Dun akşam yapılan lddlalı boks maşında Yorgo rakibini ezdi! Müsabaka baştan sona kadar Kiryakonun aleyhinde geçti Dünyanın her tarafında en fazla Tağbet gören sporlardan biri olduğu hlde, bizde daha beşiğindeyken can Çekişen boks, gazete sütunlarında ay- larta süren meydan okumalardan sön- Tâ, nihayet dün akşam saat beşte, Be- Yoğlu halkevinin spor salonunda, bir Bün yaşıyabildi. Yapılan yedi müsabaka da, boksun Memleketimizde pek âlâ sevilen bir #por olduğumu gösteren büyük bir ka- lık tarafından zevk ve alâkayla takip edildi. Müsabakaları ve neticelerini pro * ETamdaki sırasiyle veriyoruz: Bedros - Manuel ($ ravund; £ şer dakika) İk müsabakayı Manuelle Bedros a- a iki genç boksör yaptılar ve Ma- Rüe) daha hâkim bir döğüşten sonra, Sayr hesabiyle galip geldi. * tıpkı güreş gibi - her iki böksörün yere düşerek bu - vaziyette ! biribirlerine yumruk atmaktan larryle komik bir hal alan Maçın ilk raundunda, Be.dros da- hu.lhk döğüştüyse de, Manuel isabet b“ sıkı yumruklarla rakibini sars- Ve hattâ nakdavn etmek suretiyle İa m bir avantaj kazandı. Geriye ka w Üç raundda, aşağı yukarı berabere " söfha arzetti. Zeki - Muhteşem (4 raund; £ şer dâkika) mî;rnhm biten bu döğüş, umumiyet bariyle ağır oldu. İlk ratindda Muh- & Vurduğu birkaç sıkı yumrukla OŞiantağr aldı. İkincisinde ise Zeki lk n biraz daha iyi döğüştü. Fa- t çok açık döğüşen rakibi üzerinde ü bir avantaj alamadı. Üçüncü d berabere bir safha arzetiyse k"hu-şem biraz yorulmağa başla- * Dördüncü ve son raundda Zeki iyi (Svantaj aldı ve bu süretle mağ - Olmaktan kurtuldu. Maamafih o- %_']'îsıwı. galib gelmesi çok muh- Stelyo Muvaffak ($ Yaund; £ şer dakika) '& İlk vüruşlarda, Muvaffakın teknik bir baksör olduğu götüs Güyet sakin ve'dikkatli dö- * Üzerine mütemadiyen çulla- kibine yumruk vurdurmıyor, i- Taunddda da Stelyonun değerini olacak ki, derhal hücuma ge- v Büzel direktlerle ong hırpalı- hu%;f"“ raundda daha kuvvetli başlıyan Muvaffak rakibini Manasiyle ezerek arka arkaya üç Yıkıyor, dördüncü raundda İlk anda onu tekrar yere yı- ün bu gayrimüsavi dö - Urdurması Üzerine teknik na - bir muvaffakıyet kazan- t & gördüğümüz Muvaffak Yi bir boksördür. him - Muzaffer “Tüund; 2 şer dakika) “Yetle ve bilhassa soön iki » tam Manasiyle kör döğüşü xıpılın ve berabere biten bu 4 slan - Coşkun m_ç:":"; tz ser dakika) k Ayet güzel bir döğüşten Cüsseji kun, kendisinden ;:ld—. İtibaren b ğ Dah =w İ Ta) F ŞiYor ve İ 5 A ğ (ERİŞ FF u(& Olan rakibini, daha İlk gok iaabetli ve te- Saramıya başladı. İkin- birkaç iyi yumruk Sonlafa doğru gevşodi tekrar Coşkuna geçti: Ü- Gördüncü raundlarda, Coş - ' üperkütler ve kroşeler. Yice sargarak, tidden gü- Balibiyet kazandı, a Tanko - Panayot V m::ıd,z şer dakika) a M'!ıl!h_iyeıiyle neticeleren hayti tddialr olduğu da- (6 l l, ı ha ilk raundda anlaşıldı. Öyle ki, ra- kibine sarıldığı için hakem Danyalın pek haklı olarak ayırdığı Franko, ra- kibini bırakıp ona saldırmağa kalktı, Fakat hakemin de yumruk atmakta kendisinden hiç de aşağı kalmadığını hatırlamış olacak ki, uslandı. İlk ra- tindlar nisbeten mütevazin bir safha arzederken, Panayot dördüncü raund- dan itibaren hâkimiyeti iyice ele al- dr ve kuvvetli yumruklarla, bitkin x hale gelen rakibini adamakıllı döğ- Kiryako - Yorgo (8 rannd; 3 er dakika) Üç aydanberi, gazetelerde dediko - dusu devam eden bu son ve mühim maüç, baştan nihayete kadar büyük bir heyecan ve alâkayla takip edildi ve tahmin odildiği veçhile, fevkalâde bir boksör olan Hibiyetiyle bitti. Değerli boks mütehassıslarımızdan olan meslekdaşımız Eşref Şefik'in ha- Kkemliği altında yapılan bu maçın İlk raundunda her iki boksör büyük bir ihtiyatla hareket etmekle - beraber, durgun aynamıyor, her fırsatta hücü- ma geçiyorlardı. Gayet sakin ve ken- disinden emin bir vaziyette döğüşen Yorgo bu raundda ihtimal gayet ha- fif bir avantaj kazandı. İkinci raunddi Yörgoö derhal hilcu- ma geçti ve rakihini gayet isabetli direktlerle saramıya başladı. Hattâ bu aralık vurduğu sert bir, kroge ile ra- kibini yere yıktıysa da, Kiryako der- Yorgonun ezlci bir ga- Sindelar sar D ea Kıskançlık karbum Fakat, Sindeların bütün tahminle- Tİ altüst olmuş, ve, daha İlk oyunun- dü İstikbali tohlikeye düşmüştü. Filbakika, onun büyük bir sürat. le yükseldiğini ve sivrildiğini gören Avstrla oyuncuları ona pas: verme- mişler veyahud da fena paslar ver- mişler, hülâsa onü gözden düşürmek için ellerinden gelen her- şeyi yap- maşlardı. Sindelar, böylece Austrtayla ilk gıkışında, öyle bozuk bir oyun oy- .-—p—-l yumrükla mukabele etti, buna rağ - men, avantaj bariz bir şekilde Yorgo- da kaldı. Üçüncü raund, tekrar Yorgonun hücumuyla başladı. Direkt vuruşlarla | gayet'güzel girişler yapan Yorgo, çe- vik kaçışlar ve tam yerinde hücum- Jarla cidden teknik bir boksör olduğu- nu her fırsatta gösterip durdu. Bun- | dan sonraki devrelerde Yorgo gitgide açıldı. İstediği anda hücum etti ve Kiryako, ancak rakibinin bu hücum - ları esnasında bir şeyler yapmıya ça- baladı. Yorgo beşinci raunddan iti - baren istediği gibi döğüşmeye başla- dı, dehşetli ve cidden güzel vuruşlarla rakibini asrstı, iyice sersemletti ve altıncı Taundda tekrar yere — yıktı. Sön iki raundda Kiryakoda, ancak nakavt olmamak için döğüşen ve ar - tık bütün ümidini kesen bir insan ha- Hi vardı. Son raundda. artık tamamiyleezi- len Kiryako, üçilacü defa yore yıkıl- dı, büyük bir gayret sarfederek yedi saniyede ayağa kalkabildi. Fakat ar- muaçın 'ilk raundunda, İbrahim taki - binden 4 kilo Hafif olmasma rağmen daha hâkim gibi döğüştüyse de bu hâ- kimiyetin! bariz bir şekilde idame et- tiremedi. Bu karmakarışık döğüşün içinden çıkamıyan hakemler de, pek hakir olarak berabere kararı vermek- ten başka çaöre bulamadılar. tık ayakta duracak vaziyette değildi. Netekim, yanlışlık yüzünden — yarım dakika evvel çalman gonkla beraber, güçbelâ sandalyesine kadar yürüye - Tek abygın bir halde oraya düştü. Yan Hışlıkla çalman bu göng, belki de mes- ut bir tesadüftü, çünkü bu haliyle Kir yako iki sert yumruk daha yeseydi, feci bir'felâkete maruz kalabilirdi. Yorgo ne diyor ? Yalnız çok iyi bir boksör değil, fa- kat ecnebi memleketlerde yaptığı maç- Jarda gösterdiği hareketlerle iyi bir vatandaş da olduğunu iğpat eden Yorgo, maçından sonra; tam bir spor- cu tevazun ile bize gunları söyledi: — Size ne söyliyeyim, bilmem ki? Maçı gördünüz. Maamafih şunu söyle- meliyim ki, üç aydanberi antrenman yapmadım, burlun İçin İyi göremiyor- dum, yoksa daha güzel bir döğüş ya- pabilirdim., namiış ve gözlerine tamamlle girme- ğl ümit ettiği seyirciler tarafından ıslıklarla karşılaşmasına — o kadar mütoossir olmuştu ki, Prag klüple- rinden birisine karsı yapılan bu ma- çın İkinci devresine çıkmamıştı. İzzeti nefsi kırılan ve — kıskançlı- ğtn kurbanı olan Sindelar böylece, ihtiyat takrma döndü. Fakat, b vaziyet uzün sürmedi. ve Sindelar, kısa bir müddet sonra, kahkar! bir intikam alarak, bulun- maz bir oyuncu olduğunu - herkese gösterdi. O Kaman, onun futbol ha. yatı, muzaffer bir şekilde inkişaf et- moeğe ba; k Bo fasılasız. muvaffakiyetler sil- sileşi, 1925'de ağır bir. sakatlanma neticesinde inkıtaa uğradı. Ameliyatla nelicelenen bir maç Avstrlayla Rapld takırmları Avus- tarya sampiyonası finalinde karçıla- şıyarlardı. Fakat maatteessüf, btr maç, bütün gampiyonluk maçları gibi, sparculuk Ta va centilmenlikle kabili telif ol Mayan ve sade-koyu bir rekabetin, büküm sürdüğü çok — sinirli ve sert bir hava içinde ceroyan — etti. Zayıf bünyeli Sindelar da bunun kurbanı oldu. Sarısın orta muhacim, — tam şüt gçekoceği sırada, Rapidin sağ müda- fii bir kasırga gibi onun üzerine atıl- dı. Çarpıştılar, Sindolar yere yıkıldı. Dizi fecl bir vaziyetteydi. Derhal! hastaneyo nakledilen Sin- delari, 'Viyana fakültesinin en meş- hur profesörü muayeno elti ve me- Boksör Yorgo' tle Kiryato Taksim liki maçları Şişli Kurltuluşu, Arna Dün sâbah Taksim stadyomunda stad liki müsabakalarma devam edil- di. İlk olarak oynanân Arnavutköy - Eseyan ikinci takımlar maçı 20 Ar- navutköy lehine, Şişli - Kurtuluş ikin- ©i takımları müsabakası da tarafla - Yın birer golü ile berabere bittikten sonra, Arnavutköy ile Eseyan birin- ci timleri kargılaşmışlardır. Müteva - zin şekilde oynanan bu oyunun ikinci Kasımpaşa klübünün kongresi Kasımpuaşa Spor - Birliği Başkanlı- gından: Birliğimizin yıllık kongresi 30-1-938 tarihine rastlryan pazar günü tam sa- at (10) da yapılacağından o gün bir- Nğe kayıtlı bütün üyelerin birlik e- vinde bulunmaları. Projeleri hakkımda sorduğumuz su- ale de şu cevabi verdi: “— Birkaç teklif yâpıldı. Ezcümle, bugün Atinadan, meştur Vasisle dö- ğüşmek üzere bir davet mektubu nl - dım, Henüz teklifin mahiyetini bilme- diğim için ne zaman gideceğimi de bilmiyorum. Muhabere neticesinde bun ları öğreneceğiz.., ' Kiryakoyla da görüşmek üzere o - nun odasına gittikse de, hâlâ bitkin ve yarı baygın bir halde bulunduğu için rahatsız etmemeyi münasip gör- dük, Bu aralık Yorgo da giyinmeden, rakibinin odasına girdi ve sıhhatile alkadar olarak, ihtimamma yardım etmek #uretiyle cidden güzel bir cen- tilmenlik gösterdi. 4 P. niskin kesilmesi fcap ettiğini sh_v:e-[ di. Yedi ay islirahatten sonra Bu ameliyat neticesinde, Sindelar, yedi aylık bir istirahate.- — çekildi ve antrenmana başladıktan gonra, ga- rip bir tesadüf eseri olarak, lik oyu- nunu gene Rapide karşı oynadı. *Sindi,, başlangıçta çok çekingen hareket ediyordu. Fakat oyun uza- dıkça açılmağa ve emniyet hlsaetme- Be başladı. V6 — nihayet, o zamaha kadar görülmemiş bir oyun tuttuyup râkiplerini Adeta oldukları — yerde bırakarak, hâlâ unutulmıyan, biribi Tinden nafir üç gol atımış ve- kendi- gina o zamana kadar Viyanada vuku bulmlamış çılgın bir tezahür yapil- mıştır. Hugo Meisin boykotu Sindeların gayet garip bir ahlâkı x oro ş vutköy Eseyanı yendi devresinde, fırsattan istifade etmesi- ni daha iyi beceren Arnavutköylüler, müzabakanm yegâne sayısını kayde - derek galip gelmişlerdir. Gayrifedere klüplerin son karşılaş- ması Şişli ve Kurtuluş A takımları beyninde ve büyük bir kalabalık ö- nünde olmuştur. İzmirli Vahabın çalıştırdığı Şişli klübü, bilhassa ilk devrede çok Üstün bir oyun çıkararak, Suldur, Vahab ve Diranm ayağıyla Üç gol kaydetmiş - tir, İkinci devrede Kurtuluş merkez mu- hacimi takımının yeglâne sayısını kay- dettikten sonra, müsabaka durgunlaş- miş ve netice değişmeden 3-1 Şişli le- hine nihayetlenmiştir. Barut gücü sahasındaki maçlar Dün Bakırköy Barutgücü sahasın- da büyük bir seyirci kütlesi önünde yapılan maçlarda Kadıköy - halkevi birinci futbol takımı üstün bir oyun oynıyarak 3-1 galip gelmiştir. Ayni klüplerin B. takımları karşı- laşmasmı da Barutgüçlüler iyi bir o- yundan âonra 3-2 kazanmışlardır. Bu maçlardan evvel dae Bakırköy Rumla- rından müteşekkil bir A takımrı Ba - Tutgücü genç takımıyla oynamış ve maçı 3-2 Rum takrmı kazanmıştır. Bisiklet yarışı Barutgücünün bisiklet kolu tara « fından tertip edilen Edirnekapı yolu üstündeki 16 kilometrelik yarış da hiçbir arızaya uğramâtdan muvaffa- kıyetle yapılmıştır. aai k eeei vardır! Gayet iyi kalpli, atik, açık yürekli ve soğuk olmadığı zamanlar sön derece sessiz olan bu meşhur o- yuncu, Avustarya için büyük bir he- zimet olan bir maçtan sonra, (ki bu maçta Avusturya Almanyaya beş Bi- fır gibi büyük bir farkla yenilmişti) meşhur Hugo Melelin hiddetini üze- Tine celbettirmişti. Bunun üzerine kendisi boykot edil di, fakat Avusturya — takrmı mağ- Tübiyetten mağlübiyete sürüklendi ve bu vaziyet, efkârı umumiyenin, Sin- deları, âdeta zorla “Tutbol Napolyo- nu,, Hugo Meisle kabul — ettirdiği güne kadar devam. — etti. Vakla, bu iş kolay olmadı, çünkü Hukgo Meisl otoritesine son derece kuskanç olan bir ndamdı. Buna rağmen, 1920 da, Macaristanla yapılacak maçın arife. (Devamı var) 11 K Kİ n 1984 senesindeki dünya kupası maçları cenasında alman bu vesim, Sin- delcar'ın müthiş bir şütü ile Avustur ya takımı hesabına — Fransaya attiği göolü gös termektedir