üŞ Enerjimizi yanlış Avrupa ölçüsi'e ölçmeyelim Bu sabah resim- N küçük “Larou- sse,, da manasını bilmediğim - fran- sızca bir kelimeyi arıyordum, Bu ke- limenin fransızcası “empaler”, türk- | çesi de “kazıklamak,, masdarıdır. Şu | yazıyı okuyacak olan bütün sayın va- tandaşlarımdan dilerim. 1938 tarihli Larusun son tab'inı açsınlar ve 346 imct sayfasının birinci sütununda be- nim gibi bu kelimeyi arasınlar; derhal gu cümleyi — okuyacaklardır; “Lsa tures emplrent encore les eriminele notoires,,. Yani “Türkler hâlâ mru! müc- rimleri kazıklarlar,, cümlesini!.. Ben cedlerimizin tarihin hangi devrinde suçlularını kazıkladıklarını hatırlamıyorum; ancâk 1938 senesin- de yaşıyan bir Türk sıfatiyle, mede- n! Nevyork şehrinde hâlâ suçsuzla- Fm bile gözleri oyularak linç edildik- kerini gazetelerde okuyorum. Bu küçük lügat Parisin en büyük Ve cihanşümul şöhreti olan bir kü - kütüphanesi tarafımdan basılmakta ve Marsilyadan Buenos Ayrese, Kahi- reden İskandinavyaya — kadar her fransızca bilen okurun masası üstün- de bulunmaktadır. Bu kitap daha iki sene evvel en büyük 'Türkü ve son geyrek asrın en küdretli dehasmı ba- gında kara bir kalpak olduğu halde “Ankarada bir Türk jenerali,, gibi yanlış ve kısa bir ibareyle kaydedi- yordu. Pariste tahsilde bulunan has- sas Türk çocuklarımım enerjik müda- haleleri ve ikazlariyle halâskârmmızın ni asrileştirdiler, Avrupanın geniş beldelerinde bir müddet yaşamak fırsatınt bulan bü- tün vatandaşlarımız gün geçmiyor ki meden! dünya sakinlerinin affedilmez cehaletleri ve yalnız kendilerini dev aynalarmda aksettiren tahammülsüz hodbinlikleriyle karşılaşmasmlar. Ka famda acı ibret dersleri olarak sakla- dığım birçok hatıralardan ancak bir ikisini canlandırmakla iktifa ediyo - rüm. Poriste (Kartiye Lâten) talebe sem tini duymıyan münevverimiz yoktur. Sorbondan birkaç adım ötede bulu- nan en merkezi caddesinde bütün gün yüzlerce kitap teşhir eden ve sa- tan meşhur bir kütüphane verdiır. Bir gün sokak üstü etalâjlarmı gözden geçirirken meşrutiyet devrinde ve Be- rütta basılmış olan bir kitap nazarı dikkatimi celbetmişti. Fransızca, “A- rab bharfleriyle türkçe nasıl öğreni- Hre?,, başlığını taşıyordu. Açtım, pey- niri panayır kabilinden tahrif edici ve arab harfleriyle yazılı kelimelerle do- luydu, Belli ki Türk ve müslüman ol- mıyan bir Suriyeli tarafından yazıl- mıştı. Yanıbaşrmda duran ve rumca konuşan iki Yunanlı talebe, herhalde bizi çok İyi tanıyan iki kız "Ne yazık! Türk dostlarımız artık bu harfleri ve bu lisant kullanmıyorlar ki..., diyor- lardı. Kendilerine kendi lisanlariyle teşek- kür ettim ve üç frank kıymetinde ©- lan bu müstahase nevinden kitabı or- tadan kaldırdım; bereket — versin ki kütüphanede barka nüshaları yoktu; bütçemi sarsacak kadar fazlasını bul- saydım, sefarethanemize milracaat et- mek borcum olacaktı... Düşündüm, dünyanın en meşhur bir İlim merke- zinde Üniversiteyi gıdalandıran bu kütüphane sahibi bu kitanla neyi öğ retmeyi kastediyordu? Demek ki bi- zim başdöndürücü inkılâplarımıızdan bihsberdi: veyahut bihaber gibi görü- nüyordu. Yurdumdan bir kurmay arkadasım umumi bir Avrupa haritası ısmarla- mıştı. Parisin daha ziyade harita sa- tan başka bir kütüphanesinde bana | uzattıkları yeni bir haritada doğu ili vilâyetlerimizin bir kismı ve bu me- portres Yazan: Dı. Rasim ADASAL yanda Erzurum ile Erzincan vilâyetle ri Anadoluyu gös- teren kurmızı renk ten gayri bir renk. le ve “Ermenisian, etiketi e gösteriliyordu. Fena halde ve kızdığımı ve haritayı önüne - fırlattı ğimı gören mücaseso sahibine tecssü- Tümü izah edince “pardon möeyö, sun,, cevabiyle büyük bir nezakette bulunmuştu. Bir hastane köşesinde muhtelif mil- letlere mensup birçok doktorlarla bir (tekâmül kursu) takip ediyorum. Bir aralık meflüç bir hastadan belkemiği suyu almak icab etti. Hastalık dolayı- siyle bel kemiği sert ve iğri olduğun- dan ne servisin Fransız asistanı, ve ne de iki İspanyol doktor su alabil- diler, Sıra bana geldiği zaman, Fran- sız dostumun gözlerindeki gizli iti- matsızlık parıltısmı okumuştum. Bir hamlede bel kemiği kanalıma girmiş ve istenilen suyu almıştım. Hayretini gizlemiyen dostuma, bizim için de bu- nun alelâde bir şey olduğunu ve Türk hekimlerinin bütün gün en modern hastanelerde çalışarak fransızcadan başka, diğer dünya tıb edebiyatımı da takip ettiklerini o esnada anlatamaz- (Deovamı 15 incide) Dr. Rasim ADASAL Tacih diyoe ki: Mug a mektuDu Büt BOLU < TRA Egede düzgün yollar Muğladadır Vilâvet hurtudu içindteti at ve sığırların, Tavukiarın cinsleri islâh ediliyor Muğlada yeni kurulan fenni Muğla, (Hususi) — Eğe havsasın- da nüfus ve bütçe cihetinden boelki en fakir bir vilâyet olan Muğladaki yollar, hem mesafe, hem de kazala- ra ayrılan kollar itibariyle çoktur. Bir senedenberi ikmal edilen ve üs- tünde işlenen yollar bin kilometre- den fazladır. İşin pek — çok, karşı- lığın gayet az olmasına rağmen, bu- rada alınan neticoler bolki bütün Türkiye için bir rekordur. Yollarımızın düzgünlüğü Eğe hav- zasında nam salmıştır. O kadar ki gece karanlığında bile olaa Muğla vilâyetinin hududuna girdiğinizi an- layabilirsiniz: Meselâ Aydından Muğ laya gelirken iki vilâyet arasındaki hududun nerede başladığını sorma. Ra hacet yoktur. Otomobiliniz çu- kurlardan, sert sarsıntılardan kur- tulup ta düz ve rahat bir çosede kay- mağa başladığı noktadan — itibaren Yeni caminin Inşasına uğursuz bir yılda başlarımıştı Euhovu moydanının açılması hakkındaki karar, yakında tatbik mevkilne konacak, etraftaki dükkânlar yıkdarak — Yenicami bü- tün azameti ve güzelliğile meydana çıkacaktır. Bu güzel işin arifesinde, mimar Davut ağanın dehasına ölmez bir nişane olan bu büyük — mâbedin tarihinden bahsetmek isterim. Üçüncü Mehmet devrinde, — İstan- bulda namus, mal, ırz, can, hemen herşey tehlikede idi. Halk bizardı. Befaletten, rüşvet vermekten, soyul. maktan yüreği yananlar, dert yan- mak, şikâyet etmek istedikçe, önle- rino binbir engel çıkardı. Çıkmasa da dinliyecek kimdi?.. Hırsız ricalin elinde inliyon, onların zulümlerinc ve cebaletlerine kurban giden hal- kım feryadına kim kulak verecek, haklı şikâyetleri itibar gözüne kim alacaktı? Saray mı?.. Baraydakiler, halkı cehline ve ih- tirasına kurban eden hükümetin mür tekip ricalinden, memurlarından da« ha açgözlü idi, Üçüncü Mehmet dev- rindo saray bırsızlığı, saray — İnşası saray irtikâbı son haddini bulmuş, ricalin ve erkânın irtikâp İrtişasına taş çıkartmıştı, Tavanları — yaldızlı, duvarları çinilerle süslü, ayet ve du- alarla çevrelenmiş saray salonların da baykuş gibi tüneyen ve — milletin başına belâ kesilenler için en büyük gaye şuydu: Rüşvetle, hediye ile toplanan para © kadar çoktu ki, konulacak selerine gittiği zaman, sanki gezme- ğe, sevk ve safa etmeğo gidiyormuş gibi, irtikâpla irtişa ile biriken para- lardan mühim miktarda aldı, bera- ber götürdü. Safiye sultan, oltlu üçüncü Mehmet sefere çıktığı zaman, Halkalı sarayı na kadar uğurlar, dönüşte etrafını kuşatan yeniçerilere avuç avuç al- tın serperdi, Bu irtiktp ve ihtişam sürüp gider- ken, bir gün valide Sultanm kafasım- da yenl bir fikir uyandı. Yeniçerile- re, şunlara bunlara, bol bol para da« gıtmakla kazandığı şerefi, camller, çeşmeler, İmaretler yaptırarak bir kat daha yükseltmek istedi. Vo işe Eminönünde bir cami yantırmakla baslamaya karar verdi. (1006) © devirde, Eminönünden Sirkeci- yo kadar pyanan kıyı yahndi mahale lelerinden ibaretti. Burada bir «ina- zok, Bizans zamanından kalma bir de kilise mevcuttu. Camlin yapılma- xt İcin, sİnagokla — kiliseden başka birçok ev yıktırıldı. Fakat, bina ©- mini kapıcı Kara Mehmet ağa, sahip lerine bedellerini vermedi. Ağanın yolsuz hareketlerini duyan — şeyhis- lâm BSan'ullah efendi, Safiye sulta. na yazdığı tezkerede: “hayır eserle- riniz haksızlıklarla lekeleniyor,, di- yerek, herkesin hakkını verdirdi. Camlin inşasıma baş mimar Davut ağa tayin edildi. 10 muharrem 1006 da temel atıldı. Davut ağa — bir yıl- dan fazla inşaata nezaret otti. Bu yıl, İstanbul için folâketli ve — uğursuz bir yıldı. Memlekette para buhranı vınh.AahkhuMl—W Üstelik bir de veba başladı. Halkı kırdı ge- çirdi. Nüfus zaylatı binleri — buldu, Bunların arasında mimar Davut a- a da vardı. şaata, Davut ağanın yaptığı plân ü- zerinden devam ve nezaret ctti. 1012 de üçüncü Mohmot — ölünco, Safiye sultan, eski soruya gönderil- di. İki yıl sonra o da dünyasını de- Kiştirdi. Bunun üzerine Valide ca- mli, (Yenlcami) yapılamadı, — 1071 yılma kadar böylece tamamlanma- dan kaldı. Bu sırada Üç gün süren bir yangın oldu. Yenicami hasara uğradı. Halk cami avlularıma sığındı. PFelâketre- delor dört beş gün aç kaldı, Turhan det evinin “yar ve ağyara ve bilhas- sa kefere ve rlayaya karşı,, — yarım bırakılmasını münasip görmedi, ta- mamlanmasını emretti. Bina eminli.- Kino Hacı İbrahim ağa tayin edildi. Kaki bina tamtr edildi. tamamlan- dı. Ayrıca bir minare — bir medrese, yanına da bir türbe — eklendi. Yeni eamlin kıble ka; hakkolunan beyitler, inçaatım 1074 do — tamam- Tandığı gösteriyor. Yenicami, sanat — bakımımdan İs- tanbul camtleri içinde başta — gelen- lerdendir. Mal (İslâm sanayit) adlı kitabında Yeni cami hakkmda şunları söylüyor: “Yeni cami, gerek dışmdaki uygunluğan güzelliği, ge- rek ic süslerinin zenminliği bakımın- yaz zeminli ııvl—ııdldıll.ılı mısraları gibi biribirine bağlanmış, zevkli bir ahenk verilmistir. Mihrap sadedir, fakat yaldızlı vo yeşil renk- lerle süslü beyaz mermerden oyma mihrap, harikulâdedir... Hüseyin Rüştü Tırpan arıdılık istasyonundan bir görünüş Muğla vilâyotine girdiğinize hükme- debilirsiniz. Eğenian muva'fak eseri Vilâyetimiz Arap, İngiliz ve Ma- car atlarından mürekkep güzel bir damızlık aşımevi vücuda getirmiştir. Bu damızlık cins atlar için merkezde vücuda getirilen sıfat latasyonu, ya: ni aşımevi Eğenin çok muvaffak e- serlerinden biridir,. İstasyonda mev- cut atlar fenni aşım sayesinde bütün vilâyetin kısraklarına kâfi gelmek- tedir. Böylece bütün kısraklar bu gü- zel cinzlerden yavrulamağa başla- mışlardır. Köylülerin elindeki cılız erkek atlar çürüğe çıkarılmıştır. Bundan başka vilâyetimiz sığırla- rın islâhı için de cins Plevne kırması boğalar getirmiş ve bu hayvanlar köylere dağıtılmıştır.Milâs vo Muğla köylerinin çoğunda bu boğalardan vardır. Vilâyet yeniden bu boğalar- dan ısmarlamıştır. Bü parti damız- lıklar da geldikten sonra bütün vilâ- yet bir cins üzerinden kat"i bir ıslâh devrine girecek ve hayvanların 1e- Jâhı meselesi vilâüyetimizde en ame- N şekilde hallolunmuş bulunacaktır. Tavukçuluk istasyonu Muğlada bütün vilâyetin tavukla- rınin bir sistem dahilinde slâhı için fennl bir tavukçuluk istasyonu da vücuda getirilmiştir. Bütün köyler- de birer şubesi bulunacak olan bu istasyon, kabul ettiği iki tip tavuğu bütün vilâyatte az zamanda üretecek- ür. Bundan başka vilâyetimizde gü- zel bir fidanlık kurulmuş ve fenni arıcılık İstasyonu da tesis edilmiş- tir. Yakın bir âtide bu eserlerin gü- gel neticeleriyle karşılaşacağız. Herkes bir kar- ga öldürecek Tekirdağında muzır hayvan'arla şiddetli bir mücadele başladı 'Tekirdağ (Hususi) — Tekirdağın- da muzır hayvanlarla mücadeleye başlanımıştır. 18 yaşından 60 yaşına kadar her erkek 15 Şubat 938 tarihine kadar birer karga öldürmekle mükellef tu- tulmuş ve bu karar bütün köylere ve mülhakata bildirilmiştir. Yakımda vilâyet mıntakasındaki domuzları öldürmek için üç büyük gürek avı ter- tip edilecektir. Bu avlarda bin ka- dar domuz öldürüleceği tahmin edil- mektedir. da Millet mektepleri Tekirdağındaki okuma yazma bil- meyen yurtdaşlara yazı ve okuma öğretmek Üzere Halkevinde halk dershâaneleri açılmıştır. A ve B ders- hanelerine (140) kişi devam etmek- tedir. Ceza evinde de bu hafta bir kurs açılacak, mahkümlara muhte- Hif dersler verilmoğe başlanacaktır. Belediye bir kaç ahşap dükkânı da oitadan kaldırtacak Bartın, (Hususi) — Kasabamızın Çarşısını bundan kırk sene evvel baştanbaşa yakan büyük yangından gBonra, bütün dükkân vo mağazaların kârgir yapılması emredildiği için, garşımız, birçok kaza ve hattâ vilâ- yet merkezlerininkinden daha çok muntazam ve sokaklar gonişçedir. Bununla beraber, o büyük yangım- dan kurtulan bazı münferit veya kü- çük adacıklar halindeki ahçap dük- kâAnlar, çarşmmın intizamını ve güzel- Tiğini bozmakta devam ediyor. Bu Orm anıaıda devlet eli işletme tatbikatına Safranboluda başlandı Bartın, (Husuti) — Ormanlarda devlet işletmesi hakkındaki kararın tlk defa olarak vilâyetimizdeki Bü- yüzdüz ve Keltepe ormanlarında tat- bikine başlanmıştırz. Orman umum müdürlüğü işletme gubesi müdür mu" vini Rıdvan, işletme âmiri Muzaf- fer Yener ve mühendia Adil Safran- foluya giderek faaliyete geçmişler” dir. Evvelâ Keltepe armanında dam« ga ve kesim yapılmağa başlanmış- tır. Devlet işletmesinin hedefi, orma- na devlet elinden başkasmı sokma- mak Buretiyle onu tahripten korur maktır. Devletço Işletflen ormanlar“ dan kesilen ağaçlar drman hududu dışına çıkarılacak ve arada arttırma ile talip olanlara satılacaktır. Büu kütükleri ve ağaçları alanlar tabil te- tedikleri şekilde kullanmakta ser- bestirler. Yurddan [ Küçük Haberler I * Eğe bağlarına musallat olan yazt cı böceklerle mücadele tedbirleri hak- kında Bornuva. ziraat mücndele enstk- tüsü müdürü doktor Nihad tarafındaü bir brogür yazılmış ve bütün bağcılara ve köylere dağıtılmıştır. * Bazı mımtakalarda tahribat yâ- pan “penbe kurt" ların Uğaka da gek diği anlaşıldığından ziraat vekâleti U- gak ve havalisinden İzmir mımtakasl. na pamuk elyafı ve çiğidi getirilmeme sini mahalline bildirmiş ve tedbirler almmıştır. #Konya belediyesi, belediye hudüd ları dahilinde bundan sonra yapılacak bina temellerinin kerpiçten yapılma” * Palamut ihracatçıları İzmirde bİF toplantı yapmışlar, ve neticede palâ” mut nizamnamesinde bazı tadilât yâ” pilmasını istiyon bir rapor hazırla * mişlardır. Rapor iktısat vekâletine Vö” rilecektir. ' * İzmirde, Bayraklıda on yedi kişt” nin paramparça olarak yanmasiyle neticelenen benzin deposu iştiali mü” hükemesine şubatın yedisinde ağırceza mahkemesinde tır. * Bozkır kazası halkı, lise ve ort okulda okuyan çocuklarının rino devamlarını kolaylaştırmak içiğ Konyada bir pansiyon açmağa karaf vermişlerdir. * Mahkümları boş oturmaktan KUF tarmak için Karaman hapishanesind? imalâthane ve atölyeler açılmSti” Burada hiçbir sanat sahibi - olmiyS mahkümlara muhtelif — işler mektedir. * Konya halkevi od:biyıt sahalli” da iktidar, ehliyet ve eser sahibi leri himaye ve onlara yardım etmey karar vermiştir. * Mersin sulh hâkimliğine, v kazası sulh hâkimi Hikmet tayif ? lunmuştur. * Balıkesir nndde!umımilli'l"d' du müddelumumisi Cemil tayin muştur. » HABER en çokssatılan haF VC dükkânlarm kırk senedenberi Fpe' rine de izin verilmediği cihetli ıf men hopsi harap, yıkılmağa bir vaziyot almışlardır. y B Bolediye, çarşımın ıuvllll"wıÜ zan ve ayni zamanda yangill KKi kesini de arttrran bu harap dü ların kaldırılmasımı kararlı o” tır; bu hususta icap eden kanYi) amoleyo tevcssül etmek üzel