i;ı Eîlımıım' | | Doğru AKSAM İOCİAII Sahibi JDARE EVİ , Istanbul Ankara caddesi eli letesber BN6 Yeleraf aden £ kelasiai MALRRA gleri telefonu.- 23872 .. : 24370 ». 20335 Fransız kabinesinin ıstifası Yazan : Şekip Gündüz sinin istifasını verdi. Bu isti- halk cephesine dayanarak- iktidar mevkline gelmiş olan ikinci kabine de tarihe karışmış oldu. nis gelecek bir simayı bu ikinci kabi- rini kabul - ettirebi! ummuştu. Fakat nekadar garib bir tecellidir ki, halk cephesindekiler, bula bula bu Chautempe'ı bulmuşlardı. Halbuki bu Chautemps kadar sağ cenahçıların si- nirine dokunan — siyasi bir hüviyet Fransada nadir bulunabilirdi. Chau- temps, maliyenin başma sabık nazır. lardan ve o sırada Amerikada sefir bulunan Bonnet'yi geçirdi. Bu zat halk cepbesine dahil bulunan radikal idealizmle pek bağlı olmıyan simala - rındandı. Leon Blumun mali projelerin de sağ cenah partilerine muniaz gele- vaziyet kot aŞe ; lif yerlerdeki grevlere tahrikine sebeb oldu. Duha doğrusu komünistler Chau- temps kabinesinin mali tdebirlerinde bir nevi “irtica kokusu,, sezdiklerini vehmettiler. Bu sirada, kabinenin da- yandığı halk cephesi ekseriyetinin muhtelif gruplarında da Chautemps'a karşı bir itimatsızlık belirdiği görül - dü. Fransanın dış sryasadaki prestiji- ni devamlı surette kaybetmesi de ka- binenin efkârrumumiyedeki mevkiini Falp GA aç YA OY 6AŞ T O 7 sarsmaya başladı. ; İki numaralı halk cephesi — kabine- Binin utrııtığı bellibaşlı meseleler mek için Chautemps ıııııı hııiım teşkil edip başına #abık Başvekil Sa- Toyu gıçiıdı. Fakat Saro Tunusun, Ce- zalrin ve Fasın kangrenini tedavi ede- medi. Fransada keşfedilen gizli sağ cenah teşkilâtları üzerinde sosyalistler ve ko münistter çok giddetli bir Ledhiş tat- bik edilmesini istediler. Chautemps bu işte pek tenperver hareket etti. p Fransanın dış politikadaki prestiji- ni tartmak için Delbos'u seyahate çı- | kardı. Fakat Londra Şuıımı!.ım dan sonra birçok merkezlerin- de yaptığı temaslardan harlciye nazı- — Ti Delbos iyi intibalâr topluyamadı. | Komünistler halk cephesi hükümeti- ne yalnız parlâmentoda müzaheret edi- yorlardı, fakat günlük her hâdisede ve sokakta komünlstler dalma Chau- temns aleyhinde çalışıyorlardı. “İhracatı artıramamak, pararları | kaybetmek ve istihtali azaltmak garti- < le amele Ücretlerini yükaerltmek,, ve | -—ı ilhlanma için Jâzımgelen yüksek tahsisatı bulmak şartiyle vergileri 8- g inan kalkacağını 5 toprağa bilet istedim. Leon Blum kabinesi, mali projeleri- nin âyan meelisi tarafından veddi Üze- (© rine iktidar mevkiinden çekilmişti. | Ayan meclisinde çok zayıf olan halk cephesi, sağ cenah taraftarlarına mu- nenin başıma geçirmekle mali projele- |i $ mi hiç de mecbur addetmiyordum. ! Bir doktor olsaydım, cek bazı tadilât yapmıya kâlkiştı. Bu ha Biğölüyi b Değil mi? Nereye gideceği belli otmayan tramvay ! Kadıköyünde — oturan bir oku- $ yucumuz yazıyor; “Kadı y İskelesinde tramvay bıulyıırııuııı Bir Bostancı tram- ! ğ vayı geldi. O sarada vupür iskele- öye yaklaşı . Acele bir iş Kızıltoprağa kadar gidecektim. Bilciçiye parayı üzattım, Ne za- sordum, Kızıl- | — Olmaz Rayan, dedi; vapur ya- Nnaşsın, yolcu çıksın da o zaman $ belki direkt gideriz. Ona göre... Biletçi ile aramızda şu mühave- # ve cereyan etti: AŞVEKİL Chaulemps, kabine- (i — Arabanmm direkt gidip gitmi. i l bilmı d fanın Frafsa Cumhuürreisi Lebrun ta- | şlaş? Te AA rafımdan kabul edilmesile Fransada |( — Bilmeyiz! — Kimbilir? — Hareket memuru... — O halde hareket memuruna $ sorun, öğrenin, — O da şimdi bilmez! — Neden? — Yolcuya bağlıdır. Yolcu çok olursa direkt gideriz. Arkadan ge- işlecek olan araba her yerde İstas- İ yon yapar. Birinci arabaysa hor is- $ tasyonda durmaz, Arkada bir. araba filân yoktu. Ben de otmobille binmeye kendi. demek âni bir vaziyet İçin tramvaya asla mü- racaat edemiyecektim. Arabaların direkt gitmesini an- liyorum. Fakat bu takdirde arka- da hazır bir araba bulundurulması Tâzım değil midir? Haydi, bunu da kabul edeyim. FPakat hiç olmazsa direkt seferlerin belli olmasını İs. temek, halktan bir ferd olmak sı- fatiyle hakkım doğil mi? Yazık ki, biletçinin numarasımı texbit e- demedim; — etseydim — doğrudan doğruya şirkete müracantta bulu- nacaktım.,, Srmm zN NUDN zaltmak,, gibi çok garib fomül.l!r: riayet ederek memıî) edildiği' mığtif 5' ! İspanya işlerine müdahale etmemek istediği halde halk cephesinin müfrit unsurları kabineyi bu hedefinden dai- ma üzaklaştırıyor ve el altından İs- panyaya yapılan yardımlar İngiltere- nin devamlı tazyiklerine sebeb olu- yordu. Görülüyor ki Chautempes hiç de ba- sit olmıyan siyasi şartlar içinde çok Zor işler başarmak vazifesini yüklen- mişti. Bu bir deha, azim, irade işiy- di. Chautemps'da İse böyle bir kudret yoktu. : ... Chautemps kabinesinin istifasr ko- münistlerin ve müfrit sosyalistlerin arzularına uygundur, — Komünistler son köngrelerinde “hükümetin halk cephesi esaslarına uygun bir çehre göstermesini,; ittifakla taleb etmişler ve "halk cephesi esaslarına uygun çeh- re gösterecek bir hükümete iştirak e- debileceklerini,, bildirmişlerdi. Acaba yeni kahinede komünist na- zırlar görecek miyiz? Görürsek, bunu halk cephesinin sağlamlaştığına, halk cephesi partileri arasındaki dostlu - Kun ve itimadın arttığına bir delil ad- detmemeliyiz. Chautemps'ım istifa - sından evvel — komünistlerle yaptığı münakaşa, kendisinin de bazı arka- daşları ile birlikte halk cephesinden ayrılmak arzusunu göstereceğini san- drrabilir. Bu takdirde halk cephesine girmemiş olan radikal sosyalist sağ cenahr ile Chautemps hizbi ve sabık başvekil Flanden'in reislik ettiği de- Mokratlar birliği arasında bir siyasi anlaşma yapılabileceği umulur. Fransada koömünistlerin ifratı halk cepbesinin mutedil unsurlarını kor- kutmaktağır. âîıbfne npışıp kı!- için £| Şekip GÜNDÜZ Tonton Amca Dor. Pavlo Alvares hâlâ anahtara bak maktaydı. , Antoniyo ayni çocuk sesiyle konuş- tu: — Beni burada hapsetmeğe hakkın var mı baba?, Don Pavlo gözlerini elindeik anah- tardan ayırdı. Geri geri kızımın yanma doğru büsbütün çekildi, Tabancayı ce- bine soktu. Boşalan sağ eliyle kızının terli, ıslak, üşüyen alnına Gdokundu ve Bol elindeki anahtarı odanın orta sına bıraktı : — Al aç kapıyı, defol! Donya Konçita, alaındaki kocaman elin altından babasının yüzünü arıya- takt — Ne yaptın baba? dedi.. Ne yaptın? Pedroyu öldürecek.. Antoniyo odadan çıkmıştı. Sokak ka- ptsının hızla açılıp kapandığı duyuldü. Don Pavlo Alvares şehirden gelen — si- lâh ve mitralyöz seslerini dinledi. Son- ra kendi kendine söyleniyormuş gibi: — Ne yapayım kızım, diye mırıldan- du Ne yapayım.. Ben bitarafım, İkisi de kendi yaşamak hakları, kendi yaşa- mak telâkkileri için dışarıda, sokakta dövüşsünler.. Nine kahkahalarla gülüyordu: — Bir rüya gördüm çocuklar! tuhaf bir rüya.. Ne tuhaf! Ne tuhaf!. ...- EKİNCİ KISIM BİR RESSAM, BİR ALİM ve BİR DANSöZ 'Don Pavlo Alvaresin resmen- bita- raflığını ilân etmesine sebep olan hâdi- selerden bir saat önceydi. Katedralın marifetli saati daha on ikiyi çalmamış- tı. Ressam Don Rodrigo Katedralın ya mında ve Donya Mariyanın çiçekçi dük- kânının karşısındaki kahvede oturuyor- du. Ressam Don Rodrigo iki — geniç kadının arasındaydı. Kadınlardan biri Çekotlovakyalıydı. Ötekisi Danimar- kalr yahudi. — İkisi de şehre yeni gelen bir revü heyetindendiler. Çekoslovak- Ne h kadın uzun boyluydu. Çıkık elmacık kemiklerinin üstündeki mahzun, sarı, gözlerinden başka her yeriyle, adaleli bacakları, küçük sert memeli, geniş gö- güsüyle delikanir bir atlete benziyordu. Danimarkalı yahudi kızının ise çok kabarık, çok kıvırcık siyah saçları, bü- yük mavi gözleri vardı. Derisi eski bir el yazma kitabın kâğıdından yapılmış gibiydi ve o bu sararmış kâğıt derisini gırıl çıplak soyarak rövünün en kuzgu- ni siyah zenci dansözüyle step yapar- dı. Ressam Don Rodrigoyla iki kadın fransızca konuşuyorlardı. Danimarkalı yahudi kızı diyordu ki : — İçimde ancak ölümle halledilebi- lecek bir sıkıntı var. İçimin sıkıntısı irili ufaklı parçalardan yapılmış bir mo- zayik gibi., Bir tek sebebi olsa içim böy- le korkünç sıkılmıyacak., Halbuki bir tek sebep yok. Ne bileyim ben, meselâ tramvaya bihiyorum. Tramvayın ca- mindan dışarıya, sokağa, kalabalığa bakıyorum. İnsanlar ne kallar çok, ben onlardan — ne kadar azını tanıyorum, nasıl onlar benden uzak, ben onlardan uzağım, diye düşünüyorum. İçim sıkı- lıyor.. Sonra başka bir gün, meselâ yü- zümü yıkarken, lavabonun aynasında, yüzümü görüyorum. Aklıma beylik bir sual geliyor. Niçin yaşıyorum? diyorum. Büu “niçin yaşıyorum,. un Cevabımr verebilen insan bahtiyardır. Ben onun ve hırsız — HABER'in edebi romanı : 15 — î aşamak Hakkı ROMAN Nâzım Hikmet | hut yoldarrastladığınız o küçücük, kan- cevabını. veremiyorum, Ağlamak geli- yor içimden, . A Siz — ihtiyarlryacağınıza inanmıyor musunuz? Yani, babanız, anneniz, ya- bur, siyah elbiseli kâdınlar gibi günün birinde ihtiyar olacağınıza — sahiden inanmıyor musunuz? Bu mescleyi otu- TuUp uzun uzun düşündünüz mü? Yok- sa, sadece “elbette ben de ihtiyarlıya- cağım,, deyip, bunu çok uzak bir ihti- mal farzederek, ihtiyarlamak . fikrine kendinizi, farkında olmadan alıştırmış musiniz? Ben bu fikre alrşamıyorum. Ve herkes gibi aahiden ihtiyarlıyaca- cağım aklıma geldikçe, içim sıkılıyor. İçimde bir ses boyuna "sora? Bu iş de oldu. Bu dansı da ettin. Bu elbiseyi de giydin, bu sabah ta kalktın. Bu erkek- le de yattın. Bu gece İde uykun - geldi.. Sonra? Sönra ne olacak?,, diyor. Sonra ne olacak? Sonra? Bilmediğim, beklemediğim, — ak- lımdan geçirmediğim hiç bir şeyin, hiç bir hâdisenin olmıyacağını biliyorum. Sonra olacakların hepsi daha evvel ol- muşlara benziyecektir. İlkönce benze- mese bile o içimdeki ses “Sonra?.,, diye sormağa başlayınca benziyecek. İçim sıkılıyöot.. Bu iç sıkıttasından kurtlursam iyi mi olacak? Bilmiyorüm. — Zaman zaman bana öyle geliyor İti ancak içim böyle sıkıkdığı için bahtiyarım ve hayvanlar- dan ayrılıyorum. Çünkü hayvanların içi sıkılmaz değil mi Don Rodrigo?.,, Ressam Don Rodrigo cevap verme- di, Bazen onun da içi sıkılırdr. Rodri- go, bilhassa ihtiyar dilencileri, arka sokaklarda sıska bacaklariyle koşuşan hastalıklı çocukları gördükçe müthiş bir iç sıkıntısına düşerdi. Eskiden ümum! harpte, şimdi Habe- şistanda ölenleri, Hindistanda,. Çinde, Afrikada nebatlaşan, insan sürülerini, Avrupa, Amerika köylüsünü, amelesini, hattâ münevverini düşündükçe — bir şeyler kıtmak, bir şeyler parçalamak ihtiyacını duyardı. Ve bu tahammül- leri korkunç, bu çok ağır kımıldanan insan yığınları onu Ümitsizliğe düşü- rürdü... — Ne düşünüyorsunuz Don Rodri- go? — Hiç., — Sizin de birdenbire içiniz - sıkıldı galiba?. — Evet, . Demindenberi söze karışmayıp çıkık elmacık kemiklerinin üstünden acayip bir arzuyla Don Rodrigoya bakan Çe- koslovakyalı kadın sordu: — Siz gosyalist misiniz Rodrigo?, — Hayır., Ne sosyalistim, —ne anar- şist, ne komünist.... — Faşist değilsiniz âama değil mi?, — Nereden anladınız?. — Bilmem, benzemiyorsunuz. — Hayır, değilim. Hattâ faşizme düşmanım sinyorita.. — Ben de. — Neden?, İlkönce siz düşmanlığımızın sebe bini söyleyin, sonra ben anlatırım. — Benimkinin sebebi basit sinyorita. Zaman zaman benim de içim sıkılıyor.. Fakat ne de olsa bu sıkıntım, arkada- şımızinki gibi ancak ölümün halledece- Ki bir sıkmtı değil. Ben hayatı, Tengi, eşyanın şekillerini ve mânasmı, güzel kadın etini ve koyu şarabı severim. Sönra, iyiye, daha iyiye, güzele, daha güzele karğı dehşetli bir hasretim var- dır, (Devamı var) 16 — KANUNUSANI 008 CUMARTISİ Hicrt: 1356 — Zilkade 13 Güneşin değuya Güzeşin haliği 724 17,4 Vait — Sahab Ölke Hidadi — Akçam — Yatık 6,56 1226 14,50 174 18,40 5’ LüzümMlUü Yeretonlar —— Yangert İstanbul icini 24323, Beyetin İcin: K66, — KA Açlnr d0NS0, Üskedar içknz Aama. Yeşliköş, Bakirkör, Hebek, Trahya, mürükdere İ yabaker, Kadilli kdy, Kartal, — Büşükadik Beti, Hargaz, Kınalı kçiar Telefon mühabere e yengin Gemek MAT Büncaf ietadsesli ZETİK a. Galetm yangın KUÜ y Amdmd z Hatılı; 45198 Sübidetemamlik: 22200 -' geet melidrkağli . DK2 <i Elekrrtk Şarketir Meyağlar GERL - üşdanbal: M3TE. Sakar Künresii w Beyoğlar UTBI, Beşiktayı 40003. Cinalis 3NNTÜ TüranıI aOR Csküdar - Kadıklyı AMT T İstarkal; MITE, Kadılüyı G0700, Bazeğini GAĞ Taksi otomobili istemek I0" Heyabta ahati (0Mk Dekek cihetir Bü « İtİ- böy elbetli GOKT Müzeler y Üyümüye, Reya - Bmssa, Tuma serekci v Ü Tarci ve Sanayl MK Aakrel Müde ve sarmıçar. kadtar 2” ber gün aaat 10 dağ 10 ya kadar ve Cuma vesi, aht müner tır.) den 17 ye kadar açıktır. Törk ve Talkm ecerleri airkmesi Vazarteridin Gila Müzeler Bar gün #asi 10 dan 16 ya TEOkKan ünsei ber gaa saak 13 den 40 JA Deniz yolltarı Teletca: İçEANDEN avasceliği: 27740 Karaklrı 42062. Mataayaya: Pasar, Bah, Pergembe, Cumü dant K30 a Toplane riklmesdan kalkar. Karstâçayaı Bak ve Cuma günleri msat 15 _—“— bane Kaktamından kalkur ve Tekirtağ, Msrene, ? Harkây iskeslarne u€ruarak Kambigaya Alutenla göntmmi yazın aat otda marıkmt eder ee *” Tihelu, Çanakkalı ve Hnrene gider, e Karadenli Dastası yazın MKt 12 4a Harekek Eiğeen Zenguktak, iarbala, A Yakfıkebir, Trahson ve Mize idkşlelerine uğrar. GELECEKLER: Mecaeci Temitlen aant 1415 de GİRECERLER | Seyyar Karabiğaya maat 10 d Memleket dışı deniz .O'."' Hamanya, ma—n—ı_'ı—nmıı-l“' Salı günleci 16 de Pire, Berst çut “amiya vaparları: Cüma Köünleri pani 30 68 Halyak vaşaı Beanldi, Vezeti, Triyerleyi, Kara yolları ) Anadolu hatti * . İskasyan Müdürüüğü: Telefot -l"'& K Huydarydın Ankafa sörat; aat Tö da; mdl 14.50 66 aat katar Samrgen kadar ölder Türes süraL Katari? Parartani, günleri srat B da nu_ııı:-“_.ı | YRTRODEİ » Adana - Dülalk Battı; Haydarpati gün sanE 10 da Kalka, Avrupa hattı : Sirkeci Hetasyen Muanrisaa Tekelia DETE . ya ai demeplün ekegresi ber gün Birkesiden enat mı—ı—ı—n geleni eat ınuııuf' ıl tü :....:.ı....nsıaııuwıp. _5: kevi salonunda yapılacaktır. Açık memurluklar ve * Eskavatör makinelerinde çalışmif ratörlere ihtiyaç vardır. İstiyenler kinisi,, rümuzu İle İstanbul 176 postt tusuna müracast etmelidirler. * Askeri fabrikalar umum müdi iki doktorla bir eczacı aral öT tekliler, her gün umum müdürlüğe cuat edebilirler. YVarınk! spor hareketleri d * Taksim stadında — Beşiktaş - Gı 4 (Haya kupası maçı) Şeref xııdınd'â dolu * Galata Gençler, Ortaköy - AlHPOL de/ MÜdi - Neylerbeyi, Anadolühisü” )İf x (fulbul şild müsahakaları) !. $ İspanyada asilere nit bir Vallasiyayı bombardıman etti. ve Fransadan sonra Portekizde d€ lü göndermek teşebbüslü var. nemalar AKYOĞLU: Yürk; tspunyol | çiçeğt ceki Kakarya #3 eramıdı lldürmemegir. — M Azi Atet akarti >egirler pıd w WFrogtamıni YEPFRAŞI DRAM Kİ Haat 20.2) da Veridin. #EHZADEBAŞI TURAN TITATROMİ, Tarer Tzi nn e b akanm Sanatkif, arEMaşlar. MARRİ YLEMİXG AMSTiRLE gi ArlsE sakteda, Beynetllini — dünsürler, ösühen Kmlı - Viremine caz ve arken Zat BüyüK, kacmedi. ÇTwtfen: 22137) 'TEK TİTATRONU N aht * #ramsalarında | UW KAR' — Vedril 2 gerda Çevirem: İ. GALİP FERAN TİYA'