31 Ocak 1938 Tarihli Haber Gazetesi Sayfa 7

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

gea NU İKİNCİKÂNUN — 1938 — HABER — AKşam postamn o ——— ——— FİREXA / ©na niçin “Çok sevgili ,, iIsmi verilmiştir ? Tino Rossi'ye tapınan kadınlar Rosal'n!n hayatmını yaz- 10 kadar kolay bir şey de- © buna dair o kadar şey- ı_'?- hakikate uymıyan o y ağllmıştır ki, insan han- Yina, . *“ngisinin yalan oldu- ıqğ;;îî ciz kalır. ö üVücutIu. esmer renkli, " fatlı bakışlı delikanlı- k sadedir. t, Bugüîe _Korsika adasında doğ Ronatanti -39 yaşındadır. Hakiki bi 33—de0endı?' Fakat, yaşlı tey- İsmi " Tino diye hitab etti. a ticaöyle kalmıştır. kııahahkîîtie Meşguldü. Ailesi . M | !::î:n, îğ: deyür, no da çalışmak | Ş (v deiyorg dan bahsederken bakı- Saki d&şlen-”e © Aaluyd / B 2 f hiç benzemezdi. Ga- u. Beni hiç üzmez- .nala Di ü d böyle söyler, Fakat, M Halâu'â T"ıno_ cidden uslu bir M bîr a U.Yîedîr. 'lış Ü h Oros hikâyesini de an- N R Oş ânır. CÇocuğ Eye iğunun, ta - | Nh ıdi_ oîOk Merakı vardı., Bir kq' d Tino Dhsu kesip kızartmak f “!lı' hlan; Orosun kesileceğini Bibi iYa başladı, dışarı fir İti Tuyordu. Kendisini Yada ç:)k müşkülât çek. he £ Müteni #özma bir. lokma Hh adiyen ağlıyordu, " Sok yumuşak yü- Ş çoıî:ğken. güzel, tatlı an çok istif Arı.rada—“!lannîlan l leyiş talebelerden İŞti. 'Bir gece meh- 1 yerine mektebin aı:îly €mesi ricasmda ıdi ki Ettl. Sı.“.S O gece r * Yalnız, arkada- BERESESEESELLEĞÜTESETSETEREEETELETEDERMNTESTUTUTTLELEDNE BELELELELELELELE L DT L EER İ LT TTTT birisi, | getirmemi! iki gözü kör bir | genç kız bir gün Ti- noya şöyle dedi ; Sesiniz bana deri- lerimi unulluruyor; bana foloğrafınızı veriniz. Gerçi onu göremiyeceğim, fa- kat etlerimle okşa- CI yacağım. b bikrbkki SAKSRAEA GEDESAR SS ae SeSeLEEceee '::'.:ğ: şinim sevdiği kız değil, mektebin bü- tün talebeleri, beyaz gecelik gömlek- leriyle pencerelere üşüştüler. Tino, her fırsat düştükçe şarkı söy lüyordu. Bülbül gibi şakrıyor, alkış- lanıyordu. Ajaksiyondaki büyük otel- lerin önünde, kırda, her yerde parasız konserler veriyordu. Tino, Fransada iki sene askerlik yaptı. Bu sırada gönlünü birine kap- tırdı ve inkisarı hayale uğradı. Arası- ra yüzünde görülen yeis izlerinin bun- dan kalma olduğunu söyliyenler var. Tino, askerliğini bitirdiği sıralarda Lüi isminde bir şarkıcı ile tanıştı. İş- te, kendisini teselli eden, ona cesaret veren odur. Aralarında o vakit başlı- yan dostluk ve samimiyet hâlâ de - vam etmektedir. Lui, bugün Tinonun meneceri, hu- susi kâtibi ve samimi dostudur. Bir dakika ayrı bulunmazlar. “Bir Korsikalı yüreği ne iyiliği, ne de fenalığı unutur, derler. Doğru... Tino, Lui ile beraber ilk evvel Mar- silyaya, sonra Bördoya, daha sonrâ Tuluza giderek garkı söyledi. Nihayet Parise geldi. Gazino dö Pari müdürü ile bir mukavele imzaladı. kalelakaalelekeke LT İ TTTİLİL ITT acak kadar çok Buna rağmen o şöyle diyor.: Şarkı söylerken hiç bir kadını düşünmem; hiç bir kadının hayalini g Tino, bahsolunduğunu istemez, Çünkü bir aralık Marsilyada, çok sıkıntı çekmiş, bir lokantada tabak yıkamaya mec - bur kalmıştı. Fakat, patron bir gün sonra kendisini kapı dışâart etmişti. Diyor ki: “Bazan bu acı günleri düşünüyo- rum. Âz sonra, Odeon tiyatrosundaki talkışları hatırlıyorum. Hayatın cilve- lerine şaşıyorum. Tiyatrodan çıktık- fan sonra, beni kapı dışarı eden 10- kantaya gitmek, bir şey içmek arzu- sunu hissettim. Bu suretle öndan in- tikam almak, “işte, senin işe yarama: diye kapı dışarı ettiğin adam benim: Tino Rossi,, demek istiyordum. Fa- kat kapıdan içeri girince eski patro- num koştu, ellerime sarılarak — beni tebrik etmeye başladı. Ve firsati ka- çırmak istemedim, sesimi çıkarma- dım.,, Tinonun ilk çevirdiği film, Mari- nelladır. Bu filmde bir ressam volü yapryordu. Studyonun hususi hayatı kendisini pek sıkıyordu. Acemilik hissediyor - du. (Gitaraların sesi) filmini çevirir- ken çok sıkımtı çekti. Bu filmin mevzuunu belki hatırlar- sınız. Büyüleyici bir kadının peşin - den Parise gelen Korsikalı bir balık- çınm macerası,,, Senaryonun kusur - larmı (Tino) nun şarkıları örttü. Tino, yine sahneye döndü. İngilte- rede, Amerikada Müzikhollerde şarkı söyledi. Büyük bir şöhret, büyük bir servet kazandı. Fransaya geldi, Afri- kaya gitti, Cezairde dolaştı, ora aha- lisini de sesiyle teshir etti. Cezairden avdetinde: — Ne güzel bir memleket, diyordu. Hele Oran şehri... Ahalisinin göster- diği hüsnükabulü hiç unutamıyaca - ğım. Söylediğim şarkıları, hep bir a- Jızdan, aynen tekrar ediyorlardı. İlk 1 h Öz önüne doğru inen kıvrıklar. Diğeri ise enseden hayatının bu devresinden | — ye çalışıyorum. Fakat, imkâmı yok. 1Ş tuvaletleri iki ayrı istikamet takip ediyor. Bunlardan biri sonbaharda ortaya çıkan ve günden güne yapılmakta olan kısa ve aşağı başlıyarak yanlardan yukarı doğru çı- kan bükleler.. Bunlardan bazıları tam tepede tıpkı bir taç gibi tanzim ediliyor ve pek güzel duruyor. Yukarıdan aşağı doğru inen kıvrım- lar dalgalr olmıyan saçlar ile perma- nant saçlar için pek elverişli... Bunları maşalarla yapmak pek kolay.. Sadece saçların uçlarının enseye doğru bir de- fa kıvrılmış olması kâfi, Kıvrımlar en fazla ensede, yanlarda ve alnın hemen üstündedir. Başın di- ğer tarafında sadece, iki, üç dalga var. Uçları yukarı doğru olan kıvrımları yapmak daha zor. Bunları meydana ge- tirmek için saçın bigodilere iyi sarılmış olması lâzım, bu kıvrımların bazısını yas sr yapıyorlar. En fazla revaçta olan ise yuvarlak kıvrımlar. En son baş tuva- letlerinde alın tamamiyle açık, Bazan önceleri buna biraz . canım sıkıldı. Fa> kat, sonra, bunun bana karşı büyük bir tevcecüh. olduğunu anladım...,, Tinonun muvaffakıyetleri, bir çok kimselerin hasedini uyandırdı, Hak- kında neler uydurmadılar, neler SöÖy- lemediler? Hattâ, bir gözünün takma olduğunu bile iddia ettiler. Kendisini gören güzel yıldızlardan birisi, gözü- nün hakikaten camdan olup olmadığı- nı sordu. Tino şapkasını ,cıkardı, ve: — Bahkınız, matmazel, dedi. Çekin- Meyiniz, güzel parmaklarınızla doku- nabilirsiniz... Tinoya on beşinci Lui gibi “çok sev- gili,, ismi verilmiştir. Kendisine, ta- pan kadınlarım sayısı çoktur. Her gün yüzlerce aşk ve takdir mektubu alır, — Bunlara ayrı ayrı cevab verme- İstiyenlere fotoğrafımı gönderiyorum. Fakat,bunlar o kadar çok ki... Takdirkârları, ellerinde birer fotoğ- raf, imzalattırmak için tiyatronun ka- pısında saatlerce beklerler. “— Beni kapıda' bekliyenler ara- sında gençler, ihtiyarlüar, güzeller, çir- kinler, sevimli ve sevimsiğ olanlar çoktur... Ben, hepsini memnun etmek ister, arzularını yerine getiririm. Ba- Ban saatlarca kapının önünde fotoğ- raf imzalarım.,, Diyor ve sonra ilâve ediyor: — Fakat, şarkı söylerken hiç bir kadını düşünmem, hiçbir kadının ha- yalini gözönüne getirmem... Tino, Dovilde, Güneş barmda bulu- nuyordu. Yanına bir yabancı yaklaş- tı, ve: “— Mösyö, dedi. Kızım âmadır. En büyük arzusu sizin radyoda şarkı söy- lediğinizi işitmektir. Kendisi aşağıda oturuyor. Sizin burada olduğunuzu haber almış. Yanına gelmenizi rica e- 1938 senesinin baş tuvaletleri yüze sert ve gergin bir İfade vermemek için şakakların üzerlerine doğru bir iki dilim çekiyorlar. Bazıları, aşağı doğru inen kıvrımla: rm, uzun saç modasını getireceğini, söy lüyorlar. Ksa saç taraftarları hiç üzülmesinler, Şimdilik baş tuvaletlerinde böyle bir ih- timal yok. Bu kıvrımların yapılabilme- si için saçın her zamankinden uzun öl- masına ihtiyaç yok. Hattâ bazılarında daha kısa saç bile lâzım, İşte buradaki resimlerde görülen şekli verebilmek için saçları evvelâ kuvaförde alıştırmak lâzımdır. Saçlar kovaförde bir kaç kere bu şe- kilde kıvrıldıktan sonra bozulan kıy- rımları evde düzeltmek kolaylaşır. Bu mevsim, en fazla permanant yapı- - lan mevsimdir. Fakat dikkat edilirse bu permanantlardan ancak mahdut bir kısmının güzel yapılmış olduğu görü- lür. Acaba kabahat sadece berberde mi- dir? Buna hayır hevabını vereleğiz. Ba yanlar isterlerse permanantlarının her seferinde de istedikleri gibi-olmasını te-. — min edebilirler, Saçın çok kuru veya çok yağlı, yahut ta kepekli olması permananta tesir &- der. Permanant yaptıracakların bunla- ra dikkat etmeleri lâzımdır, Bugün Avrupanımn bir çok meşhür tuvalet salonları,permananttan evvel bir kaç gün saçı terbiye etmekte, ondan sonra permanant makinesinin altına sokmaktadır. En yola gelmez saçlar bu terbiye ameliyesinden sonra inahılmıya cak kadar güzel oluyorlar. 1 Bazı kadınlar permananttan korküu - yorlar. Bunlar da saç köklerinin yandı- ğına dair bir kanaat vardır. Halbuki permanant, saç için kat'iyyen zararlı değildir. Meraklı bayanlar bunün içitn emin olabilirler. Permanant saçı yak- mak suretiyle değil, buharlamak suretile kıvırır. etlr, Hattâ işin daha garibi bir çok saç- ların permananttan sonra daha - gürleş- tiği ve güzelleştiği görülmüştür . ! Permanant gitgide tekâmül ediyor. Bugün makinesiz ve elektriksiz perma- nant yapılryor «Bu yepyeni uüsulle meye dana gelen- dalgalar -ve kıvrımlarda sun'ilikten zerre kadar eser yok.. Bu yeni usulün bir iyiliği de beyaz saçla - ru sararmak tehlikesine maruz kalma- dan mükemmelen kıvırılabilmeleridir ; Saçların dişler gibi kendilerine ha& hrfzıssihhası vardır ki baş tuvaletlerinin cazip olmasını istiyen bayanlar bunı riayet etmelidirler. , Saç çok yağlı ve kepekli ise bundan korunmak çareleri bulunmalıdır. Çok kuru saçlara bir canlılık vermek için onları pomadlamal: ve parlatmak icap eder, diyor...,, Tino kalktı, genç âmanın yanma gitti. Konuşmaya başladı. Genç kız büyük bir sevinçle soruyordu. — Hakikaten siz misiniz?... Sesiniz beni teselli ediyor. Onunla dertlerimi unutuyorum. Bana bir fotoğrafınızı verir misiniz? Gerçi onu göremiyece- ğim, fakat, elimle okşıyacağım... Tino, zavallı kör kızın yanından ây- | rıldığı zaman ağlıyordu. ! ve diger Zührevi hastalıklar birinci sınıf mutahassığı y Babuall cad. Vilyet konağı İlerisi Tayyara Cemtyali karşın. N ) Telefon! zisd2 Üi y Döleden öksama kadar nastalarırı'kadıuı eder I lt—Fı-ırıg

Bu sayıdan diğer sayfalar: