Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
TP T OT k bi ci b Li T S —— aa B A A K B A L BENÜ İ < e G Ha S n ö BAA h AKŞAM POSTASI Saâhibi ve Neşriyat Müdürü , Hasan Rasim Us - /PDARE EVİ» Istanbul Ankara caddesi * Postâ Lulusu ; İstanbul 214. Tolgral adresi! slanbaöl HABER Yazı işleri telelonu: 23872 idare di vt : 24370 ilân - w ı 20335 ABONE ŞARTLARI l - * Eenebi t Söünelik 1.A00 K 2.700 We, < 6 avi;k 740 » 4BÜ « B ğasşik *ö , Bü * Ti 1 &ylık i$ö - B00 »- Siyasa ———l i Fransız kabinesinin istifası Yazan : Şekip Gündüz B AŞVEKİL Chautemps, kabine- sinin istifasını verdi. Bu isti- fanım Fransa Cumhurreisi Lebrun ta- rafından kabul edilmesile F'ransada halk cephesine —dayanarak- iktidar mevkiine gelmiş olan ikinci kabine de tarihe karışmış oldu. Leon Blum kabinesi, mali projeleri- nin âyan meclisi tarafından reddi üze- rine iktidar mevkiinden çekilmişti. Ayan meclisinde çok zayıf olan halk cephesi, sağ cenah taraftarlarına mu- nis gelecek bir simayı bu ikinci kabi- nenin başına geçirmekle mali projele- rini kabul ettirebilecefini ummuştu. Fakat nekadar garib bir tecellidir ki, halk cephesindekiler, büla bula bu Chautemps'ı bulmuşlardı. Halbuki bu | Chautemps kadar sağ cenahçılarım si- nirine dokunan — siyasi bir hüviyet Fransada nadir bulunabilirdi. Chau- temps, maliyenin başmma sabık nazır- lardan ve © sırada "Amerikada sefir bulunan Bönnet'yi geçirdi. Bu zat halk cephesine dahil bulunan radikal sosyalist partisi ekseriyet grupunun idealizmle pek bağlı olmiyan simala - rındandı. Leon Blumun mali projelerin de sağ cenah partilerine munis gele- cek bazı tadilât yapmıya kalkiştı. Bu lif yerlerdeki grevlere tahrikine sebeb oldu. Daha doğrusu komünistler Chau- . temps kabinesinin mali tdebirlerinde bir nevi “irtica kokusu,, sezdiklerini vehmettiler. Bu sırada, kabinenin da- yandığı halk cephesi ekseriyetinin muhtelif gruplarında da Chautemps'a karşı bir itimatsızlık belirdiği görül - dü. Fransanın dış sıyasadaki prestiji- ni devamlı surette kaybetmesi de ka- binenin efkârrumumiyedeki mevkiini sarsmaya başladı. : ! İki numaralı halk cephesi kabine- sinin uğraştığı bellibaşlı meseleler şunlardı: i — Fransız müstemlekelerindeki ar. 2 — Fransada keşfedilen gizli ih- tilâl teşkilâtları. ! “ B — Fransanım L>histan ve Küçük Antant devletleri ile olan münasebet- lerindeki değişiklik. _ 4 —. Bitip tükenmiyen grevler, 5 — Bir türlü tedavi edilemiyen Fransız maliyesi. 6 — İspanya işlerine müdahale e- dilmesini istiyen komünistlerin de- vamlı tahrikâtı, ğ Müstemlekelerdeki vaziyeti düzelt- mek için Chautemps bir, âli komisyon teşkil edip başına sabık Başvekil Sa- royu geçirdi. Fakat Saro Tunusun, Ce- zairin ve Fasım kangrenini tedavi ede- medi, - Fransada keşfedilen gizli sağ cenah teşkilâtları üzerinde sosyalistler ve ko münistler çök şiddetli bir tedhiş tat- bik edilmesini istediler. Chautemps bu | işte pek tenperver hareket etti. Fransanın dış politikadaki prestiji- ni tartmak için Delbos'u seyahate çi- kardı. Fakat Londra könuşmaların - dan sonra bircok Avrupa merkezlerin- de yaptığı temaslardan hariciye nazı- rı Delbos iyi intibalar toplıyamadı. Komünistler halk cephesi hükümeti- ne yalnız parlâmentoda müzaheret edi- yorlardı, fakat günlük her hâdisede ve sokakta komünistler daima Chau- temps aleyhinde çalışryörlardı. “İhracatı artıramamak, pazarları kaybetmek ve istihsali azaltmak şarti- le amele Ücretlerini yükseltmek,, ve “silhlanma, icin lâzımgelen yüksek tahsisatı bulmak gartiyle vergileri a- i *« *lt Ka Yğ TESLETLİSRESETSESEEEAKTLLTEESETTUNDEEREMDTREELESERN İE Doğru | Değil mi? Nereye gideceği belli ormayan Kadıköyünde — oturan bir oku- yucumuz )'HZİJ or: bDekliyordum. Bir Bostanci tram- ! vayı geldi. O sırada vapur iskele-ğ ye yaklaşmıştı. Acele bir iş Kızıltoprağa kadar gidecektim. Biletçiye parayı uzattım, Ne za- man kalkacağını sordum. Kızıl- toprağa bilet istedim. — Olmaz Bayan, dedi; vâpur ya- naşsın, yolcu çıksın da o zaman belki direkt gideriz. Ona göre... Biletçi ile aramızda $u muhave- re cereyan etti: — Arabanın direkt gidip gitmi- yeceğini bilmez misiniz? — Bilmeyiz! — Kimbilir? — Hareket memuru... — O halde hareket memuruna sorun, öğrenin, — O da şimdi bilmez! — Neden? — Yolcuya bağlıdır. Yolcu çok * olursa direkt gideriz. Arkadan ge- $i lecek olan araba her yerde istas-' yon yapar. Birinci arabaysa her is- $ tasyonda durmaz. t Arkada bir araba filân yoktu. $ SN EKİLNATAREREEDALAR AM ELEEARA SNSNF S SN mi hiç de mecbur addetmiyordum. $i Bir doktor olsaydım, demek ânif bir vaziyet için tramvaya asla mü- $ racaat edemiyecektim, : Arabaların direkt gitmesini an- $ Jıyorum.'Fakat bu takdirde arka- $ da hazır bir araba bulundurulması $ kabul edeyim. Fakat hiç olmazsa $ temek, halktan bir ferd olmak sı- $ ki, biletçinin numarasını tesbit e- demedim; — etseydim — doğrudan doğruya şirkete müracaatta bulu- $ nacaktım.,, : dimi— Z B AA eür j tramvay ! E “Kadıköy İskelesinde tramvay (i için N HİLiLiiMiİtiLiİLLİ Ben de otmobile binmeye kendi- $i lâzım değil midir? Haydi, bunu da $i direkt seferlerin belli olmasını is- £ fatiyle hakkım değil mi? Yazık $ zaltmak,, gibi çok garib formüllere riayet ederek maliyeyi tedavi etmeye memür edildiği îç'fnîğ mm .g'ıığ' -— EYÜÖNÜKRL 11 İspanya işlerine müdahale etmemek istediği halde halk cephesinin müfrit unsurları kabineyi bu hedefinden dai- ma üzaklaştıriyor ve el altından İs- panyaya yapılan yardımlar İngiltere- nin devamlı tazyiklerine sebeb olu- yordu. Görülüyor ki Chautemps hiç de ba- sit olmıyan siyasi şartlar içinde çok zZoör işler başarmak vazifesini yüklen- mişti. Bu bir deha, azim, irade işiy- di. Chautemps'da ise böyle bir kudret yoktu. ... Chautemps kabinesinin istifasr ko- münistlerin ve müfrit sosyalistlerin arzularına uygundür. — Komünistler son koöngrelerinde “hükümetin halk cephesi esaslarına uygun bir çehre göstermesini,; ittifakla taleb etmişler ve “halk cephesi esaslarına uygun çeh- re gösterecek bir hükümete iştirak e- debileceklerini,, bildirmişlerdi. Acaba yeni kabinede kömünist na- zırlar görecek miyiz? Görürsek, bunu halk cephesinin sağlamlaştığına, halk cephesi partileri arasmdaki dostlu - — ğun ve itimadın arttığına bir delil ad- detmemeliyiz. Chautemps'm istifa - sından evvel komünistlerle yaptığı münakaşa, kendisinin de bazı arka- daşları ile birlikte halk cephesinden ayrılmak arzusunu göstereceğini san- dırabilir. Bu takdirde halk cephesine girmemiş olan radikal sosyalist sağ cenahr ile Chautemps hizbi ve- sabık başvekil Flanden'in reislik ettiği de- mokratlar birliği arasında bir siyasi | anlaşma yapılabilecefi umulur. Fransada komünistlerin ifratı halk "cephesinin mutedil unsurlarını kor- kutmaktadır. Şekip GÜNDÜZ 'bine apışıp Kal- —idü'a n a AŞ R ”n HABER — Aksam postaâı — HABER'in edehi romanı : 15 — Zaşamak Hakkı ROMAN Nâzım Hikmet Don Pavlo Alvares hâlâ anahtara bak maktaydı. . Antoniyo ayni çocuk sesiyle konuş- tu: — Beni burada hapsetmeğe hakkın var mı baba?, Don Pavlo gözlerini elindeik- anah- tardan ayırdı. Geri geri kızının yanma doğru büsbütün çekildi. Tabancayı ce- bine soktu. Boşalan sağ eliyle kızının terli, ıslak, üşüyen alnına dokundu ve sol elindeki anahtarı odanın orta- sına bıraktı: — Al aç kapıyı, defol! Donya Konçita, alnındaki kocaman elin altından babasının yüzünü arıya- rak! — Ne yaptın baba? dedi.. Ne yaptın? Pedroyu öldürecek.. Antoniyo odadan çıkmiştı. Sokak ka- pısının hızla açılıp kapanidığı duyuldu. Don Pavlo Alvares şehirden gelen si- lâh ve mitralyöz seslerini dinledi. Son- ra kendi kendine söyleniyormuş gibi: — Ne yapayım kızım, diye mırıldan- dı. Ne yapayım... Ben bitarafım. İkisi de kendi yaşamak hakları, kendi yaşa- mak telâkkileri için drşarıda, sokakta dövüşsünler.. Nine kahkahalarla gülüyordu: — Bir rüya gördüm çocuklar! — Ne tuhaf bir rüya.. Ne tuhaf! Ne tuhaf!.. * Ş a İKİNCİ KISIM BİR RESSAM, BIR ALİM ve BİR DANSöZ Don Pavlo Alvaresin resmen bita- raflığını ilân etmesine sebep olan hâdi- selerden bir saat önceydi. Katedralın marifetli saati daha on ikiyi çalmamış- tr. Ressam Don Rodrigo Katedralın ya nında ve Donya Mariyanın çiçekçi dük- kânının karşısındaki kahvede oturüuyor- du. Ressam Don Rodrigo iki — genç - kadının arasındaydı. Kadınlardan - biri Çekoslovakyalıyldı. Ötekisi Danimar- kali yaâhudi. — İkisi de şehre. yeni gelen Bir revü heyetindendiler, Çekoslovak- lr kadın üzün boyluydü. Çıkık elmacık kemikletinin üstündeki mahzun, sarı, gözlerinden başka her yeriyle, adaleli bacakları, küçük sert memeli, geniş gö- ğgüsüyle delikanlı bir atlete benziyorldu. Danimarkalı yahudi kızının ise çok kabarık, çok kıvırcık siyah saçları, bü- yük mavi gözleri vardı. Derisi eski bir , el yazma kitabın kâğıdından yapılmış gibiydi ve o bu sararmış kâğıt derisini çırıl çıplak soyarak rövünün en kuzgu- ni siyah zenci dansözüyle step yapar- | dı. Ressam Don Rodrigoyla iki kadın fransızca konuşuyorlardı. Danimarkalı yahudi kızı diyordu ki : — İçimde ancak ölümle halledilebi- lecek bir sıkıntı var. İçimin sıkıntısı irili ufaklı parçalardan yapılmış bir mo- zayik gibi.. Bir tek sebebi olsa içim böy- le korkunç sıkılmıyacak.. Halbuki bir tek sebep yok. Ne bileyim ben, meselâ tramvaya biniyorum. “Tramvayın - ca- mından dışarıya, sokağa, kalabalığa bakıyorum. İnsanlar ne kallar çok, ben onlardan — ne kadar azını tanıyorüm, nasıl onlar benden uzak, ben onlardan uzağım, diye düşünüyorum. İçim sıkı- liyor.. Sonra başka bir gün, meselâ yü- zümü yıkarken, lavabonun aynasında, yüzümü görüyorum. Aklıma beylik bir sual geliyor. Niçin yaşıyorum? diyorum. Bü — “niçin yaşıyorum,, un cevabini verebilen insan bahtiyardır. Ben onun Tonton Amca ve hırsız cevabını. veremiyorum., Ağlamak geli- yor içimden. . | —Siz — ihtiyarlıyacağınıza İnanmiıyor musunuz? Yani, babanız, anneniz, ya- hut yoldarrastladığınız © küçücük, kan- bur, siyah elbiseli kadınlar gibi günün birinde ihtiyar olacağınıza — sahiden inanmıyor musunuz? Bu meseleyi otu- rup uzun uzun düşündünüz mü? Yok- sa, sadece “elbette ben de ihtiyarlıya- cağım,, deyip, bunu çok uzak bir ihti- mal farzederek, ihtiyarlamak . fikrine kendinizi, farkında olmadan alıştırmış mısınız? Ben bu fikre alışamıyorum, Ve herkes gibi sahiden ihtiyarlıyaca- cağım aklıma geldikçe, içim sıkrlıyor. İçimde bir ses boyuna “sora? Bu iş de oldu. Bu dansı da ettin, Bu elbiseyi de giydin, bu sabah ta kalktın. Bu erkek- le de yattın. Bu gece İde uykun geldi.. Sonra? Sönra ne olacak?,, diyor. Sonra ne olacak? Sonra? Bilmediğim, beklemediğim, ak- lımdan geçirmediğim hiç bir şeyin, hiç bir hâdisenin olmıyacağını biliyorum.. Sonra olacakların hepsi daha evvel ol- muşlara benziyecektir. İlkönce benze- mese bile o içimdeki ses “Sonra?.,, diye sormağa başlayınca benziyecek.. İçim sıkılryöre Bu iç sıkıntısından kurtlursam iyi mi olacak? Bilmiyorüm. — Zaman zaman bana öyle geliyor İzi ancak içim böyle sıkıldığı için bahtiyarım ve hayvanlar- dan ayrılıyorum. Çünkü hayvanların içi sıkılmaz değil mi Don Rodrigo?.,, Ressam Dön Rodrigo cevap verme- di. Bazen onun da içi sıkılırdı. Rodri- go, bilhassa ihtiyar dilencileri, arka sokaklarda sıska bacaklariyle koşuşan hastalıklı çocukları gördükçe müthiş bir iç sıkıntısına düşerdi. : Eskiden uüumümi harpte, şimdi Habe- şistanda ölenleri, Hindistanda,. Çinde,, Afrikada nebatlaşan, insan sürülerini, Avrupa, Amerika köylüsünü, amelesini, hattâ münevverini düşündükçe — bir şeyler kirmak, bir şeyler parçalamak ihtiyacını duyardı. Ve bu tahammül- leri korkunç, bu çok ağır kımıldanan insan yığınları onu ümitsizliğe düşü- rürdü... — Ne düşünüyorsunuz Don Rodri- gor 5e - Hiç., — Sizin de birdenbire içiniz sıkıldı galiba?. i — Evet. . Demindenberi söze karışmayıp çıkık elmacık kemiklerinin üstünden acayip bir arzuyla Don Rodrigoya bakan Çe- koslovakyalı kadın sordu: — Siz sosyalist misiniz Rodrigo?. — Hayır..Ne sösyalistim, —ne anar- şist, ne komünist.... —-Faşist değilsiniz âma değil mi?. — Nereden anladınız?. — Bilmem, benzemiyorsunuz. — Hayır, değilim, Hattâ faşizme düşmanım sinyorita.. — Ben de.. — Neden?, — İlkönce siz düşmanlığımızın sebe bini söyleyin, sonra ben anlatırım. — Benimkinin sebebi basit sinyorita.. Zaman zaman benim 'de içim sıkılıyor.. Fakat ne de olsa bu sıkıntım, arkada- şımızıinki gibi ancak ölümün halledece- ği bir sıkıtı değil. Ben hayatı, Tengi, eşyanın şekillerini ve mânasını, güzel 'kadın etini ve koyu şarabı severim, Sonra, iyiye, dahâ iyiye, güzele, daha güzele karşı dehşetli bir hasretim var- dır, (Devamı var) L , G K KA —19s8 , Fise li 15 İKİCİKÂANUN 15 — KANUNUSANİ 998 CUMARTESİ Hicri: 1356 — Zilkade 13 Güneşin doğuşü Güneşin batt$t 724 17,04 Vakit — Sabah Üğle ikindi Akgsgam — Yatsi 554 12,24 14,50 17,04 18440 599 Lüzuümlu Telefornlar Yangın t İstanbul için! 24922/ Beyoklu İçin: M46M4; — BAdiki” için: 60020, Üsküdar için: 60628. ğ Yeşilköy, Bakırköy, Bebek, Trabya, Iüyllklf"'g şabahçe, Kandilli, Erenköy, Kartal, Büyükadâ: sle beli, Burgar, Kınalı için: Telefon muhabere metl ne yangın demek kâfidir. Rami itfalyesi: 22711 Deniz "” . B0 .. 20 ““ı Beyazıd yangın kuülesi: 21996. Galata şyangin *6080. — — PP Bıihbi imdadı 4908. Müddelumumilük: 22290. a yet müdürlüğü: 24382,. 4 Elektrik Sirketi ; Beyokla: dABÖL - dtetanbul: 24376, Sülür Idaresi: xer Beyoğlut 41781. Beşiklaş: 40938. Cibalit 20229: *7 ; aa rüosmüaniye: 21708, Üsküdar - Kadıköş: 60773 Havagurl : İstanbal: M3TR. Kadıköy: 60790. Beyoğla: 14017 Taksi ötomobili istemek için Beyoğlu ciheti: 40084. Bebek ciheti: 36 * 101 köy elheti: 60447, K Müzeler Ayasofya, Roma - Hizana, Yunan esetleri vE g Küşk, Askeri Müze ve sarnıçlar, Ticaret ve zesi, Bıhhi müze: .,ıı (Bu.müzcler her, gün saat 10 dan 16 ya kadar tır.) ys Türk ve İslâm eserleri müzesi Pazartesiden İLİ her gün saat 10 dan 16 ya kadar ve Cuma 'Mld den 17 ye kadar açıktır. ”#f Topkapı Müzesi her gün aat 13 den 168 Yü açıktir. Deniz yolları Telefon: tçlanbul noenteliği: 22740, Karaküy: 42361 'nıı( Mudanyaya: Pazar, Salı, Perşembe, Cumâ 1 Bant 8B,30 da Tophane rıhtiımından kalkar. gö Karabigaya: Balı ve Cuma günleri snat 19 Üw hane rıkt.mından kalkar Ve Tekirdağ, Müreftö; Şarköy iskelelerine uğrıyarak Knarabigaya Varif va 0t Akdeniz postası yarın #aat onda hareket eder Hibolu, Çunuükkale ve İmrorg- gider. çe vt Karadeniz ponlamt yarın sant 12 de hareket o':’ Zonguldak, İnebolu, Ayancık, Samasun, Ünye, Vükfikebir, Trabzon ve__lîlu iakelelerine uğrâr. GELECEKLER; * Ş Kacacli İzmitten saat 10,15 de. GİDECEKLER : Seyyar Karabiğaya saat 19 - da Memleket dışı deniz sefer!” Komünya vaparları: Cumartesi günleri 13 de KÖf ceye; Salı günleri 18 de Pire, Berut tskenderiYe'' çu italyan vapurları: Cuma günleri saat 10 dâ Brendizi, Venedik, Triyesteya. : Kara yolları Anadolu hatti : ' “ | Huydarpasa İstasyon Müdürlüğü: Telefon l'"“ı jj Ankara sürat; gant 10 da; di 14,50 de '(AdI katar Bamsüna kâadar Eider). cun Totos sürat katarı! Pazartesi, Çarşamba VÜ günleri #ant © da Haydarpaşadan hareket ©dt7 — hef istanbul - Adana - Elâziz battı: Haydarpasadi? gün saat 10 da kalkar, Avrupa hattı: Birkeol İstasyon Müdürlüğü: 'Telefon 23070 » yalı Baemplon ekapresi her gün Birköciden saat 22 3) F| kar ve Avrupadan geleni saat 7,25 te Birkeciy jjî vazilat ödet, —7 , A &B Konvansiyonel 20,30 da kalkar, 10,22 de BT geşif Edirne postası her gün ahüât 8,50 de har 1993 de gelir. Yeşliküyden hareket eder. KA — Cumartesiden.manda her gün 1430 ve Pazartef bahi altila Karüköyden kalkan otobüs yolculari yi köye meccanen götürür, Devlet Hava Yolları istasyonu, Telefon: 89 « Konferans ve konserler çlik * Şehitlikleri İmar Cemiyeti seni yek köngresi yarın saat İ4 de Eminönü * kevi salonunda yapılacaktır. İ Açık memurluklar ve işie” * Eskavatör makinelerinde çalışmı$ ”P: ralörlere ihtiyaç vardır. İstiyenler gö | kinist,, rümüzu ile İstanbul 176 postt tusuna müracaat etmelidirler. - ! # Askeri fabrikalar umum müdm'%, iki doktorla bir eczacı aramaktadir — tekliler, her gün umum müdürlüğe caat edebilirler. Yarınki spor hareketleri und * Taksim stadında — Beşiktaş - GAJ (Haya kupası maçi) Şeref stadında M dolu - Galata: Gençler,; Ortaköy, - APEĞE du' Hilâl - Beylerbeyi, Anadolulisü” Davutpaşa (fulbol şild müsabakalar! pılacaktır. Geçen senenin Bugünür e neler oldu ? 'M * İspanyada asilere ait bir krü tİl. gön Valânsiyayı bombardıman etli. ve Franşadan sonra Portekizde de B” lü göndermek teşebbüsü var. Sinemalar BEYOĞLU: Türk: İspanyol çiçedi. Oi ,ıı' Ateşböceti. — tpekı Aterböçefi. — Sakaryü! "ıf' Sümer: Mücrim. — Alkazar: Teksas fedaileri- Kamslyalı kadiın. — Şık; Yoşivara, — Şarki G:“'_ tallar ve © uncü wenfoni, — Asri: Bildirmemi cak: Bildirmemiştir. Zafer: Memnu kafile VE bahriyelileri. 1STANBUL — Ferah: Profesör Zati :"l temsilleri ve (sinomada) Kırık hâyatlar. y T gramini bildirmemiştir. MIll Asi generalii '9;’ (Türkte). Halk: Atoğ tâburu “e Birley Küçük K KADIKÖY — Süreyya: Programını bi tir. Hiale: Güneşe doğru. F ÖORKÜUDAR — Hale: Cici anne. W ) BAKİRKÖY — Miltiyadi: Çiğgin Tiyatrolar : U 2 TEFPEBAŞI DRAM KISMI ”y g- “Bant 20,30 . da .n,si’ ERKEK 'VE HAYALE bio Piyes, 4 perde 18 : Yazan! H. — Lenoramnd- ) i. Galip Arcan. j T ÖFERET KİSMİ (lti BATILIK KİRÂLIF , Köomedi 3 perde, A 4 Yazan; Andre Birabeali: | Feridun. K ŞEHZADEBAŞI TURAN MATFMM; Tıms Tiyalmaneta Bu akşam s.ınııtll'rı.* | arkadaşları. HARRİ FLEMİNG Ame% Artist eanhnede, Beynelmilel —danaözler. di v xlophon kralı - Fleming caz ve örkestfasi: büyük koömedi. (Telefon! 22127) ZIRTUĞRUL SADİ TEK ı'tn'm”'u n FParzartesi (Kadiköy - Süreyya), Bali!? İ ha Çarşamba: Üsküdar sinemalarında |UT Vodvwil 3 perda, Ceriren: İ. GALİP Afw'” : ;İ' ŞEHZADEBAŞI FERAH TİY Profesör ZATİ SUNGUR her 'k“M“ programla büyük muvaffakıyetler. k M Kirik ir Ayrıca sinemada nefis bir fllm: , p A i | | |