venin — es — 1935 Tino Ros a ü buna 5 kadar şey- de, hangisinin yalan oldu- Ü: tatlı bakaşlı delikanlı rg ne Sün 30 Yaşındadır. Hakiki | İni İ€ kalmıştı * ayl e Imiştır, hı N Yy “dan bahsederken bakr- haydi, Beni hiç üzmez da öyledir. > Gok merakı vardı, Bir AĞI Ne lamiya başladı, dışarı fır di aga bir lokma Bundan çok istifade me My İ Yerine mej ktebin | Me 3. hakikate uymıyan © aa âciz kalır, Pek Südedir. ta, tin; » Fakat, yaşlı tey- hay iki © esguldü. Ailesi b Kar, KN alar, at e böyle söyler, Fakat, PoS hikâyesini de an- n al kesip kızartmak “Pihiyordu, Kendi; Naş yen ağlıyordu. iii birisi, NS Pine, Mesİ ricasmda Yazılmiştır ki, insan han- doğr, ba ha Vücutlu, esmer renkli, day, yi le Korsika adasında doğ Vie ve ine diye hitab etti. * Tinoda çalışmak | | ğa geye, a vayy ui, Mir hiç bensemezdi. Ga- va, an Tino, cidden uslu bir e DİR. Çocuğunun, ta. horosun kesileceğini Ça kim k iç i ii çin çok müşkülât çek. AS, Çok yumuşak yi. Ni re kken; güzel, tatlı da İey'i talabelerden k Bta etti, Sos 0 gece ma Bir gece meh- Yalnız, arkada. Önra niçin Eri verlimiştir ? HABER — ER Akşam postan nn postası EİNEN'AR TN “Çok sevgili,, si'ye tapınan kadınlar sayılamıyacak kadar çok Buna rağmen o şöyle diyor: Şarkı söylerken hiç bir kadını düşünmem; hiç bir kadının hayalini göz önüne getirmem! iki gözü kör bir # genç hiz birgün Ti- # noya şöyle dedi ; Sesiniz bana deri- terimi unulluruyoı; bana jotoğrafınızı veriniz. Gerçi onu göremiyeceğim, fa- Rat ellerimle ohkşa- yacağım. HARE Ene sadadamanaıan garaz taşi gın sevdiği kız değil, mektebin bü- tün talebeleri, beyaz gecelik gömlek- leriyle pencerelere üşlüştüler. Tino, her fırsat düştükçe şarkı söy lüyordu. Bülbül gibi şakrıyor, alkış. lanıyordu. Ağ jeksiyondaki büyük otel- lerin önünde, kırda, her yerde parasız konserler veriyordu. Tino, Fransada iki sene askerlik Yaptı. Bu sırada gönlünü birine kap- tırdı ve Inkisarı hayale uğradı. Arası- ra yüzünde görülen yeis in bun- dan kalma old söyliyenler var. TTino, aske bitirdiği sıralarda Lüi isminde bir şarkıcı ile tanıştı. İş- te, kendisini teselli eden, ona cesaret veren odur. Aralarında o vakit başlı. yan dostluk ve samimiyet hâlâ de - vam etmektedir. n Tinonun meneceri, hu- susi kâtibi ve samimi dostudur. Bir dakika ayrı bulunmazlar. “Bir Korsikalı yüreği ne iyiliği, ne de (enalığı unutur, derle Tino, Lut ile beraber silyaya, sonra Bordoya, daha sohrâ 'Tuluza giderek sarkı söyledi. Nihayet Parise geldi. Gazino dö Par! müdürü ile bir mukavele imzaladı, öknksdeRN eker eeei ee İL EEE eğ Lİ | Tino, hayatınm bu devresinden bahısolunduğunu istemez; Çünkü bir yp Marsilyada, çok sikinti çekmiş, ir lokantada tabak yıkamaya mec « ie kalmı Fakat, patron bir gün sonra kendisini kapı dışarı etmişti, Diyor k “Ba: bu aw düşünüyo- Tum, sonra, Odeon tiyatrosundaki alkışları hatırlıyorum, Hayatın cilve. lerine şaşıyorum. Tiyatrodan çıktık» tan sonra, beni Kapı dışarı eden - kantaya gitmek, bir şey içmek arsu- sunu hissettim, Bu suretle önden in- tikam olmak, “işte, senin işe yaramas diye kapı dışarı ettiğin adam Denim: Tino Rossi,, demek istiyordum. Fa- kat kapıdan içeri girince eski patro- num koğlu, ellerime sarılarak beni tebrik öimeye başladı: Ve fırsahı ka- günleri çırmak istemedim, sesimi çkarma- dım.,, 'Tinonün ilk çevirdi film, Mari nelladır, Bu filmde bir ressam rolü yapıyordu. Studyonun hususi hayatt kendisini pek sıkıyordu. Acemilik hissediyor - du. (Giteralarm sesi) filmini çevirir. ken çok erkinti çekti. Bu filmin mevzuunu belki hatırlar. sınız, Büyüleyici bir kadının peşin » den Parise gelen Korsikalı bir balık- çmm macerası... Senaryonun kusur - larmı (Tino) nun şarkıları örttü, Tino, yine sahneye döndü. İngilte. rede, Amerikada Müzikhollerde şarkı söyledi. Büyük bir şöhret, büyük bir Servet kazandı. Fransaya geldi, Afri- keya gitti, Cezairde dolaştı, ora aha- zel bir memleket, diyordu, Helo Oran şehri... Ahalisinin göster- hiç unutamıyacı «- diğim şarlaları, hep bir a- ", aynen tekrar ediyorlardı. İlk 1938 senesinin o baş tuvaletleri | .$ tuvaletleri iki ayrı istikamet takip ediyor. Bunlardan biri sonbahanda ortaya çıkan ve günden güne yapılmakta olan ksa ve aşığı doğru inen kıvrıklar, Diğeri ise enseden başlıyarak yanlardan yukarı doğru çı- kan bukleler.. Bunlardan bazıları tam tepede tıpkı bir taç gibi tanzim ediliyor ve pek güzel yor. Yukarıdan aşağı doğru inen kıvrım« lar dalgâk olmıyan saçlar ile perma- rant saçlar için pek elverişli... Bunları maşalarla yapmak pek kolay,. “Sadece saçların uçlarının enseye doğru bir de- fa kıvrılmış olması kâfi, Kıvrımlar en fazla ensede, yanlarda ve alnım hemen üstündedir. Başın di. ğer tarafında sadece, iki, üç dalga var Uçları yukarı doğru olan kıvrımları yapmak daha zor. Bunları meydana g&- tirmek için saçın bigodilere iyi sarılmış J olması lâzım, bu kıvrımların bazısını yas | w yapıyorlar. En fazla revaçta olan ise i yavarlak kıvrımlar. En son baş tuva- letlerinde alın tamamiyle açık. Bazan —————— önceleri buna biraz banım sukılda. Far kat, sonra, bunun bana Karşı büyük bir teveccüh olduğunu anladım...,, Tinonun muvaffakıyetleri, bir gok kimselerin hasedini uyandırdı, Hak- kında neler uydurmadılar, neler Söy- lemediler? Hattâ, bir gözünün takma olduğunu bile iddia ettiler, Kendisini gören güzel yıldızlardan birisi, gözü- nün hakikaten camdan ol lup olmadığı» ni sordu, Tino şapkasını ,cıkardı, ve! — Bakınız, matmazel, dedi. Çekin- meyinis, gi parmaklarımzla dohu- nabilirsini Tinoya on beşinci Lui gibi “çok sev- gili, ismi verilmiştir. Kendisine, ta- pan kadınların sayısı çoktur, Her gün yüzlerce aşk ve takdir mektubu alır, — Bunlara ayrı ayrı cevab verme- Ye çalışıyorum. Fakat, imkân yok, İstiyenlere fotoğrafımı gönderiyorum. Fakat bunlar 6 kadar çok hi... Takdirkârlârı, ellerinde birer fotoğ- Taf, imzalattırmak için tiyatronun ka- pısında saatlerce beklerler, “— Besi kapıda bekliyenler ara- sında gençler, ihtiyarlar, güzeller, çir- kinler, sevimli ve sevimsiz olanlar çoktur... Ben, hepsini memnun etmek isler, örzulatım yerine getiririm. Ba- san saatlaron kapının önünde fotoğ- raf imzalarım.,, * Diyor ve sonra ilâve ediyor: — Fakat, şarkı söylerken hiç bir adını düşünmem, hiçbir kadının ha- yalini gözönüne getirmem... 'Tino, Dovilde, Güneş barında bulu- nuyordu. Yanına bir yabancı yaklaş- ta ve: “— Mösyö, dedi, Kızım âmadır. En büyük arzusu sizin radyoda şarkı söy- Lediğinizi işitmektir. Kendisi aşağıda oturuyor. Sizin burada olduğunuzu haber almış. Yanına gelmenizi rica © diyor...., Tino kalktı, genç âmanm yanma gitti. Konuşmaya başladı. Genç kız büyük bir sevinçle soruyordu. — Hakikaten siz misiniz?... Sesiniz beni teselli ediyor. Onunla dertlerimi unutuyorum. Bana bir foloğrafınız verir misiniz? Gerçi onu göremiyece- ğim, fakat, elimle okşıyacağım... Tino, zavallı kör kizm yanmdan ay- rüldığt zaman ağlıyordu. yüze sert ve gergin bir'ifade vermemek için şakakların üzerlerine doğru bir iki dilim çekiyorlar, Bazıları, aşağı doğru inen krerrmla. rın, uzun saç modasını getireceğini, söy Tüyorlar Ksa saç taraftarları biç üzülmesinler. Şimdilik; baş tuvaletlerinde böyle bir ih- timal yok, Bu kıvrımların yapılabilme. si için saçın her zamankinden uzun Gl masına ihtiyaç yok. Hattâ bazılarında daha kasa saç bile lâzım. İşte buradaki resimlerde görülen şekli verebilmek için saçları evvelâ kuvaförde alıştırmak lâzımdır. Saçlar kovaförde bir kaç kere bu şe- kilde kıvrıldıktan sonra bozulan kıy» rımları evde düzeltmek kolayla: Bu mevsim, en fazla pe: lan mevsimdir. Fakat di permanantlardan a: bir kısmının güzel yapılmış olduğu görü- lür. Acaba kabahat sadece ber ? Buna bayır hevabını veri yanlar isterlerse anan tar seferinde de iktedikl min edebilirler. i gibi.olmasını te Saçın çok kuru veya çok yağlı, yahut ta kepekli olması permananta tesir e- der. Permaânant yaptıracakların bunla ra dikkat etmeleri lâzımdır, Bugün Avrupanm bir çok meşhür tuvalet salonları,permanamttan evvel bir kaç gün saçı terbiye etmekte, ondan sonra permanant makinesinin altına sokmaktadır. En yola gelmez saçlar bu terbiye ameliyesinden sonra inatılmıya cak kadar güzel oluyorlar, Bazı kadınlar permananttan korku « yorlar. Bunlar da saç köklerinin yandı» ğma dair bir kanaat vardır. Halbuki permanant, saç için kat'iyyen - zararlı değildir. Meraklı bayanlar bunun için emin olabilirler. Permanant saçı yak» mak suretiyle değil, buharlamak suretile kıvarır. ei Hattâ işin daha garibi bir çok saç- ların permananttan sonta daha - gürleş- tiği ve güzelleştiği görülmüştür . Petmanant gitgide tekâmlll ediyor. Bugün malçinesiz ve elektriksiz perma- nant yapılıyor .Bu yepyeni usulle meye dana gelen. dalgalar “ve kıvrımlarda sun'ilikten zerre kadar eser yok. Bu yeni usulün bir iyiliği de beyaz saçla - ru sararmak tehlikesine maruz kalma» dan mükemmelen kıvırılabilmeleridir Saçların dişler gibi kendilerine has hıfrıssıhhası vardır ki baş tuvaletlerinin. cazip olmasını istiyen bayanlar buna riayet etmelidirler. Saç çok yağlı ve kepekli ise bundan korunmak çareleri bulunmalıdır. Çok kuru saçlara bir canlılık vermek için onları pormadlamak ve parlatmak icap 10,5 an 17,84 r , me sn ea 1 bada Jr yan va ama ke skaa yp