır. Fakot bu mektebin binası £ müsait olduğundan tahsil çağında lunana bütün kasaba çocuklarımı İ! alamamaktadır. Köylerin bir kısı üçer sınıflı mektepler vardır, d ğer yf mında da mektep binaları yıpılmık"”' Şimdilik kazanın en mühim ihti mektep binalarımadır. Istihsal vaziyeti Köylerde umumiyetle köye kantmi tatbik edilmekte ve bilhassa sağlık f leri üzerinde sıkı bir çalrhma göze maktadır . Kasabada ve köylerinde her türlü meyvâ bol olarak yet şmektedir, ( bakım usülleri pek iptidaf bir gel olduğu için bu bol mahsülden lâyıliii” istifade edilmemektedir. — Kasa” bilhasa armudu meşhurdur ve her de büyük bir rağbet görmektedir. BT eX r v0öe va PAb mafte « de tanmmıştır. Havasının ve suyunun fevhudehş muhitin güzel manzaraları ve çamm manlariyle çevrilmiş olması burad* sanatoryom kurulmasına çok müt2) Buraya orta Anadolunun “Heybt da,, &1 denilse hiç te mübalâğa edili” mi gşolur. Yalnız burcla denz y7 gümlüş kıvrımlrla parlıyan ırmak dır « Konyada bir kız iki bin liraya ! Fuzuli düğün masrafları yapanlar ve imatf nDikâhile ikinci defa evlenenler de var»* Konya (Hususi) — Meni israfat kanunu varken, buradaki düğünlerde bâlâ füzuli masraflar yapıldığı görülü- yor ve işitil yor, Düğünlerde ©on beş, yirmi arabanın ardı ardına sıralanarak cadde sokak gelin olayını dolaştırdık- ları sık tık göze çarpan tezahürlerden dir. Diğer taraftan ikinci defaf evlenen- Jer bulunduğu da söyleniyor. Medeni kanunun çerçevesi dışında, mahalle nikâhı ile evlendikleri anlaşılan bu geri düşünceliler tokibe — uğradıklarında “metresimidir veya metreciyim,, diye- rek işin içinden sıyrılıyorlarmış. Konyada belli başlı bir a'le kızı al- mak için, iki bin lirayı gözden çıkar- mak lâzımdır. Çok maddi düşünen ba- zıları: — Hiç olmazsa benim yaptıklarımın toktıklarımın yarısını yapabilmeli ki bir şey anlaşılsın.. demektedirler.. Küllür park Şehrin doğusuna düşen Z'ndankale harabelerinin bulunduğu sahada, bazı arsalar da istimlâk edilerek bir Kültür park vücuda getirilecek.. Bunun için şimdiden hazırlıkloc yapılıyor. Kültür parkı T. S. kurumu wilâyet ve beledi- yen'n para yardım'le vücuda getirile- cek'er. Park dört beş sene sonra şehir halkınm sosyal, kültürel ihtiyaçlarını karşılayacak surette vasıtakxcı Ve satı ihtiva etmiş bulunacaktır. ; Konyanın böyle bir pek ihtöyacı vardır. Kültürpark ın!" yanın eski ve tarihi âbidaleri y ;d' Cumhuriyetin güzel, manalı ve d€ bir eseri olarak yükselecektir. Bu yeni eser aynı zamanda K”Ş nın yeni çehresinde ilk ve “”w tını da çizm'ş olacaktır. Parkın ,ı/ masına mevsim müsaade eder © 4 hemen başlamacaktır. Münevverltf ) gençler, L1 yeni eserin biran cuda getirilmesini diliyorlar « p Trakyada Yeni köprüler V€ yollar yapılıy0of 4 Edirne, (Hususi) — Trakyo j tün yolları yapılmakta, köprü VE ,J fezleri de onarılmaktadır. Asfalt üzerinde onarılan eski köpxülu:;;dl ka diğer yollarda da büyük yapılmaktadır. . Büyük Kovak köprüsü de b*% Havza ile Uzuköprü arasında ia$ makta olan betonarme köprün“n”' sına hararetle devam olunmak'â' P" Bu köprüye “Kâzım Dirtik,. KÖ denilmesi vilâyetçe hruloştmw,l' , ber alınzaıştır, Z| P7 KEZTERSEİIT -C—--——r Dazarı FEYLETELEEİTRERLE LELELDE SEZEZ ZEF M —- a ..