Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
- Elektrik şirketi Nafıa vekili ÂAli Çetinkaya dün ak- şam, beraberinde devlet demiryolları umum müdürü Ali Rıza ve idari müşa- vir Ruchan olduğu halde şehrimize gelmiştir. Nafia vekilimiz istasyonda mebuz- lar ve daire müdürleri, mühendis mektebi profesörleri ve dostları tara - fından karşılanmıştır. Ali Çetinkaya bu arada kendisile görüşen gazetecilere şunları söyle - miştir: “— Eminönü meydanının açılması için avans olarak belediyeye 300 bin lira kadar bir para yolladık, Bu para ra ile evvelâ birinci bölge istimlâk e- dilecektir ki, bu kısma Valde kıraat- hanesi de dahildir. İstimlâk işlerini vekâlet adına takip etmek Üüzere iki murakıp tayin ettik. Eminönü meydanma, tramvay şir - ketinden almış olduğumuz 1 milyon 700 bin lirayı tamamen hasretmiş bu- lunduğumuzu biliyorsunuz. Bunun için bir talimatname hazırlandı ve bele - diyeye gönderildi. İstimlâke derhal başlanması için vekâletçe icap eden- lere emir verilmiştir. 1Etektrik Şirketi meselesi Elektrik şirketinin halktan almış olduğu par?'ar üzerinde şirket mu - rahhasları ile konuşmağa başladık. Bu paraların geriye verilmesi etra - fında murahhaslar bazan menfi, ba- zan da müsbet birçok şeyler söyledi - ler, Yaptığın .£ hesaplara göre gşirke- tin halktan haksız olarak aldığı para- larm yekünu 3,5 milyon Türk Hrası- dır. Şirket murahhaslarını bu mesele etrafında görüşmeğe devam etmek ü- zere davet edeceğiz. Şirketin satın alınması Elektrik şirketinin satmalınması etrafında şirket — murahhasları ile yapmış olduğumuz uzun görüşmeler bizim için müspet ve ehemmiyetli ne- ticeler vermiştir. Şirket 1926 muka - velesinin kaldırılmasını esas itibarile kabul etmiş vaziyettedir. Bundan çok mühim bir netice çıkmaktadır. Bi - rinci netice şudur: İlk mukavele imtiyaz müddeti 1960 olarak tesbit edilmişken 1926 muka- velesi ile imtiyaz müddeti otuz sene daha uzatılmak suretiyle 1990 a çı- karılmıştı. Yeni konuşmalarımızda bu otuz senelik imtiyaz mukavelesi refe- dilmiş ve tekrar 1960 senesi imtiyazın hitam. müddeti olarak kabul edilmiş- Lir, Hatay davamız Cenevre, 31 (Hususi) — Hariciye Vekli Aras ile Fransız Hariciye Nazırı Delbos, Hatay meselesi hakkında tekrar - görüşmüşlerdir. Bu mesele koönseyin toplantısından sonra bugün mutehassısların tetkik sa- hasına intikal edecektir. — Türkiye ile Fransa arasındaki siyasi noktai nazar ihtilâfı bertaraf edilmiştir. Fransız Hariciye Nazırı Delbos, Po- lonya Hariçiye Nazırı Betk ve Ingiliz Hariciye Nazırı Eden memleketlerine dönmüşlerdir. Pariste hemen bütün gazeteler, Ha- tay intihabatı ile meşgul komisyonun şubat sonlarınlda Türk ve Fransız mü- tehassıslarmmın da iştiraki ile toplanarak intihap statüsünde tadilât yapacağına dair haberi memnuniyetle kaydediyor- lar. 'Fransa - Belçika Milit futbol maçını Fransızlar 3-5 kazandılar Dün Pariste Park dö Prens stadında yonanan Fransa » Belçika milli futbol takımları maçı Fransızların 5—3 gale- beleriyle neticelenmiştir. İlk devre tarafeyinin ikişer goliyle berabere bitmişse de ikinci haftaymlda çok düzgün bir oyun çıkaran Fransız - lar rakiplerinin yaptıkları — bir sayıya karşı üç gol daha atarak müsabakayı kazanmışlardır. — Fransızların attığı beş goölden üçünü Veymand, birini Kurtua, diğzrini de Micola atmuştır . Bu maçta Fransız milli takımının eski müdafli Diagn kaleci ve meşhbur Yor- dam da ilk. defa olarak merkez muavin oynamışlar ve çok muvaffak olmuşlar- dır. ) İkinci netice de çok mühimdir. Es- | ki mukavelede hükümetin şirketi sa- tmalmak hakkı 1940 senesinde baş - larken 926 munzam mukavelesi ile bu müddete yirmi sene ilâve edilmiş ve 1960 a çıkarılmıştı. Yeni anlaşmada hükümetin şirketi satınalmak hakkı- nın başlaması tarihi 1940 olarak tes- bit edilmiştir. Yani iki yıl sonra hü- kümet istediği takdirde şirketi satm alabilecektir. Üçüncü netice de sermayenin hesa- bında İsviçre frangı yerine Türk lira- sınm kabul ettirilmiş olmasıdır. Tes'satın ıslahı Şirket, murahhasları ile yapmış öl- duğumuz konuşmaların en mühim he- deflerinden biri de tesisatın ıslah e- | dilmesidir. Bugünkü tesisat hemen hemen tamamen bozuktur, Hattâ e - lektrik şebekesinde tehlike olduğunu da söyliyebilirim. Bu ise sşartnameye tamamen mugayirdir, Şirket tesisatı ıslah etmeyi kabul etmiştir. Bunun i- çin teknik bir komisyon seçilecek ve ıslah edilmesi lâzımgelen hususlar sı- raya konacaktır. Tesisatın ıslahı için —lâzımgelen masrafa gelince, şirketin halen 3 mil- yon lirası vardır. Bu üç milyon lira- yı derhal bu işe yatıracaktır. Bundan başka her sene kazancmm iki milyon lirasını ayni işe hasredecektir. Bugünkü tesisatın ıslahı altı sene kadar sürecek, ve bunun için on beş milyon lira sarfedilecektir, Tesisatım ıslahı işinde ; ortaya iki mesele çıkmıştır. Biz bu ıslahatm dı- şarıya döviz çıkarmadan yapılmasını ve sarfedilecek paranm sermayeye zam edilmemesini istedik. Bu cihetler henüz aramızda tesbit edilmiş değil- dir. Bu talebimizde haklıyız. Çünkü şartname mucibince şirket, bu te-isa- tı bize tam ve kusursuz olarak verme- ğe mecburdur. Şayet şimdiye kadar yapılmamış, bozuklukları ıslah edil - memişse buna sarfedilecek para ser- mayeye eklenmemelidir. Hulâsa; tesisatım ıslahı üzerinde noktaimazarımıza ve mukavele şart - |- namesine uygun olmıyan tekliflerinin tekrar tetkiki için murahhasların ge- lip m ereye oturmalarını teklif etmek üzereyiz. Bu bahsettiğim teklif bugün yarm kendilerine tebliğ edile- cektir..,, ee euT D FEPURLE Y TTABERK — Akşam nostast Habeşistan İktısaden İtalyayı fethediyor ! Lonüra, 30 (AZA.) — “Sunday Ti- mes,, gazetesi yazıyor : “İtalyanların Habeşistanda maruz kalmakta oldukları ciddi iktısadi müşkü lâta ait tafsilât bize salâhiyettar bir men badan gelmiştir. Bu tafsilât gösteriyor ki, Habeşistan İtalyanın mamul maddeleri için bir pi- yasa teşkil etmeksizin onun — parasını ve vesaitini kendine çeken fakirleşmiş bir mıntaka haline gelmiştir. Ticaret, durguntlur. Yerliler, ancak kendi ihti- yaçlarına yetecek kadar istihsalde bu- lunmaktadır. İtalyan memurlarının — müstemleke idaresindeki tecrübesizlikleri dolayısile vaziyet bütün bütün vahimleşmiştir. Şurada burada esasen içtinabı kabil olmıyan münferit zayiat vuku bulmak- ta olmasına ve Somali ve Eritre asker- lerinden bazılarımın kaçmakta olmaları- na rağmen işgalin herhangi bir surette tehlikeye maruz bulunduğunu göstere- çek hiçbir âlamet yoktur. Barselonayı bombardıman Yüzlerce adam öldü Barselona, 30 (A. A.) — Asi tayya- releri bugün gehir üzerine iki hücum- da bulunmuşlardır. Altı tayyare şeh- rin merkezine kiırk kadar bomba at- mıştır. İki ilâ üç vüz kişi ölmüş ve pek çok insan yaralanmiştır. Barcelona, 30 (A. A.) — Asilerin | tayyareletri, yeniden Üüç defa şehrin merkezini bombardıman etmiştir. 39 kişi ölmüş, ve bir gok kişi yaralanmış- tır. Hasarat, mühimdir. Barselon, 31 (A.A.) — Resmen bildirildi ğine göre dünkü bombardıman neticesinde kırk yedisi çocuk olmak üzere 155 kişi ölmüştür. Dün Teruel mıntakasında tayyaresi düşürülmüştür. üç düşman Çin - Japon harbi Baştsrafj 1 ineide değilse de bava budur. İngilir, Fransız ve Sovyet hariciye nazırlarile Çin delegesi- nin iblilâfı halliçin vücude — getirdikleri karar sureti projesi yarın Çin murahhası na hükümetine bildirmek için tebliğ edi- lecektir. Eğer bu metin Çin — tarafından reddedilirse konseyin bundan sonra her türlü karar sureti projesi tanziminden vaz geçmesi muhtemeldir. Murahhas heyetle- rin vücude getirdikleri bu karar suretine Polonya deleğgesi itiraz etmişlir. Polonya mümessillerinin tahririne iştirak etmedik leri böyle bir kararı Polonya hükümeltinin fena karşılıyacağını bildirmişlerdir. İşin siyasi cephesi bu şekildeyken Ja- ponya, harp hazırlıklarıma olanca şiddeli- le devam etimektedir. Aşağı yukarı altı ay- danberi devam eden çarpışma Japon büt- çesini sarsmışlır. Bunun devamını temin edebilmek için bükümet tedbirler almak zarurelinde kalmaktadır. Japon — maliye nazırı hazine varidatını üç yüz milyon yen arltıracak yeni vergiler konulacağını bil- dirmiştir. Harp vaziyeli Gelen haberlere göre Çinde harp çele harplerinden başka bir mahiyet gösterme- mekledir. Şunu da iliraf etmek İâzımdır ki, Çin çeleleri Japonlara tehlikeli anlar Yaşalmaktadırlar. Tiençin - Pukov demiryolu üzerindeki Japon ileri harekeli durmuştur. Japonlar İki cenahları arasındaki (240) kilomelre- Hk gediği kapatmağa — çalışmakladırlar. Çin akıncılarının bu gedikten girerek Ja- pon ordusuna tehlike teşkil ettikleri Bü- rülmüştür. Çin ordusu Yangise nehrinin cenubun. da çok kuyvelli müdafaa mevyzilerine çe- kilmişlerdir. Mevziler kırk kilometre bo- yunda ve 14 kilomelre — genişliğindedir. Çin çelteleri 500-1000 er kişiliklir. Mareşal Çan Kay Şek cephede yaplığı teflişten Hankova — dönmüştür. Derhal u- müumi karargâh erkânını toplamış ve as- keri vaziyet hakkında büyük bir nikbinlik ihzar etmişlir, Çin maliye nazırı, Çin sahillerinin ablo- kası ve varidalının azalması nelicesinde hariel borclar tediyalını kesşmek mecburi- yetinde kalacağını bildirmiştir. ÇY F 3 tatlı su denizcisi Alman iaylaları vapurlarına giderlerken macera geçirdiler Evvelki gün limanımıza gelen Relu- am seyyah vapuru tayfalarından üçü evvelki gece tehlikeli bir macera geçir- mişlerdir: Ohan, İrşkavzen, Karol Şaride kulesi açığında İdemirledikten sonra şehri gezmek üzere İstanbula çıkmışlar- dir, ,Üç tayfa gece yarısına kadat Beyoğ- lunda gezmişler ve vapura dönmek üze re Tophane rıhtımına inmişler. Bütün sahil boyunca kendilerini getiren vapu- ru aramışlardır. Tayfalar vapuru bulamayınca Deniz yolları rılıtımma bağlı duran sandal- lardan birine sahibine haber vermek lü- zumunu hissetmeksizin atlayıp vapura | doğru kürek çekmiye başlamışlaridır. Sandal seyyah gemisine yaklaşacağı yerde akıntı ile Kızkulesi önünden A- hırkapı istikametine doğru uzaklaşmış- tır. Alman tayfalar geriye doğru kürek çekmişlerse de Hayırsızadaya doğru giden sandala su idolmrıya başlayınca, cesaretleri kırılmış, bağırmıya başlamış- lardır. Bunlurın seslerini Bandırmadan ge- leyn coşkun motörü kaptanır Ahmet işit- miş, tayfalarr motöre alrp İstanbula getirmiş, deniz polisine teslim etmiştir. 'Tayfalar sabaha karşı vapurlarına gö- türülmüşlerdir . iş- | mirndeki üç tayfa seyyah vapuru Kız | Türkiyemizin — dünyada tasdik edilen birçok ehemmiyetli kıymetlerinden ikisi üzerinde duracağız: 1 — Gerek iç siyasa ve gerek dış siyasa bakımlarından dünyanın en emniyetli ve kuvvetli memleketi olması. 2 — Bugünkü dünyada — vatandaşlarına hürriyet sunan nadir diyarlardan biri ol- ması, Bu iki kıymet sadece bizim “iyi kurun- tumuz,, değildir. Bu bal dünyanın malü- müudur ve her tarafta gazeleler bu vaziyeli- mizden sitayişle bahsetmektedirler, Ke- malizm, bugünkü — dünyada ileri devlet kuran ve hergün kökleşen geniş demakra- si yaratan bir ideoloji ve bir sistem olarak kabul edilmiş bulunuyor. Biz de bu ka- paatteyiz. Fakat bu geniş demokrasi, bir- çok Avrupa memlekellerinde büyük harp- muhtelif Tena demayüller için — islismar edilmiş olan ve edilen garp demokrasisi- nin hatalarından tamamile temizlenmiş bir demokrasidir ve hürriyet — sevgimiz “bir gün hürriyetlerimizi kökünden lır- panlayacak sinsi temayüllerin —yayılma- sına, ve — kuvvellendirilmesine müsande edecek şekilde,, gözlerimizi bulandırmış değildir. Geniş hürriyeller memleketi olan Türki- yede her hürriyet, bu memleket valandâ- şına ve bu memleketlin kendi öz yaradışı rinden alınmış neticelere dayanan ve mut- laka “milli ve yerli,, olan fikirlere ailtir. Yabancı, bize yabancı olan fikri ekmek, yeşerimek ve filizlendirip — kökleştirmek için Türk memleketinin hürriyetinden as- la istifade edemez. Yabancı Tikrin filizle- rini görür görmez bu hürriyetin gemleri- ni derhal kısarırz. Bu satırları bize — yazdıran ve Kema- Hizmin çok malüm bir hakikalini böylece bir daha şerheltiren sebeb şudur: 'Türkiyede Alman nasyonal - sosyaliz- minin propaganda edilmekte olması. Evet; Alman nmasyonal - sosyalizmi son iki yıl içinde, her nedense Türk milletini ve bilhassa Türk gençliğini “lenvir ve ir- şat?1?,, hevesine tutulmuştur. Bu hal, A- manların bu memleketi hâlâ anlayamadık- larının bir yeni delilidir. İkinci Abdülha- midi ve devrinin Türk zihniyetini, ikinci Vilhelm ve vezirleri nasıl — anlayamamış idilerse, Enver ve Talât otoritesi Rltında umümi harbi kabul etmiş olan 914 Türki- yesinin temayüllerinden ve zihniyeltinden Alman erkânı harbiyesi ve bütün üumuümi harp Almanyası mne derece gafildilerse bu- günkü Berlin de Kemalist Ankaranın, Ke- malist İstanbulun ve Kemalisi — Türkiye- nin manasından, bavasından, halinden ve hüviyelinden öylece gafil bulunmaktadır. Eğer böyle olmasaydı Münihdeki nasyo- nal - sosyalist karargâhı Türkiyeyi hülâ bir “Yakınşark memleketi,, gibi görür müydü? Evet; Almanyanın Türkiyeyi hâ- lâ bir Yakınşark memleketi gibi görmek- te olduğunu iddia edebiliriz. — Zira böyle olmasaydı Yakınşark memleketlerinde gi- rişliği propaganda usullerini — İstanbulda kullanmaktan Almanyanın çekinmesi lâ- zımgelirdi. Almanya, Soövyet Rusyanın bir zaman- lar düştüğü çuku.m düşmüş bulunmakla- dır. Sövyet Rusyanın fikir — teşkilâtları, bir zamanlar — inkılâbımızı her — türlü ideolojik kıymellerden mahrum addede- rek, bize fikir ihracatı yapmağa kalkış- Nazi propagandasına müsaade edemeyiz ten evvel ve sonra bazı hızıblar tarafından | olan fikirlere, memleketin kendi. hâdisele- | ır"' vr y ımcmm —.-mr Bbun mışlardı. Bunut nasil neticesiz W herkesin malâmudur. Şimdi ondan boşalir gibi olan yeri Alman propagandasınım * mağa ve doldurmağa savaştığını ruz. Almanyaya giden talebelerimize İİ“" $as$ yapmağa memur edildikleri sa dan ziyade nasyonal - sosyalizmin ve rında ihtisas yaptırıldığı — görülüyor. kültür bakanlığımızın bütün — hakikatleri rağmen hâlâ sürüp giden “Almanyaya tW lebe göüdermek möclübiyeti,, yetmiyü!” muş gibi Almanlar — İstanbul gibi Yw yüz Kemalist bir ileri şehrin — göbeğini” ve tam — Üniversitemizin yanı M “kıraat salonları, açmağa başlamış | nuyorlar. İlk sayfamızda neşrettiğimiz resme l“? | katle bakınız. Bu, Alman kırnat sıloa“g tavanındaki lâmbanın — reşmidir. ; Kemalist Türk gençliğinin kırsate dWvE edildikleri bir salona başka türlü bir 1âM” ba yapılamaz mıydı? Yoksa yarınki İÜ' nevver gençliğimize; “dünyaya İlim, ve medeniyet nurları saçan biricik lin gamalı haç olduğu,, kantatini mi ""' mek istiyorlar? Tahkik ettik ki bu salonu Hm kimse liselerimizden birinde almanca # allimliği etmekte imiş. Türk kültür kadı?” sunda vazife alan bir andam ya R!m!“ı tir. Yahut bu kadroda kaldığı mMİ'“' bütün hareketlerini Kemalis!' — id uydurmağa mecburdur. ğ * Gerek bu almanca hoacası üzerine se bu naşyonal - sosyalist zerine, ait olduğu makamların dikkat zarını — çekeriz. Bunun memlekt * iyi tesiri görülemez ama, dlıymlı medeni ve orijinal kıymetimizi, m bul etmiş bulunduğu biranda .Am muhtelif merkezlerinde yanlış H ! ldoğmasına yol açar. Nitlekim, — dün *“TDe Temps,, gazetesinin (28 ikincikâ taribli) ikinci sayfasında bariei M kısmında Türkiyeden bahseden bir YEF, da şu satırlara rastlamış bulunuyoruz: “Hiç şüpbesiz, bu sözlerile Başyekil * lâl Bayar, son günlerde — Türkiyede | kuvvetlenmiş olan nasyonal - propagandasına işaret etmiş dır.,, “Nasyonal - sosyalist propagandaSla Türkiyemizden yanyana bahsedilmesi Tüst ye orijinal vye çok yüksek n tahammül edemiyeceği bir lâübh, Buma nihayet verelim. Türkçe ıö:!ü : Şeyh Ahmed; Filmi şimdiye lııılıı emsalsiz w MiLLİ Son günlerdir. l Görmiyenler ve görenlerin *” f ' rar tekrar görmeleri için son ÜÇ & den İstifade ediniz. —— ' Ayrıca: İKİ CANLI ADAM — Ralph Bellamy hissi büyük !'* eeei İyi, sağlam, iki sene giyilebilecek önünde No. 110 a AVRUPANIN ! fi Euıyıiıhıiııhmııplııhrmm bir fiyatla almak — ister BİR ŞAPKA 2.45 Kuruşa valml P. LAMBROPULOS mağazasında Galata Karaköy W KERTREE D, 5 ııjî.i . Ka KO KA 1 Rahatını, kesesini sevenlere tavdi' Kuştüyü kullanımz Bir Liraya Kumaşile Kuştüyü Yastıklar Yorgan, şilte ve yastıklarda mühim tenzilâtyapıldı. Kuş tüyü k si ve her rengi bulunur, Fiyatlar çok ucuzdur. Adres: İstanbul Çakmakçılar yokuşu Kuş tüyü fabrikası. Tel: 23097. Ki £€atış yerlerimiz: Ankarada, Beyoğlunda Yerli Mallar Pazarı. p Ali Muhıddın Hacı Bekır Mamulâtını teşhir etliği Avrupa ve Amerika sergilerinde daima birinciliği kazanmıştır. Güzel İstanbulu M seyyahlar nefaseli cihanın dört köşesine ha DÜNYANIN MESHUE ŞEKERCİSİ nam salan : Hacı Bekir lokum ve şekerlerini alırlar Biy buçuk asırdan fazla bir tarihi olan bu meşhur Türk ticarethanesi lokum ve şekerleri kadar nefis melâ imaline başladı. Hacı Bekir karemelâsı gayet lüks ambalâjlı ve lıiluuponkcnde fiatı 80 _.v # N ı.ırıııl"